1
EXE RANK
1yang
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Kas 2008
- Mesajlar
- 1,298
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 29
- Web sitesi
- www.forumexa.com
Amerikan Edebiyatı
Amerikanın Avrupalılar tarafından keşfinden uzun bir zaman sonra doğan Amerika edebiyatı, diğer milletlerin edebiyatı gibi bir mitolojiye sahip değildir. Bu kara parçasında, Amerika bulunmadan evvel, oturmuş olan milletlerin belki kendilerine mahsus bir edebiyatı vardı. Fakat ilkel bir hâlde yaşamış olan bu milletlerin edebiyatını araştırmak ve mitolojik malumat toplamak için elde yazılı anıtlar kaynağı bulunmadığından bu cihette olduğu gibi kalmıştır ve araştırmalar tam bir netice vermemiştir.
Amerikan edebiyatının lisanı, ananası ve mazisi İngiliz edebiyatıyla aynı kaynaktan gelmiş olmasından dolayı bir çok münekkitler bu edebi*yatı İngiliz edebiyatının bir parçası olarak gösterirler. Yalnız bu edebi*yat yeni topraklarda ve yeni tesirler altında ve muhtelif milletlerin Amerika’ya göç ederek Amerikalılaşması neticesinde inkişaf etmiştir. Bundan ötürü kendine mahsus has bir seciyesi olan ayrı bir edebiyattır. Bu edebiyat İngiltere’ye karşı yapılan ihtilâl harbinden sonra başlamıştır.
Şimal Birleşik Amerikanın tanınmış devlet adamlarından Bejimin FRANKLİN (1706 - 1790) Amerika edebiyatına bu güne kadar hiç kayıp olmayan damgayı basar. O zeki, ince istihzaya sahip, hedefini bilir, popüler ahlâka maliktir ve bitaraf bir Allaha inanır. Quaeker, ne Protestan ve nede Katolik olan teğmen Montrefor'u semaya yükseltir. Franklin cemiyet nizamı ile ve binlerce Amerika hayatının itilâf ve mukavelelerini tanzim ve tertip etmiştir.
Amerikanın ilk edibi, Amerikan edebiyatının babası sayılan Waşington Irving'dir.İlk eseri (Knicker bocker's history of New - York) 1809 da ve ondan Sonrada Steck Book ismindeki eseri çıkmıştır. Eserlerinde canlı tasvir ve hikâyeleri ile efsaneleri belirtmekte gösterdiği mahareti ile dikkat nazarı celp etmiştir. 1821 de (Casus) ismindeki eseriyle tanınmış olan James Fenimore Cooper gelir. Bir Avrupa seyahati ona Avrupa ile Amerika’yı karşılaştırma fırsatını verdi ki bu Amerikanın pek hoşuna git medi ve hücuma uğradı. Onun kuvvetli ve cesaretli kritiği kendisine bir çok düşmanlar kazandırdı ve bu yüzden senelerce Cooper, ormanları denizleri ve tabiatı o kadar kuvvetle tasvir etmiştir ki açtığı bu yeni dünyadan ilham alarak ortaya William Cullen isminde yeni bir şair çıkmıştır.
Amerikanın en büyük şairi Edgar Allan (1809 - 1849) dur. O, ruhun iki ziyası, fecrin, sararmış ve korkunç ölümün ve vahşi ümit*sizliğin şairidir. Onun kahramanları katiller ve mecnunlardır. Prometheus gibi çıplak olarak ıstırabın kayalarında çekiçlenmiştir. O esrarengiz hikayeleriyle, tatlı, sade, zeki üslup ve lisanıyla verdiği musiki ve ahenkle Amerikan edebiyatına şaheserler hediye etmiştir. O cam gi*bi berrak ve anlayışlı bir şuurun iblisane fantezilerini birleştirir. Ciğer*lerinden rahatsız olan eşinin ölümü ve çok saygı gösterdiği kayın vali*desinin kendisine himaye göstermemesi üzerine - gençliğinde olduğu gibi -oyuna ve içkiye döndü. Günün birinde şuuruna hâkim olamayacak dere*cede içmiş olarak sokakta bulundu ve ***ürüldüğü hastanede öldü. Amerika onunla mübalâğalı bir rasyonalizm vücuda getirdi. 1812 har*binden dahilî harbe kadar geçen zaman içinde bir çok hatipler yetişti. Millî şuur günden güne kuvvetlendi. Bunun neticesinde yeni düşüncele*re, tecrübelere sahalar açıldı. Bu sırada Avrupa’da yeni fikir cereyanları görülmeğe başladı; bu cereyanlar Amerika’da da tesirini gösterdi. 1840 senesine doğru hakikî Amerikan edebiyatı başladı. Bu zaman içinde şairler, hikayeciler ve romancılar Amerikan edebiyatının altın devrini kurdular. Bu devrin en seçkin simalarından biri de filozof Emerson'dur. Zamanında onun kadar halkı düşünmeğe alıştıran ve şiirle felsefeyi ka*rıştıran kuvvetli bir filozof yoktur. Bu devrin yeni edipleri arasında bil*hassa Henry Wadsworth ve kuvvetli şiirler meydana getirmiş olan Goethe, Jean Paul ve Freiligrath'ın tesiri altında kalan H. W. Longfellow (1807 - 1882) dir.
-------------------------------------
Amerikan Yazarları
George Washington Cable (1844 - 1925) George W. yeni Orleans hikâyeleri ile meşhur oldu. Sivil harpte Konfedere ordusunda çalıştı. Anuak 1837 de ilk hikâyesi bir magazinde çıktı. Belles Demoiselles Plautation 1374 de çıktı ve hikâyeleri de Old Creole Days ismi altında toplandı. Bu ve romanı Grandissimes onun en iyi eserleriydi. Kendisi de Dickens Thac keray Poe ve İrvingin tesiri altında kaldığını biliyordu. Cablein bütün alâkası dramatik olmaktan ziyade psikolojik idi.
Lizette Reese (1856-1936) Lizette'nin lirizmi 17 inci yüzyılın lugilizm liriği ve Robert Herrik in tesiri altında kalmıştır. Kendisi Bal*timore memleketinin güzelliği ile alâkalı idi. A. Victorian Village de çağdaşlarına karşı olan fikirleri açıkça görülür. Miss Reesin metodu her zaman sade idi. Eğer onun şiirleri Viktorya çağına ait zayıf üslûp gösteriyorlarsa da son üslûbu çok güzeldir. Umumiyetle şiirleri vahdet ve harmoniye maliktir. Bu şiirler çok dikkatle yazılmışlardır. Hiç orijinal bir şey söylemezler. Fakat terennüm ederler.
George Sterling (1869-1926) Bu adam Ernest Dowson'un Yellow book (Sarı Kitap) doktrinlerini sonra da Oscar Wildin doktrin*leri ile paralel yürüyen estetiği karıştırdı.
Eserleri: A Wine oj Wizardry, The triumph of Bohemia, The house of Orchids, The Cazed Eagle, The binding of The beast bu ada*mın eserleridir.
Edwin Markham (1852-1940) 15 aralık 1899 da bu adamın unvanı yazdığı son Francisco Examieer de çıkan The Man wîth the Hoe şiirine dayanır. Markham Moregon şehrinde doğdu vs Santa Rose üni*versitesinden mezun oldu. Vezni Byronik Conwention ile yazılmıştır.
