Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

GÖNÜL GEL KARARDAN AŞMA

Gönül gel karardan aşma,
Sözüm sana meveddettir.
Gafillen bacadan düşme,
Evvel kapı şeriattır.

Şeriattan edep öğren,
Al bu pendi belin bağlan.
İlmle üstad olur oğlan,
Kimi farz, kimi sünnettir.

Eğer bu sırra erersen,
Dolan kapıdan girersen.
Tarikat farzın sorarsan,
Yedi farz, üçü sünnettir.

Gelin girelim bu babı,
Açılsın aşkın kitabı.
Eğer anlarsan hesabı,
Andan sonra tarikattır.

Tarikat bir oddur yakar,
Kimi ham, kimi has çıkar.
Her aşık bir çakmak çakar,
Çırağın yakan üstatdır.

Tarikatta kamil olan,
İlmi ile amil olan,
Bu yolda mükemmerl olan,
Evvel mertebe hizmettir.

Hizmet erenler yoludur,
Cümle ilmin evvelidir.
Ahdimiz kalu beli'dir,
Bundan dönen kişi mattır.

Kend'özümüze gelelim,
Tarikat nedir bilelim.
Yoklukta sefil olalım,
İbtida yüz iradettir.

İbtida talip olunca,
Düşmana galip olunca,
Dört can bir kalıp olunca,
Menzili bi-nihayettir.

Hakikat genc-i nihandır,
Marifet gevher-i kandır,
Yedi yüz yetmiş mizandır,
Ötesi ilm-i hikmettir.

Mürebbisi Ali gerek,
Dört kapıda eli gerek,
Müsahibin hali gerek,
Zira Ali Muhammet'tir.

Pir Sultan der: Kalu beli,
Dedik ya Murtaza Ali.
Kim kadeh içer kim dolu,
Bu bize bir acep derttir.
 
GÖNÜL HAVALANIP GÖKTE GEZERKEN

Gönül havalanıp gökte gezerken,
Bana zulüm kanlı zalimden oldu.
Kişinin çektiği dili belası,
Her ne oldu ise dilimden oldu.

Dağlara taşlara lalesin verdi,
Kafire hisarın kal'asın verdi.
Arıya bal verdi belasın verdi,
Arı ağlar bana, balımdan oldu.

Sulağında yad avcılar bulundu,
Arkamızdan tor şahinler salındı.
Ayrılık elinden ciğer delindi,
Ördek ağlar bana, gölümden oldu.

Hayli vakit oldu dostum küseli,
Gönlümüz şaz oldu kadem basalı.
Arkası hırkalı, eli asalı,
Abdal ağlar bana, şalımdan oldu.

Silkini silkini gitme işine,
Hayır eyle yaranına eşine.
Çığrışarak gelir konar başına,
Bülbül ağlar bana, gülümden oldu.

Pir Sultan Abdal'ım Ali'ye yeter,
Ali'ye yeter de el etek tutar.
Her sabah her sabah çığrışır öter,
Turna ağlar bana, telimden oldu.
 
GÖNÜL NE DURURSUN ELDEN GELDİKÇE

Gönül ne durursun elden geldikçe?
Yine bir mürşide varmadan olmaz.
Aman mürvet deyü sen de yüzünü,
Yine bir mürşide varmadan olmaz.

Mürşidini bulur gezen arayı ,
Kırklar arasında bulur çâreyi.
Ne kadar okursan aktan karayı,
Yine bir mürşide varmadan olmaz.

Bu dünyada sen çok yaşlar yaşarsın,
Bilip dört kitabın dersin açarsın.
Her harfine bin bir mânâ verirsin,
Yine bir mürşide varmadan olmaz.

Halil Kâbe yaptı oldu ya delil,
Vardı varan, kaldı varmayan melil.
Muhammet’e rehber oldu Cebrail,
Yine bir mürşide varmadan olmaz.

Pir Sultan’ım, bu durakta dur dedi,
Hazret-i Muhammet Ali er dedi.
Bunu bilmeyenin işi zor dedi,
Yine bir mürşide varmadan olmaz.
 
GÖNÜL NE YATARSIN GAFLET İÇİNDE

Gönül ne yatarsın gaflet içinde?
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.
Özünü zulümden kurtaram dersen,
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.

Evliyalar enbiyalar varisi,
Kalkar hacet diler gece yarısı.
Çığrışır ötüşür arşın horozu,
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.

