20
EXE RANK
Method
Fexe Kullanıcısı
1-Olası Dünyalar (Possible Worlds) (2000)
Bilimkurgunun paralel evren meselesinin polisiyenin içine sokan ve ‘su rengi mavi’ odaklı bir yeniden doğum dünyası kuran özel bir eser. Kanadalı yönetmen Robert Lepage’in hipnotize edici yönetmenliği ile de yürüyen ve dağınık hikaye kurgusuyla dikkat çeken yeni bir bilimkurgu-polisiye kırması. “Inception”ın da fikir babalarından...
2-Narc (2002)
Başrollerini Jason Patric ile Ray Liotta’nın paylaştığı bu yapıt, sonradan daha büyük süke yapacak Joe Carnahan’ın ikinci filmi. Şu sıralar “A Takımı” (“The A Team”) gibi bir blockbuster için sinemalarımıza uğramak için gün sayan yönetmen, 70’lerin o soğukkanlı ve psikolojik polisiyelerinden birine imza atarak akla “Serpiko” gibilerini getiriyor. Ustalıklı yönetmenlik de bu narkotik üzerinden akan ve stil cambazlığı da yapan filmin en önemli kozu.
3-Afili Aynasızlar (Hot Fuzz) (2007)
Edgar Wright ile Simon Pegg ikilisini “Zombilerin Şafağı”ndan (“Shaun of the Dead”, 2004) sonra ikinci kez bir araya getiren eser aslında bir polisiye parodisi. Öyle ki şu ‘buddy-movie’ (iki kafadar filmi) alt türünü taşlamak için üretilmiş. Tepeden tırnağa biçimci bir mizah deposu ve polisiye taşlaması. Ancak artık türün böylesi iskeletlerle yürüdüğü bilindiğinden bu konudaki başarısıyla listeye almaya karar verdim bu ‘İngiliz komedi bombası’nı.
4-Kirli İşler (Infernal Affairs) (2002)
Sinemada çok da uygulanmayan bir ‘teşkilata mafya köstebek, mafyaya polis köstebek yerleştirelim’ filmi. Sonradan Hollywood’a transfer olan Wai Keung-Lau ile Alan Mak’ın imzasını taşıyan eser 2006’da Leonardo DiCaprio’nun başrolünü oynadığı, Martin Scorsese’nin yönettiği “Köstebek” (“The Departed”) adlı bir yeniden çevrime kavuşunca Oscar almıştı. Yani heykelciği bu Hong Kong filminin elde ettiği söylenebilir. İki devam filmiyle onurlandırılması da boşuna değil zaten.
5-Hücre (The Cell) (2000)
Polisiyenin artık farklı türlerle iç içe geçmesi gerektiği gerçeğini kavrayan ve bu durumu ‘slasher filmi’ ile yapan “Testere” (“Saw”, 2004) kadar özel bir film. Burada fantastik ile iç içe geçiren ve sürreel bir doku sunan bir tür örneği var. Amaç ise bir katilin zihnine girmek ve oradaki ‘kurbanları nerede saklıyor’ gerçeğini aydınlatmak. Bellek filmlerinin en görsel anlamda ihtişamlısı olarak görülebilir. Başrollerde Jennifer Lopez ile Vincent D’Onofrio’nun olduğu bir tür kırması. Hintli video klip yönetmeni Tarsem Singh’in ilk filmi.
6-Beyin Avcıları (Mindhunters) (2004)
Polisiyenin içine bir ‘adada sıkışma’yı ve çokca da istismar filmi malzemesini sokan bir tür kırması eser daha. Val Kilmer, Johnny Lee Miller, Christian Slater ve Ll Cool J’in rol aldığı yapıt, FBI’ın eğitim programıyla bir adada cinayet işleyen bir katilin kim olduğu sorusunu araştırmasıyla birlikte gelişenlere odaklanıyor. Çokça George Orwell’in 1984 teorisini hatırlatan ancak bunu polisiyenin içine sokan zekilik ise Wayne Kramer gibi 2000’lerin çıkış yapan bir ismin senaryosuna ait.
