2
EXE RANK
FİREMAN ;
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 5 Ocak 2010
- Mesajlar
- 2,559
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
Aileyi hangi hatalar yıpratıyor?
Aile içinde yaşanan sorunlar
İmaj ve şöhret neler getirir?
İletişim kopukluğu: Eşler arasında sağlıklı bir iletişimin olmaması ve ev içinde yaşananların dedikodu malzemesi haline getirilmesi evliliklerin kalitesini yıpratıyor
Eşler kendi aralarında halledemedikleri sorunlarını dışarıda aileden uzak kişilerle paylaşmaya ve eşlerini kötülemeye başlıyorlar
Bu süreç ilerledikçe
ilişkiler rayından çıkıyor ve karşılıklı karalama eylemleri başlıyor
Burada aile bireyleri sorunlarını kendi aralarında çözme yoluna gitselerdi belki de problemler bu kadar büyümezdi
Ama iletişim kopukluğuna bağlı olarak eşler birbirlerine ulaşamıyorlar ve sorunlarını aile dışına taşırıyorlar
2- Özgürlüğümü kaybettim düşüncesi: Eşler evlendikten sonra
eskisi gibi gezip tozamayacaklarını
artık özgürlüklerinin bittiğini düşünerek sorumluluklarını aksatabiliyorlar
Oysa eşler
karşılıklı anlaşma dahilinde
sosyal alana açılabilirler ve çeşitli faaliyetlerde bulunabilirler
3- Dinlemeden yargılamak: Küçük tartışmalarda dahi
"sen zaten beni anlamazsın
sen zaten beni hiç dinlemezsin
aynı annene çekmişsin
senden bir şey olmaz" gibi yakıştırmalar
eşlerin birbirlerine yaklaştıracak iletişim kanallarını tıkıyor ve aralarına buzdan dağlar örüyor
Kişi eşini
belli bir kalıba hapsettiğinden
onun gerçek halini tanıyamıyor ve doğal halinden uzaklaşmaya başlıyor
Burada kişi eşini tanıdığını ve yorumladığını düşünmektedir
Oysa yorumladığı
zihninde oluşturduğu sanal bir kişidir
Doğrudan yargılamak kişiler birbirinden uzaklaştırabileceği gibi evliliklerde daha büyük sorunlara da neden olabilir
4- Aile içinde yaşanan sorunlar: eşlerin birbirlerini anlayamamaları ya da ulaşamamaları zaman içinde aralarında duygusal bir mesafe oluşturuyor
Yani kişi akşam evine geliyor ama eşini yabancı gibi hissediyor
onu kendini anlayan biri olarak göremiyor
Bu her iki eş için de çekilmez bir durumdur
Aynı evde yaşıyor
aynı havayı soluyorsunuzdur ama birbirinize ulaşamıyor ve uzak kalıyorsunuzdur
Bu gibi durumlarda evin içi boşalır
ilişkiler duygusal
hassas ve kırılgan hale gelir
Karı koca kimi zaman küserler
konuşmazlar
kimi zaman üstü kapalı laf atarlar
kimi zaman tepki verirler ama birbirlerine uzaktırlar ve aynı evde yaşarlar
5- Olayların büyütülmesi: Olaylara karşı takındığımız tavırlar bizi ele verir
Baktığınızda
okumuş etmiş
işi gücü olan birisinizdir
çevreniz de vardır ama küçük bir olayda öfkenize yenik düşer
etrafınızdaki insanları kırıp geçirirsiniz
Kapıları çarpar gider
insanlara hakaret edersiniz
Burada içinizdeki büyümemiş çocuk ortaya çıkar ve sizi kendi mekanına çeker
Oysa erişkin bir insan erişkin gibi davranmalı ve olayları kontrol etme becerisi geliştirmelidir
6- Eşler arasında hakkaniyet ölçülerinin dikkate alınmaması: Kişi evlendiğinde eşine her türlü haksızlığı yapma hakkına sahip olduğunu düşünebiliyor
Oysa
ister eşimiz olsun
ister çocuğumuz
komşumuz
ya da hiç tanımadığımız kimseler olsun insanlarla ilişkilerimizde hakkaniyet ölçülerini dikkate almalıyız
Bu bizim insan tarafımızın ne kadar gelişmiş olduğunu ve ne kadar samimi olduğumuzu da gösteren bir durumdur
7- Sabır ve kanatkarlığın tüketilmesi: İnsanlar artık olaylara sabırla karşılık verme fedakarlığında bulunmuyorlar
Küçük bir şeyde tepki veriyor ve olayları büyütür hale geliyorlar
Buna bir de ailede bitmeyen istekler
talepler eklenince sorunlar kaçınılmaz oluyor
İmaj ve şöhret neler getirir?
Hazreti Ömer döneminde
bugünkü Suriye ve Filistin Müslümanların eline geçer
Fakat şehrin ileri gelenleri
biz Mescid-i Aksa'nın anahtarını ancak Ömer'e verebiliriz
kendisi gelsin derler
Bunun üzerine Hazreti Ömer devesini alır yanında hizmetçisi de olduğu halde yola düşer
Bölgenin ileri gelenleri müminlerin halifesini karşılamak için nehrin kıyısına gelirler ve Ömer'i gördüklerinde hayretler içinde kalırlar
Çünkü ömer mestlerini çıkarmış koltuğunun altına almış
hizmetçisiyle nöbetleşe bindikleri devenin yularını tutmuş gelmektedir