Evliyalar enbiyalar bilişir,
Müezzinler Allah Allah çığrışır.
Gökte aziz melaikler seğrişir,
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.

Allah'ım cömertsin, cömert ganisin,
Halil gelsin, hulle donu biçilsin.
Rabbim uyumazken sen ne uyursun?
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.

Pir Sultan'ım sevdiğine ağlasın,
Yezitler bağrına kara bağlasın.
Mümin kullar dergahında eğlesin,
Doğdu seher vakti, kalk hacet dile.
 
GÖZLEYİ GÖZLEYİ GÖZÜM DÖRT OLDU

Gözleyi gözleyi gözüm dört oldu,
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi.
Korular kalmadı, kara yurt oldu,
Ali'm ne yatarsın günlerim geldi.

Sancak gele Kazova'ya dikile,
Münafık başına taşlar döküle.
Mümin olanlar da Hakk'a çekile,
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi.

Kızılırmak gibi bendinden boşan,
Hama'dan, Mardin'den, Sivas'a döşen.
Düldül eğerlendi, Zülfikar kuşan,
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi.

Sene tekmil olduğunu bildiler,
Yezit münafık gömleğin giydiler.
Kasdeyleyib imamlara kıydılar,
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi.

Abdal Pir Sultan'ım, bu sözüm haktır,
Vallahi sözümün hatası yoktur.
Şimdiki sofunun yezidi çoktur,
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi.
 
GÜNDÜZ HAYALİMDE GECE DÜŞÜMDE

Gündüz hayalimde, gece düşümde,
Her derdime derman İmam Hüseyin.
Yılın on'ki ayın seherlerinde,
Her dertlere derman İmam Hüseyin.

Dividim var kalem tutmaz elimde,
Hakk'ın kelamın okurum dilimde.
Muhammed'in sancağının altında,
Mazlum mazlum duran İmam Hüseyin.

Aşk kitabın Huda bana gönderdi,
Gökten Cebrail de yere indirdi.
Yezitleri cehenneme gönderdi,
İblis çıkmaz ordan İmam Hüseyin.

Hatice rehberi divanda bir yar,
Fatma Ana ağlar hem saçın yolar.
Hak bir terazidir, mizanın kurar,
Şehit donu giyen İmam Hüseyin.

Pir Sultan ne güzel bulmuş yerini,
Ben pirime kurban verdim serimi.
Muaviye oğlu mülcem soyunu,
Sürelim dergahtan İmam Hüseyin.
 
GÜZEL ÂŞIK CEVRİMİZİ
(DEMEDİM Mİ?)

Güzel âşık cevrimizi,
Çekemezsin demedim mi?
Bu bir rıza lokmasıdır,
Yiyemezsin demedim mi?

Yemeyenler kalır naçar,
Gözlerinden kanlar saçar.
Bu bir demdir, gelir geçer,
Duyamazsın demedim mi?

Bak şu aşıkın haline,
Ne gelse söyler diline.
Can ü başı Hak yoluna,
Koyamazsın demedim mi?

Aşıklar harabat olur,
Hak yanında hürmet bulur.
Muhabbet baldan tatl'olur,
Doyamazsın demedim mi?

Girelim Ali serine,
Çıkalım meydan yerine.
Küfrümüz iman yerine,
Sayamazsın demedim mi?

Dervişlik ulu dernektir,
Görene büyük örnektir.
Yensiz yakasız gömlektir,
Giyemezsin demedim mi?

Pir sultan, Ali şahımız,
Hakk'a ulaşır ahımız.
On'ki imam katarımız,
Uyamazsın demedim mi?
 
GÜZEL AŞIK SANA BİR SUALİM VAR

Güzel aşık sana bir sualim var,
Muhammed Ali'nin gülü nerd'olur?
Zahirde batında bir gerçek ersin,
Tanrı'nın arslanı Ali nerd'olur?

Serim koydum erenlerin yoluna,
Gönüller arzeder Cennet bağına.
Muhabbetin ırmağına, seline,
Uğrayan meleğin yolu nerd'olur?

Yalancı dünyanın varın getiren,
Güvercin donuna girip oturan,
Zemheride gonca güller bitiren,
Hacı Bektaş Veli nerd'oturur?

Yedisi sırdadır, ayandır beşi,
Tedbirle bozulmaz takdirin işi.
Üç yüz altmış altı deryanın başı,
Akan ırmağının seli nerd'olur?