1901 ve 1902 de Lincolin isimli ve diğer şiirlerini yazdı. şiirlerin*deki zarafet göze çarpar.
Charles Erskine Scott Wovd (1852- ) Bir çok Alman kamplarında çalıştı. Sonra hukuk tahsil etmek için orduyu terk etti. Oregon da yerleşti. Burada iken Pasific Monthly'nin muharrirliğini yaptı. Nesir halindeki meşhur eserleri hicivci Heavenly Discourse, Earthly Dis coırse'dur. Bütün bunlar onun içtimaî adalet için yanıp tutuştuğunu gösterir. A Mascue of Love, The Poet in the Desert, Poems From the Ronges eserleridir.
Edith Wharten (1862 - 1937) Edith W. aristokrat olarak doğ*du. Bu kadının bıraktığı büyük tesir Henry Fames'in şahsî tendini yap*tığı içindir. Mrs. Wharten kısa hikâye ve roman yazmakta çok maha*retli idi. Sosyete içersinde çok bulunduğu için sosyete analizini fevka*lâde iyi yapabilir.
The Valley of Dicision, The House Mirth, The Age of İnnocence da karakter tahlili roman içersinde muvaffakiyetle başarılmıştır.
Eserleri ; The Writing of Fiction a back ground glance, Henry fames, New Republic, Edith Warten'in Yazılarının Bibliyografisi.
Paul Elmer More (1864-1937) More St, Louis de Missouri'de doğmuş Washington ve Harvard Üniversitesinde tahsil etti Orada Babbit'le arkadaş oldu. Orada Sanscrit öğretti. 1901 de The Independent in, The New York Evening Sun ın, The Nation'un muharriri oldu. Asıl yazıları Greek Tradition ismi altında altı ciltte ve Shelburne Essays ismi altında on bir ciltte toplanmıştır. The Shelburne Essays isimli kitap bütün yazıları ihtiva eder. Ve bu kitap Amerikan kritiklerinin yaptıkları en güzel kitaplar arasındadır. Morz Amerikan edebiyatını takdir ederdi ve onun yaptığı kritik çok mühim addedilirdi. Bu adamın öbür kritiklerden üstün olduğu eserlerinden anlaşılır.
Edwin Arlington Robinson (1869-1935) 19 uncu yüzyılın tipik florid üsluplu şiirini düzelterek sert bir lisanla yazmaya başladı.
Yazdığı The ******* and The Night Before isimli eseri 1896 da basıldı. Bu eser modern şiirin olacağı gösteren işaretiydi. Eski şiirleri Thomas Hardi'nin şiirlerinin tesiri altında kalmıştır. Ve Tilbury şehri halkının portelerini yapar. Bu şiirlerinde yeni İngiltere'nin kuruluğu ve vezninin bariz vasfı olan dramatik vasıf bulunur. İnsanların ışığı görebilmeleri için karanlıkta durmaları lâzımdır fikri onda yer etmiştir. William Vaughu Moody'nin poetik dramasından çok zevk alırdı. Bu alâka onu Von Zorn ve Porcupine piyeslerini yazmaya sevk etti. Sonra uzun hikâye şeklinde şiir yazmaya başladı. Ve roman ile şiirin arasında bir zaman şaşkınlık gösterdi.Tristran basılıncaya kadar fazla bir muvaffakiyet kazanamamıştır.
Eserleri: Collected Poems of Edwin Arlington Robinson. Merlin, Loncelot, Tristram.
William Allery Leonard (1876- ) Leonard'ın Two Lives isimli hikâye tarzında olan şiiri teonardın üslûbunda romantik vasfın bu*lunduğunu gösterir.
Leonard Plainfielde 1876 da doğdu. Harvard Üniversitesini bitirdik*ten sonra felsefe malûmatını genişletmek için ***tingen ve Bona Üni*versitesine gitti. 1906 dan beri Vucansin Üniversitesinde İngilizce profe*sörüdür. Beowulf ve Empedocles ve Lucretius gibi yaptığı tercümeler İngiliz lisanında en iyileri arasındadır.
Leonard son senelerini Anglo - Saxon, Middle (orta) English araştır*malarına hasretti.
Eserleri: Byron and Byronisun'in America The Vaunt of Mon and other Poems. The Lynching Bee and ofher Poems. A Son of Earth. The Poet of Galilce. The Locomotive God. Two Lives.
Robert Frost (1875 - ) Robert Frost da Edwin Arlington Robinson gibi şiir üslûbunu düzeltmeye çalıştı, Lisanı çok taze ve ha*fiftir. Zekâsı ve hoşluğu ile tanınır. Eserlerinde mizah mevcut olduğu halde ciddiyet de görülür. Frost San Francisco'da doğdu. Harvard Üni*versitesini bitirdikten sonra çocukları ve karısı ile İngiltere'ye gittiler.
A boy's Will ve North of Boston isimli eserleri Londra'da basıldı. Vezinlerini dikkatle ve kontrolle yazdı.
Eserleri: Collected Poems of Robert Frost A Further Range.
Vachel Lindsay (1879 - 1931) Altı yaşından itibaren artist ola*rak yetişti. Ve dindar bir aileye mensup olduğu için William Moris'in Hıristiyan sosyal doktrinleri ile alâkadar oldu. New York'ta sanat tahsil etti. Lindsay basit işçi sınıflarının ve diğer yüksek sınıfların şiirden zevk aldıklarını biliyordu. Lindsay'ın şiiri canlı hareketinden ve herkesin anlayabileceği bir şekilde olduğundan dolayı unutulmaz.
Eserleri: Collected Poems, Selected Poems, Adventures While Preaching the Gospel of beauty. A Handy Guide for beggars, The Congo.
Edgar Lee Masters (1869 - ) Bu adamın Amerikan edebi*yatına yardımı Spoon River Anthology'si ile olmuştur. Şiirlerinin akıcı vezin şekilleri, değişikliği ve natüralizmi tanıttı. Edgar Lee 1869 da Garnett Kansas'da doğdu. Hukuk tahsil etti. İlk eserleri poetik dramadaki tecrübelerini ihtiva eder. Birincisi 1895 de Benedict Arnold hakkında bir piyestir ve ikincisi de 1902 de basılan Maximilian'dır. 1898 ve 1937 seneleri zarfında Masters bir çok şiir ciltleri çıkarttı. Fakat ona meşhur yapan Spoon River ciltleri, Domesday kitabı, The Fate of the fury'dir.
Carl Sandburg (1876- ). Sandburgun ilk şiiri 1914 de çıktı. Şiirin ismi Chicago dur. Çocukken hiç tahsil görmedi. Hayatını kazanmak için bir çok işlerde bulundu. Mevzularını ve serbest ifade ediş tarzını etrafındakilerden bilhassa Whitmandan aldı. Sandburg taklitçi değildi. Sandburgun muhayyilesi ve ifadesi realisttir. İlk şiirlerini ihtiva eden cildi 1904 de hususî bir şekilde basıldı. Fakat "Chicago,, nün muvaffaki*yetinden ve Chicago şiirlerinin basılmasından sonra şair olarak tanındı. Sonra Corn huskers, Smoke and Steel, Good Morning America gibi şiir kitapları çıkarttı. In American Songbag isimli kitabında bir çok halk şarkıları yazdı. Bütün bunlardan şahsi tecrübesi olduğu ve vocabulary sinin (kelime) zengin olduğu anlaşılır.
