Komik Fıkra Arşivi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan juani-
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Temel basindaki kasketi gösterip
- Bu kasket penu on yas gençlestirdu demis.
- Kaç yasindasun diye sormus Cemal.
Temel
- Kasketli mu kasketsiz mu diye yanitlamis.
 
Tras
Temel Fadime'ye
- Sabah tras olunca on yas gençleseyrum daa.
Faidme Temel'e
- Ula Temel öyleyse aksamlary da tras ol. -
 
Bush ölmüş cehenneme gitmiş. Zebanibaşı 'Tamam' demiş 'Amerikadan gelenler için özel bölmemiz var. Ama üç kişilik. Hepsi de dolu. Senin günahın hepsinden fazla olduğu için seçme şansı senin olacak. Birini affet yerine sen geç. 'Bush ilk hücreye girmiş bakmış Nixon elinde balyozla taş kırıyor. Başında da bir Vietnamlı onu kamçılıyor. 'Yok' demiş 'Benim zaten biraz omuzun ağrıyor taş kıramam'. İkinci hücrede Babası Bush'u bulmuş. Irak savaşı ardından petrole bulanmış Körfez suyundan bir havuza dalıyor tam çıkınca bir daha dalmak zorunda kalıyor. 'Aman' demiş Bushgözü korkmuş 'Benim yüzmeyle aram öteden beri iyi değildir. 'Üçüncü hücrede Clinton varmış. Sırtüstü bir yatağa İsa vaziyetinde bağlanmış çıplak Monica'da yatakta ve Clintona'a en iyi bildiği işi yapıyor. Bush'un ağzı kulaklarına varmış 'Tamam' demiş 'Bu cezayı kabul ediyorum'. Zebanibaşı bir tuhaf bakmış 'Emin misin?' diye sormuş. 'Eminim' demiş Bush. 'Sen bilirsin' diye kafasını sallamış Zebani sonra hücrenin kapısını açıp bağırmış: 'Tamam Monica serbestsin!
 
Mısır hükümeti Kızıldeniz'in altına tüp geçit yaptırmak için ihale açar. İhaleye İngiltere'den Amerika'dan Japonya'dan birer firma ve Türkiye'den de Temelin firması olmak üzere dört firma katılır. Firmaları teker teker mülakata çağırırlar ve teknik bilgi isterler. İngiliz Firması:
- Biz iki taraftan da eşzamanlı olarak tüneli kazmaya başlarız ve denizin altında tam ortada buluşuruz. Tüneller arasında maksimum 1 metre fark olur 30 metre enindeki tünelde de 1 metreyi rahatlıkla düzeltiriz. derler. Amerikan Firması:
- Biz de iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 50cm fark olur. derler. Japon Firması:
- Biz iki taraftan kazmaya başlarız ve tam ortada buluşuruz. Maksimum 20cm fark olur. derler. Sıra bizim Temel'e gelir. Temel:
- lla biz de iki taraftan kazmaya başlarız. Ortada buluştuuuk buluştuk buluşamadık iki tüneliniz olur. der!!
 
Bektaşi'nin birine konuk gelecekmiş. Bektaşi konuğu nasıl ağırlar... Elde yok avuçta yok.. Mahçup olmak da istemiyor... Komşusu Yahudi'nin bir sürü keçisi varmış...Onlardan birini çaktırmadan alıp kesiyor... Ama çaktırmadığını sanan kendisi... Yahudi ağacın arkasından gözlermiş durumu... Diyor ki kendi kendine "Kadıya gitsem.. Kadı Müslüman o Müslüman ben Yahudi… Davayı kazanamam. Hadi kazandım Bektaşi'nin nesi var ki ondan alıp bana versin... Biz artık Allah'ın huzurunda hesaplaşırız... Yıllar geçiyor. Yahudi Allah'ın huzurunda davacı oluyor Bektaşi'den... Mahkeme kuruluyor.. Allah :
-Sen Yahudi kulumun keçisini kesmişsin diyor Bektaşi'ye...
-Kesmedim diyor Bektaşi...
-Ben gözlerimle gördum diyor Yahudi..
-Allahım diyor Bektaşi... Bir mahkemede bir adam hem şahit hem davacı olamaz.
-Haklısın ama diyor Allah Ben her şeyi görürüm. Ben de gördüm kestiğini...
-Allahım diyor Bektaşi...Aynı mahkemede hem şahit hem hakim olunmaz...
-Gene haklısın diyor Allah... O zaman getirin keçiyi ona soralım...
-Ne!... diyor Bektaşi... Keçi burada mı?...Ver onu o zaman bu Yahudi'ye...Bitsin bu dava..
 
