∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Ölüm dediğin nedirki? gülüm...
bir kurşun olsa gerek!
ya da bir bıçak darbesi
saplanır kalır
ya da deler geçer.
en fazla!
ya sensizlik?
ya yokluğun...
kurşunlarıda deler geçer!
hemde her solukda binlerce kez.
 
istanbul sen kokuyor biraz!....
Ezanlar kulağıma hep seni okuyor



şimdi çok uzaklarda ışık mı oldun sen?
Kanatsız bir melek
Belki kanatların bile vardır şimdi bilinmez

Gülen gözlerin gülmezmi artık?
Kızıl saçların öyle beline kadar uzanamaz mı?
Yalnız mısın gittiğin yerde…
Bizim burda nasıl yaşadığımız ise bilinmez…

Şimdi ne zaman aklıma düşse gülen gözlerin
İstanbul sen kokuyor biraz
Ezanlar kulağıma hep seni okuyor
Başım önümde gözyaşlarım avuçlarımda?
Büklüm büklüm yüreğimdeki tek dilek sen oluveriyor….

Bizi nelere bırakıp gittiğini bir sen misin bilen?
Gittiğin yer burda bıraktığın herşeyden ne kadar güzel?
Senin de bağrın yanar seninde kalbin kanar mı?
son birkez daha gülümsemene nasıl hasretiz bilemezsin

Pamuk ellerin yine de allaha kalkar mı?
Duaların gökleri aşıp bize ulaşmaz mı?
Üşüyor mu kalbin şimdi o uzaklarda?
Bizim yüreğimiz ne haldedir bilemezsin

Bıkmış olamazsın…
Ne de yorulmuş
güzel yüreğin daha yepyeni
Çok uzaklarda sönmeyen bir ışık mı gözlerin?
Peki ya pamuk yığını ellerin?
Kursağımızda kalan herşeyin cevabı sende gizli
seni bizden çok sevenin yanındamısın şimdi?

Sevgili küçük kız!..
Ezanlar kulağımıza seni okuyor şimdi
İstanbul her gün biraz daha sen kokuyor
Gözyaşlarımızı saymazsak daha yağmadı yağmurlar…
Çok sürmez mevsim döner soğur burda havalar
Dilerim gittiğin o yerlerde
Sen hiç üşümezsin…
 
EĞER İSTERSEN ...
*Bugün olduğu gibi yarın da yarından sonra da ondan sonraki günlerde de gözlerinde ki yerimin değişmeyeceğine
Beni bir ömür boyu seveceğine...

*Her bakışında okuduğun o gözleri her zaman yanında göreceğine en yakın dostun en yakın sırdaşın en yakın arkadaşım olacağına...

*Sıkıntımın sıkıntın ; üzüntümün üzüntün olacağına...
Her kızgın anımı çiçeğe dönüştüreceğine...

*Her üzgün anımda tebessümün geri gelmesi için elinden geleni yapacağına..

*Asla ve asla soğuktan ve yalnızlıktan üşümeyeceğine...

*Yanında olmadığım ve varlığına ihtiyacım olduğu her anda bir rüzgar olup beni saracağına...

*Gözümün gözüne deydiği her an ; bana yeniden aşık olup beni bir periye dönüştüreceğine..

*Yaşam boyu her sabah bana aşık olarak uyanacağına...

*Ben uyurken bana bakıp sen ve ben için dualar edeceğine...

*Beni asla üzmeyeceğine....

*Beni tanıdığın gün ben de gördüğün neyse ömrünce aynı beni göreceğine ...

*Sevginin asla değişmeyeceğine ve azalmayacağına...

*Beni asla ihmal etmeyeceğine...

*Bana yalan söylemeyeceğine...

*Başkalarının yanında beni asla unutmayacağına...

*Elimi usul usul korka korka tuttuğun o ilk gündeki aynı heyecanı hep yaşayacağına..

*Bana her zaman hayatım diyeceğine...

*Seni Seviyorum diyeceğine ...

SÖZ VERİRMİSİN AŞKIM ???

