20
EXE RANK
Method
Fexe Kullanıcısı
nayasa Hukuku Notları
Ders Notları Anayasa Hukuku
ANAYASA HUKUKU
BİRİNCİ BÖLÜM
DEVLET
*** DEVLETİN OLUŞMASINI KOLAYLAŞTIRAN ŞARTLAR :
1. Ülke
2. Millet
3. İktidarı Kabullenme
*** Devlet Şekilleri siyasi yönden : Liberal, Sosyalist, korporatif devlet’tir.
*** Tekçi Devlet : Siyasi iktidar, bütün yetki ve görevleriyle tek merkezdedir. Devletin tüzel kişiliğine tabi herkes bu merkezi iktidara itaat durumundadır. Tekçi devlette de mahalli (kuruluşlar) vardır ama, bu kuruluşların yöneticilerine kanunlar çerçevesinde ve merkezin denetimi bulunmak şartıyla bazı yetkiler verilmiştir. Bu yöneticilere verilen alan bağımsızlığa değil özerkliğe ilişkindir.
Bileşik Devlet :
1. Devletler Konfederasyonu : Burada üye devletler bir kısmı yetkilerini (özellikle milletlerarası alandaki yetkilerini) konfederal organlara bırakırlar. Ancak konfederasyona üye olan devletler bağımsızlıklarını korurlar. Merkezi bir otorite vardır ama, kararlar oybirliği ile alınacaktır.
2. Federasyon – Federe Devlet : A.B.D., İsviçre gibi. Oluşum şöyledir: Bir süre öncesine kadar bağımsız yaşayan topluluklar, tarih, coğrafya ve sosyolojinin inceleme alanına giren olgu ve olayların da katkısıyla birbirlerine yakınlaşmışlar ve bu toplulukların içinde oluşan devletler, bir kısım iktidarı belli bir merkezde toplamaya ve ona bazı önemli konularda (dış ilişkiler, milli güvenlik gibi) tabi olmayı kabul etmişlerdir.
- katılma ilkesi : birliğe dahil her devlet “merkez”de temsil edilir.
- Her federe devlet, kendi iç işleri konusunda bir miktar bağımsızdır; kendi YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI organları vardır.
- Federal devlet tanım olarak, milletlerarası ilişkilerde tek gözüken; üye devletlerin de başta yasama yetkisi olmak üzere, iç egemenliğin bir kısım ayrıcalıklarına sahip olmaya devam ettiği devlet tipidir.
- Federe Devlet’te merkezi yasama, yürütme ve yargı organları vardır. Bu organların iradeleri bütün üye devletler için de geçerlidir.
İKİNCİ BÖLÜM
ANAYASA
*** ANAYASA ŞEKİLLERİ : Bir ülkenin siyasi teşkilatlanışı iki türlü olabilir: Uygulamalar, gelenekler (geleneksel bir anayasa) ; resmi bir metin (yazılı anayasa)
*** YAZILI ANAYASALAR : 1776’dan itibaren bağımsızlıklarına kavuşan kuzey Amerika’nın İngiliz kolonileri ilk yazılı anayasa hareketlerinin yapıcılarıdır. Türkiye’de ise günümüzdeki anlamda ilk yazılı anayasa 1876 tarihli Kanun-i Esasi’dir.
*** ANAYASANIN KONUSU : Anayasa hükümet edecekleri, bunların kimler olacağını, nasıl belirleneceklerini gösterir. Hükümet edebilmek için gerekli sıfatın nasıl elde edileceğini Anayasa belirleyecektir. 1982 T.C. Anayasasının 62. Maddesi “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” demektedir. Aynı ilke 1961 Anayasasında da vardı.
*** İlk haklar bildirisi, Kuzey Amerika’da Massachussets Anayasasında (1780) görülür. Dünyayı etkileyen asıl bildiri ise Fransızların, İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi (1791)dir ve Fransız Anayasasının başında yer almıştır. Türkiye’de genel bir “Başlangıç” bölümü şeklinde ilk defa 1961 Anayasası benzeri bir uygulamaya yer vermişti.
*** Eğer bir anayasanın değiştirilmesi, özel usul, şekil ve yetki kurallarına bağlanmış ise, KATI bir ANAYASA; aksi sözkonusu ise, ESNEK (veya YUMUŞAK) bir ANAYASA var demektir.
*** Anayasanın hiç değiştirilemeyecek hükümleri de olabilir. T.C. Anayasasının Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğuna ilişkin hükmü böyledir. 1982 Anayasası aynı esası muhafaza ettikten başka, değiştirilmezlik kaps***** genişleterek, Cumhuriyetin, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL, HUKUK Devleti niteliklerini, ülkenin bütünlüğünü, İstiklal Marşı’nın milli marş olmasını, beyaz ay yıldızlı al bayrağını ve başkentinin Ankara olmasını da bu koruma çerçevesine almıştır.
*** Anayasaya göre Anayasanın değiştirilmesi T.B.M.M. üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Bu teklifler Genel Kurul’da iki defa görülür. Değişiklik teklifi oyla kabul edilebilir. Anayasa değişikliği için oylamalarda çoğunluk oranı T.B.M.M. tamsayısı üzerinden hesaplanır.
*** Eğer bir değişiklik, Meclis’in en az beşte üçünün oyuyla kabul edilmiş fakat üçte iki çoğunluğa erişememişse, Cumhurbaşkanı bu metni hemen ilan ederek yürürlüğe koyamaz. Ya Meclis’e iade eder yada halkoyuna sunar. Bu ihtimalde halkoyuna sunma zorunludur. Çünkü Meclis’in üçte ikiden az çoğunluğa Cumhurbaşkanının katılmasıyla bir anayasa değişikliği yapılması istenmiştir.
Meclis’e iade edilen değişiklik metninin yürürlüğe girebilir hale gelmesi için aynen ve en az üçte iki çoğunlukla kabulu gerekir. Cumhurbaşkanı bu şekilde kabul edilen değişikliği veya bu değişikliğin bazı maddelerini de halkoyuna sunabilir. Ama bu ihtimalde halk oyuna sunma zorunlu değildir. Daha baştan, en az üçte iki çoğunlukla kabul edilen bir Anayasa değişikliği sözkonusu ise, Cumhurbaşkanı bu kanunu Resmi Gazete’de yayınlayarak yürürlüğe koyabilir. Bunu yapmayıp kanunu Meclis’e iade ederse hemen yukarıdaki usul izlenir.
*** ANAYASALARIN YAPILIŞLARI VE DEĞİŞTİRİLİŞLERİ : Önce kurucu bir meclis oluşturulur. Kurucu bir meclisin oluşturulması bir önceki anayasa ile öngörülmüş olabileceği gibi sırf yeni bir anayasa yapılması amacıyla da böyle bir meclis toplanabilir. İkinci halde asli bir kurucu meclis var demektir. Burada önceki anayasa artık yoktur.
*** Anayasaların Yapılış Usul ve Araçları :
1. Monarşist Usuller :
a. Ferman Anayasalar : Anayasa doğrudan doğruya kralın veya sultanın iradesi ile oluşur.
b. Andlaşma – Pakt Usulü Anayasalar : 1876 Kanun-i Esasi’nin kabulü
2. Demokratik Usuller :
a. Kurucu Meclis : Çeşitli yollarla, halkın temsilcilerinden oluşan, mümkün olduğunca geniş tabanlı bir kurucu meclis Anayasayı hazırlar, görüşür ve kabul eder. Anayasa işi bitince, Meclis’de dağılır.
b. Kurucu Halkoyu (Referandum) : Anayasa bir kurucu Meclis tarafından hazırlanır ama bu defa kabul iradesi ona değil Millete aittir. (1961, 1982 Anayasaları bu yoldan kabul edilmiştir.)
c. Plebisit : Bu farklı ve otoriter bir yoldur. Bir hükümet darbesinin ardından veya bir anayasanın yapılması için halkın onayı istenir. Alınan bu yetkiye dayanılarak anayasa kabul edilir.
