İnsanın Esirliği Kitabının Özeti

Schopenhauer’in İsyanı
Schopenhauer’in isyanı bizzat varoluşu hedef almıştır. Ona göre varolmak, kötülüğü istemektir. Bu köklü kötülükten kurtulmak için varlığı inkar etmek gerekir. Mademki dünya bu kadar kötüdür en iyisi varolmamaktır. Bu varolmama eğilimi insanda kendi iradesinin başvuracağı son şeydir.
 
İNSANDA ALLAH’IN İSYANI

(Ben Hakikatim-Ene’l Hakk’ın Manası)

Daha önce de söylediğimiz gibi, kendisi hakkında bilgi insanın kendi hareketindeki yetersizliğini ihtiva ederken, Uluhiyet hakkındaki bilgi ise kendi kaderini yapabilecek yegane güç hakkındaki düşüncedir. Böyle olunca isyan, söz konusu yetersizliğin bu kurtarıcı güce çağrısı olacaktır.

Hallac’ın mistikliğinin gayesi, Allah’ın iradesine boyun eğmek için, bencil ve hoyrat benliğin isteklerine karşı tam bir ilgisizliği gerçekleştirmektedir. Bu şekilde insan, beşeriyetini aşarak tabiat-üstü bir varlığı isterken aslında kendi kendisini istemiş olmaktadır.

İsyandaki anarşizm, insanda evrensel bir sorumluluk haline gelen merhamet ile kendi mukadderatına tek başına hakim olan Yegane varlıktan medet uman imanın sesinden başka bir şey değildir.
 
Ene’l-Hakkın Manası

Yetersizliğin şuuruna varan mistiğin iç müdahalesinin gayesi, bu insani yetersizliği İlahi şuur ve hareket mükemmelliğinde yol demektir; bu bir ölçüde Tanrılaşmak bir anlıkta olsa adeta Allah’ın varlığında kaybolmaktır. İşte böylece Hallac, bütün beşeri yetersizliklere karşı isyan etmek suretiyle uluhiyete ererek bu varlıkla birleşmeyi gerçekleştirecek ve ‘Ben Hakikat’im veya Ene’l Hakk’ diyebilecektir. Mistiğin hareketi yegane varlığa doğru bir yükseliştir,’ vecd ehlinin isteği Yegane Varlıktır, büyük Yalnızdır.’ Mistik, bir defa bile olsun bu noktaya ulaşıp orada ebediyyen kalamayacaktır. Bütün hayatı boyunca bunu arayacak bu arayışı kendi iradesi haline getirecek, bu mutlak irade içerisinde kaybolacaktır. Belki de Hallac’ın ‘herkesin selameti için lanetlenmiş olarak ölme yolundaki şaşırtıcı arzusu böyle açıklanabilir.
 
Geri
Üst