Bu şair fikirlerini fevkalâde güzel bir şekilde ifade eder.
James Branch Cabell (1879- ). James hayatı mediaevol (orta) romantik perdesi arkasından görmeğe alıştı. İlk yazılarında yalnız tülü gördü. Sonra eseri olan "The Rivet in Grandfathers Neck„ ile cid*di dikkatini Amerikan hayatına çevirdi. Son eserlerinde tülü almadı.
Fransızca ve Almanca hocalığı yaptı. Hiciv yazdı. Yazılarının üslûbu bu çok güzeldi.
Eserleri : The works of fames Brancc Cabell. These Restless Heads. Smirt: An Urbane Nightamre.
Willa Cather; Cather bir journalistti. (1875- ) ve derki "Eğer roman muhayyileye ait bir sanat şekli ise ayni zamanda canlı ve parlak bir journalism olamaz,,. Roman da yazdı. The Professors Hoise, Death Comes For the Archbishop, Shadows on the Rock meşhur ro*manlarıdır. Miss Cather Virginia da doğdu ve ailesi tarafından Nebraskaya dokuz yaşında iken ***ürüldü. İşte orada göçebelerle arkadaş oldu. Ve "My Antonia,, eserinde onlardan bahsetti.
Eserleri: Novels and Stories. Not under Forty.
Ole Rölvaag (1876-1931). Ole kendisi de göçebe idi ve böyle tecrübeler sayesinde fevkalâde şeyler yazmağa muvaffak olan bir kimse idi. Rölvaag köyünde doğdu. Amerika'ya gittiği zaman köyünün ismini soyadı olarak aldı. Rölvaag balıkçı idi ve büyük bir fırtına neticesinde Amerika'ya hicret etti. İlk kitabı "America- Breve„ idi ve öbür kitapları gibi bunu Norwegianda yazdı. "To Tullinger,, romanı bundan sonra ba*sıldı. 1922 de "Laenges lens Boat,, isimli eserini çıkardı. "Giants in the Earth,, ilk Norway de basıldı ve sonra Rölvaag tarafından İngilizceye çevrildi.
Sinclair Lewis (1885- ). Lewisin muvaffakiyeti "Main Street„ isimli romanı ile meşhur oldu. Lewis 1885 de Minnesota da doğdu. "Main street., i ilk romanı olduğunu söylerler, fakat üçüncü romanıdır. Bu kitabı Kolejde onuncu sınıfta iken yazmağa niyet etmişti. "Arrow smith,,, "Elmer Gantry,, (Hiciv eser) eserleri de mühimdir. Lewis e tanınmış nesir edebi deneme ise de fevkalâde yazılmış güzel üsluplu eserleri ile Amerika’da tanınmıştır. 1930 da edebiyatta Nobel mükâfatını kazandı. Eserleri : Dodsworth, Ann Vickers, It Can't Happen Here.
Lola R i d g e (1883-1941). Lola Ridge in şiirleri samimi ve toplu*dur. İlk defa "The Ghetto and Other Poems,, kitabını sonra da "Dance of Fire,, isimli kitabını bastırdı. Bu kadının şiirinde en fazla görülen şey insanın bilhassa fakir insanların şehitlik hikâyelerinden bahsetmesidir. İşte şehitlik hikâyeleri onun şiirlerinin mevzuunu teşkil eder. "The Ghetto,, isimli kitabında insan hayatının canlı tasvirleri görülür, bu da onun hislerinde samimi olduğunu gösterir. İrlanda'nın Dublin şehrinde doğmuştur. Ressam olmak isterdi. Şiir kitaplarında hafif ve ateşli symbolism görülür.
Sara Teasdale (1884-1933). Amerikan şiirinde ki Arthurian efsane sembolizmi Saranın şiirlerinde görülmeğe başlandı. 1907de "Sonnets to Duse,, basıldı, sonrada Reedy's Mirror ismindeki bir magazine "Guinevere,, ismindeki şiirini bastırdı. Bu şiirleri Rönesansın heyecan ve neşesini devam ettirdi ise de "Love Songs,, isimli eseri ile fazla tanındı
Sara 1884 de Missouri de doğmuştur. Güney Avrupa'ya seyahat etti. Büyük ediplerle tanıştı.
Eserleri : The Collected Poems of Sara Teasdale.
Horace Gregory (1898- ). Gregorynin toplu şiirleri çok mühimdir. Bu üç kitap yaşadığı muhiti anladığını daha doğrusu anlama*ğa çalıştığını gösteren onun araştırmalarının tek ifadesidir. "Chelsea Rooming House,, da coğrafyaya ait tasvirler bulunur. Gregory modern şiirin bir çok şeylerini biliyordu. "No Retreat,,, "Chorus For Survival,, eserleri onun nikbin vaziyetini gösterir. Gregorynin ilk cildi onun kafiye ve idiom için ne kadar hassas olduğunu gösterir. Gregory Milwonkee de doğdu. Şimdi Sarah Lawrence Kolejinde şiir ve tenkit üzerinde ders verir.
Thomas Wolfe (1900 —1938) Thomas Wolfeın romanları insan tecrübesinin sentezini ifade eder. "Wolfe Look Homeward Angel ve Of Time and the River,, isimli romanlarında Amerikan hayatının fizikî realitesi dışında esas hisleri (emotions) yaratmağa muvaffak olur. Hislerin üzerinde fazla dururdu. Wolfe'un mensur eserleri de çok meşhurdur.
Thomas Wolfe Şimali Carolme de doğdu. Hem Harvard üniversite*sine hem de Caroline üniversitesine devam etti. En uzun romanı olan "The Web and the Rock ölümünden evvel 1938 Eylülünde Baltimore deki müelliflere gönderildi.
Eserleri: From Death to Morning, The Story of a Novel
Hart Crane 1899 da Garrettsville Ohioda doğdu. 1932 de intihar etti.
Cranein 1930 da basılan T. S. Eliotun The Waste Land eseri ile mukayeseye değer. Bu ihtiraslı şiir muhtelif şiirleri alâkadar eden tecrü*benin sentezlerini yapmağa teşebbüs eder. Cranein The Bridge eserini yazmaktaki maksadı Amerika mitolojisini (Myth) yaratmak içindir. Böyle olmakla beraber The Bridge bitmemiş bir şiirdir. Cranin mistisizm lisanın realist buluşları ile ortaya çıktı. John Keats gibi şiirinde müzik resim tasvir fazlası ile yer alır.
Leonie Adams (1899) İlk yazdığı şiir kitabı ile Those not Elect Leonie zamanının en tanınmış lirik yazarlarından olduğu anlaşıldı. Muhayyilesinin vasfı Onu metophysıkâl bir şair olarak sınıflandırmağa yarar, liriği Wilîiam Butler Yeatsins ve Walter de la mare in şiirlerine benzer Miss Adams 1899 da New York’ta doğdu. 1922 de Barnard Kolejinden mezun oldu. 1929 ikinci kitabı olan High Falcon çıktı. Şimdi Benmıngton Kolejinde idare heyeti azalarındandır.