*** Türk Anayasaları :
1. Ferman Anayasa : 1876 Anayasası
2. Kurucu Meclis Anayasası : 1921 Anayasası
3. Olağan Meclis Anayasası : 1924 Anayasası
4. Halkoyuna Dayalı Anayasa : 1961 ve 1982 Anayasaları
*** Türkiye’de kanunların Anayasa’ya aykırılığı konusu ilk defa 1961 Anayasası ile bir yargısal denetim müeyyidesine kavuşmuştur. 1961 Anayasası hem doğrudan doğruya iptal davası, hem de itiraz ve defi yollarıyla kanunların Anayasaya uygunluklarını denetleme imkanını düzenlemişti. 1982 Anayasası da aynı yolu izlemektedir. Tamamen Yargı Organı statüsünde bir Yüksek Mahkeme kurulmuştur: Anayasa Mahkemesi.
*** Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu :
- 11 asil, 4 yedek üye
- Asil üyeler : Yargıtay – 2
Danıştay – 2
Sayıştay – 1
Askeri Yargıtay – 1
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi – 1
Üst yönetici ve Avukatlar arasından – 3
- Yedek üyeler : Yargıtay – 2
Danıştay – 1
Üst Yönetici ve Avukatlar arasından – 1
- Üyeler Cumhurbaşkanı’nca seçilir.
- Anayasa Mahkemesi üyelerinin emeklilik yaşı 65’tir.
- Görevleri : Anayasa Mahkemesi
a. Anayasa değişikliklerini şekil bakımından
b. Kanunlar, Kanun Hükmünde Kararnameler ve T.B.M.M. İçtüzüklerini şekil ve esas yönlerinden inceler.
c. Ayrıca, Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, T.B.M.M. üyeliğinin düşmesi kararlarının Anayasaya uygunluğunu, Siyasi partilerin kapatılması davalarına ve Yüce Divan sıfatıyla en yüksek kamu görevlilerinin cezai sorumluluklarıyla ilgili davalara bakar.
*** Dava Açma Yetkisi : Anayasa Mahkemesi önünde doğrudan doğruya iptal davası açma yetkisi :
1. Anayasa değişiklikleri ve kanunların şekil bakımından iptali için: Cumhurbaşkanı ve T.B.M.M. üyelerinin en az beşte birine tanınmıştır. SÜRE : dava konusu Anayasa değişikliği veya kanunun yayın tarihinden itibaren on gündür.
2. Kanunların esas, kanun hükmünde kararname ve T.B.M.M. İçtüzüklerinin şekil ve esas bakımlarından denetimi için, Cumhurbaşkanı, T.B.M.M. üye tamsayısının en az beşte birine, İktidar ve Ana Muhalefet Partisi Meclis gruplarına tanınmıştır. SÜRE : yayın tarihinden itibaren 60 gündür.
3. Dokunulmazlık veya üyelik düşmesi kararlarının iptali isteminde ise, karar tarihinden itibaren bir hafta içinde, ilgili üye veya T.B.M.M. üyelerinden herhangi biri dava açabilir.
*** İTİRAZ YOLU : Bakılmakta olan bir davada uygulanacak bir hükmün Anayasaya aykırı olduğu ilgili Mahkemece görülürse, işi Anayasa Mahkemesine gönderir. Ancak bu aykırılık, kanunlarda yalnız esas bakımından olabilir.
DEFİ YOLU : Taraflardan biri de, o davada uygulanacak bir kanunun Anayasaya aykırılığını ileri sürebilir. Mahkeme bu iddianın ciddi olduğu kanısına varırsa, işi Anayasa Mahkemesine gönderir.
Bu iki halde de beş ay süreyle dava durur. Bu arada Anayasa Mahkemesinin kararı gelirse ona göre sonuca gidilir. Aksi halde mahkeme, ilgili kanun hükmü yürürlükte olduğundan, bu hükme uyarak davayı çözümler. Ancak kesin karara kadar Anayasa Mahkemesi kararı gelirse gene bu karara uyulur.
*** Anayasa Mahkemesi kararları gerekçeli yazılır ve Resmi Gazete ile yayınlanır.
- Esastan red kararları, on yıl süreyle tekrar başvurmayı engeller.
- İptal kararları geri yürümez. Kural iptal kararlarının, gerekçeli olarak Resmi Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girerek, iptal edilen hükmü ortadan kaldırmasıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi, iptal edilen bir hükmün yerine yeni bir düzenlemenin yapılabilmesi için, iptal kararlarının yayımından bir süre sonra yürürlüğe girmesine de karar verebilir. Ancak, Anayasa Mahkemesi, şekil yönünden iptal edilen bir Anayasa değişikliğinin yerine eski kuralın yürürlüğe gireceği içtihadındadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HÜKÜMET ŞEKİLLERİ
*** TEOKRATİK EGEMENLİK KURALLARI :
1. Doğa üstü ilahi hukuk kuramı
2. Kilise anlayışı
3. İslam anlayışı
*** Anayasa metinlerine bakıldığında, ilk defa 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 1. Maddesinde, Millet Egemenliğinin yer aldığını görüyoruz. Bu maddede “Hakimiyet” bilakaydü şart milletindir.
*** DOĞRUDAN VE YARI DOĞRUDAN HÜKÜMET ŞEKİLLERİ :
1. Doğrudan Hükümet : İsviçre’nin bazı minik kantonlarında uygulanabilen bir rejimdir. Esasen halkın bir forumda toplanıp, alınacak kararları ve çıkarılacak kanunları oylamasıdır. Bugünün devletlerinde uygulanamaz.
2. Yarı-Doğrudan Hükümet : Millet gene temsilcilerini seçmektedir. Ancak çok önemli sorunlar, özellikle kanun koyma ile ilgili işler halkın da oyuna başvurulmasıyla çözümlenmektedir. Yarı doğrudan hükümette başvurulan usuller :
a. Veto : Burada halk kanunun yapılışına karışmaz. Kanunu meclis kabul eder. Kabul edilen kanun yürürlüğe girmeden önce bir süre bekletilir. Bu arada halk kanunun kendi vetosuna sunulmasını isterse ve sonuçta kanun veto edilirse, hiç kabul edilmemiş gibi bir sonuç doğar.
b. Halk Girişimi : Burada halk pasif değildir. Parlamentonun kabul etmediği fakat halkın yararlı gördüğü bir kanun tasarısını halkın belli bir sayıdaki kısmı isterse, Parlamentoya sunma ve görüşme zorunluğu vardır.
c. Referandum (Halkoyu) : Bir işlem halkın kabulüne tabi tutuluyorsa referandum var demektir. Esas itibarı ile iki türlü olabilir:
a. Kanun öncesi referandum
b. Kanun sonrası referandum
Referandum uygulama bakımından da mecburi ve ihtiyari olarak iki türdür. Anayasa bazı konularda referandumu zorunlu kılmış olabilir (mecburi referandum). Yada siyasi iktidarı kullanan organ veya makamların tercihine göre de referandum öngörülmüş olabilir (ihtiyari referandum). 1982 Anayasası’nın Cumhurbaşkanı’na bıraktığı referanduma başvurabilme imkanı ikincisine örnektir.
*** KUVVETLER AYRIMI : Kuvvetler ayırımı esası, hükümet şekilleri ile ilgilidir. Birinci şekil: Yasama ile yürütme arasında denge ve işbirliğini hedef alan “Parlamenter rejim”, ikincisi, yürütmeye ağırlık veren Başkanlık rejimi, üçüncüsü de, Meclise üstünlük tanıyan Meclis Hükümetidir.
*** PARLAMENTER HÜKÜMET : Parlamenter rejim, kamu işlerinin yönetiminin ardaki bir kabine yardımıyla Meclis ve Devlet Başkanına ait olduğu rejimdir. Parlamenter rejim, Meclis karşısında sorumlu bir kabinenin, görevinin gerektirdiği serbestlik içinde ülke siyasetini yönetmesi usulüdür.
*** Türk Anayasa gelişmelerinde Parlemantarizmden bahsedebilmek için 1909 değişiklikleriyle Kanun-i Esasi’yi beklemek gerekir.
*** Parlemanter Rejimin Temel İlkeleri : Yürütme iki başlıdır : Sorumsuz Devlet Başkanı ve parlamento önünde sorumlu Bakanlar Kurulu.
