+18 Fıkralar Kopacaksınız : )

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
Pek saf olan genç kiz yanliz olarak tren ile yolculuk yaparken , oturdugu koltugun karsisina , bitirim ve uyanik bir genç oturur.

Selam faslindan sonra ;

-"Dikkat ettimde sayin bayan , otururken sürekli ayak ayak üstüne atip ellerinide dizlerinde tutuyorsun. Bir sebebimi var acaba..." der..

Genç kiz,

-"Benim bacaklarimin arasinda bir kesik var. Ayaklarimi açarsam belki bu yirtilip , canim aciyabilir deyince..."

-"Neden üzülüyorsun bende ignesi var. gel hemen dikelim de iyilessin" der ve hemen o tren odasinda kizin isini bitirir.

Fakat bir ,iki derken kizin çok hosuna gider.

-"Hadi bir daha dik"
-"Hadi bir daha dik"

Delikanli kan ter içinde , artik yorgunluktan bitap halde,

-"Ip bitti artik dikemem!" deyince,

kiz gözlerini yumurtalara dikip,

-"Vallahi inanmam , bak orada iki yumak daha ip var.."
 
DELİ DANA :):) -Bir bayan tv muhabiri bir çiftci ile DELİDANA hastaliginin sebebini
araştırmak uzere roportaj yapıyordu.
-İyi günler bayım, biz burada DELİDANA hastaliginin sebebi hakkinda bilgi
toplamak için bulunuyoruz.
-Hastaliga neyin sebep olduğu hakkında bir fikriniz var mı?
-Çiftci bayan muhabiri süzdü ve dedi ki;
-Şimdi bak hanım kızım; biz boğayı ineği her sene bir kere salarız
-Pardon salmak' tan kastınız ?
-Nasıl deyim yani, boğa ineğe senede bi kere atlar
-Muhabir bayan (utanarak) ;
-Tamam bayim tamam, ama bu olayla DELİDANA hastaligi arasindaki iliski nedir ?
-Çiftci devam eder ;
-Hanım kızım; biz ineği sabah akşam gunde 2 kere sagariz
-Bayım ben size DELİDANA hastalığının sebebinin ne olabileceğini soruyorum,
siz bana neyi anlatıyorsunuz ?
-Şuraya varacam kızım;
-Düşünki hergun sabah akşam senin meme uclarinla oynuyorlar, ama sana yilda 1
kere atlıyorlar!
-Sen delirmez misin ?
 
Bir gün bi uçakta çeşitli ülkelerden işadamları Fransız, İngiliz, Alman, Rus, İranlı, Hollandalı ve Türk, laylaylom gidiyorlarmış.Rus her konuşmasında Rus KGB sinin çok iyi çalıştığını herşeyden haberdar olduğunu çok iyi ajanlarının olduğunu anlatarak yolculuğu iyice sıkmış.Uçak rotasını takip ederek giderken İngiltere'nin üstünden geçiyor. İngiliz şöyle bi aşağıları süzüyor ve lafa giriyor:
- Arkadaşlar,burası benim memleketim İngiltere. Bizim biramız acayip meşhurdur, şahane biralar üretiriz, içmelere doyamazsınız. İngiltere bitiyor, Fransa'nın üstünden geçerken Fransız lafa başlıyor:
- Burası da Fransa. Bizim kızlarımız meşhurdur, öpmelere kıyamazsın. Derken Almanya'ya geliyor uçak, Alman bi iç çekiyor:
- Hey gidi memleket diyor. Biz bi arabalar üretiriz, binmelere kıyamazsınız. Sonra Hollanda'nın üzerinden geçerken Hollandalı bakıyor şöyle bi aşağıya:
- Burası da Hollanda diyor. Ah o güzel evler, bizim evlerimiz meşhurdur... Uçak geçiyor Rusya'ya sonra (nasıl bi rotaysa artık) Rus bakıyor aşağıya:
- Bizim KGB miz meşhurdur. Dünyada sinek havalansa haberdardır. Sonra İran'a dönüyor uçak. İranlı bakıyor şöyle bi göz süzerek:
- Abiler burası da İran bizim de halımız meşhurdur, yumuşacıktır.. Geldik Türkiye'ye... Türk sinirli muhabbetten....mına koyim bakıyor aşağıya, düşün düşün nerden başlasam ki (o kadar çok meşhur şeyimiz var ki en orijinalini söylemeliyim diye) Sonra başlıyor anlatmaya...
- Arkadaşlar burası Türkiye. Bizim delikanlımız çok meşhurdur...Öyle ki; alır Fransız'ın kızını, içer İngiliz'in birasını, atar Almanın arabasına, ***ürür Hollandalının evine, yatırır İranlının halısında çatır çatır s.ker. KGB nin de bi s.kimden haberi olmaz.
 
