Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

YEL ESTİ Mİ AŞKA GELİR SALLANIR

Yel esti mi aşka gelir sallanır,
Mart ayında yeşillenir ağaçlar.
Kıpkırmızı donlar giyer allanır,
Hu dost çağırır allanır ağaçlar.

Çiçek açar domur domur dal verir,
Kimi uzar birbirine el verir.
Kimi meyve verir, kimi gül verir,
Kuşlar üstünde dillenir ağaçlar.

Yaz baharda bahçe ile, bağ ile,
Kaba çamın gürlemesi dal ile,
Koç yiğidin eğlencesi yar ile,
Muhabbet eder eğlenir ağaçlar.

Pir Sultan Abdal'ım, Hatayi Şah'ım,
Adam için ne haketmiş Allah'ım.
Güz gelince salar yaprağın dalın,
Vakti geldi mi sulanır ağaçlar.
 
YEMEN ELLERİNDEN BERİ GELİRKEN

Yemen ellerinden beri gelirken,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?
Hava üzerinde sema ederken,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?

Şah'ım Hayber kalesini yıkarken,
Nice Yezit halka olup bakarken,
Muhammet Mustafa Hacc'a çıkarken,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?

Kim gördü deryada balık izini?
Eğildi Kanber'in öptü gözünü.
Turnalardan işittim avazını,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?

Havanın yüzünde sema tutarken,
Ab-ı kevser şarabından içerken,
Muhammet gül ü reyhanın seçerken,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?

Şeriat yolunu Muhammet açtı,
Tarikat menzilini Ali seçti.
Bu meydandan nice erenler geçti,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?

Pir Sultan'ım eydür: Konup göçelim,
Gelin kevser şarabından içelim.
Ali'nin uğruna serden geçelim,
Turnalar Ali'mi görmediniz mi?
 
YEŞİL BAŞLI ÖRDEK GÖLLERE UÇTU

Yeşil başlı ördek göllere uçtu,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.
Bir taş oynamasın yerli yerinden,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.

Çıkardılar ağ bedenden atmaya,
Şimdi indirdiler yine dahmeye.
Kanrıldım çevrildim baktım zahmaya,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.

Varlığın çevresi dopdolu incir,
Severim demeye canım zarıncır.
Elimde kelepçe boynumda zincir,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.

İlimi sorarsan köyümdür Banaz,
Dilerim onmasın ol karılı Sivas.
Bir ben ölmeyinen alem yıkılmaz,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.

Pir Sultan Abdal'ım kaddim büküldü,
Gözümün gevheri yere döküldü.
Kendir kement boğazıma takıldı,
Duysun canlar deyü bizi asarlar.
 
YETMİŞ İKİ BUÇUK MİLLET DİLEĞİ

Yetmiş iki buçuk millet dileği,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.
Ol demde seğrişir arşın meleği,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.

Kul olanın uyku kalmaz gözünde,
Gezmeyelim kör şeytanın izinde.
Dağ horozu öter arşın yüzünde,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.

Herkes metaını alıp satıyor,
Hak Muhammet Ali cana yetiyor.
Cümle kuşlar yuvasında ötüyor,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.

Seher vakti oldu nasıldır haller?
O zaman açılır kırmızı güller.
Hacet kapısına açıktır derler,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.

Pir Sultan Abdal'ım, kırklar, yediler,
Seherde ötüşür kumru dudular.
Hacet kapısına açık dediler,
Yaradan'a yalvarırlar sabahtan.
 
YİNE DOSTTAN HABER GELDİ

Yine dosttan haber geldi,
Dalgalandı taştı gönül.
Yâr elinden kevser geldi,
Derya gibi coştu gönül.

Kılavuzum Şah-ı Merdan,
Çevresi dopdolu nurdan.
Şunda bir hercayi dosttan,
Neylersin, vazgeçti gönül.

Sır Ali'deki sır idi,
Seyredeni sever idi.
Ben kulu da kemter idi,
Pir aşkına düştü gönül.

Açıldı bahçenin gülü,
Öter içinde bülbülü.
Dost elinden dolu dolu,
Sarhoş oldu içti gönül.

Pir Sultan'ım bir gün göçer,
Er olan ikrarın güder.
Ceset bunda seyran eder,
Çün Hakk'a ulaştı gönül.
 
YİNE ILGIT ILGIT YELLER ESİNCE

Yine ılgıt ılgıt yeller esince,
Bulutlar kaynaşır, yel nice olur?
İmam'a beli demeyen gaziler,
Sürerler dergâhtan hal nice olur?