*** BAŞKANLIK REJİMİ : Başkanlık sistemi, yasama ve yürütme güçlerinin eşitliği esasına dayanır. Ancak parlamenter rejimden farklı olarak, kuvvetler birbirine karşı kısmen bağımsızdırlar :
1. Devlet Başkanı’nı halk seçer. Amaç seçilmiş parlamento karşısındas, gene seçilmiş başkana sahip olmaktır.
2. Kuvvetlerin birbirlerine karşı baskı yapabilecek araçları yoktur.
3. Görevler kesin şekilde birbirinden ayrılmıştır. Yasama, Meclislere, yürütme de tamamen Başkana bırakılmıştır.
4. Bakanlar, Devlet Başkanının seçtiği, yalnız Başkana karşı sorumlu görevlilerdir.
*** MECLİS HÜKÜMETİ : Meclis hükümeti rejimi, yasamanın, yürütme organına üstünlüğü esasına veya fiili durumuna dayanır. Hakim unsur parlamentodur. Gerçi bu rejimde de bir “icra (yürütme) “ vardır, ama vekiller daha çok Meclisin memurları durumundadır.
*** Osmanlı Meclisi Mebusanının son kararından biri olan Misak-ı Milli, bir bölge veya şehir halkının hangi devletin uyruğu omak istediğini serbestçe belirleyebilmek hakkını tekrarlar.
İKİNCİ KİTAP
TÜRK ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ
*** Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukuki statüsünü belirleyen temel düzenleme, 18 Ekim 1982 tarihinde Halkoyuna sunularak kabul edilmiş olan T.C. Anayasasıdır.
*** 1982 Anayasası, Cumhuriyetin 3. Anayasasıdır. Gerçi, 1921 Teşkilat-e Esasiye Kanununun değişik şekliyle, 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu bakımdan Cumhuriyetin ilk anayasası değişik 1921 Anayasasıdır, denilebilir. Bütünüyle ve olağan dönemleri kapsayacak şekilde çıkarılan anayasalar 1924, 1961 ve 1982 tarihlerini taşırlar.
*** 1982 Anayasası şekil olarak: bir “Başlangı.”; Genel Esaslar; Temel Haklar ve Ödevler; Cumhuriyetin Temel Organları; Mali ve Ekonomik Hükümler ile Çeşitli Hükümler, Geçici Maddeler ve Son Hükümler başlıklı yedi kısma ayrılmakta. Anayasa 177 madde ile, bu sayıya dahil olmayan 16 geçici maddeden ve bir başlangıç kısmından oluşuyor.
*** GENEL ESASLAR : T.C. Anayasasının ilk genel esası, “Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.” Diyen 1. Maddedir. Bu madde, 1924 ve 1961 Anayasalarında da aynı şekilde ifade edilmiştir.
*** Cumhuriyet başlangıçta bir hükümet şekli iken, 1924 Anayasası ile bir Devlet niteliği olmuştur.
*** Hukuki Devlet ilkesi, ilk defa 1961 Anayasası ile, bu ilkeyi güvence altına alan organik yapı ile birlikte getirilmiştir.
*** 1982 Anayasası, yürütme ve idarenin takdir yetkisine dayandığı açık olan bazı işlemleri (Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile Yüksek Askeri Şüranın kararları ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararları) yargı denetimi dışında bırakmıştır.
*** 1924 Teşkilatı Esasiye Kanununun 2. Maddesinde: “Türkiye Devletinin dini, Dini İslamdır.” Denilmiştir. Bu ibare 1928’de metinden çıkarılmıştır. Aynı kanunla mebusların yeminlerinde yer alan “vallahi” kelimesi de yerini “namusum üzerine söz veriyorum” ibaresine bırakmıştır. Nihayet, 3 Şubat 1937 tarihli kanunla Anayasa bir kere daha değiştirilerek, “Laik” nitelemesi Anayasa ilkesi haline ve düzeyine getirilmiştir.
*** DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ : Anayasa “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” esasını koymuştur. Bu esas, 1876 Kanun-i Esasi’sinde “Ülke” bütünlüğü şeklinde ifade edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti, bir tek Türk Milleti kabul ettiğinden 1961 Anayasasında “ülke ve millet” ibaresine yer verilmiştir.
*** Türkiye Cumhuriyeti Devlet şekline ilişkin 1. Madde hükmü ile, Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen ve devlet bütünlüğünü, bayrağını, dilini, milli marşını ve başkentini koruyan 2. ve 3. maddeleri Anayasanın değiştirilemeyecek hükümlerindendir. Bunları değiştirilmesi dahi teklif edilemez.
*** YASAMA YETKİSİ : Yasama yetkisi T.B.M.M.nindir. Meclis bu yetkiyi, Türk Milleti adına kullanır ve başka bir organa- özellikle de yürütmeye devredemez.
*** I. Meşrutiyet’te Yasama Yetkisinin sahibi Padişahtır. 1909 değişikliğinden sonra, Padişahın kanun koyma yetkisini parlamento lehine kaybettiği görülmektedir. Artık yasama yetkisi parlamentodadır.
*** 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, ikinci Meşrutiyetle siyasi belgelerimize giren ve T.B.M.M.nin kurulmasıyla doruk noktasına çıkan Milli Hakimiyet ilkesinin açıkça yer aldığı ilk Anayasadır.
*** 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununu değiştirerek Cumhuriyeti ilan eden 29 Ekim 1923 kanunu, “Türkiye Reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından seçilir” derken ilk defa bir Anayasa metninde, “Türkiye” kelimesini Büyük Millet Meclisinin başına getirmiştir. 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununa göre T.B.M.M. iki yılda bir yapılacak seçimlerle oluşturulacaktı.
*** 1934 tarihli Anayasa değişikliği ile seçmen yaşı yirmi ikiye çıkarıldı ve erkek kadın ayırımı kaldırıldı. Mebus seçilme şartındaki erkek kadın ayırımı da kaldırıldı.
*** 1924 Anayasasına göre: seçmen yaşı 18 dir. T.B.M.M. üyeliği 4 yıl sürer. Yeni seçim yapılmasına imkan görülemiyen hallerde toplantı devresi bir yıl uzatılabileceği gibi, meclisin mutlak çoğunluğunun kararıyla erken seçim gerçekleştirilebilir. T.B.M.M. davet beklemeksizin her yıl kasım başında toplanır. Meclis, üyelerin ülke içinde incelemelerde bulunabilmeleri ve dinlenebilmeleri için yılda altı ayı geçmemek üzere çalışmalarına ara verebilir. Tatil sırasında reisicumhur veya meclis Reisi lüzum görürse Meclis toplantıya çağrılır. Bu anayasada ilk temel kural şudur: T.B.M.M.nin görüşmeleri alenidir ve olduğu gibi yayınlanır. Yalnız içtüzükte öngörülecek şartlara bağlı olarak gizli oturumun yapılması mümkündür. Meclis her Kasım başında kendisine bir reis ve üç reis vekili seçer.
*** 1924 Anayasası yürütme-yasama ayrılığına dayanmayan, bu sebeple parlamenter sayılamayacak bir rejimi öngörmektedir.
*** 1961 Anayasasında T.B.M.M. : 1961 Anayasası’nın bir özelliği Anayasa Mahkemesinin ortaya çıkması, ikinci bir özelliği de yürütmenin ayrı bir kuvvet olarak düzenlenmesidir. 1961 Anayasası parlamenter sistemi öngörmüş, yumuşak bir kuvvetler ayırımı içinde, T.B.M.M. ile bakanlar kurulunu kısmen dengelemeye çalışmıştır. Bu anayasa ile Cumhuriyet Senatosu kuruldu, Senatoda tabi üyeler (Milli Birlik Komitesi üyeleri, eski Cumhurbaşkanları) kontenjan senatörleri ve seçilmişler yeralıyordu. Millet Meclisinin oluşumu ise şöyleydi : 30 yaşını dolduran bir Türk milletvekili seçilebiliyordu. Millet Meclisi seçimleri 4 yılda bir yapılacak, erken seçime de karar verilebilecekti. Millet Meclisinin üye sayısı 450 idi. Cumhuriyet Senatosu : tabii üyeler dışındaki Cumhuriyet Senatosu üyeleri için konulan seçilme şartları 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış olmaktı. Cumhurbaşkanlığınca seçilecek üyeler için ise çeşitli alanlarda seçkin hizmetleriyle tanınmış olmak kaydı vardı. Cumhurbaşkanına ayrılan 15 senatörlüğün en az onunun bağımsızlar arasından seçilerek doldurulması gerekiyordu. Cumhuriyet Senatosunun genel seçimle gelen 150 üyesiyle, Cumhurbaşkanınca seçilen senatörlerin görev süreleri 6 yıldı.
