Fıkra istiyorsan gel -2- )

kel et aq

temel İngİlİz alman bİde fransiz ÇÖlde gİdİyormuŞ 3 de kelmİŞ temel harİÇ sİhİrlİ lamba bulmuŞlar temel lambayi sallamiŞ cİn cikmiŞ hepİnİz bİr dİlek İstesİn demİŞ İngİlİz saÇim Çiksin temel gÜlmÜŞ sira almana gelmİŞ oda ayni dİleĞİ İstemİŞ temel gÜlmekten ÖlÜyormuŞ fransizda saÇim Çiksin demİŞ en son temel e gtelmİŞ hepsİnİ kel et aq demİŞ
 
Tarikat

Temel tarikata girmek icin basvurmus. Seyhin karsisina cikarmislar. Temel: Seyhim tarikata girmek istiyorum demis. Seyh de: Olur, ama 3 hafta karinla yatmayacaksin. demis. Neyse aradan uc hafta gecmis ve temel Seyhin onune tekrar gelmis. Seyh sormus: Temel tamam mi ? Sabredebildin mi ? Temel: Valla, ilk hafta hic problem yoktu. Ikinci hafta sabrim cok zorlandi. Ama dayandim.Ucuncu hafta bir gun Migros a gitmistik. Benim kari ust raflardan bir iki paket almaya calisiyordu. Hatunun bacaklari gozukunce icim gitti.Daha sonra paketler yere dustu. Benim kari da paketleri almak icin egilince dayanamadim demis. Seyh de:Aaaa olmadi. Simdi biz seni tarikata alamayiz. deyince, Temel: Si..tiret tarikati bizi artik Migrosa bile almıyorlar zaten......
 
Acemi Bülbül

Hocanın canı meyve ister dalar birinin bahçesine. Ağaca çıkar ne bulursa atıştırır. Bahçenin sahibi gelir, "ne yapıyorsun benim ağacımda" der. Hoca ben bülbülüm der. Adam: "hadi ötte bir görelim". Hoca ağzını büzerek bir takım sesler çıkarır. Adam kahka atar: "hiç böyle bülbül olurmu" der. Hoca: "bülbülün acemisi böyle öter" der.
 
Ossujan!

Güney doğulu bir öğrenci velisi iki öğretmen arkadaşı tesadüfen görmüştür. Bunlardan birisi öğrencisinin öğretmenidir. Fakat öğrenci günlerdir okula gelmemektedir. Öğretmen, veliye merakla çocuğun nerde olduğunu sorar. Veli öğrencinin hasta olduğunu belirtir. Tabii ki aaa nesi var denir. Cevap: "Ossujan vardir".. İki öğretmen arkadaş birbirlerine bakarlar ve velinin ne demek istediğini anlamaya çalışırlar. Neden sonra anlaşılır ki; ossujan=solucan’dır.
 
trafik ışıkları

erzuruma trafik ışıkları yeni koyulduğunda polis vatandaşı bilinçlendirmek için ışıklarda beklemekte o sırada erzurumlu kadının biri yayalara kırmızı yanarken karşıya geçer polis derki hanfendi napıyosun görmüyonmu kırmızı ışığı kadın hiç istifini bozmadan vışş yenimi aldınız heyirli olsun...
 
Orta Hakem

Futbol maçında seyirciler yanlış kararlar veren orta hakeme bağırmaktadırlar:
- İ... hakem, i... hakem!!!!
Bu çirkin tezahurat üzerine orta hakem, yan hakemlerden birinin yanına koşar ve şiddetle çıkışır:
- İlişkimizden kimlere bahsettin?
 
Uzun burun



Bir tane adam varmis. Nisanliymis ve askere gitmis. Orada resim çektirip nisanlisina ve annesine gönderecekmis.Annesine belden üstünü, nisanlisina belden altini gönderecekmis.Fakat resimler ters gitmis.Adam askerden


gelince annesine sormus;


“Resimler nasildi?”.Annesi




“Saçini ortadan ayirinca, burnun çok uzun çikmis”demis.
 
Cem Yılmaz 2002

Cem Yılmaz 2002





Ünlü şovmen Cem Yılmaz, gösterilerinde Buradan çıkınca anlatılanların hepsini unutacaksınız der. Ama star muhabiri unutmamis . Okuyun, gülmekten ölün...