Nasreddin hocanın iki karısı varmış biri diğerinden daha genç ve güzelmiş. Tekneyle gezintiye çıkmışlar karıları hoca demiş biz göle düşsek önce hangimizi kurtarırdın?
-Hoca yaşlı karısına dönmüş “ Hanım sen biraz yüzme biliyordun değil mi? “ demiş.
 
Nasrettin hoca bir gün kendine yeni bir kazan alır ertesi gün komşusu kazan istemeye gelir hoca kazanı yeni aldığı için pek vermek istemez ama komşusunuda kıramaz ve verir... bir gün iki gün derken onbeşgün sonra komşusu elinde hocanın kazanıyla çıkagelir kazanın içindede küçük bir başka kazan vardır... müjde hocam !!! der komşusu senin kazan doğurdu... nasıl yani der hoca kazan hiç doğururmu ? Valla inanmazsan al kendin bak der kazanı uzatarak... hoca kazanı eline alır yeni aldığı kazanın orası patlamış burası çatlamış... tabii doğurur der adama dönerek KAZANIN A-INA
KOYMUŞSUNUZ
 
Nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş.etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. Hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş. Bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. Hoca durmuş bir yutkunmuş öncesonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama. Adam:
- ben vurdum lan ne olacak demiş. Hoca:
- sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş Adam:
- ciddi vurdum napacan?! Hoca:
- Aman aman öyle olsun... Cunku şakadan hiç hoşlanmam da
 
Jim ile Mary akıl hastanesinde iki hastadır. Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp en dibe batar. Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır. Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur. Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır belgeler çıkartılır Başhekim ayni gün Mary'nin yanına gider:
-Mary sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim yaptığın kahramanca davranıştan ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince kurtardığın hasta Jim intihar etmiş. Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
- Mary gayet sakin yanıt verir: “O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun diye.
 
Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiride dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliye göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşaltınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler
 
Akıl hastanesinde bir gün bir hasta bakıcıyı yanına çağırır. "Bana çabuk 5 şişe kola getir" der. Hasta bakıcı buna kızar ve hastaya beş tokat atar ve "al işte kolalarını" der. Aradan zaman geçtikten sonra yine aynı hasta bakıcıyı yine çağırır. Bu sefer hasta bakıcıyı tokatlar."Bakıcı ne oluyor?" der. Hasta cevap verir. "Şişeleri getirdim abi".
 
Trafik polisi Temel sarışın bir bayan sürücüyü durdurur ve ehliyetini sorar. Kadın çantasını kucağına alıp aramaya başlar; ancak uzun süre geçmesine rağmen bir türlü aradığı şeyi bulamaz. Temel beklemekten bunalır ve sabırsız bir ifadeyle kadına söylenir:
-"Hanımefendi aradığınızı bulamadığınız anlaşılıyor. Üzerinde kendi resminizin olduğu şeyi göstereceksiniz acele edin lütfen." Kadın bu uyarı üzerine telaşlanır ve kısa bir süre sonra "Hah buldum" diye sevinçle çığlık atıp çantasındaki makyaj aynasını Temel'e uzatır. Temel aynayı ciddiyetle inceler ve kadına dönüp kibar bir ifadeyle konuşur:
-"Buyrun belgenizi hanımefendi. Özür dilerim polis olduğunuzu söyleseydiniz durdurmazdım...
 
Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuşlar.
-Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş.
- Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?"
-Temel: "Biraz direndi de."
 
ormanda ağaç kesiyormuş o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni halbuki ne Doğan'ı taniyruuum ne de yengesuni.
 
Adam kisa bir sure once ayrildigi evine telefon acar bahcivana sorar:
"Nasil her sey yolunda mi?"
- Yolunda. Yalniz kuregin sapi kirildi onu tamir etmeye calisiyorum.
- Neden kirildi?
- Kopeginize mezar kazarken zorlamisim bu yuzden kirildi.
- Nee! Kopegim oldu mu?
- Havuza dustu oldu.
- Benim kopegim cok iyi yuzerdi; nasil havuzda olur?
- Ama havuzun suyu bosalmisti betona cakildi; bu yuzden hayatini kaybetti.
- Daha havuzu yeni doldurtmustum. Neden bosalttiniz?
- Biz degil itfaiyeciler bosaltti. Cunku evdeki yangini sondurmek icin ilâve
suya ihtiyac duydular.
- Evde yangin mi cikti?
- Evet efendim. Annenizin vefati dolayisiyla cok sayida insan geldi. Bir
sigara izmaritinden kâgitlar ardindan da perde tutusmus. O kalabalikta
farkina varamadik.
- Annem nasil oldu? Sapasaglamdi.
- Haklisiniz. Biz de sasirdik ama sizin yatak odaniza bir sey bakmaya
girmis. Yatakta karinizla en yakin arkadasinizi gorunce kalbine inmis.
- Yahu hic pozitif bir haber yok mu? Bunaldim.
- Olmaz olur mu? Var. Gecen gun siz AIDS testi yaptirmistiniz ya.. Iste onun
neticesi pozitif cikti
 
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir
bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya kararverir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde bir kadın kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını
ve ekrandaki mesajı görür..
NOT: Burası çok sıcak

Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih: 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına çok şaşıracağından eminim.. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın seninde buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım sende benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin...
 