*** 1961 Anayasasında T.B.M.M. yetkileri : Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosundan oluşan T.B.M.M. Birleşik olarak toplanmasını gerektiren haller dışında iki meclis halinde çalışıyordu. Hükümetin denetimi konusunda ağırlık, tamamı seçilmişlerden oluşan Millet Meclisine verilmişti. Soru, genel görüşme, Meclis soruşturması ve meclis araştırması, her iki meclise tanınan yetkilerdendi. Buna karşılık, Hükümetin veya bir bakanın düşürülmesiyle sonuçlanabildiği için en önemli denetim yolu sayılan gensoru yetkisi yalnız Millet Meclisi’ne tanınmıştı. Esasen, Bakanlar Kurulu’nun güven oyuna başvurduğu meclis de Millet Meclisi idi. Buna ek olarak kanunların kabulünde son söz gene Millet Meclisine bırakılmıştı. Hatta Cumhuriyet Senatosu’nca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile reddedilen bir metnin, Millet Meclis tarafından üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabulü mümkündü.n
*** 12 Eylül 1980 Harekatı sonrası geçici Anayasa düzeninde, T.B.M.M.’ne ait olan yetki ve görevler MGK’na verilmişti. Yeni Anayasayı, siyasi partiler ve seçim kanunlarını yapmak üzere iki kanatlı bir kurucu Meclis (Danışma Meclisi ve MGK.) oluşturulmuştur. Bu dönemde asıl yasama yetkisi MGK.dadır. 1982 Anayasası’nda da “Yasama Yetkisi T.B.M.M.ne aittir.” hükmüne yer verilmiştir. Yalnız, T.B.M.M. 1961 Anayasasında olduğu gibi iki kanatlı değildir; 1921 ve 1924 Anayasalarının tek meclisli sistemine dönülmüştür. 1982 Anayasasının yasama meclisi 400 milletvekilinden oluşmaktadır; görev süresi 5 yıldır. Yasama yetkisi T.B.M.M. tarafından kullanılmakla birlikte, 1982 Anayasası bazı şartlarla sözkonusu yetkinin yürütme tarafından da kullanılabilmesini kabul etmektedir.
*** KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME :
a. Olağan Dönemde K.H.K. : T.B.M.M.nin Bakanlar Kurulu’na bir yetki kanunu ile K.H.K. çıkarma yetkisi vermesi gerekir. Anayasaya göre K.H.K.’ler Resmi Gazete’de yayınlandıkları gün yürürlüğe girerler ve aynı gün T.B.M.M.’ne sunulurlar. Meclis, K.H.K.yi bir reddederse red kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte kararname yürürlükten kalkar. Yani, yayıma kadar yürürlüktedir ve uygulanabilmektedir.
b. Olağanüstü Hallerde K.H.K. : Anayasa, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulu’nun bir yetki kanununa gerek olmaksızın ve temel hak ve hürriyetleri de kapsayacak şekilde K.H.K. çıkarılabileceğini kabul etmektedir. Bu kararnameler de Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün T.B.M.M.’nin onayına sunulur: Esasen T.B.M.M.’nin onayına sunulması zorunludur.
*** En yüksek yargı mevki : adli yargıda Yargıtay, sivil idari yargıda Danıştay, askeri adli yargıda Askeri Yargıtay’dır.
*** YÜRÜTME YETKİSİ VE GÖREVİ : T.C. Anayasasının 8. maddesi, Yürütme yetkisi ve görevi kenar başlığı altında şu temel ilkeyi koyuyor : “Yürütme yetkisi ve göreve, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.”
*** Tarihi Gelişim : Kanun-u Esasi küçük bir sınırlama dışında yasama yetkisini ve kayıtsız şartsız olarak yürütmeyi beraberce padişaha bırakmıştır. Kanun-u Esasi’nin 1909’da geçirdiği önemli değişiklikten sonra yürütme yetkisini , sorumsuz padişahtan, yasama organı önünde sorumlu hale getirilen vekiller heyetine geçtiği görülür. Bu nedenle ikici Meşrutiyet, egemenliğin millete geçişinin hazırlık aşamasıdır. Kurtuluş Savaşı döneminin Anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, milli egemenlik anlayışı gereği, devletin bütün işlevlerini B.M.M.de, yani yasama organında toplamıştır. Cumhuriyeti ilan eden Anayasa değişikliği (29 Ekim 1923) ile öngörülen Cumhurbaşkanlığı makamı, B.M.M. Hükümetinin Meclis Başkanına tanıdığı Vekiller Heyeti için aday gösterme yetkisi yerine Başvekil seçme ve Başvekil aracılığıyla Vekiller Heyetini Meclisin onayına sunma yetkisine sahip kılındı. 1924 Anayasası, Meclisin teşri selahiyetini bizzat kullanacağını belirttikten sonra icra selahiyetini, yani yürütme yetkisini, kendi tarafından seçilmiş Reisicumhur ve onun tayin edeceği icra vekilleri Heyeti eliyle kullanacağını açıklar. 1961 Anayasasında yürütme, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşur. Cumhurbaşkanı, 1924 Anayasasında da olduğu gibi sorumsuzdur. Sorumluluk Bakanlar Kuruluna yüklenmiştir. Ancak Bakanlar Kurulu, üstlendiği sorumluluğun gerektirdiği yetkilere sahip değildir.
*** 1971 değişiklikleri yapılırken, 1961 Anayasasına kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini yürütmeye tanıyan hüküm girdi.
*** 1982 Anayasası özü bakımından kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sisteme bağlı kalıyor. Bu sistem içindeki, yürütme organı gene Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşuyor. Fakat 1982 anayasası, tarafsız Cumhurbaşkanı’nın idareye ilişkin yetkilerini önemli ölçüde genişletirken, Cumhurbaşkanlığı mak***** siyasi yönden de güçlendiriyor.
*** Olağanüstü K.H.K.ler 1982 Anayasasının getirdiği yeni bir türü oluşturmaktadır. Yetki kanununa dayanmaksızın çıkarılabilirler ve yargısal denetimleri yoktur. K.H.K.’leri aynı gün T.B.M.M.nin onayına sunmak zorunludur.
*** Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olarak yaptıkları : Anayasa Mahkemesi, Askeri Yargıtay üyeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri gibi bir kısım hakimlerin atanmaları; Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin; Yükseköğretim kurulu üyelerinin, Üniversite rektörlerinin seçilmesi işlemleri bunlar arasındadır.
*** Cumhurbaşkanı olağanüstü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederken; Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunu gözetir ve desteklerken, devleti başı olma ve devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışması işlevini yerine getirmektedir.
*** Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler; Yüksek Askeri Şüranın kararları; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararları yargı denetiminin dışında bırakılmıştır. Buna olağanüstü dönem K.H.K.’leri de eklenmelidir.
*** 1982 Anayasasına göre Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunu yüksek yargı yerlerinin kendi üyeleri arasından olmak üzere Cumhurbaşkanı seçer. Yargıtay üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışında kalan üyeleri, Yargıtay ve Danıştay’ın kendi üyeleri arasından seçecekleri adaylar içinden gene Cumhurbaşkanınca seçilmektedir. Danıştay üyelerinin dörtte birini de Cumhurbaşkanı belirlemektedir.
*** TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER : Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü; milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın korunması temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasında etkili olabilen faktörlerdir.
*** 1982 Anayasasına göre Türk vatandaşlarına ana dil olarak yalnız Türkçe okutulabilir ve öğretilebilir. Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği hallerde, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür.
*** Yeni Anayasaya göre seçmen yaşı 21 olarak belirlenmiştir.
*** YASAMA ORGANI : T.B.M.M. milletçe genel oyla seçilen 450 milletvekilinden oluşur (şu anda 550). Seçimler 5 yılda bir yapılır.
*** Genel oy için olan kadın erkek ayırımı 1935 ve sonrasında kalkmıştır.
*** Yüksek Seçim Kurulu : 7 asıl, 4 yedek üyeden meydana gelir. Bu 11 üyenin altısını Yargıtay, beşini Danıştay kendi üyeleri arasından seçer. Yedek üyeler ad çekme ile ayrılır.
*** 1982 Anayasasında 1961’dekinin tersine seçme yaşını kanuna bırakmamış, doğrudan doğruya Anayasa hükmü olarak belirlemiştir. Buna göre seçme hakkı 20 yaşına giren T.C. vatandaşlarına verilmişti. Milletvekili seçilebilmek için ise 30 yaşını doldurmuş bulunmak gerekir.
