5
EXE RANK
AEROPOSTALE.`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 18 Ara 2009
- Mesajlar
- 5,401
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32

BURSA NUTKU’NUN ATATÜRK TARAFINDAN SÖYLENMEDİĞİ İDDİALARI
ATATÜRK BURSA NUTKU'NU SÖYLEMİŞTİR
1 Şubat 1933'te, Bursa'da öğleden sonra otuz kadar şahıs Ulucami yanında bulunan Evkaf Müdürlüğü'ne başvurarak
ezan ve kametin İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa
da da Arapça okunmasını istemişlerdir. Evkaf müdürünün
emrin yukarıdan geldiğini, kendisinin yapacağı bir şey olmadığını
bildirmesi üzerine, arkalarına daha büyük bir kalabalık
toplayarak valiliğe gitmek istemişlerdir. Fakat bu isteklerine ulaşamadan
polis kuvvetleri tarafından dağıtılmışlardır. Müşevviklerle;
önayak olanlar yakalanarak tahkikata başlanmıştır.
Bu sırada Atatürk, mevsimin kış olmasına rağmen 22
gün süren bir yurt gezisi yapmaktadır. Bursa olayını duyar
duymaz olaya büyük bir önem vererek yola çıkmış, büyük
bir hızla 5 Şubat 1933 günü saat 5.00'te Bilecik'e varmış
ve sabah olmasını beklemeden otomobille hareket etmiş ve
9.30'da Bursa'ya varmıştır.
Atatürk'ün büyük bir hızla Bursa'ya gelmesini Cumhuriyet
gazetesinde Yusuf Ziya Bey şöyle anlatmaktadır:
"Yirmi iki gündür, adımlarının izleriyle yurdu bir altın haleye
saran Gazi, Afyon tepelerini aydınlatırken Bursa ovasına
küçük bir irtica gölgesi çöktü. Bir anda onun bir tepeden
bir ovaya karanlıkları yırtan bir yıldırım hızıyla düştüğünü
gördük" (8 Şubat 1933 Cumhuriyet gazetesi).
Atatürk olayla bizzat meşgul olmuş, 6 Şubat'ta Anadolu
Ajansı'na şu tebliği vermiştir:
"Bursa'ya geldim. Hadise hakkında alakadarlardan
malumat aldım. Hadise haddizatında fazla ehemmiyeti haiz
değildir. Herhalde, cahil mürteciler adaletin pençesinden
kurtulamayacaklardır. Hadiseye dikkatimizi bilhassa çevirmemizin
sebebi, dini siyaset ve herhangi bir tahrike vesile
etmeye asla müsamaha etmeyeceğimizin bir defa daha anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti' esasen din değil, dildir.
Kati olarak bilinmelidir ki; Türk milletinin milli dili ve milli
benliği bütün hayatına hâkim esas kalacaktır."
Olayın soruşturması ile Adalet Bakanı Yusuf Kemal
Bey'le, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya Bey görevlendirilmişlerdir.
Olayda görevlerini ihmal eden Bursa Savcısı Sakıp
Bey'e ve Bursa Sulh Ceza Hâkimi Hasan Bey'e ve Bursa
Müftüsü Nurettin Bey'e işten el çektirilmiştir. 15 kişi tevkif
edilmiştir.
Bursa'da çıkan Arkadaş gazetesi sahibi, gazeteci Rıza Ruşen
Yücer 1947'de "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra" adlı
bir eser yayımlıyor Bu kitabında Bursa olayını kısaca anlattıktan
sonra nutkun nasıl söylendiğini şöyle açıklamaktadır:
BİRİNCİ TANIK
"O akşam Çekirge yolundaki köşkte Atatürk'e bir yemek
verildi. Sofrada 13-14 kişi var. O günkü hadiseden dolayı
Atatürk'ün gönlünü almak için, bu on dört kişiden birisi:
- Efendim, diye söze başladı... Bursa gençliği bu hadiseyi
hemen bastıracaktı. Fakat zabıta ve adliyeye olan
güveninden ötürü... devam edemedi. Atatürk bir işaretle
sözünü kesti... Sonra Türk gençliğinden ne anladığını şöyle
tarif etti:
Türk genci, inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir
diye başlayan Bursa Nutku'nu söylemiş ve şöyle bitirmiştir:
İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği...
dedi.'