*TEK ASKIMA!!!

JENNIS
 
Bacalar
Görürüm çıkmışlar kararmışlar çatılardan
Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan.
Her ân bir haberi kollar gibi yukardan
Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar
Bacalar...

Kimi ince kimi uzun kimi de kısa;
Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa.
Onlar insanların gözünde bir kartalsa
İnsanlar onların gözünde karıncalar
Bacalar...

Kimbilir belki de evlerin cinleridir;
Kolları bir dâvet gibi göğe yükselir
Ölüler ölüler arka arkaya gelir
Ruhların mehtaba daldığı taraçalar
Bacalar...

Azap kuleleri cüceleşmiş devlerin;
Kör mazgallarında raksı var alevlerin.
Öyle evciller ki tepesinde evlerin
Kopuyor içinde görünmez facialar
Bacalar...
 
Çok Özel



Sus.
Sesini çıkarma sakın
Ürkütme.
Romantik fısıltılar dinliyorum.
Zor alıştılar zaten
Dalgaların sesine.
Sus
Kaçırma.
Issız geceleri sever
Aşk sözcükleri
Bir de mehtabı.
Çekinir
Duymasın ister
Kimsecikler.
Özeldir
Anlayamazsın sen
Neler söylediğini dalgaların.
Neler getirdiğini
Alıp ***ürdüğü derinlikleri.
Bilemezsin sen
Issız karanlık gecelerde fısıldaşan sözcükleri
Hissedemezsin
Göremezsin
Parıltıları yakamozlarda.
Duyamazsın mehtabın sesini.

Sen yaşamadın hiç ayrılıkları
Boğulmadın hiç yalnızlık denizinde
Bilemedin almadan vermeyi
Kara sevdaya düşüp yüreğin çarparken
Soluksuz kalmadın hiç
Olamazsın benimle…

Git
Bırak beni
Uydurduğum
Yalandan dinlediğim
Romantik fısıltılarla kalayım
Sus
Ses verme sakın
Ürkütme
Yalan sevdamı…
 
Ay karanlık...
Maviye
Maviye çalar gözlerin
Yangın mavisine Rüzgarda asi
Körsem
Senden gayrısına yoksam Bozuksam
Can benim düş benimEllere nesi?
Hadi gelAy karanlık...
İtten açYılandan çıplak
Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de illeSevmelerim
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılarFermanım yazarN'olur gelAy karanlık...
Dört yanım **** zulası
Dost yüzlü
Dost gülücüklüCıgaramdan yanar.
Alnım öperlerSuskun hayın çıyansı.
Dört yanım **** zulası
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuşEtme gel
Ay karanlık...
 
Çok Sevdim Bir Zamanlar Seviyorum Yine de

Çok sevdim bir zamanlar seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akş***** camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla

Çok sevdim bir zamanlar seviyorum yine de
Ürpertili sımsıcak tenini kadınların
Salmak serin sulara gövdemi
Düşüp gitmek ardına şiirin ve aşkın

Çok sevdim bir zamanlar seviyorum yine de
Varolduğumu düşünmeyi ürpererek...
Karanlık bir odada küçük bir çocuk gibi
Yağmurdan ve yalnızlıktan ürkek

Çok sevdim bir zamanlar seviyorum yine de
Düşüncemi geniş ve sonsuz olanla birleştirmeyi
Hırçın ve ele geçmezce atılgan
Uysal ve usulcacık benim olan şeyi...

Çok sevdim birzamanlar seviyorum yine de
Ve hep seveceğim beynim ve tenim varoldukça bu dünyada
Pırıl pırıl olanı her zaman bir güz diriliğinde
Değişmez ve değişken olanı sonsuzca...
 
YETER Kİ GEL
Üzülme her hafta gelemem diye
Haftada olmazsa ayda gel canım.
Üçyüzaltmışbeşi böl onikiye
Sırala otuzu say da gel canım.

Bekletme geciken müddet ziyandır
Güzel kinöfkehiddet ziyandır
Varsa gururkibirşiddet ziyandır
Onları orada koy da gel canım.