Ders Notları Anayasa Hukuku
ANAYASA HUKUKU
BİRİNCİ BÖLÜM
DEVLET
*** DEVLETİN OLUŞMASINI KOLAYLAŞTIRAN ŞARTLAR :
1. Ülke
2. Millet
3. İktidarı Kabullenme
*** Devlet Şekilleri siyasi yönden : Liberal, Sosyalist, korporatif devlet’tir.
*** Tekçi Devlet : Siyasi iktidar, bütün yetki ve görevleriyle tek merkezdedir. Devletin tüzel kişiliğine tabi herkes bu merkezi iktidara itaat durumundadır. Tekçi devlette de mahalli (kuruluşlar) vardır ama, bu kuruluşların yöneticilerine kanunlar çerçevesinde ve merkezin denetimi bulunmak şartıyla bazı yetkiler verilmiştir. Bu yöneticilere verilen alan bağımsızlığa değil özerkliğe ilişkindir.
Bileşik Devlet :
1. Devletler Konfederasyonu : Burada üye devletler bir kısmı yetkilerini (özellikle milletlerarası alandaki yetkilerini) konfederal organlara bırakırlar. Ancak konfederasyona üye olan devletler bağımsızlıklarını korurlar. Merkezi bir otorite vardır ama, kararlar oybirliği ile alınacaktır.
2. Federasyon – Federe Devlet : A.B.D., İsviçre gibi. Oluşum şöyledir: Bir süre öncesine kadar bağımsız yaşayan topluluklar, tarih, coğrafya ve sosyolojinin inceleme alanına giren olgu ve olayların da katkısıyla birbirlerine yakınlaşmışlar ve bu toplulukların içinde oluşan devletler, bir kısım iktidarı belli bir merkezde toplamaya ve ona bazı önemli konularda (dış ilişkiler, milli güvenlik gibi) tabi olmayı kabul etmişlerdir.
- katılma ilkesi : birliğe dahil her devlet “merkez”de temsil edilir.
- Her federe devlet, kendi iç işleri konusunda bir miktar bağımsızdır; kendi YASAMA, YÜRÜTME ve YARGI organları vardır.
- Federal devlet tanım olarak, milletlerarası ilişkilerde tek gözüken; üye devletlerin de başta yasama yetkisi olmak üzere, iç egemenliğin bir kısım ayrıcalıklarına sahip olmaya devam ettiği devlet tipidir.
- Federe Devlet’te merkezi yasama, yürütme ve yargı organları vardır. Bu organların iradeleri bütün üye devletler için de geçerlidir.
İKİNCİ BÖLÜM
ANAYASA
*** ANAYASA ŞEKİLLERİ : Bir ülkenin siyasi teşkilatlanışı iki türlü olabilir: Uygulamalar, gelenekler (geleneksel bir anayasa) ; resmi bir metin (yazılı anayasa)
*** YAZILI ANAYASALAR : 1776’dan itibaren bağımsızlıklarına kavuşan kuzey Amerika’nın İngiliz kolonileri ilk yazılı anayasa hareketlerinin yapıcılarıdır. Türkiye’de ise günümüzdeki anlamda ilk yazılı anayasa 1876 tarihli Kanun-i Esasi’dir.
*** ANAYASANIN KONUSU : Anayasa hükümet edecekleri, bunların kimler olacağını, nasıl belirleneceklerini gösterir. Hükümet edebilmek için gerekli sıfatın nasıl elde edileceğini Anayasa belirleyecektir. 1982 T.C. Anayasasının 62. Maddesi “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” demektedir. Aynı ilke 1961 Anayasasında da vardı.
*** İlk haklar bildirisi, Kuzey Amerika’da Massachussets Anayasasında (1780) görülür. Dünyayı etkileyen asıl bildiri ise Fransızların, İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi (1791)dir ve Fransız Anayasasının başında yer almıştır. Türkiye’de genel bir “Başlangıç” bölümü şeklinde ilk defa 1961 Anayasası benzeri bir uygulamaya yer vermişti.
*** Eğer bir anayasanın değiştirilmesi, özel usul, şekil ve yetki kurallarına bağlanmış ise, KATI bir ANAYASA; aksi sözkonusu ise, ESNEK (veya YUMUŞAK) bir ANAYASA var demektir.
*** Anayasanın hiç değiştirilemeyecek hükümleri de olabilir. T.C. Anayasasının Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğuna ilişkin hükmü böyledir. 1982 Anayasası aynı esası muhafaza ettikten başka, değiştirilmezlik kaps***** genişleterek, Cumhuriyetin, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL, HUKUK Devleti niteliklerini, ülkenin bütünlüğünü, İstiklal Marşı’nın milli marş olmasını, beyaz ay yıldızlı al bayrağını ve başkentinin Ankara olmasını da bu koruma çerçevesine almıştır.
*** Anayasaya göre Anayasanın değiştirilmesi T.B.M.M. üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Bu teklifler Genel Kurul’da iki defa görülür. Değişiklik teklifi oyla kabul edilebilir. Anayasa değişikliği için oylamalarda çoğunluk oranı T.B.M.M. tamsayısı üzerinden hesaplanır.
*** Eğer bir değişiklik, Meclis’in en az beşte üçünün oyuyla kabul edilmiş fakat üçte iki çoğunluğa erişememişse, Cumhurbaşkanı bu metni hemen ilan ederek yürürlüğe koyamaz. Ya Meclis’e iade eder yada halkoyuna sunar. Bu ihtimalde halkoyuna sunma zorunludur. Çünkü Meclis’in üçte ikiden az çoğunluğa Cumhurbaşkanının katılmasıyla bir anayasa değişikliği yapılması istenmiştir.
Meclis’e iade edilen değişiklik metninin yürürlüğe girebilir hale gelmesi için aynen ve en az üçte iki çoğunlukla kabulu gerekir. Cumhurbaşkanı bu şekilde kabul edilen değişikliği veya bu değişikliğin bazı maddelerini de halkoyuna sunabilir. Ama bu ihtimalde halk oyuna sunma zorunlu değildir. Daha baştan, en az üçte iki çoğunlukla kabul edilen bir Anayasa değişikliği sözkonusu ise, Cumhurbaşkanı bu kanunu Resmi Gazete’de yayınlayarak yürürlüğe koyabilir. Bunu yapmayıp kanunu Meclis’e iade ederse hemen yukarıdaki usul izlenir.
*** ANAYASALARIN YAPILIŞLARI VE DEĞİŞTİRİLİŞLERİ : Önce kurucu bir meclis oluşturulur. Kurucu bir meclisin oluşturulması bir önceki anayasa ile öngörülmüş olabileceği gibi sırf yeni bir anayasa yapılması amacıyla da böyle bir meclis toplanabilir. İkinci halde asli bir kurucu meclis var demektir. Burada önceki anayasa artık yoktur.
*** Anayasaların Yapılış Usul ve Araçları :
1. Monarşist Usuller :
a. Ferman Anayasalar : Anayasa doğrudan doğruya kralın veya sultanın iradesi ile oluşur.
b. Andlaşma – Pakt Usulü Anayasalar : 1876 Kanun-i Esasi’nin kabulü
2. Demokratik Usuller :
a. Kurucu Meclis : Çeşitli yollarla, halkın temsilcilerinden oluşan, mümkün olduğunca geniş tabanlı bir kurucu meclis Anayasayı hazırlar, görüşür ve kabul eder. Anayasa işi bitince, Meclis’de dağılır.
b. Kurucu Halkoyu (Referandum) : Anayasa bir kurucu Meclis tarafından hazırlanır ama bu defa kabul iradesi ona değil Millete aittir. (1961, 1982 Anayasaları bu yoldan kabul edilmiştir.)
c. Plebisit : Bu farklı ve otoriter bir yoldur. Bir hükümet darbesinin ardından veya bir anayasanın yapılması için halkın onayı istenir. Alınan bu yetkiye dayanılarak anayasa kabul edilir.
*** Türk Anayasaları :
1. Ferman Anayasa : 1876 Anayasası
2. Kurucu Meclis Anayasası : 1921 Anayasası
3. Olağan Meclis Anayasası : 1924 Anayasası
4. Halkoyuna Dayalı Anayasa : 1961 ve 1982 Anayasaları
*** Türkiye’de kanunların Anayasa’ya aykırılığı konusu ilk defa 1961 Anayasası ile bir yargısal denetim müeyyidesine kavuşmuştur. 1961 Anayasası hem doğrudan doğruya iptal davası, hem de itiraz ve defi yollarıyla kanunların Anayasaya uygunluklarını denetleme imkanını düzenlemişti. 1982 Anayasası da aynı yolu izlemektedir. Tamamen Yargı Organı statüsünde bir Yüksek Mahkeme kurulmuştur: Anayasa Mahkemesi.
*** Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu :
- 11 asil, 4 yedek üye
- Asil üyeler : Yargıtay – 2
Danıştay – 2
Sayıştay – 1
Askeri Yargıtay – 1
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi – 1
Üst yönetici ve Avukatlar arasından – 3
- Yedek üyeler : Yargıtay – 2
Danıştay – 1
Üst Yönetici ve Avukatlar arasından – 1
- Üyeler Cumhurbaşkanı’nca seçilir.
- Anayasa Mahkemesi üyelerinin emeklilik yaşı 65’tir.
- Görevleri : Anayasa Mahkemesi
a. Anayasa değişikliklerini şekil bakımından
b. Kanunlar, Kanun Hükmünde Kararnameler ve T.B.M.M. İçtüzüklerini şekil ve esas yönlerinden inceler.
c. Ayrıca, Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, T.B.M.M. üyeliğinin düşmesi kararlarının Anayasaya uygunluğunu, Siyasi partilerin kapatılması davalarına ve Yüce Divan sıfatıyla en yüksek kamu görevlilerinin cezai sorumluluklarıyla ilgili davalara bakar.
*** Dava Açma Yetkisi : Anayasa Mahkemesi önünde doğrudan doğruya iptal davası açma yetkisi :
1. Anayasa değişiklikleri ve kanunların şekil bakımından iptali için: Cumhurbaşkanı ve T.B.M.M. üyelerinin en az beşte birine tanınmıştır. SÜRE : dava konusu Anayasa değişikliği veya kanunun yayın tarihinden itibaren on gündür.
2. Kanunların esas, kanun hükmünde kararname ve T.B.M.M. İçtüzüklerinin şekil ve esas bakımlarından denetimi için, Cumhurbaşkanı, T.B.M.M. üye tamsayısının en az beşte birine, İktidar ve Ana Muhalefet Partisi Meclis gruplarına tanınmıştır. SÜRE : yayın tarihinden itibaren 60 gündür.
3. Dokunulmazlık veya üyelik düşmesi kararlarının iptali isteminde ise, karar tarihinden itibaren bir hafta içinde, ilgili üye veya T.B.M.M. üyelerinden herhangi biri dava açabilir.
*** İTİRAZ YOLU : Bakılmakta olan bir davada uygulanacak bir hükmün Anayasaya aykırı olduğu ilgili Mahkemece görülürse, işi Anayasa Mahkemesine gönderir. Ancak bu aykırılık, kanunlarda yalnız esas bakımından olabilir.
DEFİ YOLU : Taraflardan biri de, o davada uygulanacak bir kanunun Anayasaya aykırılığını ileri sürebilir. Mahkeme bu iddianın ciddi olduğu kanısına varırsa, işi Anayasa Mahkemesine gönderir.
Bu iki halde de beş ay süreyle dava durur. Bu arada Anayasa Mahkemesinin kararı gelirse ona göre sonuca gidilir. Aksi halde mahkeme, ilgili kanun hükmü yürürlükte olduğundan, bu hükme uyarak davayı çözümler. Ancak kesin karara kadar Anayasa Mahkemesi kararı gelirse gene bu karara uyulur.
*** Anayasa Mahkemesi kararları gerekçeli yazılır ve Resmi Gazete ile yayınlanır.
- Esastan red kararları, on yıl süreyle tekrar başvurmayı engeller.
- İptal kararları geri yürümez. Kural iptal kararlarının, gerekçeli olarak Resmi Gazete’de yayımlandığı gün yürürlüğe girerek, iptal edilen hükmü ortadan kaldırmasıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi, iptal edilen bir hükmün yerine yeni bir düzenlemenin yapılabilmesi için, iptal kararlarının yayımından bir süre sonra yürürlüğe girmesine de karar verebilir. Ancak, Anayasa Mahkemesi, şekil yönünden iptal edilen bir Anayasa değişikliğinin yerine eski kuralın yürürlüğe gireceği içtihadındadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HÜKÜMET ŞEKİLLERİ
*** TEOKRATİK EGEMENLİK KURALLARI :
1. Doğa üstü ilahi hukuk kuramı
2. Kilise anlayışı
3. İslam anlayışı
*** Anayasa metinlerine bakıldığında, ilk defa 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 1. Maddesinde, Millet Egemenliğinin yer aldığını görüyoruz. Bu maddede “Hakimiyet” bilakaydü şart milletindir.
*** DOĞRUDAN VE YARI DOĞRUDAN HÜKÜMET ŞEKİLLERİ :
1. Doğrudan Hükümet : İsviçre’nin bazı minik kantonlarında uygulanabilen bir rejimdir. Esasen halkın bir forumda toplanıp, alınacak kararları ve çıkarılacak kanunları oylamasıdır. Bugünün devletlerinde uygulanamaz.
2. Yarı-Doğrudan Hükümet : Millet gene temsilcilerini seçmektedir. Ancak çok önemli sorunlar, özellikle kanun koyma ile ilgili işler halkın da oyuna başvurulmasıyla çözümlenmektedir. Yarı doğrudan hükümette başvurulan usuller :
a. Veto : Burada halk kanunun yapılışına karışmaz. Kanunu meclis kabul eder. Kabul edilen kanun yürürlüğe girmeden önce bir süre bekletilir. Bu arada halk kanunun kendi vetosuna sunulmasını isterse ve sonuçta kanun veto edilirse, hiç kabul edilmemiş gibi bir sonuç doğar.
b. Halk Girişimi : Burada halk pasif değildir. Parlamentonun kabul etmediği fakat halkın yararlı gördüğü bir kanun tasarısını halkın belli bir sayıdaki kısmı isterse, Parlamentoya sunma ve görüşme zorunluğu vardır.
c. Referandum (Halkoyu) : Bir işlem halkın kabulüne tabi tutuluyorsa referandum var demektir. Esas itibarı ile iki türlü olabilir:
a. Kanun öncesi referandum
b. Kanun sonrası referandum
Referandum uygulama bakımından da mecburi ve ihtiyari olarak iki türdür. Anayasa bazı konularda referandumu zorunlu kılmış olabilir (mecburi referandum). Yada siyasi iktidarı kullanan organ veya makamların tercihine göre de referandum öngörülmüş olabilir (ihtiyari referandum). 1982 Anayasası’nın Cumhurbaşkanı’na bıraktığı referanduma başvurabilme imkanı ikincisine örnektir.
*** KUVVETLER AYRIMI : Kuvvetler ayırımı esası, hükümet şekilleri ile ilgilidir. Birinci şekil: Yasama ile yürütme arasında denge ve işbirliğini hedef alan “Parlamenter rejim”, ikincisi, yürütmeye ağırlık veren Başkanlık rejimi, üçüncüsü de, Meclise üstünlük tanıyan Meclis Hükümetidir.
*** PARLAMENTER HÜKÜMET : Parlamenter rejim, kamu işlerinin yönetiminin ardaki bir kabine yardımıyla Meclis ve Devlet Başkanına ait olduğu rejimdir. Parlamenter rejim, Meclis karşısında sorumlu bir kabinenin, görevinin gerektirdiği serbestlik içinde ülke siyasetini yönetmesi usulüdür.
*** Türk Anayasa gelişmelerinde Parlemantarizmden bahsedebilmek için 1909 değişiklikleriyle Kanun-i Esasi’yi beklemek gerekir.
*** Parlemanter Rejimin Temel İlkeleri : Yürütme iki başlıdır : Sorumsuz Devlet Başkanı ve parlamento önünde sorumlu Bakanlar Kurulu.
*** BAŞKANLIK REJİMİ : Başkanlık sistemi, yasama ve yürütme güçlerinin eşitliği esasına dayanır. Ancak parlamenter rejimden farklı olarak, kuvvetler birbirine karşı kısmen bağımsızdırlar :
1. Devlet Başkanı’nı halk seçer. Amaç seçilmiş parlamento karşısındas, gene seçilmiş başkana sahip olmaktır.
2. Kuvvetlerin birbirlerine karşı baskı yapabilecek araçları yoktur.
3. Görevler kesin şekilde birbirinden ayrılmıştır. Yasama, Meclislere, yürütme de tamamen Başkana bırakılmıştır.
4. Bakanlar, Devlet Başkanının seçtiği, yalnız Başkana karşı sorumlu görevlilerdir.
*** MECLİS HÜKÜMETİ : Meclis hükümeti rejimi, yasamanın, yürütme organına üstünlüğü esasına veya fiili durumuna dayanır. Hakim unsur parlamentodur. Gerçi bu rejimde de bir “icra (yürütme) “ vardır, ama vekiller daha çok Meclisin memurları durumundadır.