Wiliam Faulkner (1897) Hiç bir kimse modern sembolizmin değişik tekniklerini bunun gibi zekâ ile yapamadı. Sanctuary onun en iyi romanlarından ise de As I Lay Dying onun güzel başardığı esendir. Bir nevi ölüm korkusu onun eserlerinin mevzuu olmuştur, Faulkner 1897 de doğdu ve Oxfortta tahsil gördü sonra da Missisisippi Üniversitesine girdi ve 1919 dan 1921 e kadar burada kaldı. İlk bastırdığı şey The Marble Fawn isminde pastoral şiirdir, Roman olan The Sound and the Fury onun mensur eser yazdığımda gösterir.
Stephen Vıncent Benet (1898) Benetin Tiger Joy isimli eseri onu Amerika'da meşhur yaptı. Üç sene sonra yazdığı destanı bir şey olan (Amerika'daki iç harbe ait) John Brawn's Body Amerika'da fazlası ile okundu. Şiirde güzel lirik kısımlar mevcut idi. Son yazdığı "Burning City,, isimli şiir kitabı da çok beğenilmiştir. Benet başlangıçta yazdığı eserlerinde Bobert Browning, William Morrisin tesirleri altında kalmıştı.
Mensur eserleri romanları canlılık akıcılıklarıyla tanınır. Kısa hikâye*leri ile şimdi çok tanınır.
Vınceut 1898 de Pennsylvania da doğdu. Şimdi New York’ta oturuyor.
Eserleri: Ballads and Poems Spanish Bayonet
----------------------------------------------
Edgar Allan Poe
Gezgin tiyatro oyuncusu olan anne ve babasını küçük yaşta yitiren Edgar Allan Poe'yu John Allan adlı zengin bir tüccar evlat edindi. Yeni ana-babasıyla Avrupa'ya giden Poe, İngiltere'de başladığı öğrenimini, A.B.D'nde Charlottesville Üniversitesi'nde sürdürdü (1826). Daha sonra West Point Askeri Okulu'na girdiyse de disiplinsizliği nedeniyle bu okuldan çıkartıldı.
Aralık 1829'da Baltimore'daki teyze*si Maria Celmm'in yanına gelen Poe, kendini bütünüyle edebiyata verdi ; Richmond'un Southern Literary Messenger dergisinin yayın yönetmenliği*ni üstlendi ve bu dergide öykülerini düzenli olarak yayımlamaya başladı. 1836'da, on dört yaşındaki, teyzesi*nin kızı Virgima Clemm ile evlendi. Sürekli içki içen ve hastalık hastalığı krizleri geçiren Poe, çok geçmeden Southern'm sahibi tarafından işten atıldı ve karısıyla birlikte yoksulluk içinde bir yaşam sürmeye başladı. Bu arada gazetecilik yaptı konferanslar verdi, geleceği olmayan işlerde çalış*tı. The Narrative of Arthur Gordon Pym 'i (Arthur Gordon Pym'in Öyküsü, 1838) bu sıralarda tamamladı ve Burton's Gentleman's Magazine'ûe The Fail of the House of Usher'i yayımla*dı. 1845'te, başyapıtı Kuzgun 'u (The Raven) çıktı.
Karısının 1847'de 25 yaşında ölmesin*den sonra, Poe gittikçe daha çok içme*ye başladı. Yaş*****n son yıllarında, Ulalume, AnnabelLee, ForAnnie (Annie İçin) gibi en güzel şiirlerinden bir*kaçını yazdı. Önemli bir deneme olan Eureka 'yi da bu dönemde gerçekleş*tirdi. Bir delirium tremens krizi sonu*cu 7 Ekim 1849'da öldü.
YAPITLARININ BAŞLICA ÖZELLİKLERİ
Poe'nun yapıtları temelde bir birliğe, bütünlüğe dayanmasına karşın deği*şik görünümler sunar. Eleştirel bir ba*kış açısını benimsemiş olan Poe, ya*zarın işlevi konusunda uzlaşmaz bir tavır içindedir; ona göre yazar her çe*şit ahlak kaygısından uzak durmalı ve kendim bütünüyle yaratmaya verme*liydi. Esinin sınırsız gücüne karşı çıkıyor ve şiiri “güzelliğin uyumlu yaratımı” olarak tanımlıyordu. Bununla birlikte, düşle müziğin kusursuz bir biçimde kaynaştığı Kuzgun, Ulalu*me, Annabel Lee gibi şiirlerinde yal*nızca şiirsel bir "sorun"un mantıksal çözümünü görmek de yanlış olur. Poe'nun önce gazete ve dergilerde ya*yımladığı ve 1840'ta Tales of the Grotesque and Arahesgue (Grotesk ve Arabesk Öyküler) adıyla derlediği Öy*küleri, şiirlerine oranla daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Bu fan*tastik öyküleri (Ligeia, Morella, Kara Kedi, vb.) erotik hayallerin yalın açık*lamaları olarak düşünmek yanlış olur. Kara bir mizah anlayışıyla yazılmış bu "küçük başyapıtlar"a, William Wilson gibi metinlerde doruk nokta*sına varan bir karabasan mantığı ege*mendir.
Poe aynı zamanda Morg Sokağı Cina*yeti (The Murders in the Rue Morgue) gibi anlatılarla polis romanı türünün, The Narrative of Arthur Gordon ile de bilimsel nitelikli olağanüstü anlatı tü*rünün öncüsü olmuştur. Poe'nun ya*pıtları çağdaş edebiyatın gelişmesine büyük katkılarda bulunmuş, Baudelaire, Mallarme.Valery'nin yanı sıra Breton ve gerçeküstücüler Poe'yu bir*çok açıdan örnek almışlardır.
---------------------------------------
Erich Maria Remarque
Bir süre öğretmen okulunda öğrenim gördükten sonra Birinci Dünya sava*sına katılan ve savaştan dönünce öğ*retmen ve gazeteci olarak çalışan Erich Maria Remarque, Batı Cephe*sinde Yeni Bir Şey Yok (im Westen Nichts Neues, 1929) adlı romanının yayımlanmasıyla büyük bir ün kazan*dı. Hitler'in yönetimi ele geçirmesin*den sonra 1932'de Almanya'dan ayrılarak 1933'te İsviçre'ye, 1939'da da A.B.D 'ne gitti. 1947'de A.B.D. uyru*ğuna giren Remarque, İkinci Dünya savaşından sonra yeniden İsviçre'ye döndü.
Birinci Dünya savaşını Almanya açı*sından ele aldığı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok adlı yapıtında, savaşa karşı olan suçlamalarını gerçekçi bir üslupla dile getiren ve bunda da ba*şarılı olan Remarque, ikinci büyük başarısını, önce ingilizce olarak yazdığı ve savaş sonrası Paris'indeki Alman göçmenlerin öyküsünü anlattığı Zafer Abidesi (Arc of Triumph, 1946) adlı yapıtıyla elde etti.
Başından geçen olaylara dayanarak yazan ve okuyucuya olayların akışı sı*rasında özgürce düşünme olanağı sağlayan Remarque'in öbür yapıtları ara*sında şunlar sayılabilir: Dönüş (Der Weg Zurück, 1931); İnsanları Seve*ceksin (Liebe Deinen Nâchsten, 1941); Üç Arkadaş (Drei Karnemden, 1938); Anababa Günleri (Zeit zu leben und Zeit su sterben, 1954); Kara Anıt (Der Schvvarze'Obelisk, 1956); Tanrının Gözdesi Yok (Der Himmel Kennt Kei-ne Günstlinge, 1961); Lizbon'da Gece (Die Nacht von Lissabon,1963); vb.