Güzel mi güzel olan genç bir sarışının bir tanesi, telefonda yüksek ateşli olduğunu söyleyerek doktordan randevu alır
Randevu saatinde sarışın doktorun yanına gider ve sırası gelince içeri girer
Doktor her hastasına sorduğu gibi bizim genç sarışına da aynı soruyu sorar
şikayetiniz nedir hanim efendi?
Ah doktor bey bir bilseniz çok ateşim var
o zaman derece ile bir ateşinizi ölçelim buyurun dereceyi ağzınızda biraz tutunuz
ay doktor bey ben dereceyi ağzıma alamam, ondan tiksinirim
o zaman öyle ise koltuk altına koyunuz oradan ateşinizi ölçelim
ay doktor bey orası katiyen olmaz, ben çok gıdıklanırım
o zaman ateşinizi ölçebileceğimiz, son çare olarak tek bir yer kalıyor
Neresi doktor bey?
Ancak makatınıza dereceyi koyarak ölçebiliriz
bu fikir bizim genç bayanın aklına yatar ve kabul eder
Tabii bu arada derecenin makatına yerleştirilmesi için gereken pozisyonu da almıştır
Tamam doktor bey ben hazırım ateşimi ölçebilirsiniz
Doktor da ateşi ölçmek için atağa kalkar
Bizim genç sarısından yine bir itiraz gelir
şey doktor bey
ne oldu hanim efendi?
o dereceyi koyduğunuz yer makatım değil ki
ha ha ehm oraya koyduğum şey de, zaten derece değil...:))
 
İşsiz güçsüz bir adamda kaynağı bilinmeyen çok ama çok fazla para varmış Herkes bu kadar çok parayı nerden kazandığını araştırıp duruyormuş. En sonunda adamı karakola çağırmışlar o kadar paranın hesabını vermesi için. adam gitmiş karakola. komser hemen lafa dalmış.


-anlat bakalım bu kadar parayı nasıl kazandın. üstelik bir işin bile yok.

-ben herkesle iddiaya girerim komserim. ve her iddiayı da kazanırım.

-olum sadece iddiaya girerek bu kadar para kazanılırmı.

-size kanıtlıyablirim komiserim.

-nası kanıtlıyacan.

-sizinle bi iddiaya girelim benim hiç iddia kaybetmiyeceğimi anlarsınız. 100 dolarına bahse girerimki ben sol gözümü ısırırım.

Komiser düşünmüş. bi insan nasıl gözünü ısırabilir diye ve sonunda olamıyacağına karar verip iddiaya girmiş. adam bunun üzerine takma olan sol gözünü çıkarıp ısırmış. Komiser hayretle onu izledikten sonra.

- tamam ama bir iddiayla sana inanacak değilim demiş. adam peki demiş.