*** Osmanlı Meclisi Mebusanının son kararından biri olan Misak-ı Milli, bir bölge veya şehir halkının hangi devletin uyruğu omak istediğini serbestçe belirleyebilmek hakkını tekrarlar.
İKİNCİ KİTAP
TÜRK ANAYASA HUKUKUNA GİRİŞ
*** Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hukuki statüsünü belirleyen temel düzenleme, 18 Ekim 1982 tarihinde Halkoyuna sunularak kabul edilmiş olan T.C. Anayasasıdır.
*** 1982 Anayasası, Cumhuriyetin 3. Anayasasıdır. Gerçi, 1921 Teşkilat-e Esasiye Kanununun değişik şekliyle, 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu bakımdan Cumhuriyetin ilk anayasası değişik 1921 Anayasasıdır, denilebilir. Bütünüyle ve olağan dönemleri kapsayacak şekilde çıkarılan anayasalar 1924, 1961 ve 1982 tarihlerini taşırlar.
*** 1982 Anayasası şekil olarak: bir “Başlangı.”; Genel Esaslar; Temel Haklar ve Ödevler; Cumhuriyetin Temel Organları; Mali ve Ekonomik Hükümler ile Çeşitli Hükümler, Geçici Maddeler ve Son Hükümler başlıklı yedi kısma ayrılmakta. Anayasa 177 madde ile, bu sayıya dahil olmayan 16 geçici maddeden ve bir başlangıç kısmından oluşuyor.
*** GENEL ESASLAR : T.C. Anayasasının ilk genel esası, “Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.” Diyen 1. Maddedir. Bu madde, 1924 ve 1961 Anayasalarında da aynı şekilde ifade edilmiştir.
*** Cumhuriyet başlangıçta bir hükümet şekli iken, 1924 Anayasası ile bir Devlet niteliği olmuştur.
*** Hukuki Devlet ilkesi, ilk defa 1961 Anayasası ile, bu ilkeyi güvence altına alan organik yapı ile birlikte getirilmiştir.
*** 1982 Anayasası, yürütme ve idarenin takdir yetkisine dayandığı açık olan bazı işlemleri (Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile Yüksek Askeri Şüranın kararları ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararları) yargı denetimi dışında bırakmıştır.
*** 1924 Teşkilatı Esasiye Kanununun 2. Maddesinde: “Türkiye Devletinin dini, Dini İslamdır.” Denilmiştir. Bu ibare 1928’de metinden çıkarılmıştır. Aynı kanunla mebusların yeminlerinde yer alan “vallahi” kelimesi de yerini “namusum üzerine söz veriyorum” ibaresine bırakmıştır. Nihayet, 3 Şubat 1937 tarihli kanunla Anayasa bir kere daha değiştirilerek, “Laik” nitelemesi Anayasa ilkesi haline ve düzeyine getirilmiştir.
*** DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ : Anayasa “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” esasını koymuştur. Bu esas, 1876 Kanun-i Esasi’sinde “Ülke” bütünlüğü şeklinde ifade edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti, bir tek Türk Milleti kabul ettiğinden 1961 Anayasasında “ülke ve millet” ibaresine yer verilmiştir.
*** Türkiye Cumhuriyeti Devlet şekline ilişkin 1. Madde hükmü ile, Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen ve devlet bütünlüğünü, bayrağını, dilini, milli marşını ve başkentini koruyan 2. ve 3. maddeleri Anayasanın değiştirilemeyecek hükümlerindendir. Bunları değiştirilmesi dahi teklif edilemez.
*** YASAMA YETKİSİ : Yasama yetkisi T.B.M.M.nindir. Meclis bu yetkiyi, Türk Milleti adına kullanır ve başka bir organa- özellikle de yürütmeye devredemez.
*** I. Meşrutiyet’te Yasama Yetkisinin sahibi Padişahtır. 1909 değişikliğinden sonra, Padişahın kanun koyma yetkisini parlamento lehine kaybettiği görülmektedir. Artık yasama yetkisi parlamentodadır.
*** 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, ikinci Meşrutiyetle siyasi belgelerimize giren ve T.B.M.M.nin kurulmasıyla doruk noktasına çıkan Milli Hakimiyet ilkesinin açıkça yer aldığı ilk Anayasadır.
*** 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununu değiştirerek Cumhuriyeti ilan eden 29 Ekim 1923 kanunu, “Türkiye Reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Heyeti Umumiyesi tarafından seçilir” derken ilk defa bir Anayasa metninde, “Türkiye” kelimesini Büyük Millet Meclisinin başına getirmiştir. 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununa göre T.B.M.M. iki yılda bir yapılacak seçimlerle oluşturulacaktı.
*** 1934 tarihli Anayasa değişikliği ile seçmen yaşı yirmi ikiye çıkarıldı ve erkek kadın ayırımı kaldırıldı. Mebus seçilme şartındaki erkek kadın ayırımı da kaldırıldı.
*** 1924 Anayasasına göre: seçmen yaşı 18 dir. T.B.M.M. üyeliği 4 yıl sürer. Yeni seçim yapılmasına imkan görülemiyen hallerde toplantı devresi bir yıl uzatılabileceği gibi, meclisin mutlak çoğunluğunun kararıyla erken seçim gerçekleştirilebilir. T.B.M.M. davet beklemeksizin her yıl kasım başında toplanır. Meclis, üyelerin ülke içinde incelemelerde bulunabilmeleri ve dinlenebilmeleri için yılda altı ayı geçmemek üzere çalışmalarına ara verebilir. Tatil sırasında reisicumhur veya meclis Reisi lüzum görürse Meclis toplantıya çağrılır. Bu anayasada ilk temel kural şudur: T.B.M.M.nin görüşmeleri alenidir ve olduğu gibi yayınlanır. Yalnız içtüzükte öngörülecek şartlara bağlı olarak gizli oturumun yapılması mümkündür. Meclis her Kasım başında kendisine bir reis ve üç reis vekili seçer.
*** 1924 Anayasası yürütme-yasama ayrılığına dayanmayan, bu sebeple parlamenter sayılamayacak bir rejimi öngörmektedir.
*** 1961 Anayasasında T.B.M.M. : 1961 Anayasası’nın bir özelliği Anayasa Mahkemesinin ortaya çıkması, ikinci bir özelliği de yürütmenin ayrı bir kuvvet olarak düzenlenmesidir. 1961 Anayasası parlamenter sistemi öngörmüş, yumuşak bir kuvvetler ayırımı içinde, T.B.M.M. ile bakanlar kurulunu kısmen dengelemeye çalışmıştır. Bu anayasa ile Cumhuriyet Senatosu kuruldu, Senatoda tabi üyeler (Milli Birlik Komitesi üyeleri, eski Cumhurbaşkanları) kontenjan senatörleri ve seçilmişler yeralıyordu. Millet Meclisinin oluşumu ise şöyleydi : 30 yaşını dolduran bir Türk milletvekili seçilebiliyordu. Millet Meclisi seçimleri 4 yılda bir yapılacak, erken seçime de karar verilebilecekti. Millet Meclisinin üye sayısı 450 idi. Cumhuriyet Senatosu : tabii üyeler dışındaki Cumhuriyet Senatosu üyeleri için konulan seçilme şartları 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış olmaktı. Cumhurbaşkanlığınca seçilecek üyeler için ise çeşitli alanlarda seçkin hizmetleriyle tanınmış olmak kaydı vardı. Cumhurbaşkanına ayrılan 15 senatörlüğün en az onunun bağımsızlar arasından seçilerek doldurulması gerekiyordu. Cumhuriyet Senatosunun genel seçimle gelen 150 üyesiyle, Cumhurbaşkanınca seçilen senatörlerin görev süreleri 6 yıldı.