Amerikanın Avrupalılar tarafından keşfinden uzun bir zaman sonra doğan Amerika edebiyatı, diğer milletlerin edebiyatı gibi bir mitolojiye sahip değildir. Bu kara parçasında, Amerika bulunmadan evvel, oturmuş olan milletlerin belki kendilerine mahsus bir edebiyatı vardı. Fakat ilkel bir hâlde yaşamış olan bu milletlerin edebiyatını araştırmak ve mitolojik malumat toplamak için elde yazılı anıtlar kaynağı bulunmadığından bu cihette olduğu gibi kalmıştır ve araştırmalar tam bir netice vermemiştir.
Amerikan edebiyatının lisanı, ananası ve mazisi İngiliz edebiyatıyla aynı kaynaktan gelmiş olmasından dolayı bir çok münekkitler bu edebi*yatı İngiliz edebiyatının bir parçası olarak gösterirler. Yalnız bu edebi*yat yeni topraklarda ve yeni tesirler altında ve muhtelif milletlerin Amerika’ya göç ederek Amerikalılaşması neticesinde inkişaf etmiştir. Bundan ötürü kendine mahsus has bir seciyesi olan ayrı bir edebiyattır. Bu edebiyat İngiltere’ye karşı yapılan ihtilâl harbinden sonra başlamıştır.
Şimal Birleşik Amerikanın tanınmış devlet adamlarından Bejimin FRANKLİN (1706 - 1790) Amerika edebiyatına bu güne kadar hiç kayıp olmayan damgayı basar. O zeki, ince istihzaya sahip, hedefini bilir, popüler ahlâka maliktir ve bitaraf bir Allaha inanır. Quaeker, ne Protestan ve nede Katolik olan teğmen Montrefor'u semaya yükseltir. Franklin cemiyet nizamı ile ve binlerce Amerika hayatının itilâf ve mukavelelerini tanzim ve tertip etmiştir.
Amerikanın ilk edibi, Amerikan edebiyatının babası sayılan Waşington Irving'dir.İlk eseri (Knicker bocker's history of New - York) 1809 da ve ondan Sonrada Steck Book ismindeki eseri çıkmıştır. Eserlerinde canlı tasvir ve hikâyeleri ile efsaneleri belirtmekte gösterdiği mahareti ile dikkat nazarı celp etmiştir. 1821 de (Casus) ismindeki eseriyle tanınmış olan James Fenimore Cooper gelir. Bir Avrupa seyahati ona Avrupa ile Amerika’yı karşılaştırma fırsatını verdi ki bu Amerikanın pek hoşuna git medi ve hücuma uğradı. Onun kuvvetli ve cesaretli kritiği kendisine bir çok düşmanlar kazandırdı ve bu yüzden senelerce Cooper, ormanları denizleri ve tabiatı o kadar kuvvetle tasvir etmiştir ki açtığı bu yeni dünyadan ilham alarak ortaya William Cullen isminde yeni bir şair çıkmıştır.
Amerikanın en büyük şairi Edgar Allan (1809 - 1849) dur. O, ruhun iki ziyası, fecrin, sararmış ve korkunç ölümün ve vahşi ümit*sizliğin şairidir. Onun kahramanları katiller ve mecnunlardır. Prometheus gibi çıplak olarak ıstırabın kayalarında çekiçlenmiştir. O esrarengiz hikayeleriyle, tatlı, sade, zeki üslup ve lisanıyla verdiği musiki ve ahenkle Amerikan edebiyatına şaheserler hediye etmiştir. O cam gi*bi berrak ve anlayışlı bir şuurun iblisane fantezilerini birleştirir. Ciğer*lerinden rahatsız olan eşinin ölümü ve çok saygı gösterdiği kayın vali*desinin kendisine himaye göstermemesi üzerine - gençliğinde olduğu gibi -oyuna ve içkiye döndü. Günün birinde şuuruna hâkim olamayacak dere*cede içmiş olarak sokakta bulundu ve ***ürüldüğü hastanede öldü. Amerika onunla mübalâğalı bir rasyonalizm vücuda getirdi. 1812 har*binden dahilî harbe kadar geçen zaman içinde bir çok hatipler yetişti. Millî şuur günden güne kuvvetlendi. Bunun neticesinde yeni düşüncele*re, tecrübelere sahalar açıldı. Bu sırada Avrupa’da yeni fikir cereyanları görülmeğe başladı; bu cereyanlar Amerika’da da tesirini gösterdi. 1840 senesine doğru hakikî Amerikan edebiyatı başladı. Bu zaman içinde şairler, hikayeciler ve romancılar Amerikan edebiyatının altın devrini kurdular. Bu devrin en seçkin simalarından biri de filozof Emerson'dur. Zamanında onun kadar halkı düşünmeğe alıştıran ve şiirle felsefeyi ka*rıştıran kuvvetli bir filozof yoktur. Bu devrin yeni edipleri arasında bil*hassa Henry Wadsworth ve kuvvetli şiirler meydana getirmiş olan Goethe, Jean Paul ve Freiligrath'ın tesiri altında kalan H. W. Longfellow (1807 - 1882) dir.
-------------------------------------
Amerikan Yazarları
George Washington Cable (1844 - 1925) George W. yeni Orleans hikâyeleri ile meşhur oldu. Sivil harpte Konfedere ordusunda çalıştı. Anuak 1837 de ilk hikâyesi bir magazinde çıktı. Belles Demoiselles Plautation 1374 de çıktı ve hikâyeleri de Old Creole Days ismi altında toplandı. Bu ve romanı Grandissimes onun en iyi eserleriydi. Kendisi de Dickens Thac keray Poe ve İrvingin tesiri altında kaldığını biliyordu. Cablein bütün alâkası dramatik olmaktan ziyade psikolojik idi.
Lizette Reese (1856-1936) Lizette'nin lirizmi 17 inci yüzyılın lugilizm liriği ve Robert Herrik in tesiri altında kalmıştır. Kendisi Bal*timore memleketinin güzelliği ile alâkalı idi. A. Victorian Village de çağdaşlarına karşı olan fikirleri açıkça görülür. Miss Reesin metodu her zaman sade idi. Eğer onun şiirleri Viktorya çağına ait zayıf üslûp gösteriyorlarsa da son üslûbu çok güzeldir. Umumiyetle şiirleri vahdet ve harmoniye maliktir. Bu şiirler çok dikkatle yazılmışlardır. Hiç orijinal bir şey söylemezler. Fakat terennüm ederler.
George Sterling (1869-1926) Bu adam Ernest Dowson'un Yellow book (Sarı Kitap) doktrinlerini sonra da Oscar Wildin doktrin*leri ile paralel yürüyen estetiği karıştırdı.
Eserleri: A Wine oj Wizardry, The triumph of Bohemia, The house of Orchids, The Cazed Eagle, The binding of The beast bu ada*mın eserleridir.
Edwin Markham (1852-1940) 15 aralık 1899 da bu adamın unvanı yazdığı son Francisco Examieer de çıkan The Man wîth the Hoe şiirine dayanır. Markham Moregon şehrinde doğdu vs Santa Rose üni*versitesinden mezun oldu. Vezni Byronik Conwention ile yazılmıştır.