Üzerinde ise bir izar ve sarığı vardır
Buradakiler Ömer'i görünce çok şaşırırlar ve Emirül müminin! Büyük bir kalabalık sizi bekliyor
bu kimselerin önünde sultana yaraşır bir giysiyle çıksanız derler
Bunun üzerine haz
Ömer
"Allah bizi İslam dini ile aziz kılmıştır
Bundan başka bir şeyde izzet ve aramamız beyhudedir
" der
Ne yazık ki
günümüz insanı
şöhret
para ve mevki peşinde koşmayı hayatlarının birinci hedefi haline getirmişlerdir
Değer yargıları da bu kavramlar bağlamında değişen insanlar
çoğu zaman düş kırıklığı yaşıyorlar
Çünkü şöhretin ağır bir bedeli vardır ve bu kişiler bu bedeli çeşitli şekillerde ödemektedirler
Mevlana'nın tavus kuşu örneği bu gerçeği açıklar mahiyettedir
Hikaye şöyledir: Bir tavus kuşu kendi gagasıyla kedi tüylerini yoluyordu
Hikmet sahibi biri tavus kuşuna yakın bir yerde gezmeye çıkmıştı
Tavus kuşunu görünce dayanamadı ve "ey tavus kuşu dedi
Böyle güzel tüylerini nasıl oluyor da
kökünden yoluyorsun
Bu süslü kanatları yolup çamura atmaya gönlün nasıl razı oluyor
Hafızlar
kanatlarını tüylerini değerli ve üstün görüyorlar beğeniyorlar da Mushafların arasına koyuyorlar
Halk havalanmak serinlemek için senin kanatlarından yelpazeler yapıyorlar
Bu ne nankörlüktür bu ne saygısızlıktır
Seni süsleyenin o renkleri verenin o tüyleri nakışlarla güzelleştirenin kim olduğunu biliyor musun? yahut biliyorsun da nazlanmak için mi bu tüyleri yoluyorsun
Fakat nice naz vardır ki o naz söz olur
kulu padişahın gözünden düşürür" demiş
Tavus kuşu hikmet sahibi kişinin öğütlerini dinlemiş ve ağlamaya başlamış
Öyle uzun uzun dertli dertli ağlamış ki orada bulunanlar ağlamaya başlamışlar
Soruyu soran da cevapsız kalmış
Sorduğuna pişman olmuş
Üzüntüsünden o da ağlamaya başlamış
İçinden
Ne diye soruyu boş yere sordum gamlarla kederlerle dolu imiş
Ben bu sorumla onu coşturdum derdine dert kattım demiş
Tavuş kuşu ağlaması bitince cevap vermiş: "haydi git işine
çünkü sen kokuya ve renge kapılmışsın
Şunu görmüyor musun
Bu kanatlar yüzünden bana her taraftan yüzlerce bela gelmekte
nice merhametsiz avcı bu kanatlar için bana her tarafta tuzaklar kurmaktalar
Nice okçular yine bu kanatlar için bana ok yağdırıyorlar
Ama bu kazalardan bu belalardan ve bu fitnelerden kendimi korumaya gücüm yetmiyor
Oysa çirkin ve tiksinti verir hale girmem benim için daha iyi
Böylece şu dağda şu ovada beladan kurtulmuş olurum
Ey yiğit kanatlarımın rengi ve güzelliği bana kendimi beğenme üstün görme sebebi olmuştur
Kendini beğenmek ise sahibine yüzlerce bela getirir
"
Günümüz insanı
şöhret
tanınma
beğenilme dürtülerini maksimum düzeyde yaşıyor
Ekranlarda şöhret basamaklarını tırmanmaya çalışan küçük yaştaki kız çocukları
şöhret olabilmek için her türlü şaklabanlığı yapıyorlar
Oysa
şöhret kişinin çevrelerindeki insanların öfkesini düşmanlığını kıskançlığını üzerine çekiyorlar
Bunun sonucunda da
alabildiğince bir yarış başlıyor
Aile içinde yaşanan sorunlar
İmaj ve şöhret neler getirir?
İletişim kopukluğu: Eşler arasında sağlıklı bir iletişimin olmaması ve ev içinde yaşananların dedikodu malzemesi haline getirilmesi evliliklerin kalitesini yıpratıyor

Eşler kendi aralarında halledemedikleri sorunlarını dışarıda aileden uzak kişilerle paylaşmaya ve eşlerini kötülemeye başlıyorlar





2- Özgürlüğümü kaybettim düşüncesi: Eşler evlendikten sonra






3- Dinlemeden yargılamak: Küçük tartışmalarda dahi













4- Aile içinde yaşanan sorunlar: eşlerin birbirlerini anlayamamaları ya da ulaşamamaları zaman içinde aralarında duygusal bir mesafe oluşturuyor













5- Olayların büyütülmesi: Olaylara karşı takındığımız tavırlar bizi ele verir










6- Eşler arasında hakkaniyet ölçülerinin dikkate alınmaması: Kişi evlendiğinde eşine her türlü haksızlığı yapma hakkına sahip olduğunu düşünebiliyor







7- Sabır ve kanatkarlığın tüketilmesi: İnsanlar artık olaylara sabırla karşılık verme fedakarlığında bulunmuyorlar




İmaj ve şöhret neler getirir?
Hazreti Ömer döneminde
























Mevlana'nın tavus kuşu örneği bu gerçeği açıklar mahiyettedir

































Günümüz insanı