BİR buçuk aydır sahnelere çıkmayan Cem Yılmaz, dün Ankara daydı. Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu nda sahne aldı. Kırdı, geçirdi. Evde espri yapamıyorum. Eve iş getirme diyorlar diyerek başladığı programında politik esprilere de yer verdi. İşte, kahkaha makinesinin unutulmaz esprileri:





BİR komedyenin progr***** izledim. Kadın sünnetçi çıkarmıştı. İlk kadın sünnetçi. Ben 1978 de sünnet oldum ve sünnetçi kadındı. Böyle hatıraların olması gerekiyor komedyen olman için. Ben 30 sene sonra anlatırım diye kendime 5 yaşında sünnet organize etmiş olamam.





BENİ kadın sünnet etti. Bundan bahsederken belden aşağı birşeyden bahsetmiyorum. Sünnet bir hadisedir. Erkek çocuğun mürüvvetinin görüldüğü yer. Erkek çocuğun mürüvvetinin görüldüğü yerler sünnet, askerlik, evlilik. Gerçi sünnette daha net görülür mürüvvet. Ona mürüvvet diyorlar, enteresan bir şey. Kadın ismi vermiş olmaları tuhaf. Gerçi rahim diye de adam var olsun.





DİYARBAKIR A gidiyordum uçakla. Hostesle muhabbet ediyoruz. Business ta oturuyorum. Hep Business ta otururum. Buraya da Business geldim. Ankara ya business açılmış çok süper bir şey. Bilmeyen varsa söyleyeyim. Business iş amaçlı gidilen seyahat manasına gelmiyor. Portakal suyu veriyorlar sen de kendini bir b.k zannediyorsun. Aynı uçağın içinde ne sınıf yapıyorsun ulan. Portakal suyu içerken kendini ne zannediyorsun. Mersi canım. Bunu içmeden uçamıyorum . Bir de perdeyle ayırmıyorlar mı tavım ona. Soruyorsun Somon var mı? Arkana bakıyorsun. Fakirler, ekonomi, allah belanızı versin. Uçak sizin neyinize . Bir hava yaratırlar ki sanki uçak düşünce Business takiler ölmüyor.





HOSTESLE muhabbet ediyorum. Laf döndü dolaştı sünnete geldi. Eh business ta oluyor böyle şeyler. Beni kadın sünnet etti dedim. Hostes dedi ki, Aaa kadınlar bindiği dalı kesmez ama . Hostesin şakasına bak. Biz yapsak, aforoz ederler.



NE yaparsan yap ne olursan ol öleceksin. İnsan ölümlü bir yaratıktır. İnsan öleceğini bilir. Belgesellerde gördüğün kaplanlar aslanlar gibi değil. Belgeselde gördüğün kaplan, aslan hep koşacam zannediyor. O erkek aslanı görmüyor musunuz. Fönlü böyle. Artık ormanda nerede buluyorsa fönü. Bizimki daha kompleks bir yaşam. Öleceğini biliyorsun ve sıklıkla unutuyorsun. Hani ölümden dönenler anlatır ya; bir ışık geldi falan diye. O, kıça tıkılan pamuk.





SENİN inancını bilemem. İstersen toteme tap. Herkes ölecek. Mahşer var ya. Orası işte. Kıyamet kopsun herkes orada olacak. Büyük bir kokteyl gibi düşünün. İlk gün imza almaktan anan ağlayacak. Herkes orada çünkü. Aaa Sezar.





REENKARNASYONA inananlar var. Yok öyle bir şey. Hep şöyle yapıyorlar. Önceki hayatımda Rus Çariçesiydim Hiç o..... olan yok. Hiç duyuyor musunuz, Önceki hayatımda taksi şoförüydüm . Herkes kral...





HERKES yanacak dediğim bir kişi hariç. O da Fedon. Çünkü Fedon daha yanamaz. Fedon artık limitte onu direk cennete alacaklar.





TÜRK Hava Kurumu bizim memleketin en iyi çalışan kurumu. Kurban derisini veriyorsun ondan uçak yapıyor. Artık nasıl katlıyorsa. Bi de tuzlarsan F-16 oluyor diye bir geyik var ama yalan olmasın.





ASKERDE seni mesleğinle yönlendirirler. Terzisin terzi yaparlar. Atom mühendisiysen gazinoda televizyondan sorumlu olursun. Şahsına santral kuracak değil ya...





GENÇLİĞİN bir lafı vardır, En verimli çağımda askere aldılar Sanki herifi soğuk füzyonu bulurken ***ürdüler. Bunu söylediği zaman komik durum oluyor. Ama günde sekiz saat antrenman yapması gereken baleti 8 ay botla gezdirirsen Kuğu Gölü nden manda b.kuna transfer olur.