*** 1961 Anayasasında T.B.M.M. yetkileri : Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosundan oluşan T.B.M.M. Birleşik olarak toplanmasını gerektiren haller dışında iki meclis halinde çalışıyordu. Hükümetin denetimi konusunda ağırlık, tamamı seçilmişlerden oluşan Millet Meclisine verilmişti. Soru, genel görüşme, Meclis soruşturması ve meclis araştırması, her iki meclise tanınan yetkilerdendi. Buna karşılık, Hükümetin veya bir bakanın düşürülmesiyle sonuçlanabildiği için en önemli denetim yolu sayılan gensoru yetkisi yalnız Millet Meclisi’ne tanınmıştı. Esasen, Bakanlar Kurulu’nun güven oyuna başvurduğu meclis de Millet Meclisi idi. Buna ek olarak kanunların kabulünde son söz gene Millet Meclisine bırakılmıştı. Hatta Cumhuriyet Senatosu’nca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile reddedilen bir metnin, Millet Meclis tarafından üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabulü mümkündü.n
*** 12 Eylül 1980 Harekatı sonrası geçici Anayasa düzeninde, T.B.M.M.’ne ait olan yetki ve görevler MGK’na verilmişti. Yeni Anayasayı, siyasi partiler ve seçim kanunlarını yapmak üzere iki kanatlı bir kurucu Meclis (Danışma Meclisi ve MGK.) oluşturulmuştur. Bu dönemde asıl yasama yetkisi MGK.dadır. 1982 Anayasası’nda da “Yasama Yetkisi T.B.M.M.ne aittir.” hükmüne yer verilmiştir. Yalnız, T.B.M.M. 1961 Anayasasında olduğu gibi iki kanatlı değildir; 1921 ve 1924 Anayasalarının tek meclisli sistemine dönülmüştür. 1982 Anayasasının yasama meclisi 400 milletvekilinden oluşmaktadır; görev süresi 5 yıldır. Yasama yetkisi T.B.M.M. tarafından kullanılmakla birlikte, 1982 Anayasası bazı şartlarla sözkonusu yetkinin yürütme tarafından da kullanılabilmesini kabul etmektedir.
*** KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME :
a. Olağan Dönemde K.H.K. : T.B.M.M.nin Bakanlar Kurulu’na bir yetki kanunu ile K.H.K. çıkarma yetkisi vermesi gerekir. Anayasaya göre K.H.K.’ler Resmi Gazete’de yayınlandıkları gün yürürlüğe girerler ve aynı gün T.B.M.M.’ne sunulurlar. Meclis, K.H.K.yi bir reddederse red kararının Resmi Gazete’de yayınlandığı tarihte kararname yürürlükten kalkar. Yani, yayıma kadar yürürlüktedir ve uygulanabilmektedir.
b. Olağanüstü Hallerde K.H.K. : Anayasa, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulu’nun bir yetki kanununa gerek olmaksızın ve temel hak ve hürriyetleri de kapsayacak şekilde K.H.K. çıkarılabileceğini kabul etmektedir. Bu kararnameler de Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün T.B.M.M.’nin onayına sunulur: Esasen T.B.M.M.’nin onayına sunulması zorunludur.
*** En yüksek yargı mevki : adli yargıda Yargıtay, sivil idari yargıda Danıştay, askeri adli yargıda Askeri Yargıtay’dır.
*** YÜRÜTME YETKİSİ VE GÖREVİ : T.C. Anayasasının 8. maddesi, Yürütme yetkisi ve görevi kenar başlığı altında şu temel ilkeyi koyuyor : “Yürütme yetkisi ve göreve, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.”
*** Tarihi Gelişim : Kanun-u Esasi küçük bir sınırlama dışında yasama yetkisini ve kayıtsız şartsız olarak yürütmeyi beraberce padişaha bırakmıştır. Kanun-u Esasi’nin 1909’da geçirdiği önemli değişiklikten sonra yürütme yetkisini , sorumsuz padişahtan, yasama organı önünde sorumlu hale getirilen vekiller heyetine geçtiği görülür. Bu nedenle ikici Meşrutiyet, egemenliğin millete geçişinin hazırlık aşamasıdır. Kurtuluş Savaşı döneminin Anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, milli egemenlik anlayışı gereği, devletin bütün işlevlerini B.M.M.de, yani yasama organında toplamıştır. Cumhuriyeti ilan eden Anayasa değişikliği (29 Ekim 1923) ile öngörülen Cumhurbaşkanlığı makamı, B.M.M. Hükümetinin Meclis Başkanına tanıdığı Vekiller Heyeti için aday gösterme yetkisi yerine Başvekil seçme ve Başvekil aracılığıyla Vekiller Heyetini Meclisin onayına sunma yetkisine sahip kılındı. 1924 Anayasası, Meclisin teşri selahiyetini bizzat kullanacağını belirttikten sonra icra selahiyetini, yani yürütme yetkisini, kendi tarafından seçilmiş Reisicumhur ve onun tayin edeceği icra vekilleri Heyeti eliyle kullanacağını açıklar. 1961 Anayasasında yürütme, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşur. Cumhurbaşkanı, 1924 Anayasasında da olduğu gibi sorumsuzdur. Sorumluluk Bakanlar Kuruluna yüklenmiştir. Ancak Bakanlar Kurulu, üstlendiği sorumluluğun gerektirdiği yetkilere sahip değildir.
*** 1971 değişiklikleri yapılırken, 1961 Anayasasına kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini yürütmeye tanıyan hüküm girdi.
*** 1982 Anayasası özü bakımından kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sisteme bağlı kalıyor. Bu sistem içindeki, yürütme organı gene Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulundan oluşuyor. Fakat 1982 anayasası, tarafsız Cumhurbaşkanı’nın idareye ilişkin yetkilerini önemli ölçüde genişletirken, Cumhurbaşkanlığı mak***** siyasi yönden de güçlendiriyor.
*** Olağanüstü K.H.K.ler 1982 Anayasasının getirdiği yeni bir türü oluşturmaktadır. Yetki kanununa dayanmaksızın çıkarılabilirler ve yargısal denetimleri yoktur. K.H.K.’leri aynı gün T.B.M.M.nin onayına sunmak zorunludur.
*** Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olarak yaptıkları : Anayasa Mahkemesi, Askeri Yargıtay üyeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri gibi bir kısım hakimlerin atanmaları; Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin; Yükseköğretim kurulu üyelerinin, Üniversite rektörlerinin seçilmesi işlemleri bunlar arasındadır.
*** Cumhurbaşkanı olağanüstü hallerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederken; Başbakanlığa bağlı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunu gözetir ve desteklerken, devleti başı olma ve devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışması işlevini yerine getirmektedir.
*** Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler; Yüksek Askeri Şüranın kararları; Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararları yargı denetiminin dışında bırakılmıştır. Buna olağanüstü dönem K.H.K.’leri de eklenmelidir.
*** 1982 Anayasasına göre Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunu yüksek yargı yerlerinin kendi üyeleri arasından olmak üzere Cumhurbaşkanı seçer. Yargıtay üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışında kalan üyeleri, Yargıtay ve Danıştay’ın kendi üyeleri arasından seçecekleri adaylar içinden gene Cumhurbaşkanınca seçilmektedir. Danıştay üyelerinin dörtte birini de Cumhurbaşkanı belirlemektedir.
*** TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER : Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü; milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın korunması temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasında etkili olabilen faktörlerdir.
*** 1982 Anayasasına göre Türk vatandaşlarına ana dil olarak yalnız Türkçe okutulabilir ve öğretilebilir. Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği hallerde, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür.
*** Yeni Anayasaya göre seçmen yaşı 21 olarak belirlenmiştir.
*** YASAMA ORGANI : T.B.M.M. milletçe genel oyla seçilen 450 milletvekilinden oluşur (şu anda 550). Seçimler 5 yılda bir yapılır.
*** Genel oy için olan kadın erkek ayırımı 1935 ve sonrasında kalkmıştır.
*** Yüksek Seçim Kurulu : 7 asıl, 4 yedek üyeden meydana gelir. Bu 11 üyenin altısını Yargıtay, beşini Danıştay kendi üyeleri arasından seçer. Yedek üyeler ad çekme ile ayrılır.
*** 1982 Anayasasında 1961’dekinin tersine seçme yaşını kanuna bırakmamış, doğrudan doğruya Anayasa hükmü olarak belirlemiştir. Buna göre seçme hakkı 20 yaşına giren T.C. vatandaşlarına verilmişti. Milletvekili seçilebilmek için ise 30 yaşını doldurmuş bulunmak gerekir.