Rıza Ruşen Yücer, Bursa Nutku'nun söylenmesine tanıktır
ve nutku Atatürk'ün ağzından bir gazeteci olarak yazmıştır.
İKİNCİ TANIK
1958'de Ulus gazetesinde Bursa Nutku'nun yayımlanmasından ötürü soruşturma açıldığı zaman olayın bir tanığı daha
ortaya çıkmıştır ve tarihçi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu
olaya şöyle tanıklık etmiştir:
"Bu olay Arapça ezanın kaldırıldığı zaman olmuştur. Mustafa
Kemal İzmir’deydi. Bursa'da Ulucamide bir müezzinin ezanı
Türkçe okumayıp Arapça okuduğunu öğrendi. Sofradaydık,
derakap hususi trenin hazırlanmasını emretti. Tren öylesine bir
şekilde geldi ki, Karaköy'e kadar Mustafa Kemal bağırıyordu
'Yavaş gidiyor daha süratli' Karaköy'den otomobille gayet bozuk
bir yoldan Bursa'ya varıldı. Paşanın oradan kalkıp Bursa'ya
geldiğini haber alınca, Ankara 'Bu telaşa sebep ne" demiş. Bunu
Mustafa Kemal duymuştu. 'Bir müezzin Arapça ezan okuyor.
Ne vali, ne müddeimumi, ne polis hadiseyle ilgileniyor. Biz
inkılap yapıyoruz. Bir milletin kaderini elimize aldık, çocuk
oyuncağı mı bu işler? Bu eserin kurucusu benim. Bursa'da devlet
makamları inkılapları korumak için alakalanmadıklarında
benim ne yapmamı istiyorsunuz? Durmamı mı?' dedi. Ondan
sonra verilen yemekte bu sözleri söyledi. Konuşmanın gazetelerde
neşredilmediğini hatırlıyorum."
Eski "Hâkimiyeti Milliye Başyazarı" 49 yıllık gazeteci ve
tarihçi Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, gerçekten güçlü hafızasına
dayanarak ve teferruatıyla da olaylara uygun olarak Bursa
Nutku'nun söylendiğinin tanığıdır.
ÜÇÜNCÜ TANIK
1 Aralık 1966 tarihli Milliyet gazetesinde değerli gazeteci
ve araştırmacı Mustafa Ekmekçi'nin Atatürk'ün yaverlerinden
Cevdet Tolgay ile yaptığı çok önemli bir konuşma
yayımlanmıştır: Cevdet Tolgay bir konuşmasında Bursa
Nutku'nun Atatürk tarafından söylendiğini kesin olarak
açıklamıştır. Bu konuşmayı aynen naklediyoruz:
"Ankara -Mustafa Ekmekçi bildiriyor- Atatürk'ün hayatta
kalan tek yaveri Cevdet Tolgay, Bursa konuşmasını dinlediğini
ve yayımlanan konuşmanın Atatürk'e ait olduğunu
söylemiştir. "Türk genci, rejimin ve inkılapların sahip ve
bekçisidir" diye başlayan konuşmayı Atatürk'ten dinlediğini
açıklayan nöbetçi yaveri Cevdet Tolgay, kendisini bulup,
bilgisine başvurmamız üzerine bize şunları söylemiştir:
"Aradan geçen uzun senelere rağmen, konuşma, Atatürklü
bugün dinliyormuşum gibi hafızamda canlandı. Konuşma
Atatürk'ündür."
1932 yılından ölümüne kadar Atatürk'ün yaveri olan
Cevdet Tolgay, olay gününü şöyle anlattı:
"Ocak ayının ortasında bir tetkik seyahatindeydik. Son
merhale olarak İzmir'e geldik, İzmir’e vardığımızda tarih 31
Ocak 1933'tü. Gazi şubatın ilk üç günü İzmir’de dolaştı. Tetkikat
yaptı, Gazi'nin yaranda o zamanki iktisat Vekili Celal Bayar'ın
başkanlığında tetkikat yapan bir iktisat heyeti de vardı.