Pir Sultan'ım der ki: Üçler, Yediler,
Erenler kılıcın yola kodular.
Cevap verin müderrisler, kadılar,
Tanrı'mızın arslan kulu nerd'olur?
 
GÜZEL ŞAHIM ÇOK YERLERDEN GÖRÜNÜR

Güzel Şahım çok yerlerden görünür,
Aslı nedir, niye verdin Bağdat'ı?
Şahım birdir, bin bir dona bürünür,
Aslı nedir, niye verdin Bağdat'ı?

Eremedim ben bu sırrın aslına,
Yazık değil mi müminle, müslime?
Getirin Mervan'ı Bağdat üstüne,
Aslı nedir, niye verdin Bağdat'ı?

Yok mu bunda erenlerin yardımı?
Ne çekersin bu cefanın derdini?
Yiğitlere ardır vermek yurdunu,
Ah Hünkar'ım, niye verdin Bağdat'ı?

Geldi Mervan hendekleri doldurdu,
Kırdı Hurmalığı aldı Bağdat'ı.
Çığrışıp geliyor yeşil ördeği,
Aslı nedir, niye verdin Bağdat'ı?

Pir Sultan'ım der ki: Üçler, yediler,
Kırklar da bu demde hazır idiler.
Bağdat'ı, Basra'yı verdi dediler,
Aslı nedir, niye verdin Bağdat'ı?
 
GÜZEL ŞAHTAN BANA BİR DOLU GELDİ

Güzel şahtan bana bir dolu geldi,
Bir sen içi sevdiğim, bir de bana ver.
Kavlim sultan Kızıl Veli'den geldi,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Payım gelir erenlerin payından,
On İki İmam nesli Ali soyundan.
Selman'ın içtiği üzüm suyundan,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Beline kuşanmış nurdan bir kemer,
Aşkın dolusunu içenler kanar.
Herkes sevdiğine bir dolu sunar,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Pir Sultan'ım, hamı hası seçerim,
Hak okurum, aşk kitabın açarım.
Yar elinden ağu gelse içerim,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.
 
GÜZELLER SEMTİNDEN BİZE GEL OLDU

Güzeller semtinden bize gel oldu,
Varamam şu iller yazlanmayınca.
Kalmadı hiç talib ehl-i dil oldu,
Gerçekler bilinmez azlanmayınca.

Yezid'e verildi cevr ile cefa,
Mümine verildi zevk ile sefa,
Bunda inanmazlar, lafınız hava,
Yalan ile gerçek gözlenmeyince.

Ali'yi seversen dilinden koma,
Bek sakla sırrını kimseye deme,
Bu bir sırr-ullahtır beyan eyleme,
Cemiyet kurulup sözlenmeyince.

Ali'yi sevenler gönül düşürür,
Düşürüben aşk kazanın taşırır,
Değme rehber çiğ talib mi pişirir?
Ocaklar yanıp ta közlenmeyince.

Pir Sultan Abdal'ım demek mi olur?
Hercai güzele emek mi olur?
Terbiyesiz, ey can semek mi olur?
Mürşit huzurunda tuzlanmayınca.
 
HACI BEKTAŞ TEKKESİNİN DIŞINDAN

Hacı Bektaş tekkesinin dışından,
Dediler bir suna aştı yalınız.
Ayırmışlar yareninden eşinden,
Dediler bir suna aştı yalınız.

Eşinden ayrıldı Bektaş'a vardı,
Kuru göllerde çok savaşlar kıldı.
Ayrılık haberin Mucur'dan aldı,
Dediler bir suna aştı yalınız.

Geçti m'ola Kızılırmak boyunca?
Çeken bilir ayrılığın doyunca.
Ayırmışlar on'ki imam soyunca,
Dediler bir suna aştı yalınız.

Aştı m'ola Kırlangıc'ın belini?
Avcı rast gelirse yolar telini.
Arzulamış gider dostun ilini,
Dediler bir suna aştı yalınız.

Pir Sultan Abdal'ım, gönlümüz paslı,
Dudu kumru gibi kafeste besli.
Hünkar Hacı Bektaş Veli'dir nesli,
Dediler bir suna aştı yalınız.
 
HAK BİZİ YOKTAN VAR ETTİ

Hak bizi yoktan var etti,
Şükür yoktan vara geldim.
Yedi kat arşa asılı,
Kandildeki nura geldim.

Eyyub ile ten erittim,
Lal-ü mercan gevher tuttum.
Vuslat ile taş arıttım,
Ben bu yolu süre geldim.

