"Sorunlar yaşadım ama intiharı düşünmedim"

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan -Pepee *
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
2
EXE RANK

-Pepee *

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
2,095
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
-Pepee *
136976hp2.jpg


Şekip Mosturoğlu, 8 ay kaldığı Metris Cezaevi'nde intihar girişiminde bulunmadığını söyledi.

Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, şike davası nedeniyle 8 ay kaldığı Metris Cezaevi'nde yaşadıklarını anlattı.

Milliyet Gazetesine konuşan Mosturoğlu, polisin kapısını çaldığı ilk gün neler olduğunu tamolarak anlayamadığını belirterek, "Polisin yakalama kararındaki suçları okuduğumda çok şaşırdım. Bu suçlarla herhangi bir ilgim olmadığını düşündüm. Aslında bir gün öncesinden, bir şeyler olabileceğini düşünüyorduk ama bir suç işlemediğimizi bildiğimiz için evimizde rahatça uyumuştuk. Ama 3 Temmuz sabahı polisin yakalama kararında bize yöneltilen suçları duyunca şok oldum." ifadelerini kullandı.

Metris günlerinden de bahseden deneyimli avukat, "Cezaevi askerlik gibi değil, iyi anıları yoktur. O yüzden aslında anlatılacak çok da güzel bir şey yok. İlk olarak 15 kişiydik. Birinci dalgada tutuklanan Giresunlular dışında hepimiz aynı koğuştaydık. Daha sonra bizi üç ayrı koğuşa dağıttılar. Ben, İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Tamer Yelkovan, Sami Dinç, Mehmet Yenice ve Bülent İbrahim İşçen, 7 kişi aynı koğuşta kaldık. 3-4 gün sonra Başkan, Metris Cezaevi’ne geldi. Sağlık sorunları olmasa, o da büyük ihtimalle bizim koğuşta olacaktı." dedi.

"İlk aylar çok zordu"

Alışma döneminin çok zor geçtiğini belirten Mosturoğlu, "Özellikle ilk aylarda vakit geçirmek zordu. Televizyon izleyemiyorsun, gazete okuyamıyorsun, çünkü izlediğiniz ve okuduğunuz her şey moralinizi bozuyor. Haksızlık yapıldığını düşünüyorsunuz, hatta zaman zaman basında iftira boyutunda konular konuşuluyor, cevap verebileceğiniz bir ortam yok ve sadece üzülüyorsunuz. Çok ziyaretçimiz geldi. Hep onlarla vakit geçirdim. Bir süre sonra Lig TV bağlandı ve maçları izlemeye başladık. Televizyon programlarını nispeten normalleşince izlemeye başladık. Travma bölümünü atlattıktan sonra fezleke belli olmuştu. Fezlekede bize isnat edilen suçlar aşağı-yukarı tarif edilmişti. Savunmaları hazırlamaya başladık, zaten iddianame açıklandıktan sonra tüm günümüz iddianamedeki suçlamalar ile ilgili çalışmalarla geçti." diye konuştu.

Basında yazılan sağlık problemlerine de değinen Mosturoğlu, "Başlangıçta 25 kilo verdim. Herhalde aşırı kilo vermek içinde bulunduğum depresyonun yan etkilerinden biriydi. Ancak daha sonra depresyon ilaçları kilo aldırmaya başladım. İlaçlara 6 ay daha devam edeceğim. Şu anda normal kiloma yakınım. Ama hiç spor yapmıyorum. Eskiden çok spor yapardım. Yaza kadar her anlamda eski düzenime kavuşurum diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.

"Boğazımda tıraş olurken bile jilet kesiği olmadı"

İntihar girişiminde bulunmasının dini inançları gereği mümkün olmadığını söyleyen Mosturoğlu, "Ben Allah’a inanan iyi bir Müslümanım. Kesinlikle intihar gibi bir girişimim olmadı. Ama psikolojik olarak sorunlar yaşadım ve profesyonel destek aldım. Sadece ben değil, herkesin sorunları oldu. Ama intihar mümkün değil. İlk intihar olayı basında çıktığı gün eşim ziyarete geldi. Genelde akşam saatlerinde gelirdi, o gün beklenmedik bir saatte öğlen geldi. Ben de çok neşeliyim, güzel sohbet ediyoruz ama yüzüme de anlamlı anlamlı bakıyor. Sohbetin sonuna doğru 'Boynuna bakabilirim miyim?' dedi. Hâlbuki üzerimde bisiklet yaka bir kazak vardı, boynum da görünüyordu. 'Hayrola ne var' dedim. Bana boynumu keserek intihar ettiğime dair haberlerin çıktığını anlattı. Böylece öğrendim. Yine ikinci kez bu haberler çıktığında; kullandığım ilaçların dozunu değiştirmek üzere hastaneye gitmiştim. Eşim hastaneye geldi, giderken hakkımda yine intihar haberlerinin çıktığını söyledi." ifadelerini kullandı.

Bu tarz haberlerin çıkmasına çok üzüldüğünü söyleyen Mosturoğlu, "Bu haberleri yapanların biraz empati kurması lazım. Reyting ya da ticari kazanç uğruna bir aileye ne kadar zarar verebileceğini düşünmeleri gerekiyor. Örneğin, ikinci haber çıktığında 80 yaşındaki annem taksiye atlayıp, hastanenin önüne geldi. Ömrü hayatımda ben annemi hiç bu kadar üzmedim. 'Bunu hak etmiyordu' diye düşünüyorum. Basının daha titiz olması gerekir. Hâlâ o arkadaşın televizyonlara çıkıp benim için 'intihar etti' demesini anlamlı buluyorum. Bir gün karşılaşırsak kendisine boğazımı göstereceğim. Bugüne kadar boğazımda tıraş olurken bile jilet kesiği olmadı." dedi.

"Karar Başkan'ındır"

Fenerbahçe yöneticiliğine devam edip etmemesinin, Başkan Aziz Yıldırım'a bağlı olduğunu belirten Mosturoğlu, "Bizler Başkan’ın ekibiyiz, ekibinin oluşmasına Başkan karar verir. Başkan’ın takdiridir. Ama ben Fenerbahçe’de yönetici olmasam da camiaya hizmet etmeye devam edeceğim. Aziz Bey ile ilişkimiz ağabey kardeş ilişkisinden de öte bir noktaya geçti, bu noktadan sonra onun söyleyeceği her şey benim için nasihattır, o ne derse odur." dedi.

Goal
 
Geri
Üst