EN verimli çağımda askere aldılar. Ne yapıyordun ki? Verimli verimli evde oturuyordum. Ulan ben para basıyordum beni aldılar askere.





NİYE bedelli yapmadın diyorlar. 15 bin mark veriyordun 28 gün yapıyordun. Ben hiç para vermeden 550 gün yaptım. Bir de orada olanı biteni anlatıyorum senede 2 milyon dolar kazanıyorum. 28 günlük birikiminle single çıkaramazsın.





300 erkek yan yana yatıyorsun abi. Kalabalık bir erkek topluluğu demek, başka bir organizma demek abi. Kadın olmasa b.k içinde yüzeriz. Kadın kendine özenmen için sebeptir. Deodorant mı at gitsin. Konyalı arkadaşına koksan ne olur ya. Ayaklarını haftada bir mi yıkıyorsun. Ayda bir yıka. Kim senin mantar yetiştirmene birşey diyebilir. Askerliği yapmış olan o

kokuyu bilir.





KÜFÜR konusunda ben muzdarip bir insanım. Bu konuda bir çifte standart var. Vizontele de ben bir adamı canlandırdım. Yazıldığı haliyle bir o..... ç..... O adamı başka türlü canlandırmanın imkanı yok. Bizim eski filmlerimizde falan küfür yoktur. Trajedi yaşanır, adamın karısına, kızına tecavüz, bir de köyü yakarlar. Bizim filmin kahramanı finalde gelir, Alçaklaaar . Yani hiçbir caydırıcılığı olmayan.





BİR eroin kaçakçısının hayatını yapıyor herif. Böyle konuşuyor: Mal geldi mi? Geldi efendim. Fakat, filhakika malımız kantara girdi. Olur mu lan böyle. Bu adamlar böyle konuşmuyor ki. Mal geldi mi? Geldi a... koyum. Malın anasını s....ler.





DENİZ Harp Okulu nun kuruluş yıldönümünde sahneye çıkıyorum. İlk mezunlar da gelmiş. Nasıl bir yaş ortalaması anlatamam. İlk 20 dakika eski Türkçe anlattım. Filhakika, buna mukabil bir sonraki latifede buluşmak üzere. Benden sonra Ajda Pekkan vardı, şöyle sundum: Yeni yetenek Ajda Pekkan. Abicim sıfır reaksiyon. Herkes onaylıyor. Bu kız çok tutacak diyorlar.

AL kadehi ver al... Lider taklidi yaptım durduk yerde. Eskiden lider taklidi vardı. Şimdi çok zor. İki kişi koluna girecek. Amma zor iş.



14 Mart Tıp Bayramı nda doktor arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Bizde sperm bankası var mı diye sordum. Yok dediler. Dedim isabet. İçinde banka lafı geçtiği için biri hortumlar rezillik olur.
 
ZENCİLER GİBİ

Fenerbahçeli futbolcu takımının tuvaletine girmişti. Birden gözü yan tarafta çişini yapan takım arkadaşı bir zenciye ilişti.Otuz santimetrelik organını görünce sordu:

" Afedersiniz, siz zenciler bu kadar uzun organa sahib olmayı nasıl başarıyorsunuz, bana bunun sırrını verebilirmisiniz.

" Çok basit, bütün sorun bilinçli sekste. Biz ilişki sırasında yavaş yavaş girip hızla çekiliyoruz. Böylecede cinsel organımız uzuyor."

Fenerli futbolcu yöntemi hemen uygulamak için eve gider. Eve girer girmez, karısını doğru yatak odasına sürükler. Birkaç dakika sonra karısı:

"Niçin böyle durup dururken zenciler gibi sevişmeye başladın hayatım!!"
 
Senden Elektrik Alamıyorum

-senden elektrik alamiyorum

-ben pil degilim!



-senden elektrik alamiyorum kamil

-yok oyle bele$e!



-senden elektrik alamıyorum ilhan

-başka birsey vereyim?



-senden elektrik alamiyorum

-kac gundur ugrasiyoruz burda, fisi prize bi taktirmadinki yavrum



- senden elektrik alamıyorum...

- çok zorlama, carpılacaksın...



-senden elektrik alamiyorum

-bi saniye izin ver? ben simdi duygularimi yogunlastirma karari aldim sen de elektrigin kralini alacaksin.