7-Insomnia (2002)
Al Pacino-Robin Williams çekişmesini ya da polis-katil mücadelesini ele alan polisiye. Daha çok algı ve bellek odaklı ilermesi de “Takip” (“Following”, 1998), “Akıl Defteri” (“Memento”, 2000), “Prestij” (“The Prestige”, 2004), “Batman Başlıyor” (“Batman Begins”, 2006) ve “Kara Şövalye” (“The Dark Knight”, 2008) tanıdığımız Chsitopher Nolan’dan beklenmesi gereken bir atılım. Filmin 1997 tarihli bir İsveç filminin yeniden çevrimi olduğunu da ekleyelim.
8-İlk Gün (Training Day) (2001)
David Ayer’in senaryosunu yazarak sektördeki muhalif polisiyelerin yolunu açtığı eser, bu karizmatik yaklaşımı ilk sergileyen yapıt konumunda 2000’lerde. Denzel Washington ile Ethan Hawke’un polisleri canlandırdığı yapıt, polis teşkilatının içerideki esas suçlu olduğunu vurgulayan polisiye örnekleri arasında. Özellikle Washington’ın performansı, kostümleri ve diyalog yazımı bir hayli önemli burada. Alan için yeni bir kan olduğu söylenebilir. Zira böylesi anti-kahramanlı ve muhalif polisiye-dramlar üredi devamında.
9-Ölümcül Takip (Chugyeogja / The Chaser) (2008)
Polisiye alanında 70’lerin Amerikan filmlerini akla getiren bir eser. Hedef adalet sistemini eleştirmek ve katil ile polisin psikolojisini ele almak. Yani ne birini yakalamak ne de takip etmek gibi polisiyenin klişeleşen motivasyonları var burada. Güney Kore’den de polisiye çıkabileceğini ispatlayan eser Hong-Jin Na imzalı...
10-Acımasız Hayat (Harsh Times) (2005)
David Ayer, “İlk Gün”ün senaristi ve Keanu Reeves’li “Sokak Kralları”nın yönetmen-senaristi olarak dikkat çeken tarzı belli bir polisiye yaratıcısı. Bu ise onun ilk yönetmenlik denemesi. Başrollerde Christian Bale, Freddy Rodriguez ve Eva Longoria yer alıyor. Bağımsız bir film ancak muhalif, dramatik ve gerçekçi hali ile 70’lerin polisiyelerini akla getiren bir dram adeta.
Bilimkurgunun paralel evren meselesinin polisiyenin içine sokan ve ‘su rengi mavi’ odaklı bir yeniden doğum dünyası kuran özel bir eser. Kanadalı yönetmen Robert Lepage’in hipnotize edici yönetmenliği ile de yürüyen ve dağınık hikaye kurgusuyla dikkat çeken yeni bir bilimkurgu-polisiye kırması. “Inception”ın da fikir babalarından...
2-Narc (2002)
Başrollerini Jason Patric ile Ray Liotta’nın paylaştığı bu yapıt, sonradan daha büyük süke yapacak Joe Carnahan’ın ikinci filmi. Şu sıralar “A Takımı” (“The A Team”) gibi bir blockbuster için sinemalarımıza uğramak için gün sayan yönetmen, 70’lerin o soğukkanlı ve psikolojik polisiyelerinden birine imza atarak akla “Serpiko” gibilerini getiriyor. Ustalıklı yönetmenlik de bu narkotik üzerinden akan ve stil cambazlığı da yapan filmin en önemli kozu.
3-Afili Aynasızlar (Hot Fuzz) (2007)
Edgar Wright ile Simon Pegg ikilisini “Zombilerin Şafağı”ndan (“Shaun of the Dead”, 2004) sonra ikinci kez bir araya getiren eser aslında bir polisiye parodisi. Öyle ki şu ‘buddy-movie’ (iki kafadar filmi) alt türünü taşlamak için üretilmiş. Tepeden tırnağa biçimci bir mizah deposu ve polisiye taşlaması. Ancak artık türün böylesi iskeletlerle yürüdüğü bilindiğinden bu konudaki başarısıyla listeye almaya karar verdim bu ‘İngiliz komedi bombası’nı.
