Yönetmeliğe Uygun, Ya Vicdana...

4
EXE RANK

-zhArk;^TurkishPower*

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
7 Mar 2012
Mesajlar
4,203
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
-zhArk;^TurkishPower*
1341479788_22_samsunsel.jpg


Samsun'daki sel felaketinin ardından yapılan açıklamalar; 'kurumsal duyarsızlığı'mızı en bariz şekilde vurgulayan örneklerden biri oldu...

Bu kadar mı zor; "Yanlış yapmışız, bizim de canımız yandı, üzgünüz, ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz" minvali bir açıklama yapmak... Uzun uzun sayfalarca açıklama yapıyorsunuz.... Bu açıklamanın; karşınızdaki insanları ne kadar inciteceğinizi, kahredeceğini hiç düşünmeden...

Kurumların içine hapsolduğu duvarlar kadar soğuk, toplumu kendinden uzaklaştıran güvenlik bariyerleri kadar duyarsız bir açıklamayı; bir insan nasıl kaleme alır anlamak zor...

"Canik ilçesi Gazi Mahallesi'ndeki alanda, TOKİ ve belediye işbirliğiyle uygulanan kentsel dönüşüm projesiyle, mevcut gecekondular yıkıldı. Bunun yerine imar yönetmeliğine, fen ve sanat kurallarına uygun konutlar inşa edildi ve olası daha vahim sonuçların önüne geçildi."

"Dikkat edilmelidir ki, söz konusu alanda idaremiz eliyle uygulanan kentsel dönüşüm projesi sayesinde; söz konusu taşkına yapısal olarak dahi dayanması mümkün olmayan eski yapıların yerine fen ve sanat kurallarına uygun sağlam ve dayanıklı konutlar inşa edilmesiyle bir facianın önüne geçilmiştir."
Neymiş?... Eskiden de orada konut varmış... Neymiş?... İmar yönetmeliğine uygun yapılmış?... Neymiş? Olası daha vahim sonuçlar önlenmiş...

Bir; eskiden orada konut vardı diye tehlikeli bir bölgeye konut yapmak şart mıdır?

İki; yönetmeliğe uygun, peki vicdana uygun mu? İmar yönetmeliğine uygun olan her şey dört dörtlük müdür?

Üç; 'olası vahim sonuçları önledik'... "Eski konutlar olsaydı, daha çok insan ölecekti, bu kadar az kayba dua edin mi?" denilmek isteniyor... Hiç kimsenin yok yere ölmeyeceği konutlar inşa etmeyi düşünmek, uygulamak bu kadar mı zor?

Gerçi, üzerine niye bu kadar uzun konuşuyoruz ki; son cümle her şeyi anlatıyor... "Dua edelim; insan ölmüş ne olacak ki, niye bu kadar büyütüyorsunuz?" diye yazmamışlar...

Hanımlar beyler!... İlla haklı olmak zorunda mıyız?.. "Burada büyük bir acı var, canlar yandı" diyerek hiç bir şey yapamıyorsak; en azından acıya saygıdan susmayı tercih edemez miyiz? İlla hemen savunmaya geçip, insanı; can kayıplarından daha da kahreci metinlere imza atmak zorunda mıyız?

9 kişi aynı anda üçüncü dünya ülkelerinde görülebilecek şekilde can veriyor... Halen "Biz doğru yaptık" diyerek; haklılığımızı ispata çalışıyoruz.... Üstelik görüntüler tüm dünyanın gözleri önünde ayan beyan ortada iken...

Çocuklarının arkasından feryat eden anne; tek cümlelik olsun bir özürü hak etmiyor mu?

Neydi derenin adı; Mert deresi... Hürriyet yazarı Yalçın Doğan'ın başlığı her şeyi özetliyor aslında;"TOKİ'de suç yok, dere namert!"
 
Geri
Üst