Kitap aşkmasal deryıkar bırakmaz
Akıl "tedbir al" der çöker bırakmaz
Korku "gitme kal"der çeker bırakmaz
Sen gönül sözüne uy da gel canım.

Yazıgüzükışı bahar zamanı
Yaşadın bilirsin ki her zamanı
Dinle rüzgarları seher zamanı
Uzaktan sesimi duy da gel canım.
 
Çok Sevmek



Bizi kandıran o şarkılar o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar alyında avuçlarımızın
İşte o insanın bir yerde aşka boyun eğmesi
Kırılmak bölünmek o hep bütünlenmek
O çok sevmek tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mı o eski çağlarda yanmak
Kül olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek kanımızın o ilk akışı.
İşte pınarlar testiler ırmaklar çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine öyle korkunç öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ o ateş o yangın...
 
Ben Sana Mecburum

ben sana mecburum bilemezsin
adini mih gibi aklimda tutuyorum
buyudukce buyuyor gozlerin
ben sana mecburum bilemezsin
icimi seninle isitiyorum

agaclar sonbahara hazirlaniyor
bu sehir o eski Istanbul mudur
karanlikta bulutlar parcalaniyor
sokak lambalari birden yaniyor
kaldirimlarda yagmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun

sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir aksamustu ansizin yorulur
tutsak ustura agzinda yasamaktan
kimi zaman ellerini kirar tutkusu
birkac hayat cikarir yasamasindan
hangi kapiyi calsa kimi zaman
arkasinda yalnizligin hinzir ugultusu

Fatih`te yoksul bir gramofon caliyor
eski zamanlardan bir cuma caliyor
durup kose basinda deliksiz dinlesem
sana kullanilmamis bir gok getirsem
haftalar ellerimde ufalaniyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun

belki Haziran`da mavi benekli cocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir sileb siziyor issiz gozlerinden
belki Yesilkoy`de ucaga biniyorsun
butun islanmissin tuylerin urperiyor
belki korsun kirilmissin telas icindesin
kotu ruzgar saclarini ***uruyor

ne vakit bir yasamak dusunsem
bu kurtlar sofrasinda belki zor
ayipsiz fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yasamak dusunsem
sus deyip adinla basliyorum
icimsira kimildiyor gizli denizlerin
hayir baska turlu olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin
 
Aç Kapıyı Ben Geldim

Korka korka değil usul usul değil
Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim
Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Bir senin ellerinden bir senin gözlerinden
Dişlerinden dudaklarından
Nergisler ocak ayında açtı
Kendimden bahsetmeyeceğim
Yediveren güllerden duvarlardan sarkan güllerden
Çocuklardan sabah erken okula giderlerken
Atlardan bahsedeceğim
Kan ter içinde atlardan
Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar
Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum penceremin dibinde açacak
Ekinleri dolu vurmadı çekirge gelmedi kurak olmadı
Yorgunum demiyeceğim bir evimiz olsa demiyeceğim
Yüreğim daralıyor demiyeceğim
Bir baksan gözlerime başını çevirmeyeceksin
Yürüyüp gitmeyeceksin elini çekmeyeceksin
Bir baksan gözlerime
Dağda yakılmış ateşler göreceksin
Aç kapıyı kim geldi bak
Bak nasıl havalandı güvercin
Açmam diyemezsin artık
Aç.

ben sana mecburum bilemezsin
 
Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan kulağının arkasına düşüşü ve burnun herkesden başkaydı işte.

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.

Ne güzeldiler sen bilmiyordun.

Ben Seni Seviyordum..

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu çoğalıyordu

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi herseyi erteliyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk

Dönemeçler geçiyor köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk.

Ufuk çizgisi maviydi gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller

Ben seni seviyordum sen bilmiyordun...

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına

Derken bir gün uzaktan gördüm seni

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zaman ki gibi

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi..
 