- 500 dolarına iddiaya girerimki. sağ gözümü de ısırırım.
Komiser iki gözü de takma olsa bu adam göremez herhalde deyip bi daha girmiş iddiaya. Sonra adam takma dişlerini çıkarıp sağ gözünü de ısırmış. komser yine şaşırmış ama pes etmemiş. Hala inanmadım demiş. Adam tamam sizinle son bir iddiaya daha girelim üstelik bu sefer bedava demiş. Komser hemen kabul etmiş.Nedir iddia demiş?

-benim s*kimin uzunluğu buradaki herkesin s*klerinin toplam uzunluğundan daha fazladır demiş. komser şöyle bi etrafına bakmış. Yaklaşık on kişi var. herbirininki 15 santim olsa toplam 150 santim yapar. Tamam demiş girmiş iddiaya. Adam indirmiş donunu bi bakmışlar ki küçücük bişey. Komiser hani uzundu lan demiş. Adam çekin komserim. Çekerseniz uzar demiş. komser adamın şeyini çekmeye başlamış. Çekiyomuş çekiyomuş. Uzamıyomuş. O sırada adam bi arkadaşına telefon etmiş.

-"Alooo Ali olum komserin eline verdim 10.000 DOLARI hazırla!.."
 
Bir gün iki **** uçaktaymış tam herkesin uyuduğu sırada biri diğerine;
- ''hadi *ikişelim'' demiş.
digeri;
- ''kafayımı yedin bi sürü insan var''.
diğeri;
- ''merak etme hepsi uyuyuyordur bak istersen hostesten bi kola isteyeceğim kimseden ses gelmez hostes bile uyuyordur''.
****;
- ''bi kola getirin''.
diye seslenmiş kimseden tık yok bi daha istemiş gene aynı daha sonra başlamışlar *ikismeye sabah olunca hostes servise başlamış.
bir ihtiyar;
- ''ah kızım sabaha kadar başım ağrıdı'' demiş.
hostes;
- ''amca isteseydiniz size aspirin getirirdim'' demiş.
ihtiyarda;
- ''kızım nasıl isteyim, adamın biri kola istedi sabaha kadar *iktiler''
 
Bir gün adam oğluna sormuş oğlum demiş, dünyada en tatlı şey nedir?
- Çocuk da hemen saymaya başlamış; şeker, bal, reçel...
- Babası demiş onlar değil oğlum ''dünyada en tatlı şey amdır'' demiş.
- Çocuk hemen sormuş ''am'' nedir baba!!
- Adam kara kara düşünmeye başlamış nasıl öğretecek diye.
- Evden çıkıp kahveye gitmiş.
Kahvede çok samimi bir arkadaşına rastlamış ve durumu adama anlatmış.
-Sen merak etme demiş adam ben hallederim, çocuğu benim yukarıdaki mandrama gönder ve gerisini merak etme demiş.
Adam da tamam deyip çocuğu arkadaşının mandrasına gönderir:
Çocuk babasının arkadaşının yanına gider kim oldugunu söyler,
- Adam da bunun üzerine babasının çocuğa sorduğu soruyu tekrar sorar;
- Çocuk yine aynı cevabı verir şeker, bal ve reçel...
- Adam hemen onlar değil der, en tatlı şey ''am''dır deyip çocuğa bir koyun verir ve köye inmesini ister.
- İndiği zamanda bir am'a bir koyun diye bağırmasını ister.
- Çocuk hemen koyunu alıp köye iner ve bir am'a bir koyun diy bağırmaya başlar.
- Bunu duyan yaşlı bir kadın hemen çocuğu evine çağırıp içeri alır ve çocukla yatak odasına gidip soyunup yataga uzanır.
- Kadın çocuğun kendisini sikmesini beklerken, çocuk çantasından çıkardığı ekmeği kadına sürüp yer ve ordan ayrılıp tekrardan çobanın yanına gider.
- Adam nasıldı? diye sorar; çocuksa ekşiydi der.
- Adam hemen nerden anladığını sorar; çocukda ekmeği çıkartıp sürtüp yediğini söyler.
- Adam o iş öyle olmaz der ve çocuğa nasıl yapacağını anlatır.
- Ardından tekrardan çocuğa bir koyun vererek köye yollar.
- Çocuk tekrardan bir am'a bir koyun diye bağırmaya başlar.
- Yine yaşlı kadın çocuğu duyar ve dünyalar güzeli kızına onu içeri almasını ve korkmamasını söyler, ve ekler sana birşey yapmaycak ekmeği sürtüp yeyip gidecek der
- Kadının kızı da bunun üzerine tamam deyip çocuğu içeri alır.
- Yatak odasına çıkar, ekmeği çıkarıp sürtmesini beklerken çocuk kızı sikip koşarak ordan ayrılır.
- Çoban çocuğun uzaktan koşarak geldiğini görür yaklaşınca da hemen sorar nasıldı? oğlum der:
- Çocuk hemen cevap verir; ******me oğlunu çekil önümden lan **** tüm koyunları ***ürecem :D
 