-senden elektrik alamıyorum?

-nasıl vermemi istersin?



- senden elektrik alamiyorum

- bir de surtunmeyi denesen? statik.. belki?



-senden elektrik alamiyorum

-sana kablo takmaya niyetim yok da ondan...



-ay ben senden elektrik alamyyorum ayhan.

-yüksek gerilim hattımıyım lan ben!!

-ay ne bagırıyorsun beee..

-carparım



-senden elektrik alamiyorum.

-kontrol kalemi soktun mu?



-senden elektrik alamıyorum tamer.

-önemli olan voltaj degil akımdır...



- senden elektrik alamiyorum kaan.

- kimden alabildin ki ?!



-senden elektrik alamıyorum ...

-fisi takmamısımdır o zaman...



- senden elektrik alamıyorum tamer??

- iyi de önce salteri kaldırman lazım



-senden elektrik alamıyorum erkan?

-motor musun?



- senden elektrik alamiyorum.

- alamazsin tabi cunku sendeki tesisat bendeki elektirigi almaya yeterli degil...

- nasil yani?

- fisinin boyu cok kisa, yetismiyor prize!!!

- (aglamakli bir sesle) hani boyu degil islevi onemliydi?

-aglama sus!...lafa bak benden elektirik alamiyormus. sinirlerimi de bozma. hayir sonunda prize uzatma kablosu cekecegim o olacak...
 
rusya ile savaş

sene 1910 lu yıllar. oflular rusya ile kus tufekleri ile savasiyolarmiş.derken yasli biri geçer ordan 'ula ofliler ne ediysunuz' oflular da 'rusya ile savaşiyoruz' demişler. yasli adam 'ula kus tufekleri ile savas mi olur çekil bakayım'demiş.'devirin bi cam ağaci ,oyun içini, doldurun içini barut yallah ateşşş' yüz oflu sehit .akılı veren adam ' burda yüz ölü varsa rusyanın anasını ....
 
Yüzme Bilmiyor

-Ülkenin birinde bakan,kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
-Nihayet;Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve
-İlan etti; Pazar günü saat 10 da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.
-Pazar sabahı saat 10 da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
Fakat ertesi günü tüm gazetelerde su başlık okundu
-Bakan yüzme bilmiyor!
 
FB'LİNİN EN UYGUN DİLEĞİ

Bir fb'li gs'liyle bjk'liyi bıçaklamışlar.Polisler bizimkileri yakalamış.Onların dileklerini istemiş.

Fb'li: " Şu pis gs'liyi benim önüme bağlayın " demiş.

Gs'de: "Ben salağım o yüzden dileğim bizi burdan çıkarın ve fb'linin dileğini gerçekleştirin " demiş.
 
Ayşe Balkonda

Karı ve koca tatil günü evde televizyon seyretmekten sıkılmış, yatak odasına geçmeye karar vermişler.... Ama ne mümkün 7 yaşındaki oğlan evde.
- Oğlum, hadi biraz sokağa çık, gez, oyna .
- Ihhhhh . Israr faydasız. Afacanın sokakta gözü yok.
- Öyleyse, annenle ben odamıza geçelim, sen de balkona. Etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et .
Oğlan biraz mızıklanmakla birlikte çaresiz balkona geçiyor. Bizimkiler de yatağa. Ve afacan canlı yayına başlıyor;
- Şu an bizim sitenin otoparkına yabancı bir araç park etti. Şimdi de Aygaz arabası sokağa giriş yaptı. Yaşlı bir kadın markete giriyor ...
Kısa bir sessizlik...Ve rapora devam;
- Yan komşumuz Ahmet Bey amcayla karısı Necla teyze yatak odasında sevişiyorlar . Yataktakiler şok vaziyette.
Baba sesleniyor;
- Oğlum, nereden çıkardın şimdi bunu ..
- Hiçç. Küçük kızları Ayşe balkonda dikiliyor da ...
 
*_*_ Bebek _*_*

Bir zamanlar İngiliz hükümeti çocuğu olmayan ailelerin bu sorununu

çozmek için Cici Baba servisi kurmuş.Cici Baba evliliklerinin ilk

beş yılında çocuk sahibi olamayanlara yardım eden bir devlet memuru.