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve LasVegas'ın yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
- "Hayatim evde misin?"
- "Evet kocacığım."
- "İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım."
- Kadın sevinç dolu bir çığlık atar “Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..."
- Adam cevap verir: “ Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol.”
 
Çiftçi tavukları için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider.
Pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye.
Adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur gidaklama sesleri feryat figan çiftçi çok memnundur. Ama horoz cok azgindir sadece kumesi degil çiflikteki hayvanlar atlar koyunlar inekler vs. vs. Adam memnundur ama bir yandan da endiselenir horoz iki günde ölecek diye. Horozu tutmaya çalışır ama nafile. Neyse der eve girer. Ertesi gün bir bakar ki horoz ayaklar havada dili dısarda kümesin önünde pestil vaziyette yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor.
Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye şeklinde söylenir.
Horoz bir gözünü hafif açarak çiftçiye kısık sesle homurdanır;
-Hişşşt! Akbabayı kaçırıcan sus!
 
Çok soğuk bir kış günü padişah tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına başvezirini alıp yola çıkmış.
Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.
Adam elindeki derileri suya sokup döverek tabaklıyormuş.
Padişah ihtiyarı selamlamış:
"Selamunaleykum ey pir'i fani..."
"Aleykumselam ey serdar'ı cihan..."
Padişah sormuş:
"Altılarda ne yaptın?"
"Altıya altı katmayınca otuz ikiye yetmiyor..."
Padişah gene sormuş:
"Geceleri kalkmadın mı?"
"Kalktık... Lakin ellere yaradı..."
Padişah gülmüş:
"Bir kaz göndersem yolar mısın?"
"Hem de ciyaklatmadan..."
Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş:
"Ne konuştuğumuzu anladın mı?"
"Hayır padişahım..."
Padişah sinirlenmiş:
"Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım."
Korkuya kapılan başvezir padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor.
"Ne konuştunuz siz padişahla..."
Adam başveziri şöyle bir süzmüş:
"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."
Baş vezir yüz altın vermiş.
"Sen padişahı serdar-ı cihan diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu."
"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi."
Vezir kafasını kaşımış."Peki altılara altı katmayınca otuz ikiye yetmiyor ne demek?..."
Adam bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.
"Padişah altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki kış günü çalışıyorsun diye sordu. Ben de yalnızca altı ay yaz değil altı ay da kış çalışmazsak yemek bulamıyoruz dedim.(32 ise ağızdaki dişten kinaye boğaz)"
Vezir bir soru daha sormuş..."Geceleri kalkmadın mı ne demek?"
Adam bir yüz altın daha almış.
"Çocukların yok mu diye sordu. Var ama hepsi kız. Evlendiler başkasına yaradılar
 
Üç Hristiyan arkadaş yolda gidiyormuş. Birisi kiliseyi görmüş ve diğer iki arkadaşına:
- “Bekleyin de şurada bir günah çıkarayım” demiş.
Sonra da kiliseye girerek papazın yanına gelmiş ve papaza:
- “Papaz efendi ben bekarım ve nikahsız cinsel ilişkiye girdim. Günahımı çıkarır mısınız?” demiş.
Papaz da:
- “Oğlum sen şu filan filan yerdeki çalışan kızla mı ilişkiye girdin?” diye sormuş. Genç adam da:
- “Yok” deyince papaz bu sefer:
- “O zaman şu filan apartmanda oturan kızla mı ilişkiye girdin?” diye sormuş. Genç adam yine:
- “Hayır” demiş.
Papaz ise meraklıymış ve son bir tahminde bulunmuş:
- “Buldum! Şu karşıdaki lokantada çalışan kız… O mu?” diye sorunca
genç adam bu soruya da:
- “Hayır” diye cevap vermiş.
Papaz bu kızın kim olduğunu söylemesini isteyince genç adam papazın bu isteğini reddetmiş ve:
- “Söylemem” demiş.
Bunun üzerine papaz sinirlenir ve genç adamı kiliseden kovarak:
- “O zaman ben de senin günahını çıkarmıyorum” demiş.
Genç adam arkadaşlarının yanına döner. Diğer iki arkadaşı:
- “Ne oldu? günah çıkardın mı?” diye sorunca genç adam cevap verir.
- “Yok. Günah çıkarmadım ama tam üç tane sağlam adres aldım.
 
Geri
Üst