Rahip özenle bakımını yaptığı, büyüttüğü tavuklarını kilise bahçesindeki kümesine kapatır. Lakin üzerine titrediği, horozu tavukların arasında göremez, ortada yoktur.

Ayinden sonra aklına horoz gelir, cemaatine sorar:
—Kimin horozu var?
Bütün erkekler ayağa kalkınca, sorunun yanlış anlaşıldığını anlar:
—Hayır onu demedim, horozu kim gördü?
Bu kez tüm kadınlar ayağa kalkar...
—Hayır, efendim!! Başkalarının horozunu kim gördü demek istiyorum.
Kadınların yarısı ayağa kalkınca, ortamı iyice karıştırdığını düşünür, düzeltir:
— Allah, Allaaah! Benim horozumu kim gördü yahu?
Bütün rahibeler ayağa kalkar...
 
Nam-ı Kemal günün birinde Afrika'da yamyam bir kabilenin eline düşer. Kabile reisi Nam-ı Kemal'e kurtulabilmesi için tek şartın bir dizi testten başarıyla geçmesi olduğunu söyler. Bunun üzerine Nam-ı Kemal ölmektense testi kabul eder. Bunun üzerine kabile reisi testin kurallarını açıklar. Testte üç ayrı kulübe bulunmaktadır. Birinci kulübede bir kasa viski, ikinci kulübede dişi çekilecek vahşi bir aslan, üçüncü kulübede ise kabilenin en azgın hatunu. Nam-ı Kemal önce bir kasa viskiyi içecek sonra aslanın dişini çekecek en son olarakta kadını mutlu edecek. Derken test başlar ve Nam-ı Kemal birinci kulübeye girer, aradan saatler geçer bizimkinden ses yok derken 6-7 saat sonra yalpalayarak dışarı çıkar ancak ayakta zor durmaktadır. Zar zor ikinci kulübenin yolunu bulur ve girer. Girmesiyle birlikte kulübede gürültüler kopmaya başlar, toz duman birbirine girmiştir, aslanın acılı kükremeleri kulakları sağır eder. Aradan 2-3 saat geçtikten sonra Nam-ı Kemal sallanarak dışarı çıkar ve reise dönerek "dişi çekilecek ****** nerde" diye sorar.
 