1901 ve 1902 de Lincolin isimli ve diğer şiirlerini yazdı. şiirlerin*deki zarafet göze çarpar.
Charles Erskine Scott Wovd (1852- ) Bir çok Alman kamplarında çalıştı. Sonra hukuk tahsil etmek için orduyu terk etti. Oregon da yerleşti. Burada iken Pasific Monthly'nin muharrirliğini yaptı. Nesir halindeki meşhur eserleri hicivci Heavenly Discourse, Earthly Dis coırse'dur. Bütün bunlar onun içtimaî adalet için yanıp tutuştuğunu gösterir. A Mascue of Love, The Poet in the Desert, Poems From the Ronges eserleridir.
Edith Wharten (1862 - 1937) Edith W. aristokrat olarak doğ*du. Bu kadının bıraktığı büyük tesir Henry Fames'in şahsî tendini yap*tığı içindir. Mrs. Wharten kısa hikâye ve roman yazmakta çok maha*retli idi. Sosyete içersinde çok bulunduğu için sosyete analizini fevka*lâde iyi yapabilir.
The Valley of Dicision, The House Mirth, The Age of İnnocence da karakter tahlili roman içersinde muvaffakiyetle başarılmıştır.
Eserleri ; The Writing of Fiction a back ground glance, Henry fames, New Republic, Edith Warten'in Yazılarının Bibliyografisi.
Paul Elmer More (1864-1937) More St, Louis de Missouri'de doğmuş Washington ve Harvard Üniversitesinde tahsil etti Orada Babbit'le arkadaş oldu. Orada Sanscrit öğretti. 1901 de The Independent in, The New York Evening Sun ın, The Nation'un muharriri oldu. Asıl yazıları Greek Tradition ismi altında altı ciltte ve Shelburne Essays ismi altında on bir ciltte toplanmıştır. The Shelburne Essays isimli kitap bütün yazıları ihtiva eder. Ve bu kitap Amerikan kritiklerinin yaptıkları en güzel kitaplar arasındadır. Morz Amerikan edebiyatını takdir ederdi ve onun yaptığı kritik çok mühim addedilirdi. Bu adamın öbür kritiklerden üstün olduğu eserlerinden anlaşılır.
Edwin Arlington Robinson (1869-1935) 19 uncu yüzyılın tipik florid üsluplu şiirini düzelterek sert bir lisanla yazmaya başladı.
Yazdığı The ******* and The Night Before isimli eseri 1896 da basıldı. Bu eser modern şiirin olacağı gösteren işaretiydi. Eski şiirleri Thomas Hardi'nin şiirlerinin tesiri altında kalmıştır. Ve Tilbury şehri halkının portelerini yapar. Bu şiirlerinde yeni İngiltere'nin kuruluğu ve vezninin bariz vasfı olan dramatik vasıf bulunur. İnsanların ışığı görebilmeleri için karanlıkta durmaları lâzımdır fikri onda yer etmiştir. William Vaughu Moody'nin poetik dramasından çok zevk alırdı. Bu alâka onu Von Zorn ve Porcupine piyeslerini yazmaya sevk etti. Sonra uzun hikâye şeklinde şiir yazmaya başladı. Ve roman ile şiirin arasında bir zaman şaşkınlık gösterdi.Tristran basılıncaya kadar fazla bir muvaffakiyet kazanamamıştır.
Eserleri: Collected Poems of Edwin Arlington Robinson. Merlin, Loncelot, Tristram.
William Allery Leonard (1876- ) Leonard'ın Two Lives isimli hikâye tarzında olan şiiri teonardın üslûbunda romantik vasfın bu*lunduğunu gösterir.
Leonard Plainfielde 1876 da doğdu. Harvard Üniversitesini bitirdik*ten sonra felsefe malûmatını genişletmek için ***tingen ve Bona Üni*versitesine gitti. 1906 dan beri Vucansin Üniversitesinde İngilizce profe*sörüdür. Beowulf ve Empedocles ve Lucretius gibi yaptığı tercümeler İngiliz lisanında en iyileri arasındadır.
Leonard son senelerini Anglo - Saxon, Middle (orta) English araştır*malarına hasretti.
Eserleri: Byron and Byronisun'in America The Vaunt of Mon and other Poems. The Lynching Bee and ofher Poems. A Son of Earth. The Poet of Galilce. The Locomotive God. Two Lives.
Robert Frost (1875 - ) Robert Frost da Edwin Arlington Robinson gibi şiir üslûbunu düzeltmeye çalıştı, Lisanı çok taze ve ha*fiftir. Zekâsı ve hoşluğu ile tanınır. Eserlerinde mizah mevcut olduğu halde ciddiyet de görülür. Frost San Francisco'da doğdu. Harvard Üni*versitesini bitirdikten sonra çocukları ve karısı ile İngiltere'ye gittiler.
A boy's Will ve North of Boston isimli eserleri Londra'da basıldı. Vezinlerini dikkatle ve kontrolle yazdı.
Eserleri: Collected Poems of Robert Frost A Further Range.
Vachel Lindsay (1879 - 1931) Altı yaşından itibaren artist ola*rak yetişti. Ve dindar bir aileye mensup olduğu için William Moris'in Hıristiyan sosyal doktrinleri ile alâkadar oldu. New York'ta sanat tahsil etti. Lindsay basit işçi sınıflarının ve diğer yüksek sınıfların şiirden zevk aldıklarını biliyordu. Lindsay'ın şiiri canlı hareketinden ve herkesin anlayabileceği bir şekilde olduğundan dolayı unutulmaz.
Eserleri: Collected Poems, Selected Poems, Adventures While Preaching the Gospel of beauty. A Handy Guide for beggars, The Congo.
Edgar Lee Masters (1869 - ) Bu adamın Amerikan edebi*yatına yardımı Spoon River Anthology'si ile olmuştur. Şiirlerinin akıcı vezin şekilleri, değişikliği ve natüralizmi tanıttı. Edgar Lee 1869 da Garnett Kansas'da doğdu. Hukuk tahsil etti. İlk eserleri poetik dramadaki tecrübelerini ihtiva eder. Birincisi 1895 de Benedict Arnold hakkında bir piyestir ve ikincisi de 1902 de basılan Maximilian'dır. 1898 ve 1937 seneleri zarfında Masters bir çok şiir ciltleri çıkarttı. Fakat ona meşhur yapan Spoon River ciltleri, Domesday kitabı, The Fate of the fury'dir.
Carl Sandburg (1876- ). Sandburgun ilk şiiri 1914 de çıktı. Şiirin ismi Chicago dur. Çocukken hiç tahsil görmedi. Hayatını kazanmak için bir çok işlerde bulundu. Mevzularını ve serbest ifade ediş tarzını etrafındakilerden bilhassa Whitmandan aldı. Sandburg taklitçi değildi. Sandburgun muhayyilesi ve ifadesi realisttir. İlk şiirlerini ihtiva eden cildi 1904 de hususî bir şekilde basıldı. Fakat "Chicago,, nün muvaffaki*yetinden ve Chicago şiirlerinin basılmasından sonra şair olarak tanındı. Sonra Corn huskers, Smoke and Steel, Good Morning America gibi şiir kitapları çıkarttı. In American Songbag isimli kitabında bir çok halk şarkıları yazdı. Bütün bunlardan şahsi tecrübesi olduğu ve vocabulary sinin (kelime) zengin olduğu anlaşılır.