Pek imiş kurulmaz feleğin yayı,
Ezelden sunulur aşıklar payı.
İki dinli daim yüze gülücü,
Sürerler dergâhtan hal nice olur?

Er değildir er nefesi yutmayan,
Er pirlik kalbini temiz tutmayan,
Özünü rızaya teslim etmeyen,
Sürerler dergâhtan hal nice olur?

Erenler de kabul etmez yalanı,
İçi sual olup dışı güleni,
Evvel ikrar verip sonra döneni,
Sürerler dergâhtan hal nice olur?

Pir Sultan'ım, ihlas diler pirine,
Yerler gökler inler ah u zarına.
Mümin olan çıkar Hak divanına,
Sürerler dergâhtan hal nice olur?
 
YİNE KISMETİMİZ KALDIRDI BİZİ

Yine kısmetimiz kaldırdı bizi,
Ne yaman uzağa düştü yolumuz.
İneyim gideyim Şam'dan aşağı,
Nerde kaldı ana ata ilimiz?

Kan olur garibin gözü yaşından,
Haber almaz yareninden eşinden.
Ağular da sızar canım aşından,
Belki pire malum ola halimiz.

Urum'un dağları, İşçil ovası,
Issız kalmaz yavru şahin yuvası.
Urum'dan da Şam'a erler duası,
Erler olsun kanadımız kolumuz.

Pir Sultan Abdal'ım, uzak yollardan,
Helal olduk yücelerden, bellerden.
Bir zamanlar biz de gurbet illerden,
Ne yaman gurbeti söyler dilimiz.
 
YİNE TAMAM OLDU SENENİN BAŞI

Yine tamam oldu senenin başı,
Aktıkça akıyor gözümün yaşı.
Mümin olanlara veriyor cüşu,
Münkir Yezit kıymetini bilmedi.

İnşallah Yezid'in nesli kırılır,
Mümin olan Hak cemine derilir.
Bir orucun bin bir hacca yazılır,
Oruç tutan ebed mahrum olmadı.

Peygamberin vasisini kodular,
Adına da Mervan adın dediler.
On iki imamı bir bir yediler,
Mazlumların ahı yerde kalmadı.

Hasan'la Hüseyin Ali'nin oğlu,
Yezid'in elinden ciğeri dağlı.
Mümin olan Şah'a ikrarla bağlı,
İkrarı bend olan yoldan dönmedi.

Ne dilersen Hak'tan dile dileği,
Muhammet Ali'nin yanar çırağı.
Pir Sultan'ın Mevla ile durağı,
Pire ikrar veren geri dönmedi.
 
YİNE YEŞİLLENDİ DAĞLAR

Yine yeşillendi dağlar,
Kararıp kocamaz bağlar.
Her nereye varsam ağlar,
Felek, senden gülen kimdir?

Ateşim yanıp pişmeden,
Ruh girip bu ten koşmadan,
Ana rahmine düşmeden,
Bu dünyaya gelen kimdir?

Yiğit ister yaranlığa,
Baykuş konar viranlığa,
On sekiz yıl karanlığa,
Hızır ile duran kimdir?

Pir Sultan'ım der: Varalım,
Anda günahlar görelim.
Azrail'den bir soralım,
Kendi canın alan kimdir?
 
YÖNÜMÜ DÖNDERDİM SARI SULTAN'A

Yönümü dönderdim Sarı Sultan'a,
Ali muradımız vere sabahtan.
Yüzümü süreyim Seyyit Battal'a,
Münkire Zülfikar çala sabahtan.

Bülbülüm bahçende gülşene kondu,
Hüzeyin Hak için serini verdi.
Doldurdu da bize bir dolu sundu,
Ol Hızır'ın yeşil eli sabahtan.

Havarici dinden eden nisbettir,
Taç vuruldu bize yeşil kisvettir.
Mümine Cennet'te nasip kısmettir,
Açılır Cennet'in gülü sabahtan.

Kul olanda Eyyüp gibi derd olur,
Perşembe günleri ismi vird olur.
Anında Cennet'te yurdu bell'olur,
Hakk'ı ivird eyler dili sabahtan.

Pir Sultan Abdal'ım, Ali görünür,
Kul olanlar yüzün üstü sürünür.
Her ne dersen bu ednada bulunur,
Ali muradımız vere sabahtan.
 