Adamın biri bir bankaya girmiş ve bankadaki görevli kadına:
".mına kodumun bankanızda boktan bir hesap açtırmak istiyorum" demiş. Kadın bir anda böyle bir laf beklemediği için şaşırmış ve afallamış...
- "Afedersiniz anlayamadım, tekrar eder misiniz?" demiş. Bunun üzerine adam:
".mına kodumun bankanızda boktan bir hesap açtırmak istiyorum" demiş tekrar, kadın çok bozulmuş ve:
- "Aman beyfendi sözlerinize dikkat edin lütfen ve lütfen ne istediğinizi kibarca söyleyin" demiş. Neyse adamda hiçbir değişme yok, aynı lafı tekrar tekrar söylemiş. En sonunda bankodaki kadın dayanamamış ve
"Ben sizi müdürümün yanına ***üreyim, derdinizi ona anlatın" demiş. Müdürün yanına gitmişler adam gene aynı şekilde müdüre isteğini iletmiş. Müdür:
- "Beyfendi elemanım son derece haklı, bu şekilde konuşursanız korkarım size yardımcı olamayacağım, lütfen bu şekilde konuşmanızın nedenini anlatır mısınız?" demiş.
Bunun üzerine adam
"Azına sıçtımın sayısal lotosunda en büyük ikramiye bana çıktı ve bunu .mına kodumun bankanızda boktan bir hesap açtırarak değerlendirmek istiyorum"demiş...
Bu lafı duyan müdür eliyle bankodaki bayanı işaret ederek:
- "Ve bu *rospu size yardımcı olmuyor ha...?"
 
Temelle dursun hayatlarında ilk defa keraneye gideceklermiş. Temel dursuna
- Önce birimiz girsin beğenirse öbürüde girer demiş.
Dursun
- Tamam demiş ve önce girmiş ve bi kaç saat sora çıkmış.
Temel hemen sormuş
- Nasıldı diye
Dursun
- Valla benim karıdan iyiydi demiş. Sıra Temele gelmiş Temel de işinin görüp çıktıktan sora
Dursun sormuş
- Nasıldı diye
Temel:
- Valla haklısın dursun senin karıdan iyiydi
 
Bir Doktor muayenesinin önüne kocaman bir pankart asmış,pankartta "her türlü hastalık tedavi edilir,edersem ücret 100 dolar edemezsem 1000 dolar iade" diye.Yoldan geçen Dursun pankartı okur:
- Bak manyak doktora 1000 dolar iade edecekmiş,şuna bir hastalık yaratayımda tedavi edemesin 1000 dolarını alayım diye dalmış içeri;
— Doktor demiş:
— Ben tat alma duygumu kaybettim yediğim hiç bir şeyden tat alamıyorum,
Doktor:
— Basit, hemşire hastanın gözlerini bağla, bir kaşık ve 8 numaralı kutuyu getirir misin?
Gözleri bağlanmış bir kaşık 8 numaralı kutudan hastanın ağzına verilmiş Dursuna:
— Çiğne
Dursun çiğner çiğnemez ayağa fırlamış
— Ulan demiş
— B.k bu doktor tabiki b.k.
— Bak tat alabiliyorsun tedavi tamam demiş ve 100 doları almış neyse ertesi gün Dursun tekrar gitmiş doktora
— Doktor demiş:
— Ben hafızamı kaybettim hiç bir şey hatırlamıyorum.
Doktor demiş ki:
— Kolay oturun hemşire hanım 8 numaralı kutuyu getirir misin?
Dursun ayağa fırlamış
— Hayır demiş
— İstemem
Doktor sormuş:
— Niye yaa demiş
— Onun içinde b.k var
Doktor:
— Bak hafızanız yerine geldi hatırladınız verin 100 dolar gitti 200 dolar. Dursun kızarak çıkmış:
— Ulan demiş
— O 1000 dolarını almazsam senin.. ertesi gün tekrar doktora; girmiş içeri:
— Doktor bey demiş
— Benim bir derdim var
— eee demiş doktor
— Nedir?
— Erkeklik organımda hiç bir hareket yok hiç bir şey yapamıyorum.
Doktor:
— Kolay, hemşire hanım getirir misin 8 numaralı kutuyu?
Dursun yine ayağa fırlamış
— Ulan demiş s...im senin 8 numaralı kutunu da hemşireni de ha demiş
Doktor demişki
— Bak onuda tedavi ettik bak maşallah 8 numaralı kutuyuda hemşireyide halledebiliyorsun ver bakalım 100 dolar daha.........
 