Smith ailesi de boyle bir servis için başvuruda bulunur , heyecanla

CiciBaba yi beklerken kapı calınır, ancak gelen kişi cici baba adayı değil,kapı kapı dolaşan bir bebek fotoğrafcısıdır. Konuşma şöyle gelişir:

Ms Smith: Günaydın

SATICI : Günaydın efendim ben şey için gelmiştim

Ms Smith: Açıklamanıza gerek yok kocam herşeyi anlattı. Buyrun

içeri girin

SATICI : Öylemi? Bebek işinde üstüme yoktur, özellikle ikizlerde.

Ms Smith: Kocamda öyle söyledi buyrun oturun.

SATICI : O zaman kocanız belki de size . .. . . . . . . . . . . . .

. . .

Ms Smith: Aa evet, ikimizde en iyi sonucun böyle alınacağını

düşünüyoruz.

SATICI : Öyleyse hemen başlayalım.

Ms Smith: (KIZARARAK) şey nerede başlamalı?

SATICI : Her şeyi bana bırakın. Ben genellikle iki kez banyo

küvetinde,

bir kez kanapede ve belki bir kaç kez yatakta denerim. Bazen oturma

odasının halısınde iyi oluyor

Ms Smith: Banyo ! ! Oturma odasının halısı! ! ! Neden bizim

beceremediğimiz anlaşılıyor.

SATICI : Şey hanımefendi , hiç kimse ilk seferinde iyi bir sonuç

garanti edemez ama altı yedi kere denersek bir tanesi mutlaka şahane

olacaktır.

Ms Smith: Afedersiniz ama biraz fazla olmuyor musunuz?

SATICI : Kesinlikle değil benim işimde insanlar aceleci

olmamalıdır.

Ms Smith: Başarılı oluyor musunuz bari?

SATICI : (Çantasını açarak bebek fotoğrafları gösterir)Şu bebeklere

bakın bunlar benim işlerim. Bakın bu dört saat sürdü.

Ms Smith: Evet çok güzel bir bebek

SATICI : Fakat gerçekten güç bir iş. Görmek istiyorsanız şuna

bakın, ister

inanın ister inanmayın bu Londra nın ortasında , otobüsün üzerinde

oldu.

Ms Smith: TANRIM ! ! ! ! ! ! !

SATICI : Bunlar da şehrin en şirin ikizleri.Anneleri ile çalışmanın

ne zor olduğunu bilseniz ikizlerin şirinliğine daha cok şaşırırsınız.

Ms Smith: Öyle mi ?

SATICI : Sormayın. Şununda işi doğru yapabilmek için onu Hyde

Park a **urdüm. Herkes çevremizi sardı. Peş peşe dört beş tam boy ve iş bitti.

Ms Smith: Dört beş tam boy ! ! ! ! !

SATICI : Evet üstelik üç saatten fazla sürdü. Sonunda bir kaç kişi

kalabalığı tuttu . Karanlık olmadan önce yeniden denemeliydik ancak

serçeler aletimin uzerine konup gagalamaya başladılar bu yüzden işi

bırakmak zorunda kaldık.

Ms Smith: Yani gerçekten serçeler şeyinizi aaa-aletinizi ısırdıler

mı?

SATICI : Evet böyle şeyler oluyor tabi. Ben tekniğimi geliştirmek

için tam üç yıl harcadım. Mesela şu bebek. Bu neticeye ancak büyük bir mağazanın ön vitrininde ulaşabilirsiniz.

Ms Smith: Bu kadar da olmaz!

SATICI : Hanfendi hazırsak ayaği alıp geleyim.

Ms Smith: Ayak mı ? ? ? ? ! ! ! ! !

SATICI : Aa evet , ağır olduğu için sürekli elde taşımak zor oluyor

bunun için ayak kullanıyorum.

- Hanımefendi . . . . . Hanımefendi . . . . .

Hayallah neden bayıldı şimdi bu. . .
 
