Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ve sensizlikti karanlık göz gözü görmezcesine kördü kalpler..
Ve sensizlikti üşümek...
Yarin koLLarından uzakta savunmasız ve çıplak...
Ve sağırdım artık sensizken..
Ne kimseyi duyuyorum..ne de sorulara cevap verebiliyorum..son bir umuttu senin sesin..Duyamadım..
şimdi sensizlik hissizliğe dönüşüyor.
bundan sonra dönsende farketmez hissetmiyorum..
Ne kalbime tırmanışını ne elimi tutuşunu ne de dudaklarımdaki busenii...
boş bakıyorum görmeden...tutuyorum karanlıktan ve sürüklenircesine ulaşıyorum çıkmaz sokağa..Ve sensizlik zaten çıkmaz sokak..kayboldum ben o uçurumda..
Dipsiz bir kuyudaymışım meğer..
gelen boş dönüyor boş kovasıyla..
çünkü artık ne verebilicek umudum ne de gözyaşlarım kaldı..
Atılan taşlar bulamıyor kuyunun dibini..
körüm yasağırım ya ve sensizim ya düşse de incitmez o taş beni..
Gözlerim de ıslak değil eskisi gibi ve ellerim tutunacak bir dal aramıyor artık.
Mucizemdin ! YOKSUN.!
Ve ben hala o dipsiz kuyudayım..
şimdiye kadar gelmedin ya sevgilim..
Günlerin esareti ile bir gün daha bitiyor…
Ne zaman başlamıştı paslaşmalar ile tanışma faslı?
Günlerin acele etmeden günü zor terk ettiği günlerdi.
Uzun sohbetlerin anısı büyüktü.
Arkadaşlık mıydı? Tanışıklık mı?
Yıllar öncesine dayanan geç kalınmış zamanların birlikteliği miydi? ..
Sözlerle dokunuşları içinde barındıran
çocukluğa kadar uzanan masumiyetti ya da.
Birlikteliği kutsal kılan da buydu.
Artık suretler yoktu yüzler belirgin değildi.
Mezar sessizliğinde olan ruhlar ölmüşte dirilmek üzereydi.
Yavaş yavaş canlanıyordu duygular.
Hiç kimse bilmiyordu ki böyle derin yaralar bırakacağını.
Dostlukların oluştuğu mecliste neler konuşulurdu?
Kimler neler söylerdi ne muammalar yaşanırdı.?
Et üzerine yapılan sohbetlerden kimsenin haberi yoktu.
Olmayacaktı…
Zaman boyadı paylaşımları siyaha azar azar.
Belirsizliklere terk edildi duygular.
Derken bir kaos yaşandı.
Bir gül uğruna kurtlar kapıştı gül kimin elinde kalacaktı.
Bir savaştı bu.
Diller sözler gıybet susmadı ve bir sürü pazarlıklar yapıldı.
İhanetler başroldeydi yine. Ve maskeler oynuyordu oyunu.
Dağların üzerinde yapılan savaşta kim kazandı.
Gören olmadı sesler duyuldu sadece…
Gülün hiçbir şeyden haberi yoktu. O hep mağrurdu..
“Dürüstlük kazanır bu harpte” diyordu savaşçı ruhu.
Direniyordu an be an.
Bu yüzden o da bilemedi savaşı kim kazandı.
Gül öylesine yücelttiği duygu yumağı sevgi sevda
aşk ile örtüşmeyen duygu seline sahipti.
Sonucu ahirete tehirli sevdası ile dünyalar üzeri kurduğu bir düşün içindeydi.
Yok yok düş ötesi şeffaf duygulardaydı duyguluydu…
O hala bin yıl öncesinin atmosferinde soluk alıp veriyordu..
Dönen dolaplardan habersiz
Semazenlerin teslimiyetinde döne döne içiyordu özlemleri vuslat hayalleriyle…
ONU kimseler anlamadı. Anlayamadı….
Gül kendi dünyasına döndü.
Her şey yaşananlar istikbal derin manalı imana dayalı idi.
Gül bulmuştu kendi gerçeğini.
Hayatını yeniden düzenledi.
Ceviz kabuğu kadar küçük olsa da barındığı dünya;
onlar ceviz ağacı kadar büyülttü büyüteçleriyle miyoplardı çünkü…
Belki de cücelerdi devler dünyasında.