Bir rahibe günah çıkartmak için rahibin yanına gidiyor. Rahibe:
-Benim hayatımda bir erkek var, ama o..... çocuğunun teki diyor.
Rahip soruyor:
-Neden ona o.... çocuğu diyorsun?
-Çünkü o benim yanağımı okşayıp, beni öpüyor.
Rahip, rahibenin yanağını okşamış ve öpmüş sonra sormuş:
-Böyle mi?
-Evet!
-Bu ona o..... çocuğu demeni gerektirmez kızım!
-Ama o benim elbiselerimi çıkartıp vücudumu da okşayıp öpüyor.
Rahip rahibenin elbiselerini çıkartmış ve bir süre sevişmişler. Sonra rahip yeniden sormuş: -Böyle mi?
-Evet!
-Ama bu da ona o..... çocuğu demeni gerektirmez.
-İyi de peder, sonra bir güzel beceriyor beni.
Rahip bunun üstüne rahibeyi beceriyor ve tabii ki soruyor;
-Böyle mi?
-Evet diyor yeniden rahibe.
Rahip:
-Bu da ona o..... çocuğu demen için yeterli sebep değil.
Rahibe bu sefer bağırıyor:
-Ama o AİDS'liymiş.
-Vay o..... çocuğu!
 
SEKS DERSİ
Oglan (O) : Baba kadınlar sexten neden daha çok zevk alırlar?
Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman
parmaktan daha cok zevk alir.
O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret
ederler?
B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi?
O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin?
O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar?
B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde.
O : Baba neden sex ozeldir?
B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi?
O : Baba sen supersin yaa!....
 
Temele birgün sormuslar en sevdigi yemek ne diye?Tabi Temel düsünmüs ama birtürlü yemegin adi aklina gelmemis.En sonunda Fadimeye sorar:" Ula fadime hani sen bi yemek yapiyordun ya,cigken benimkine pisince seninkine benziyordu,neydi o?"
Fadime:" KARNIYARIK!" :D
 
Temel ile Dursun sosyeteye girmişler ve sosyetik delikanlılarla arkadaşlık kurmuşlar. Bir gün kendi aralarında oyun oynamaya karar vermişler.
Delikanlı;
- ''Bir odada kız erkek karışık toplanacağız ve sonra lambaları kapatacağız ondan sonra kim kime neyaparsa''.. diye oyunun kurallarını açıklamış. Oyun başladıktan bir süre sonra pat diye ışıklar yanmış. Priz başında temel duruyor.
Dursun;
- ''ula uşağum ne cüzel oyniduk niçun oyin bozanluk yapisun''.
Temel;
- ''*ikiyum böyle oyinu da.. Tuttuğumiz iki meme yeduğumuz *arrağun haddi hesabu yok''...
 
Saf karı koca çocukları olmadığı için hocaya gitmişler. Hoca büyü için hanımla ilişki kurmam gerek demiş. Hafifçe ilişkide çocuk memur olur, biraz ilerletirsem avukat olur, tam ilişkide doktor olur demiş. Çok şaşıran ama çaresiz kalan karı koca düşünmüş taşınmış, çocugumuz olsunda memur olsa da olur demişler. Hoca kadını içeri almış. Soyunmasını söylemiş. Hoca kadının çok güzel olduğunu görünce kendini kaptırmış. Kadın hocanın işi adam akıllı ***ürmeye çalıştığını görünce telaşla 'Aman hoca efendi biz memur istiyorduk' demiş. Kendinden geçen hoca gürlemiş: 'Oynama çocuğun istikbaliyle! ..
 