Bir yagmur olup damla damla pencerene vuracagım..
Yine zamansız bir zamanda pencerende bulacaksın beni..
Ve sen..
Belki uykudayken belki kitap okurken belki de düşünürken..
Bir anda pencerende beni görünce şaşıracaksın..
Buğulu gözlerle izleyeceksin belkide.. Kimbilir belki bogazına birseyler dügümLenecek..
Kimi zaman hüzünlü bir sarkınin namelerinde bulacaksın beni..
Kimi zaman okuduğun şiirLerde..
Kimi zaman aynaya baktığında gözlerinde..
Kimi zaman bir yürek sızısında.. .
Herşeyim firari..
GecelerimDünlerimyarınlarım ve..
Sana olan aşkım..
Yüreğim esir kaLmış yüreğinde..
Bıraktım kendimi yüregine..
İster Al senin olsun..
İster alkırparçala yüreğimi..
İstersen dağıt küllerini bir baştan bir başına şehrin..
Ya da...
Ya da bırak kalsın kendi yangınıyla baş başa..
 
Anlamsız
Anlamsız
Anlamsız olan bir dünyada hesap vermek
Hakimi olmayan bir mahkemede ceza görmek gibi.
Kimden hesap sorulacak acaba?
Geçmiştenmi yoksa doğmamış gelecektenmi !
Herkes bir suçlu arıyor
Anlamsız.

Bilmediğimiz bir sınırı zorluyoruz
Ötelere gidip ölülerden yardım istiyoruz
Ama biliyoruz
Asıl kurtarıcı biziz.
hastalık bizim içimizde
Bizse herşeyi Allah'tan bekliyoruz.
Anlamsız.

Bir kişi öldüğünde feryat ederken
Öldürdüğümüz zaman hiç bakmıyoruz.
Geçen günler bize eser bırakırken
Biz hâlâ günaha koşuyoruz.
Anlamsız.

Gerçekleri görmek için herşey hazırken
Biz hâlâ yalan haberlerle
Ve sosyetenin çirkefine alkış tutuyoruz
Ve bu anlamsız düzenle
Hesapsızca suçlu arıyoruz
Tek bulduğumuz cevapsa yine
Anlamsız.
 
A ve Ş ve K




Bir garip mengene yÜreğimi sıkar
Bir kuşun kanadının gölgesi dÜşse yÜreğine
Kıskanırım ….
Ben mavzerde fişek
Ben ki kını da bıçağım
GökyÜzÜnÜ paslı bir maviye
YeryÜzÜnÜ kızıla boyarım
İsterim ki mutluluk gölgen olsun
Gözlerinin gÜlen tılsımı hiç bozulmasın
Ben bir bedevinin su aradığı gibi
Arıyorum şimdi seni
Ve nasıl özlÜyorsa yarasalar geceyi
Bende seni öyle özlÜyorum
EylÜlÜn geldiğini
Sızlamasından anlıyorum dizlerimin
Bilirimsin karanlık bir gecede
Yalnızlığın insana nasıl koyduğunu
Bilirimsin kara bir karıncanın
Beyaz kalbi gibi bir hisle sevdiğimi seni
Bilirimsin içinde aşk geçmeyen şiirleri yazmadığımı
A
Ve
Ş
Ve
K
Harfleri
Mazi urganın ucuna bağlıdır, benim gönlÜmde
Bir tren penceresinden el salladığım gÜn
Siyah saçlı bir kıza
Bir otogarda bıraktım bu harfleri
Sol göğsÜmÜn ÜstÜnde muska gibi
Sakladığım resmi uzayıp giden
Yollara bıraktım
 
Yüreğinde sevgi bittiği yerde
Sevgiyi terk etse sen etme gönül
Tek derman sevgidir her türlü derde
O nefret gütse de sen gütme gönül

Sevgiyle yeşerir gönül bağları
Gülşene dönüşür sevda çağları
Çevreni hep sarsa nefret ağları
O nefret etse de sen etme gönül

Sevgi bir nimettir özün ver ona
Yüreğini doldur gelmeden sona
Sevgiyi terk etmek kıymaktır cana
O cana kastetse sen etme gönül