Bilgileri kadar idrak güçleri vardı.
Anlayamadılar anlayanlar içinde….
Kargülü vazgeçti bu dünyadan.
Soğuk parke taşlarına bıraktı gülüşlerini Yetim Asumanlar gibi.
Koca bir Uludağ Göknarının eteklerinde sığındı kendi dağlarına.
Kurt yalnızlığında açmak için çiçeklerini karlar altında….
Herkese Elveda diyordu sisler arasında..
E L V E D A.
sen sevseydin gerçekten .. benimle oynamak yerine sevseydin.. inan bana .. aşk için herşeyi yapan ben ..
aşkım olurdun .. bir ara oldun da .. ama artık inanmamı bekleme.. beni.. biraz olsun seviyorsan beni bırak artık ..
hoşçakal .. hoşçakal sevgili.. yüreğin temiz olsaydı ...
gerçekten sevseydin bırakmazdım zaten seni.. diğerlerinden farklı olsaydın bırakmazdım zaten seni.. bırakamazdım ..
üzülme sende .. tabi üzülüyorsan .. bunu yazarken çok iyi biliyorum bana diyorsun dur .. kahkahalarla .. yine yazmış abtal diyorsundur .. belki de ağıza alınmayacak birçok söz ..
ama ne yapayım .. içimde oldun .. keşke temiz olsaydın ne diyeyim ki.. kalbime .. böylelerini de sevebiliyor işte.. dur dedim dinlemedi.. şimdi ise alay ediliyor ..
ama olsun .. ben izin verdim o kadar .. vermemeliydim nese .. boşver .. olur böle şeyler .. kalbimin di tüm suç.. keşke sende gerçekten sevebilseydin .. ama boşver artık bende gerçekten sevmeye tövbeliyim ..
Tanrım Sana Sen Gibi Bir Sevgili Versin
Umarım Sende Onu Ben Gibi Seversin..
Sevdiğin Sever Sen Gibi Bir Başkasını
Sen Sevdiğini SeversinSevdiğin Bir Başkasını
olacağız başkasının .. tabiki .. hani bir şarkı sözleri varya .. değerimi bilen ellerde .. senin olmadığın heryerde yeşillenirim die ..
ewet ben de artık senin gibiyim .. hayat bu imiş senden öğrendim .. ben ağlarken .. sen başkalarıylardın ..
şimdi.. bittin .. git artık .. mutlu ol .. ve beni de unut .. hiçbirşey yaşanmadı .. izin vermemiştim bana yaklaşmanı .. iyiki de yapmışım .. diyorum .. güvenmiyordum sana ..
bu yüzden ellerimi tutturmadım . .biliyor musun .. ellerimi gerçek anlamda daha kimse tutamadı ..
güvenmeden ellerimi tutturacağımı mı sanıyordun .. nese .. bu kadar yeter .. uzun elveda lar iyi olmuyor . .sevme beni istemez .. yüzüme karşı ağlayıpta arkamdan gülen sen ..
daha fazla ne olur oynama.. kalbim pişman seni sevdiği için .. pişmanım ne olur .. git artık .. oynama .. ne olur .. oynama artık .. yoruldum .. ama inan bana ...
eski ye göre çok güçlüyüm .. seveceğim insan karşıma çıkana kadar bekleyeceğim .. kimse ummasın kendini seveceğimi .. ben bulcam sevcem insanı ..
YALAN DÜNYA DA ELBET
GERÇEKTEN SEVEN BİRİ VARDIR ..
ONU BULANA KADAR .. BEKLEMEYE
NİYETLİYİM. . BIRAKIN ARKADAŞLAR ..
BENİ SEVMENİZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ DEİL .. BANA GÜVEN GEREK ..
BEN GÜVENMEDEN OLMAZ .. SEVMEDEN OLMAZ. .
AŞK BANA DÜŞMAN OLSA DA ..
KADER BANA DÜŞMAN OLSA DA ..
ELBET BİRGÜN BARIŞIRIZ ..
BEKLERİZ .. O GÜNE KADAR ..
Gece karanlık karanlık hüzün hüznünse anlamı çok alfabemde…
Simsiyah sularında kayboldum şehrimin dün.
yıkıntılarımın enkazlarını teker teker sonsuz derinliklerine var gücümle salladım.