YÖRÜ BİRE ÇİÇEK DAĞI

Yörü bire Çiçek dağı,
Sende suna boylum kaldı.
Hep kuşların dönüm çağı,
Bülbülüm goncası soldu.

Bakarım ki yar gelecek,
Yarama merhem saracak.
Mısır'a sultan olacak,
Yusuf'u Kenan'ım n'oldu?

Göllerde ötüşür suna,
Sesi hayat verir cana.
Ben ağlarım yana yana,
Gözlerim yaş ile doldu.

Dudu kumru bülbül sesli,
Yardan ayrılmışam yaslı.
On'iki imamların nesli,
Bir sahip zamanım geldi.

Pir Sultan'ım ne hal oldu?
Dünya haldan hala kaldı.
Tez seviştik, tez ayrıldık,
Ahir pişmanlığım kaldı.
 
YÜCE YÜCE DAĞLARDAN MI GELİRSİN

Yüce yüce dağlardan mı gelirsin?
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?
Benim sevdiğimi sen de bilirsin,
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?

Koyuverin ben yarime varayım,
Muradıma maksuduma ereyim.
Sen bilmezsen ağ kuğudan sorayım,
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?

Benim yarim kıya kıya bakınır,
Ak ellere al kınalar yakınır.
O da senin gibi güller sokunur,
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?

Benim yarim gezişinden bellidir,
Ak elleri deste deste güllüdür.
İbrişim kuşaklı ince bellidir,
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?

Pir Sultan Abdal'ım güllerin beştir,
Yarimden ayrıldım, günlerim hiçtir.
Kılavuzun birdir, katarın kaçtır?
Hayır mı gök turnam yardan ne haber?
 
YÜKLETİN BARHANEM DEVELER İLE

Yükletin barhanem develer ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
Yoldaş olup gitmen yad iller ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.

Şu illerin göze çektiği perde,
Beni sen düşürdün onulmaz derde.
Karar alıp duramıyom bir yerde,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.

Benim ne davam var şu iller ile,
Benim davam Hak ehli kullar ile.
Kerbela'ya giden abdallar ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.

Kutlu günler doğup doğup aşmadan,
Ceset farıyıp da akıl şaşmadan.
Dağları kar alıp kırcı düşmeden,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.

Pir Sultan Abdal'ım bir hava ile,
Arşa çıkardılar bin dava ile.
Kanber'in güttüğü boz deve ile,
Beni İmam Hüseyin'e gönderin.
 
YÜKSEK İSEM BEN GÖNLÜMÜ İNDİRMEM

Yüksek isem ben gönlümü indirmem,
İndirsem de ben Ali'den ayrılmam.
Azrail'i ak göğsüme kondurmam,
Kondursam da ben Ali'den ayrılmam.

Kıratım, kıratım, benli kıratım,
Arş'âlâya çıktı ünüm, fırkatım.
Kesilse kefenim, yunsa meyyitim,
Yusalar da ben Ali'den ayrılmam.

Azrail'in kılıçtandır kuşağı,
Kara toprak sır örtüsü döşeği.
Sarkıtsalar saptırmadan aşağı,
İndirseler ben Ali'den ayrılmam.

Benim gönlüm bir geyicik postunda,
Giydirmenin muradında kastında.
Teneşirin tahtasının üstünde,
Yusalar da ben Ali'den ayrılmam.

Pir Sultan'ım, kuşatsalar kuşağı,
Sarkıtsalar saptırmadan aşağı,
Yedi kat da yer yüzünden aşağı,
İndirseler ben Ali'den ayrılmam.
 
YÜKSEKLERDEN ALÇAKLARA İNDİM BEN

Yükseklerden alçaklara indim ben,
Felek şu kanadım kıraldan beri.
Aklım aldı divaneye döndüm ben,
Kudret oku elim vuraldan beri.

Şu dünyaya gelen bir bir gitmede,
Hiç eksilmez derdim, her gün artmada.
Tur Dağı tutuşmuş yanıp tütmede,
Hakk'ın didarını görelden beri.

Musa söyler idi bin bir kelamı,
Kudret eli ile çaldı kalemi.
Öküze yükletti cümle âlemi,
Dünyanın temelin kuraldan beri.

Allah'ın ansa da ağlasa kişi,
Akıtsa gözünden kan ile yaşı.
Havaya çekildi Muallak Taşı,
Muhammed Mirac'a varaldan beri.