Kin nefret insanı yiyip bitirir
Düz yolda insanlar yolun yitirir
Asık surat nefret cana yetirir
O yanlış etse de sen etme gönül

Sevgi damarında kanın gibidir
Sevda bir ummansa sevgi dibidir
Yürekler sevgiyle aşka tabidir
O aşktan vazgeçse sen geçme gönül

Şu hayat dediğin yaşanan andır
Özünü sevgiyle aşkla inandır
Çok kusur işledin bunca zamandır
Kendini kusura terk etme gönül
 
Seni anlatmak isterdim ama olmadı
Kalem kağıt yetersiz kaldı,
Sana olan sevgim o kadar büyüktü ki;
Bunu kimse anlayamadı...
Yolların hepsi ayırıyordu bizi,
Seçme hakkın olsa ne olur,
Severken seni bu kadar
Ayırıyor bizi bütün yollar!!
O kadar sevdim ki seni
Ayrılmamak için, bırakma diye beni
Önümdeki yolları görmedim
Olduğum yerde sabit kaldım,
Asla gitmedim ileri..
İmkansız aşklar mı bu kadar büyük olur sevgili;
Ulaşılmaz olduğun için mi
Bu kadar sevdim seni..
 
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülaaae kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok...
 
Aşk


Tek hece ‘aşk’....
Gördüğüm rüya gibi, uyansam sanki kaybolacak, korkuyorum dokunmaya teni solacak...
Gel desem gelir mi uzaklardan, ya bir selam göndersem alır mı ellerden... Bir demet çiçek göndersem üzerine tek hece ‘aşk’ desem... anlar mı dilimden... sever mi yürekten.
Üşütür bazen heceler de insanı yaktığı gibi gecelerin ayazında... düşerim dikenli teller üzerine, avuçlarım kanar tuttuğum kalemlerden, içim acır kağıtlara döktüğüm kelimelerden... bir türlü söylenmez işte aşk diye.
AŞK... ne doldursam ki içine... o büyük sonsuz sevgimi mi, dokunsam kaybolacak olan aşk denilen tek hece mi...
Korkuyorum işte aşka inanmaya, inanırsam sanki dağlar yerle bir olacak, güneş batacak, yıldızlar kayacak, göğümde yıldız kalmayacak.... inanırsam eğer... rüya bu uyanacağım birazdan... biri kalk diyecek hadi uyan, gözlerimi açacağım öylesine şaşkın kalacağım doğan günün vurduğu odamda... ben buzlar içinde yanacağım... ne kadar gerçekti bu rüya diye ellerimin titrek haline bakacağım...
Aşk... gördüğüm rüya gibi, uyansam sanki kaybolacak... hiç uyanmadan yaşayabilir mi insan...
Nevim Karahan
 
Aşk Ve Üç S

Sır perdesinin arkasına gizlenmiş
Bir sürü ukala kelime.
En başta aşk
Sonra üç tane S
Sevgi sevda savaş.

Nedir Türkçesi aşkın,
Önce bir pamuk ipliği,
Sonra iki hayat,
Bağlan bağlanabilirsen.

Nedir izahı sevginin,
Bir avuç kan sunmak,
Altın tepside,
Feda olsun,
Ama yüreğin dayanır mı?
Dayan dayanabilirsen.

Nedir sevda,
Nedir savaş.
Sevdasız savaş mı olur?
Savaşsız sevda mı?
Kan sunduk ya
Gerekirse can serilir
Yoluna.

Bir tebessüm ay balam.
Bir tebessüm.
Bak nasıl ağlayacağım,
Bir tebessüm
Ondan sonra gör sen,
Nasıl oluyor sevda,
Nasıl yapılırmış savaş,
Güneşe çıkacağım,
Yeryüzünü seyredeceğim,

Hep uzak olacağım sana,
Ama göreceğim güneşten,
Gözlerinin rengini,
Dinleyeceğim ayak sesini,
Dokunacağım saçlarına.
Bir tebessüm
Sevda hepten savaş ,
Kazan kazanabilirsen
 
Geri
Üst