Uzaktaki yalnız ama başı dimdik fenereyse hiç aldırmadım.
Yaraladı çünkü kendine güveni beni.
Başının yere eğilmemesi sızdı içime acı acı.
Herkes’in ışığıydıumuduydukurtuluşuydu o..
Oysa BEN…
Rotamı almış giderken;
umuttan her dem tokat yemiş müebbet mahkum
yine kandırdım kendimi.
Elimde kalacak dolmaz boşlukları yine acizane yok sayarak inanmamın bedelitadına bakıyorum kan kokan tuzlu yaşlarımın.
Her dakika ayrı bir ağıtı öğreniyorum bana kalan zamanlarımda.
Ne zılgıtlar varmış önceden gülüp geçtiğim acıdan yangına tutulmuş mecnunların yarlığında.
Şimdi kendi seslerimin çokluğundan uyuştu içinin büyüklüğü omuzlarıma ağır gelen beynim.
Her güne bir harfini ekliyorum... Seni yazıyorum. Seni anlatıyorum beyaz sayfalara… Ama artık sonlara geldim galiba. Sana dair o kadar satır var ki neyi yazmadım diye düşünüyorum… Her şeyden bahsettim… Her şeyi anlattım satır satır...
Şimdi susma zamanıydı.
Seni yüreğime gömüp susma zamanıydı…
Hayallerin gerçekleşmeyeceğine inanıp hayallere küsme zamanıydı… Durdu zaman sanki. Kocaman bir boşluğa sürüklenmekteyim. Sana rastlamak istiyorum ama yoksun artık biliyorum. Gerçeklere sarılacaktım.
Yalnızlığımda bana eşlik eden sözlerini düşünüyorum. Mutlu oluyorum. Kısa da olsa bu hayatta sana rastladığım için mutlu oluyorum. Hayat kısaydı verilen sözler söylenen sözler yazılan satırların bir gün sonu gelecekti. İşte sonu görünmeyen bu yolda ilerliyorum... Ama halen hayallerden kopamıyorum. Yapamıyorum. Bir parçam eksiliyor sanki. Her ne zaman noktayı koysam noktalar gözümde bir çığlık gibi büyüyor. Engel olamıyorum.
Yine hayallere dalıyorum… Anlıyorum ki ben hayaller olmadan yaşayamıyorum. Umudun adıydı güzel hayaller. Düşlerde bulduğum mutluluğu yitirmemek adına kopamıyorum işte. Ne zaman gidersin hayallerden? Ne zaman yok olduğunu kabullenir şu yüreğim? Birkaç gündür güneşime eşlik eden sözlerin yankılanmıyor bana… İçimde kopan fırtınalara bir yenisini eklemek istemiyorum. Sen konuştukça umutlarım çoğalır. Bir adım daha bana yaklaştığına inanırım. Yine yan yana gelirim seninle… Hayalin durur yanı başımda…
Sonra yine gidersin ben yine üzülürüm…
Alışmalıydı bu yürek yokluğuna. Hayalinle yetinip seni uzaktan sevmeye devam etmeliydi. Ne zaman geçeceği belli olmayan bu sızının içerisinde can vermekse sonuna kadar vermeliydi bu canı. Payıma düşen hayalleri gönül cebime alıp giderim…
Hayat her zaman her istediğini vermeyecek kadar üzerdi beni… Bense ona inatla savaşırdım almak istediklerimi almak için. Ama savaşmak çare değilmiş… Kaderim böyle ise kendi ellerimle değiştiremem ki! Ağlamak üzülmek seni bana getirmeyeceğini adım gibi biliyorum. Hüzünleri mendilimin arasına sıkıştırıp uzaklaşmaktı en güzeli… Adın yazılmadıysa alnıma bunu ben değiştiremem ki!
Seni seninle yaşamak kadar güzel bir duyguyu yaşamak yasaksa bana giderim senli düşlerin arasına sıkışmış duygularımla… Sadece varlığına yürüdüğüm yollarda akıttığım her bir damla gözyaşı için seni yaşamaktı savaşım… Ama kazanamadım… Payıma yine yalnızlık düştü sevdanın dikenli yollarında…