Yunus'la ummana daldım,
Kırk gün balık içre kaldım.
Davut'la demirci oldum,
Örse çekiç vura geldim.

Gurbet elinde çatıldım,
Ana rahmine yatıldım.
İbrahim'le od'atıldım,
Gülistanda nara geldim.

Sahabelere uğradım,
Kudret lokmasın doğradım.
Er bir dedim, Hak bir dedim,
Bini saydım, bire geldim.

Bir muazzam büyük şora,
N'istersen bulunur, ara.
Kapısı on iki pare,
İstediğim şara geldim.

İçi altın, dışı gümüş,
Suyu şekerle bal imiş.
Böyle bezesten düzülmüş,
İstediğim yere geldim.

Deniz çaldım asa ile,
Göğe ağdım İsa ile.
Tur dağında Musa ile,
Münacatta dura geldim.

Pir Sultan Abdal coşkuna,
Gel otur gönül köşküne.
On iki imam aşkına,
Ben bu seri vere geldim.
 
HAK İÇİN KENDİNİ KURBAN EYLEYEN

Hak için kendini kurban eyleyen,
Şah-ı Merdan oğlu İmam Hüseyin.
Cümle erenlere ferman eyleyen,
Erenler serdarı İmam Hüseyin.

Muhammet Ali'nin çeşmi çerağı,
Erenler rahının bir gül-i bağı,
Ciğerler paresi gönül durağı,
Gözlerimin nuru İmam Hüseyin.

Ceddi Muhammet'tir atası Ali,
Anası Fatıma cihana veli.
Cümle evliyalar ederler beli,
Evliyalar piri İmam Hüseyin.

Batının sultanı, müminin şahı,
Gayıp aleminin şems ile mahı.
Şah Hüseyn'em deyu ederler ahı,
Matem ile zarı İmam Hüseyin.

Pir Sultan Abdal tut damenin anın,
Düşmanına düşman ol hanedanın.
Nur-ı çeşmidürür Şah Murtaza'nın,
Erenler hünkarı İmam Hüseyin.
 
HAK MUHAMMED ALİ GELDİ DİLİME

Hak Muhammed Ali geldi dilime,
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali,
Külli günâhımı aldım elime,
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali.

Hatîce Fâtıma mihr-i mahabbet,
Yine senden olur kuluna rahmet.
İmam Hasan İmam Hüseyin mürvvet,
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali.

İmam Zeynel Abidîn'e varalım,
İmamların dîvanına duralım.
Doksan bin erlere yüzler sürelim,
Mürvet günâhıma kalma kalma yâ Ali.

İmam Bâkır imamların serveri,
Ol İmâm Cafer'dir didemin nuru.
Dilerim çektirme ah ile zârı,
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali.

Musa-yı Kazım'la, İmam Irıza,
Umarım inâyet edesin bize.
Günahım çok benim diyeyim size,
Mürvet günâhıma kalma ya Ali.

İmam Taki İmam Naki'dir virdim,
Onlara sığındım dayandım durdum.
Hasan-ül Asker'e yüzümü sürdüm,
Mürvet günâhıma kalma ya Ali.

Pir Sultan'ım, tamam oldu sözümüz,
Muhammed Mehdi'ye var niyâzımız.
On iki imâm'a bağlı özümüz,
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali.
 
HAK MUHAMMET ALİ HAYDAR

Hak Muhammet Ali Haydar,
Kılavuzdur çekip gider.
Vilayet madeni cebbar,
Dost zülfüne takıp gider.

Şu aleme ün eylemiş,
Kaşların keman eylemiş,
Güzelliğin şan eylemiş,
Nicelerin yakıp gider.

Bülbül oldum dost bağında,
Öterim yolun sağında.
Bir tıfıl hubluk çağında,
Serhoş serhoş bakıp gider.

Alem hüsnüne bakışır,
Gerdanda benler tokuşur.
Ancak yeşil don yakışır,
Ebruların döküp gider.

Sineme vurdular kanca,
Mahi-taban gülü gonca.
Uzun boylu, beli ince,
Kaşlarını yıkıp gider.

Pir Sultan'ım söyler dilden,
Her ne dersen gelir elden.
Al rengini almış gülden,
Burcu burcu kokup gider.
 
HAK NASİP EYLESE DERGAHA VARSAM

Hak nasip eylese dergâha varsam,
Bir dem divanına dursam ya Ali.
Eğilsem eşiğ'ne, niyaz eylesem,
Yüzüm tabanına sürsem ya Ali.

