Muhteşem Aşk Şiirleri ..

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
Ağır ağır..
Kırmadan..
İncitmeden düşüyordun kirpiklerimden..
Yavaşça inerken yanağımdan aşağı..
Tüm hıncını alır gibi yanaklarımdan öpüyordun..
Kim için…?Ne için aktığını biliyor musun? diye soruyordum sana..Hayır diyordun..Ve sana çok kızıyordum ey göz yaşım..Elimin soğuk kısmıyla siliyordum değdiğin heryeri…
Ummadığım anlarda doluyordun gözlerime,sonra kirpiklerime tutunuyordun..Göz kapaklarımı kapattığımda üzerine,yüreğim yanıyor.. içli içli büzülüyordu dudaklarım…
Sana karşı koyamıyordum uzun süre..işte!Yine dövüyordu ıslaklığın göz kapaklarımı.. Dayanamayıp aralıyordum..Ve yine damla damla süzülüyordun yanaklarımdan..Tüm yaşanılamayan “keşke” leri hiçe sayarak..
Sancıyan yüreğime aldırmadan süzülüyordun..
Değdiğin her yeri kavuruyordu sıcaklığın...
Yavaşca dudaklarımın arasından sızdığında içime..
Bedenimi kor bir ateş gibi yakıyordun.…
Hesap soruyordum sana..
Hiç aldırış bile etmiyordun bana..
Yavaşça..
Aldırmadan..
Umursamadan akıyordun anılarımın üstüne..
Görenlere aldırış etmeden,beni rezil etmek istercesine..
Damla damla..
Acımasızca..
Birbirinize değmeden düşüyordunuz..
Birde utanmadan yanaklarımı okşuyordun..
Mutluluktan akmadınız hiç gözlerimden..
Mutlu olmam bu kadar mı dokundu kanına ?
"O" giderken elvedayı ben mi düşürdüm dudaklarına?
"O" giderken bir kez olsun DUR demedim..
Gittiği yerde mutlu olur belki diye..
Dudaklarımı kapadım sızlayan yüreğimin üzerine..
Sustum..
Sadece "O" mutlu olsun diye..
Göz yaşım…
Acımasızca süzülen tuz tadında damlalarım..
Yeter..
Dolma artık gözlerime...
Dolup da taşma ..
Taşıp da akma artık..
Sızlatma yüreğimi yeniden...…

YETER…​
 
SENSIZ YOK HICBIR SEY

Ben yarinlarin daha guzel olacagina inaniyorum
Seninle hep seninle olacagi icin
Sen olacagin icin yarinlarimda

Seni dusundukce ozanlasiyorum
Optukce dokundukca diriliyorum yasamak nedir anliyorum
Yasam sensin bunu biliyorum

Zaman nedir ki yasam olmaktan ote yasanandan ote
Seninle buldum zamani tattim zamani bildim zamanin onemini
Dakikalar altmis saniye mi daha cok olmali yuz bin on bin

Bu denli cabuk gecmemeli yillar
Yuz yil bin yil yasamaliyim seninle
 
Artık sen-li hayaller yasak.

Sen-li cümlelerimi bir bir boğazıma diziyorum.

Yüreğim hazır hissetmiyor kendini
el atamayacağı
derin yaralar var üzerinde.
Ama artık unutmayı bilmeli gitmeleri yakıştırabilmeli...

Adını koyamadığım ince bir sızıyla koyuyorum başımı yastığa.

Hiç gelmiyecek bir treni



hiç gelmeyecek bir gemiyi bekliyorum sabaha kadar.

Anlatması zor yaşaması daha zor içinde bulunduğum durum...

Yüreğim hasretine dayanamayı kan ağlıyor gecenin şu ilerlemiş saatlerinde...

Ve dudaklarımdan sadece şu kelimeler dökülüyor
'meğer ne çok sevmişim seni!'
 
Terk edilmiş bir sokaktayım..
Bütün duvarlar bana dargın..
Dargın bana bütün yollar Ardından ağladığım için...

Oysa..
Yıldızlı gecelerde gözlerini gölgeleyen bendim..
Şafağın ışıklarını birer birer ben söndürdüm..
Bulutları ben iteledim dağ başlarına..
Sevdalılarını sığ denizlerde boğan bendim...
Nehirleri ben kuruttum..
Ve Ask'ı ben yaktım..Sen gitmeyesin diye!...


Bir labirentin sonundayım şimdi..
Ya yasayacam ya da öleceğim..
İkiside benim elimde..
Bütün sokaklar dilsiz
Teker teker geçtim karanlık odalardan..
Yüreğim paramparça aştım engelleri..
Takıldımdüştümçok beter hırpalandım..
Ama inan bana Ay Parçam..
Sevdandan bir nefesTek bir nefes olsun usanmadım...
Bütün sokakların gözü benim üzerimdeydi..
Aklımda sen varsın diye..
Beni en zayıf yerimden vurdular.
Çok uzaklardaydın nasıl bilecektin..


Geceydi...
Karanlıktı...
Sarhoştum...
Beterdim...
 
Çok kırıldın biliyorum...
Hata benim değildi yanlış anlaşıldım...
Kelimeler acıtır bilirim ama özenle seçtim sanmıştım...
Biliyorum bugünlerde çok zorum...
 
Beni Hatırla...
Resimlere bak...
Mektubumla avun...
Şarkılar tut...

Kendinden vazgeç...
Yastığına sarıl...
Korkular tut...