Beş kuruş

Bir gun Hoca sallana sallana yolda yururken, biri arkadan ensesine kuvvetli bir tokat atar. Hoca neredeyse yere dusecek. Hoca hiddetle,
-Ne curetle vuruyorsun!
Genc adam, biraz ukala bir tavirla, kisaca ozur diler. Kucuk bir hata yaptigini, Hoca yi bir arkadasina benzettigini soyler. Ayrica, Hoca nin kucuk bir tepeyi dag haline getirdigini belirtir.
Bunun uzerine, Hoca yi mahkemeye gitmekten baska hicbir sey tatmin etmez. Hoca israrlidir ve genc adamin kabul etmekten baska caresi yoktur. Kadiya giderler.
Kadi her iki tarafida dinler. Ancak kadi genc adamin arkadasi oldugundan, onu muskul durumdan kurtarmanin caresine bakarken, Hoca yi da yumusatmaya calisir.
-Hoca, hislerini anliyorum. Herkes ayni seyleri hissederdi bu durumda. Simdi ne dersin, bu genc adam kendine bir tokat atsa kabul edermisin.
Hoca bununla tatmin olmaz, israr eder mahkeme yapilsin der.
Bunun uzerine kadi, genc adama 5 kurus ceza verir ve gidip getirmesini soyleyip kursuden iner.
Hoca, genc adamin donmesini bekler. Bir saat gecer, iki saat gecer fakat genc adamdan ses seda yoktur. Mahkeme kapisinin kapanmasina az kalmisken, Hoca kadinin, en mesgul bir aninda ensesine okkali bir tokat atar ve ekler,
-Kusura bakma kadi efendi, daha fazla bekleyemecegim.
Gelirse soyle one, 5 kurusu sana versin
 
Alaman

Namik-kemal, alman ve ingiliz kampa gidiyorlar. Her aksam ayni cadirda yatarlar. ingiliz ortada Namik Kemal arkasinda almanda önunde yatiyormus.Namik kemal her aksam ingilizi yapıyormuş.


.. Bir gun ingiliz hastalanir önceden cadira gidip yatar onun icin alman ortada yatar. bizim Namik gelir almanı tam yapacakken alman bagirir: Namik ben alaman ben alaman diye. Namik ta hastır lan hergun aliyonda bugun niye alamiyon.....
 
yarışma

bir gün temel fransız ve ingiliz yarışa girer.2 gün boyunca tuvalet yapılmıyacak.osturulmuyacak ve geyirilmiyecek.ilk fransız olmuş.

fransız yanlışlıkla geyirmiş.sıra ingilize gelmiş.ingilizde osturmuş.

sırada temeldeymiş.temel büyükannesinin evine gitmiş orada işemiş.

ama kimse bilmiyormuş.sonra dedesinin evine gitmiş.orda osturmuş.

amcısında evine gidip geyirmiş bunları fransız ve ingiliz bilmiyormuş.

sonra yarışı temel kazandığı için parayı vermişler.sonra evev gitmişler.

haberlerde.deyiyormuşki büyükannenin evini sel bastı dedenin evinde

gaz patlaması oldu ve amcanın evinde deprem oldu diyormuş.
 
Görüyorum

Amerikan Delegesi Hanimefendi kürsüye gelmis..

"Geçen yilin kararlarini aynen uyguladim.Eve gider gitmez kocama: Bundan sonra temiz çamasir istersen kendi çamasirini kendin yika. Iste makine orda.. dedim.

Ilk gün birsey görmedim.Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün bir baktim, makinenin basinda sadece kendi camasirlarini degil, benimkileri de yikiyor."

Alman Delegesi söz almis, arkasindan..

"Ben de kararimiz geregince kocama: Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan kendi bulasigini kendin yika dedim..

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim. Üçüncü gün baktim, makinenin basinda sadece kendininkileri degil, benim bulasiklarimi da yikiyor."

Üçüncü konusmaci bizden feminist kardesimiz.. "Türkiye ye döner dönmez kararimiz geregince kocamla konustum. Ona dedim ki: Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pisirmen gerekecek.Iste mutfak orada.. dedim.

Birinci gün birsey görmedim. Ikinci gün birsey görmedim.Üçüncü gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu, hafiften görmeye basladim"
 
Sarışınlara satış yapamıyoruz

Genç ve güzel sarışın, alış veriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıya sorar;
- Şu küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir? .
- Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz .
Genç kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, aynı satıcıya yaklaşır;
- Şu küçük televizyonu satın almak istiyorum der.
- Kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz .
Kadın iyice sinirlenmiştir, soluğu bir kuaförde alır, bu defa köklü bir değişiklik yapar, hatta makyajından, göz rengine o tam bir esmer bombadır artık.. Aynı mağazaya gider, aynı satıcının yanındadır ertesi gün;
- Şu küçük sevimli beyaz renkli televizyon ne kadar? .
- Kusura bakmayın hanımefendi, sarışınlara satış yapmıyoruz .
- İnanmıyorum, nasıl anladınız sarışın olduğumu, üç gündür kendimi esmere çevirmek için yapmadığım kalmadı .
- Hanımefendi 3 gündür satın almaya çalıştığınız şey mikrodalga fırın ...
 
Geri
Üst