Yüzüm tabanına sürdüğüm zaman,
Zerrece kalmazdı gönlümde güman.
Ali’m Düldül'üne bindiği zaman,
Önünde Kamber’in olsam ya Ali.

Kamber gibi hizmetine yeldirsen,
Bir dem ağlatırsan, bir dem güldürsen,
Çekip Zülfikar’ın beni öldürsen,
Elim eteğinde kalsam ya Ali.

Çeker miyim eteğinden elimi?
Hak katında kabul ettim ölümü.
Doğru sürsek erenlerin yolunu,
Mümin kullarını sevsem ya Ali.

Mümin olan neresinden bellidir?
Hakkı söyler nefesinden bellidir.
Erenlerin demi gonca güllüdür,
Tomurcuk güllerin dersem ya Ali.

Mümin olan mesalihin yetirse,
Yetirse de Ayn-i Ceme getirse.
Dizini dizime verip otursa,
Doyunca yüzüne baksam ya Ali.

Pir Sultan'ın sel***** getirse,
Hak cemini hakikate yetirse.
Dilerim dergâha gelse otursa,
Yakından didarın görsem ya Ali.
 
HAK PEYİK YOLLAMIŞ SELAM EYLEMİŞ

Hak peyik yollamış, selam eylemiş,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.
Onlar da özünü Hakk'a yetirmiş,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.

Uymayasın kör şeytanın sözüne,
Dön gidelim Muhammed'in izine.
Kul olanın uyku girmez gözüne,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.

Uyuma ki Muhammed'i göresin,
Yaradan Allah'tan kısmet alasın.
Günahlıysan günahsızdan olasın,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.

Nuh'u Nebi ile kaldık gemide,
Tabip gerek bu yarama em ede.
Kimi kilisede, kimi camide,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.

Pir Sultan Abdal'ım, hayal düş gelir,
Her gün bahar gitmez, bir gün kış gelir.
Yaradan'a yalvarması hoş gelir,
Her sabah her sabah yalvarır kullar.
 
HAK YARATTI MUHAMMED'İ NURUNDAN

Hak yarattı Muhammed'i nurundan,
İnsan olan gelir nura çevrilir.
Çark kurulmuş dolap daim dönende,
Mansur olan gelir dara çevrilir.

Bir sürçmekle at ayağı kesilmez,
Bir suçlu adem oğlanı asılmaz.
Erenler bir yol kurmuştur basılmaz,
Yol ehli kandeyse yola çerilir.

Gümanlı gönülde pir mi eğlenir,
Cennet taşrasında hur'mi eğlenir.
Balsız petekte arı mı eğlenir,
Arı kande ise bala çevrilir.

Erenler evinde kem söz söylenmez,
Cennet derununda huri gizlenmez.
Balsız peteklerde arı eğlenmez,
Arı olan da bahara çevrilir.

Başlı sular daim alçağa akar,
Pervane kendini odlara yakar.
Serçe kande ise aslına çeker,
Bülbül olan gelir güle çevrilir.

Pir Sultan'ım Haydar yatar hastadır,
Elinde gülleri deste destedir.
Ademoğlu bir acayıp nesnedir,
Muhabbeti tatlı dile çevrilir.
 
HAK'TAN İNAYET OLURSA

Hak'tan inayet olursa,
Şah Urum'a gele bir gün.
Gazada bu Zülfikar'ı,
Kâfirlere çala bir gün.

Hep devşire gele iller,
Şah'a köle ola kullar,
Rum'da ağlayan sefiller,
Şad ola da güle bir gün.

Çeke sancağı ***üre,
Şah İstanbul'da otura,
Firenk'ten yesir getire,
Horasan'a sala bir gün.

Devşire beyi, paşayı,
Zapteyleye dört köşeyi.
Husrev ede temaşayı,
Ali divan kura bir gün.

Gülü Şah'ın doğdu deyi,
Bol ırahmet yağdı deyi,
Kutlu günler doğdu deyi,
Şu alem şad ola bir gün.

Mehdi Dede'm gelse gerek,
Ali divan kursa gerek,
Haksızları kırsa gerek,
İntikamın ala bir gün.

Pir Sultan’ın işi ahtır,
İntizarım güzel Şah'tır.
Mülk iyesi padişahtır,
Mülke sahip ola bir gün.
 
Geri
Üst