Bu şair fikirlerini fevkalâde güzel bir şekilde ifade eder.
James Branch Cabell (1879- ). James hayatı mediaevol (orta) romantik perdesi arkasından görmeğe alıştı. İlk yazılarında yalnız tülü gördü. Sonra eseri olan "The Rivet in Grandfathers Neck„ ile cid*di dikkatini Amerikan hayatına çevirdi. Son eserlerinde tülü almadı.
Fransızca ve Almanca hocalığı yaptı. Hiciv yazdı. Yazılarının üslûbu bu çok güzeldi.
Eserleri : The works of fames Brancc Cabell. These Restless Heads. Smirt: An Urbane Nightamre.
Willa Cather; Cather bir journalistti. (1875- ) ve derki "Eğer roman muhayyileye ait bir sanat şekli ise ayni zamanda canlı ve parlak bir journalism olamaz,,. Roman da yazdı. The Professors Hoise, Death Comes For the Archbishop, Shadows on the Rock meşhur ro*manlarıdır. Miss Cather Virginia da doğdu ve ailesi tarafından Nebraskaya dokuz yaşında iken ***ürüldü. İşte orada göçebelerle arkadaş oldu. Ve "My Antonia,, eserinde onlardan bahsetti.
Eserleri: Novels and Stories. Not under Forty.
Ole Rölvaag (1876-1931). Ole kendisi de göçebe idi ve böyle tecrübeler sayesinde fevkalâde şeyler yazmağa muvaffak olan bir kimse idi. Rölvaag köyünde doğdu. Amerika'ya gittiği zaman köyünün ismini soyadı olarak aldı. Rölvaag balıkçı idi ve büyük bir fırtına neticesinde Amerika'ya hicret etti. İlk kitabı "America- Breve„ idi ve öbür kitapları gibi bunu Norwegianda yazdı. "To Tullinger,, romanı bundan sonra ba*sıldı. 1922 de "Laenges lens Boat,, isimli eserini çıkardı. "Giants in the Earth,, ilk Norway de basıldı ve sonra Rölvaag tarafından İngilizceye çevrildi.
Sinclair Lewis (1885- ). Lewisin muvaffakiyeti "Main Street„ isimli romanı ile meşhur oldu. Lewis 1885 de Minnesota da doğdu. "Main street., i ilk romanı olduğunu söylerler, fakat üçüncü romanıdır. Bu kitabı Kolejde onuncu sınıfta iken yazmağa niyet etmişti. "Arrow smith,,, "Elmer Gantry,, (Hiciv eser) eserleri de mühimdir. Lewis e tanınmış nesir edebi deneme ise de fevkalâde yazılmış güzel üsluplu eserleri ile Amerika’da tanınmıştır. 1930 da edebiyatta Nobel mükâfatını kazandı. Eserleri : Dodsworth, Ann Vickers, It Can't Happen Here.
Lola R i d g e (1883-1941). Lola Ridge in şiirleri samimi ve toplu*dur. İlk defa "The Ghetto and Other Poems,, kitabını sonra da "Dance of Fire,, isimli kitabını bastırdı. Bu kadının şiirinde en fazla görülen şey insanın bilhassa fakir insanların şehitlik hikâyelerinden bahsetmesidir. İşte şehitlik hikâyeleri onun şiirlerinin mevzuunu teşkil eder. "The Ghetto,, isimli kitabında insan hayatının canlı tasvirleri görülür, bu da onun hislerinde samimi olduğunu gösterir. İrlanda'nın Dublin şehrinde doğmuştur. Ressam olmak isterdi. Şiir kitaplarında hafif ve ateşli symbolism görülür.
Sara Teasdale (1884-1933). Amerikan şiirinde ki Arthurian efsane sembolizmi Saranın şiirlerinde görülmeğe başlandı. 1907de "Sonnets to Duse,, basıldı, sonrada Reedy's Mirror ismindeki bir magazine "Guinevere,, ismindeki şiirini bastırdı. Bu şiirleri Rönesansın heyecan ve neşesini devam ettirdi ise de "Love Songs,, isimli eseri ile fazla tanındı
Sara 1884 de Missouri de doğmuştur. Güney Avrupa'ya seyahat etti. Büyük ediplerle tanıştı.
Eserleri : The Collected Poems of Sara Teasdale.
Horace Gregory (1898- ). Gregorynin toplu şiirleri çok mühimdir. Bu üç kitap yaşadığı muhiti anladığını daha doğrusu anlama*ğa çalıştığını gösteren onun araştırmalarının tek ifadesidir. "Chelsea Rooming House,, da coğrafyaya ait tasvirler bulunur. Gregory modern şiirin bir çok şeylerini biliyordu. "No Retreat,,, "Chorus For Survival,, eserleri onun nikbin vaziyetini gösterir. Gregorynin ilk cildi onun kafiye ve idiom için ne kadar hassas olduğunu gösterir. Gregory Milwonkee de doğdu. Şimdi Sarah Lawrence Kolejinde şiir ve tenkit üzerinde ders verir.
Thomas Wolfe (1900 —1938) Thomas Wolfeın romanları insan tecrübesinin sentezini ifade eder. "Wolfe Look Homeward Angel ve Of Time and the River,, isimli romanlarında Amerikan hayatının fizikî realitesi dışında esas hisleri (emotions) yaratmağa muvaffak olur. Hislerin üzerinde fazla dururdu. Wolfe'un mensur eserleri de çok meşhurdur.
Thomas Wolfe Şimali Carolme de doğdu. Hem Harvard üniversite*sine hem de Caroline üniversitesine devam etti. En uzun romanı olan "The Web and the Rock ölümünden evvel 1938 Eylülünde Baltimore deki müelliflere gönderildi.
Eserleri: From Death to Morning, The Story of a Novel
Hart Crane 1899 da Garrettsville Ohioda doğdu. 1932 de intihar etti.
Cranein 1930 da basılan T. S. Eliotun The Waste Land eseri ile mukayeseye değer. Bu ihtiraslı şiir muhtelif şiirleri alâkadar eden tecrü*benin sentezlerini yapmağa teşebbüs eder. Cranein The Bridge eserini yazmaktaki maksadı Amerika mitolojisini (Myth) yaratmak içindir. Böyle olmakla beraber The Bridge bitmemiş bir şiirdir. Cranin mistisizm lisanın realist buluşları ile ortaya çıktı. John Keats gibi şiirinde müzik resim tasvir fazlası ile yer alır.
Leonie Adams (1899) İlk yazdığı şiir kitabı ile Those not Elect Leonie zamanının en tanınmış lirik yazarlarından olduğu anlaşıldı. Muhayyilesinin vasfı Onu metophysıkâl bir şair olarak sınıflandırmağa yarar, liriği Wilîiam Butler Yeatsins ve Walter de la mare in şiirlerine benzer Miss Adams 1899 da New York’ta doğdu. 1922 de Barnard Kolejinden mezun oldu. 1929 ikinci kitabı olan High Falcon çıktı. Şimdi Benmıngton Kolejinde idare heyeti azalarındandır.