"3 Şubat 1933 akşamı, İzmir'de Kordon'daki köşkte akşam
yemeği sırasında Bursa'daki ezan olayı intikal etti. ilk
gelen haberler Gazi'yi hayli asabileştirdi. Alakadar etti. Devrimlerine
karşı olan her hareket Gazi'yi şiddetle mukabeleye
sevk ediyordu. O zaman devrimler daha yeni idi. Atatürk
soyadını da almamıştı. Gazi Mustafa Kemal Paşa idi..."
BURSA'YA BASKIN YAPACAĞIZ
"ilk tepki şiddetle 'Bursa'ya baskın yapacağız' şeklinde
oldu. Ve hemen hazırlık emrini verdi. O gece İzmir’de
verilen baloya gitmediğini hatırlıyorum..."
Harekât tarihimiz 4 Şubat 1933 oluyordu. Saat03.30'da
Afyon'a hareket etti. Celal Bayar heyeti İzmir’de kaldı. Afyon'da
Antalya gezisinden dönmekte olan Başvekil ismet
Paşa ile buluştuk. Afyon'da İsmet Paşa da trene bindi. Gazi
ile ismet Paşa aynı trende Eskişehir'e kadar özel olarak
konuştular. Eskişehir'den sonra İsmet Paşa Ankara'ya, biz
Bilecik istikametine hareket ettik. Saat 5'te Bilecik'e geldik. Bazdan Karaköy diyorlar, ben nöbet defterine Bilecik
diye kayıt etmişim.
"... Bilecik'ten hareketle 9.30'da Bursa'ya geldik. Gazi,
gider gitmez işe el koydu. Meşgul oldu. Hadise sanıldığı
kadar büyük mahiyette değildi. Fakat ilgililer, hadisenin
takibinde gevşek davranmışlardı. Fakat Atatürk olayı, kendi
inkılaplarına karşı bir hareket olarak ele aldı, 6 Şubat'ta,
ertesi günü Dahiliye ve Adliye vekilleri geldiler ve işe vaziyet
ettiler. İşte o sırada Atatürk, köşkte bu konuşmayı
yapmıştır. Okuduğum zaman, metni yayımlanan konuşma
bana hiç yabancı gelmedi. Ben vilayet konağındakini hatırlamıyorum.
Köşkte konuştu. 6 Şubat akşamı köşkteki
yemekten sonra Gülcemal'le İstanbul'a hareket ettik"
"Köşk şimdiki Çelik Palas Oteli'nin yanındadır. O
köşkte, akşam yemeğinde Atatürk sofrada bu konuşmayı
yapmıştır. İyice hatırladım. İlk gittiği akşam da konuşuldu.
O hava içinde, Atatürk'ün başka türlü konuşmasına da imkân
yoktu. Sofrada kimler vardı, şimdi iyice hatırlamıyorum.
O gün dolu geçmişti galiba ki, sofrada bulunanların
isimlerini kaydetmemişim. Bursa'dan vali, Balıkesir'den
kolordu komutanı, Bursa belediye reisi olabilir."
Atatürk'ün bu gezisine katılmış olan Cevdet Tolgay'ın
kitap halinde yayımlanan "Atatürk'ün Nöbet Defteri"nde
imzası ve aldığı notları bulunmaktadır.
TÜRK TARİH KURUMU'NUN BURSA
NUTKU HAKKINDA KARARI
"Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu'nun 24
Ekim 1966 tarihli toplantısında Bornova Asliye Hukuk
Hâkimliği'nin 27/9/1966 tarih ve 1966/338 sayılı yazısı
ve bu yazıya ekli Atatürk'ün Bursa Nutku ile ilgili sözlerin
üzerine gerekli incelemeler yapılmıştır. Bu incelemeler
sonunda bu sözlerin Atatürk'ün 1933 Şubatı'nda
Bursa'da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle
çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliği
ile varılmıştır."
Not; Bu yazı "Reşit Ülker - Atatürk'ün Bursa Nutku" adlı kitabından alınmıştır.Daha ayrıntılı bilgi için bu ktiaba bakabilirsiniz...