4-Kirli İşler (Infernal Affairs) (2002)
Sinemada çok da uygulanmayan bir ‘teşkilata mafya köstebek, mafyaya polis köstebek yerleştirelim’ filmi. Sonradan Hollywood’a transfer olan Wai Keung-Lau ile Alan Mak’ın imzasını taşıyan eser 2006’da Leonardo DiCaprio’nun başrolünü oynadığı, Martin Scorsese’nin yönettiği “Köstebek” (“The Departed”) adlı bir yeniden çevrime kavuşunca Oscar almıştı. Yani heykelciği bu Hong Kong filminin elde ettiği söylenebilir. İki devam filmiyle onurlandırılması da boşuna değil zaten.
5-Hücre (The Cell) (2000)
Polisiyenin artık farklı türlerle iç içe geçmesi gerektiği gerçeğini kavrayan ve bu durumu ‘slasher filmi’ ile yapan “Testere” (“Saw”, 2004) kadar özel bir film. Burada fantastik ile iç içe geçiren ve sürreel bir doku sunan bir tür örneği var. Amaç ise bir katilin zihnine girmek ve oradaki ‘kurbanları nerede saklıyor’ gerçeğini aydınlatmak. Bellek filmlerinin en görsel anlamda ihtişamlısı olarak görülebilir. Başrollerde Jennifer Lopez ile Vincent D’Onofrio’nun olduğu bir tür kırması. Hintli video klip yönetmeni Tarsem Singh’in ilk filmi.
6-Beyin Avcıları (Mindhunters) (2004)
Polisiyenin içine bir ‘adada sıkışma’yı ve çokca da istismar filmi malzemesini sokan bir tür kırması eser daha. Val Kilmer, Johnny Lee Miller, Christian Slater ve Ll Cool J’in rol aldığı yapıt, FBI’ın eğitim programıyla bir adada cinayet işleyen bir katilin kim olduğu sorusunu araştırmasıyla birlikte gelişenlere odaklanıyor. Çokça George Orwell’in 1984 teorisini hatırlatan ancak bunu polisiyenin içine sokan zekilik ise Wayne Kramer gibi 2000’lerin çıkış yapan bir ismin senaryosuna ait.
7-Insomnia (2002)
Al Pacino-Robin Williams çekişmesini ya da polis-katil mücadelesini ele alan polisiye. Daha çok algı ve bellek odaklı ilermesi de “Takip” (“Following”, 1998), “Akıl Defteri” (“Memento”, 2000), “Prestij” (“The Prestige”, 2004), “Batman Başlıyor” (“Batman Begins”, 2006) ve “Kara Şövalye” (“The Dark Knight”, 2008) tanıdığımız Chsitopher Nolan’dan beklenmesi gereken bir atılım. Filmin 1997 tarihli bir İsveç filminin yeniden çevrimi olduğunu da ekleyelim.
8-İlk Gün (Training Day) (2001)
David Ayer’in senaryosunu yazarak sektördeki muhalif polisiyelerin yolunu açtığı eser, bu karizmatik yaklaşımı ilk sergileyen yapıt konumunda 2000’lerde. Denzel Washington ile Ethan Hawke’un polisleri canlandırdığı yapıt, polis teşkilatının içerideki esas suçlu olduğunu vurgulayan polisiye örnekleri arasında. Özellikle Washington’ın performansı, kostümleri ve diyalog yazımı bir hayli önemli burada. Alan için yeni bir kan olduğu söylenebilir. Zira böylesi anti-kahramanlı ve muhalif polisiye-dramlar üredi devamında.
9-Ölümcül Takip (Chugyeogja / The Chaser) (2008)
Polisiye alanında 70’lerin Amerikan filmlerini akla getiren bir eser. Hedef adalet sistemini eleştirmek ve katil ile polisin psikolojisini ele almak. Yani ne birini yakalamak ne de takip etmek gibi polisiyenin klişeleşen motivasyonları var burada. Güney Kore’den de polisiye çıkabileceğini ispatlayan eser Hong-Jin Na imzalı...
10-Acımasız Hayat (Harsh Times) (2005)
David Ayer, “İlk Gün”ün senaristi ve Keanu Reeves’li “Sokak Kralları”nın yönetmen-senaristi olarak dikkat çeken tarzı belli bir polisiye yaratıcısı. Bu ise onun ilk yönetmenlik denemesi. Başrollerde Christian Bale, Freddy Rodriguez ve Eva Longoria yer alıyor. Bağımsız bir film ancak muhalif, dramatik ve gerçekçi hali ile 70’lerin polisiyelerini akla getiren bir dram adeta.