Wiliam Faulkner (1897) Hiç bir kimse modern sembolizmin değişik tekniklerini bunun gibi zekâ ile yapamadı. Sanctuary onun en iyi romanlarından ise de As I Lay Dying onun güzel başardığı esendir. Bir nevi ölüm korkusu onun eserlerinin mevzuu olmuştur, Faulkner 1897 de doğdu ve Oxfortta tahsil gördü sonra da Missisisippi Üniversitesine girdi ve 1919 dan 1921 e kadar burada kaldı. İlk bastırdığı şey The Marble Fawn isminde pastoral şiirdir, Roman olan The Sound and the Fury onun mensur eser yazdığımda gösterir.
Stephen Vıncent Benet (1898) Benetin Tiger Joy isimli eseri onu Amerika'da meşhur yaptı. Üç sene sonra yazdığı destanı bir şey olan (Amerika'daki iç harbe ait) John Brawn's Body Amerika'da fazlası ile okundu. Şiirde güzel lirik kısımlar mevcut idi. Son yazdığı "Burning City,, isimli şiir kitabı da çok beğenilmiştir. Benet başlangıçta yazdığı eserlerinde Bobert Browning, William Morrisin tesirleri altında kalmıştı.
Mensur eserleri romanları canlılık akıcılıklarıyla tanınır. Kısa hikâye*leri ile şimdi çok tanınır.
Vınceut 1898 de Pennsylvania da doğdu. Şimdi New York’ta oturuyor.
Eserleri: Ballads and Poems Spanish Bayonet
----------------------------------------------
Edgar Allan Poe
Gezgin tiyatro oyuncusu olan anne ve babasını küçük yaşta yitiren Edgar Allan Poe'yu John Allan adlı zengin bir tüccar evlat edindi. Yeni ana-babasıyla Avrupa'ya giden Poe, İngiltere'de başladığı öğrenimini, A.B.D'nde Charlottesville Üniversitesi'nde sürdürdü (1826). Daha sonra West Point Askeri Okulu'na girdiyse de disiplinsizliği nedeniyle bu okuldan çıkartıldı.
Aralık 1829'da Baltimore'daki teyze*si Maria Celmm'in yanına gelen Poe, kendini bütünüyle edebiyata verdi ; Richmond'un Southern Literary Messenger dergisinin yayın yönetmenliği*ni üstlendi ve bu dergide öykülerini düzenli olarak yayımlamaya başladı. 1836'da, on dört yaşındaki, teyzesi*nin kızı Virgima Clemm ile evlendi. Sürekli içki içen ve hastalık hastalığı krizleri geçiren Poe, çok geçmeden Southern'm sahibi tarafından işten atıldı ve karısıyla birlikte yoksulluk içinde bir yaşam sürmeye başladı. Bu arada gazetecilik yaptı konferanslar verdi, geleceği olmayan işlerde çalış*tı. The Narrative of Arthur Gordon Pym 'i (Arthur Gordon Pym'in Öyküsü, 1838) bu sıralarda tamamladı ve Burton's Gentleman's Magazine'ûe The Fail of the House of Usher'i yayımla*dı. 1845'te, başyapıtı Kuzgun 'u (The Raven) çıktı.
Karısının 1847'de 25 yaşında ölmesin*den sonra, Poe gittikçe daha çok içme*ye başladı. Yaş*****n son yıllarında, Ulalume, AnnabelLee, ForAnnie (Annie İçin) gibi en güzel şiirlerinden bir*kaçını yazdı. Önemli bir deneme olan Eureka 'yi da bu dönemde gerçekleş*tirdi. Bir delirium tremens krizi sonu*cu 7 Ekim 1849'da öldü.
YAPITLARININ BAŞLICA ÖZELLİKLERİ
Poe'nun yapıtları temelde bir birliğe, bütünlüğe dayanmasına karşın deği*şik görünümler sunar. Eleştirel bir ba*kış açısını benimsemiş olan Poe, ya*zarın işlevi konusunda uzlaşmaz bir tavır içindedir; ona göre yazar her çe*şit ahlak kaygısından uzak durmalı ve kendim bütünüyle yaratmaya verme*liydi. Esinin sınırsız gücüne karşı çıkıyor ve şiiri “güzelliğin uyumlu yaratımı” olarak tanımlıyordu. Bununla birlikte, düşle müziğin kusursuz bir biçimde kaynaştığı Kuzgun, Ulalu*me, Annabel Lee gibi şiirlerinde yal*nızca şiirsel bir "sorun"un mantıksal çözümünü görmek de yanlış olur. Poe'nun önce gazete ve dergilerde ya*yımladığı ve 1840'ta Tales of the Grotesque and Arahesgue (Grotesk ve Arabesk Öyküler) adıyla derlediği Öy*küleri, şiirlerine oranla daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Bu fan*tastik öyküleri (Ligeia, Morella, Kara Kedi, vb.) erotik hayallerin yalın açık*lamaları olarak düşünmek yanlış olur. Kara bir mizah anlayışıyla yazılmış bu "küçük başyapıtlar"a, William Wilson gibi metinlerde doruk nokta*sına varan bir karabasan mantığı ege*mendir.
Poe aynı zamanda Morg Sokağı Cina*yeti (The Murders in the Rue Morgue) gibi anlatılarla polis romanı türünün, The Narrative of Arthur Gordon ile de bilimsel nitelikli olağanüstü anlatı tü*rünün öncüsü olmuştur. Poe'nun ya*pıtları çağdaş edebiyatın gelişmesine büyük katkılarda bulunmuş, Baudelaire, Mallarme.Valery'nin yanı sıra Breton ve gerçeküstücüler Poe'yu bir*çok açıdan örnek almışlardır.
---------------------------------------
Erich Maria Remarque
Bir süre öğretmen okulunda öğrenim gördükten sonra Birinci Dünya sava*sına katılan ve savaştan dönünce öğ*retmen ve gazeteci olarak çalışan Erich Maria Remarque, Batı Cephe*sinde Yeni Bir Şey Yok (im Westen Nichts Neues, 1929) adlı romanının yayımlanmasıyla büyük bir ün kazan*dı. Hitler'in yönetimi ele geçirmesin*den sonra 1932'de Almanya'dan ayrılarak 1933'te İsviçre'ye, 1939'da da A.B.D 'ne gitti. 1947'de A.B.D. uyru*ğuna giren Remarque, İkinci Dünya savaşından sonra yeniden İsviçre'ye döndü.
Birinci Dünya savaşını Almanya açı*sından ele aldığı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok adlı yapıtında, savaşa karşı olan suçlamalarını gerçekçi bir üslupla dile getiren ve bunda da ba*şarılı olan Remarque, ikinci büyük başarısını, önce ingilizce olarak yazdığı ve savaş sonrası Paris'indeki Alman göçmenlerin öyküsünü anlattığı Zafer Abidesi (Arc of Triumph, 1946) adlı yapıtıyla elde etti.
Başından geçen olaylara dayanarak yazan ve okuyucuya olayların akışı sı*rasında özgürce düşünme olanağı sağlayan Remarque'in öbür yapıtları ara*sında şunlar sayılabilir: Dönüş (Der Weg Zurück, 1931); İnsanları Seve*ceksin (Liebe Deinen Nâchsten, 1941); Üç Arkadaş (Drei Karnemden, 1938); Anababa Günleri (Zeit zu leben und Zeit su sterben, 1954); Kara Anıt (Der Schvvarze'Obelisk, 1956); Tanrının Gözdesi Yok (Der Himmel Kennt Kei-ne Günstlinge, 1961); Lizbon'da Gece (Die Nacht von Lissabon,1963); vb.