Pir Sultan'ım ah etti de gülmedi,
Aradı derdine derman bulmadı.
Hak uğruna serin verdi dönmedi,
Ferhat şu dağları delelden beri.
 
YÜRÜ BRE HIZIR PAŞA

Yürü bre Hızır Paşa,
Senin de çarkın kırılır.
Güvendiğin padişahın,
Onlar da bir gün devrilir.

Nemrut gibi anka n'oldu?
Bir sinek havale oldu.
Davamız mahşere kaldı,
Yarın bu senden sorulur.

Şah'ı sevmek suç mu bana?
Kem bildirdin beni Han'a.
Can için yalvarmam sana,
Şehinşah bana darılır.

Hafid-i Peygamber'im has,
Gel Yezid Hüseyin'im kes.
Mansur'um beni dara as,
Ben ölünce il durulur.

Ben Musa'yım, sen Firavun,
İkrarsız şeytan-ı lain.
Üçüncü ölmem bu hain,
Pir Sultan ölür dirilir.
 
YÜRÜ BRE KAHPE FELEK

Yürü bre kahpe felek,
Gafil gafil gelme bari.
Biz de doğduk ölmek için,
Yüzümüze gülme bari.

Gafil gelirsin yanıma,
Kıyarsın tatlı canıma.
Toprak atarsın sineme,
Sorucuyu salma bari.

Bildim feleksin cihandan,
Çıkmaz parmakların kandan.
Kurtuluş yok imiş senden,
Yiğitlikte gelme bari.

Sen bir feleksin sözün yok,
Yola gidersin izin yok.
Kimi görmeğe gözün yok,
Kimisini görme bari.

Pir Sultan'ım der: Hanedir,
Bilirm kastın canedir.
Her işlerin tersinedir,
Bildiğinden kalma bari.
 
YÜRÜ BRE YALAN DÜNYA

Yürü bre yalan dünya,
Yalan dünya değil misin?
Hasan ile Hüseyin'i,
Alan dünya değil misin?

Ali bindi Düldül ata,
Can dayanmaz bu fırkata.
Boz kurt ile kıyamete,
Kalan dünya değil misin?

Tanrı'nın arslanın alıp,
Düldül'ü dağlara salıp,
Yedi kere ıssız kalıp,
Dolan dünya değil misin?

Bak şu kaşa, bak şu göze,
Ciğer kebap oldu köze.
Muhammed'i bir top beze,
Saran dünya değil misin?

Pir Sultan'ım ne yatarsın?
Kurmuş çarhını dönersin.
Ne konarsın, ne göçersin,
Duran dünya değil misin?
 
YÜRÜYÜŞ EYLEDİ URUM ÜSTÜNE

Yürüyüş eyledi Urum üstüne,
Ali nesli güzel İmam geliyor.
İnip temenna ettim güzel destine,
Ali nesli güzel İmam geliyor.

Doluları adım adım dağıdır,
Tavlasında küheylanlar bağlıdır.
Aslını sorarsan şahın oğludur,
Ali nesli güzel İmam geliyor.

Tarlaları adım adım çizili,
Rakibin elinden ciğer sızılı,
Al yeşil geyinmiş gerçek gazili,
Ali nesli güzel İmam geliyor.

Magripten çıkar görünü görünü,
Kimse bilmez evliyanın sırrını,
Koca Haydar şah-ı cihan torunu,
Ali nesli güzel İmam geliyor.

Pir Sultan Abdal'ım, görsem şunları,
Yüzüm sürsem boyun eğip yalvarı,
Evvel baştan Onikiler serveri,
Ali nesli güzel İmam geliyor.
 
ZAHİR BATIN ON'Kİ İMAM AŞKINA

Zahir batın on'ki imam aşkına,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.
Pirim nazar eyle sen bu düşküne,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.

Bakmaz mısın cesedimin narına?
Elim ermez oldu cihan karına.
Yüzüm yerde geldim durdum darına,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.

Hacı Bektaş oğlun günahkar gördüm,
Aradım isyanım özümde buldum.
Yüzümün karasın elime aldım,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.

Erenler yolundan bir taş kaldırdım,
Gönül bahçesinde gülün soldurdum.
Bugün eksikliğim nefsi öldürdüm,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.

Pir Sultan'ım eydür: Karşımda durma,
Gidip münkirlere yol erkan sorma.
Alnımın karasın yüzüme vurma,
Aman Şahım mürüvvet deyü geldim.
 
Geri
Üst