Dağılsın kalbin...
Öl hatta orda...
Lanetler yağdır...
Beni hatırla...

Her telefona sen çık...
Her kapıya sen koş...
Beni hatırla....
Sen bir yerlerde ben bir şehirde...
Akşam olunca beni hatırla...
 
AŞKIN ACI HALİ

Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
Evinin, seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan sağlık."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksın...

Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan, ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...
 
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittiğin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiç bir şey oyalamayacak seni...
İlaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin...
nafile...
 
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin... Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde aşık olabilirsin ...
 
Farkında değildim;
Cebrail indirmiş seni yüreğime..
Bir gece gelecek ki,
Canımı almaya gelen o Azrail,intihar edecek bu odada..


Nasıl sevdiğimi,
Neden gittiğini ve anlatırken sensizliği,


Elindeki orakla kesecek bileklerini..


Yemin ederim ki;


Ben seni unuttuğum an;
İsrafil sûra üfleyecek,


Benim kadar Mikail'in de içi üşüyecek..
İki omzumdaki meleğin gözünden de akacaksın,
Ömrüm işte o zaman tükenecek..
 
Uzak bir limana yolculuktur aşk,
Ben acemi bir kaptan
Sen gemi tutan bir yolcu
Dümen ikimizin olursa
İnan batmaz bu gemi.
 
Gel hadi
Yüreğimin engin ufuklarına
Yelken açalım
Göreceksin bak;
Seni hep mutlu edecek anlamadığın bu deli
 
Şimdi hoyratsa bu aşk
Ölümsüz kılalım
Müebbet bir sevda koy adını
Aşkın son anı olalım
Şu kaldırımlar şahit
Yağan her kar tanesine
Eğer ıslatmıyorsa beni sırılsılam sevdan
Bu can yoluna kurban...
 
Farkında değildim;
Cebrail indirmiş seni yüreğime..
Bir gece gelecek ki,
Canımı almaya gelen o Azrail,intihar edecek bu odada..


Nasıl sevdiğimi,
Neden gittiğini ve anlatırken sensizliği,


Elindeki orakla kesecek bileklerini..


Yemin ederim ki;


Ben seni unuttuğum an;
İsrafil sûra üfleyecek,


Benim kadar Mikail'in de içi üşüyecek..
İki omzumdaki meleğin gözünden de akacaksın,
Ömrüm işte o zaman tükenecek
 
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırım birkaç kelime..
Bir alev halinde düştün elime,
Hani ey gözyaşım akmayacaktın?..
 
2ymdo44.gif
 
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni, Senin o'nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden,

Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

Can Yücel
 
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var :
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya..

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var :
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana...
 
Aldanırsın…
Seversin bahar gözlü bir sevgiliyi
Her aksam sevdan hancerlerken kalbini
Seversin cok seversin onca ızdıraba rağmen
Dalarsın…
Dipsiz rüyalara, hayal peşinde koşarsın
Ulaşamazsın, kahrolursun
Gecenin en karanliğında
Umudun bittiği yerde
Düşersin…
Yüreğinde açılan deliğe
Çırpınırsın çıkmaya çalışırsın
Nafile, çırpındıkça dahada derine gidersin
Sabredersin…
Bilemezsin kaç gece gelir diye beklersin
Gelmeyince elin kolun bağlı sabredersin
Derdetlerine yenilerini eklersin
Kaybolursun…
Sevginin umutsuz yarınlarında
Varmayan gecenin soguk koynunda
Çıkışı olmayan sevdanin kuyusunda
Nefessiz kalırsın…
Çırpınırsın, bir el beklersin yardan
Kurtarmasını istersin, dipsiz kuyulardan
Uzatirsin elini bulamazsin tutacak bir el
Terlersin…
Kıvranırsın, derin kabuslarda
Sessiz çığlıklar içinde uyanırsın
Her gece köşe kapmaca oynadığın yatakta
Kollarinda sevgilinin olmadigini hissettiginde

O zaman , yok olma zamanı şimdi!
 
BANA GEL SEVGİLİM..

Bana gel sevgilim…
Sevda sözlerinle gel...
Tek bir söz bile söyleme
Suskunluğunla gel.
Utangaçlığınla..
Güçsüzlüğünle
Hatalarını sakladığın yalanlarınla gel…
Anlatmayacağım kendimi sana
Sus..
Sende anlatma bana
Bırak arkamızdan konuşanları
Onlar..
Aşkımızı çaldılar bizim
Biz askımızı saklarken hoyrat ellerden,
Onlar bir çentik atıp yüreğimize,
Büyüttüler yaramızı...
Kanattılar her seferinde....
Dahada derinden..
Biz paylaşmak için mavilikleri sunarken onlara,
Yıldızsız gecelerin karanlığına çektiler bizi.
Dolunayın kasveti ile bizi yaşatmak,
Aşkımızı çalmak istediler.
Gel sevgilim…
Erkeğim olmaya gel…
Uyuyamadığın gecelerden
Üşüdüğün kış sabahlarından
Kasvet dolu bütün akşamları,
Seni uyutmayan kabuslarınla
Korkularını topla.
Bana öyle gel..
Ben koşulsuz sevmeye hazırım seni..
Sorgulamadan,
Yargılamadan,
Değiştirmeye çalışmadan,
Hayati seninle keşfetmeye,
Aşkımın adını,
Sen koymaya hazırım..
Gel sarıl bana...
Sahte hayatların ortasında inandığım gerçek ol.
Suç ortağım ol benim..
 
Geri
Üst