Bir İngiliz, bir Alman bir de Temel sahilde
Güneşleniyorlarmış. Alman birden
ayağa kalkıp, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize
sokmuş.
Biraz bekledikten sonra:
- Mm, suyun sıcaklığı 32 derece geliyor, demiş.
Diğer ikisi şaşırmışlar. Beş dakika sonra İngiliz ayağa kalkmış, deniz
kenarına gitmiş, o da şortunu indirip aletini denize sokmuş. Biraz
bekleyip:
- Daha ayrıntılı konuşmak gerekirse suyun sıcaklığı tam olarak 32,3 derece geliyor, demiş ve gelip yerine oturmuş.
Temel altta kalır mı? Hemen o da ayağa kalkmış, deniz kenarına gitmiş, şortunu indirip aletini denize sokmuş.
Aradan beş dakika geçtik ten sonra geri gelip yerine oturmuş. Diğer ikisi sormuşlar:
- Ee ,sen ne ölçtün?
- Valla suyun sıcaklığını bilmem de, derinliği 70 cm!
 
Şimdi iki amerikalı bir barda oturuyolar. Bunlardan biri zenci biri de beyaz. Acayip sarhoş bu adamlar. Neyse beyaz olan biraz ırkçı, zenciye diyorki:
- sizin avuç içleriniz ve ayaklarınızın altı neden beyazdır biliyomusun?
zenci anlıyo bi bokluk olcağını ama merak da ediyo adamın ne söylicegini!
- neden beyazmış söyle bakalım diyo
beyaz da:
- çünkü tanrı sizi boyarken siz dört ayağınızın üzerindeydiniz diyo
zenci acayip sinirleniyo bardaki herkes kesin kavga çıkacak diye beklerken zenci beyaza bi soru soruyo:
- peki sen karının orasındaki tüyler neden siyahtır onu biliyomusun? der!
bu sefer de beyaz acayip sinirleniyo ama o da zencinin ne söylicegini merak ediyo.
- neden? diye soruyo zencide:
- çünkü karını zikerken boyam kurumamıştı diyo.
 
Diyarın birinde padişah eğlence olsun diye bir yarışma açmış. Buna göre kim padişahın atını güldürmeyi becerirse 1 çuval altın alacak... Her tarafa haberler salınmış, duyurular yapılmış. Yarışma zamanı gelince herkes deniyor ama kimse atı güldürmeyi beceremiyor tabi, bazısı yarım saat bazısı 2 saat uğraşıyor ama sonuç yok.
Bizim Nam-ı Kemal'de yarışmaya katılmış. Sıra buna gelince, atın bulundugu odaya almışlar, 1 dakika sonra Nam-ı Kemal odadan çıkmış ve atı güldürdüğünü altınlarını almak istediğini söylemiş. Padişah ve görevliler şaşkınlık içinde tabi bir bakmışlar hakkaten at gülmek ne demek kahkahalar atıyor yerlere yatmış tepiniyor. Sonuçta altınları vermişler Nam-ı Kemal'e...
Aradan günler geçmiş ama at hala gülüyor, bir türlü susturamamışlar. Son çare olarak Nam-ı Kemal'i bulup, nasıl güldürdüyse susturmasını istemişler. Nam-ı Kemal bir çuval daha altın verirlerse bunu yapacağını söylemiş. Kabul edilmiş isteği tabi ki. Neyse bizimkini atın olduğu odaya almışlar tekrar, yine girişi ile çıkışı bir anda olmuş. Bir bakmışlar at bu sefer ağlıyor, hem de hüngür hüngür. Tam altınlar verilirken, padişah :
- Sana bu altınları veririm ama bir şartla, bu atı nasıl güldürdüğünü ve şimdide nasıl ağlattığını söyleyeceksin.
Nam-ı Kemal başlamış anlatmaya :
- Valla hünkarım, ilk geldiğimde atın kulağına yaklaşıp 'benimki seninkinden büyüktür' dedim, gülmeye başladı..
- Ya şimdi ya şimdi nasıl ağlattın
diye atılmış padişah merakla..
Nam-ı Kemal padişahın yanına yaklaşmış:
- Şimdi de çıkarıp gösterdim.
 
Geri
Üst