Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α
Senle doldu mutluluğu lügatından sileli çok olalı bu yürek. Bir anda geldin oturdun hayatımın merkezine ve başladın dünyamı etrafında döndürmeye.
Her şey senle başlıyor senle devam ediyor artık hayatımda. Kısır döngümü bitirip renklilik mutluluk getirdin hayatıma.
Hayata olaylara mutluluğa bakışım hep senle değişti. Daha öncelerde ulaşılmaz görünen o mutluluk o heyecan senle tanımaya başladı beni. Şimdilerde varıyorum bunların getirdiği o eşsiz hazza.
Şimdi heyecanın şimdi mutluluğun zamanı. Vakit ne ince hesaplar yapma vakti ne de hüzünlenmenin ZAMANIDIR. Artık vakit o eşsiz diye tabir edilen duyguların elbette ki eşsiz olan kişiyle yaşanmasının zamanıdır.
Dünyanın en anlamlı nesnesi haline gelen gözlerde hayatın her halinden sıyrılıp öylece akıp gitmek tir tir titreten tenine kalp atışlarının hızının farkında olarak temas etmenin en güzel şarkının namelerini bile çoktan geride bırakmış o sesle kendinken geçmenin aşkın sıcaklığıyla kavrulmanın zamanıdır.
Bunca şeyin içinde zaten yıllardır bizlere günümüzü kaçırtan o geleceği düşünmenin de yıllardır söylemek istediğimiz birçok şeyi söyletmeyen çevreye takmanın da kendimizi unutmamızın tek sebebi olan o kariyerin de hiç ama hiç önemi yok. Önemli olan tek şey sensin be sevgili. Bana kendimi getiren sen...
Aklıma düştün yine gece gece...
Seyrederken kendimi aynalarda. Seyrederken gözlerimde gözlerini aklıma düştün yine ey sevgili. Zaten seni düşünmeden geçen günüm yok ama. Ama bazen öyle bir düşüyorsun ki içime aklıma yüreğime. Öyle bir düşüyorsun ki "cayır cayır" yakıyorsun içimi. Terliyorum seni düşünmenin ağırlığından böyle zamanlarda. Sırıl sıklam oluyorum hem düşünmekten seni hem de beni yakan aşkından. Yoo hiç fark etmez senin artık benden gitmiş olman. Sen gitmiş olabilirsin ama ben senin sevgini bırakmadım ki benden. Ve hep geceleri oluyor nedense? Nedense siyahın hakimiyeti altına girince tüm dünya siyaha boyanınca ben "siyah siyah" olunca duvarlar... Nedense? Aklıma düştün yine gece gece güzelim. Hatırlar mısın ben sana "güzelim" dedikçe sen utanır kızarırdın. Hoşuna da giderdi ben fark ederdim ama çaktırmazdım. Bekleyişin içindeyim be güzelim. Öyle belli bir "umut" yok aslında ama ne yapayım? Televizyonda Reha Muhtar haberlerini mi izleyeyim seni düşünmek yerine? Sularda akislerin rüyalarımda tebessümlerin var. Zaman zaman gece uyanmaları kabuslar ve anılar.
Seni hatırlatsın diye bir tablo aldım antikacıdan. Bir güvercin resmi yapmış ressam. Farkında olmadan seni yansıtmış tuvaline. Ne de olsa sen de benim güvercinimdin. Bir gün geldi ellerimden uçuverdin.
aklıma düştün yine bu gece
bekleyiş içimdeyim
bekliyorum hala seni
benim beyaz güvercinim.
Su ne kadar önemlidir ki aktığı sürece…ışık ne kadar önemlidir ki yandığı sürece…insan ne kadar önemlidir ki yanındayken… … …
En çok kaybettiği değerler için ağlarmış insan…kıymet bilmek yanındayken yokluğunu hissetmek avuçlarının sıcaklığında terlerken ellerin bir kutup ayazında üşüdüğünü düşünmek veya beraberken oturup bir ayrılıp mektubu yazmak…hangi ilişkide hangisini düşündük ve ne kadar kıymet bildik sahip olduğumuz değerleri yitirmemek adına…
Neleri göze almalı nelerden caymalı ne kadar cesaretli olmalı ve ne kadar hiçe saymalı gururu “özlem” duymamak adına…
Sahiplenme duygusu ne kadar bitimsiz bir istekse insan ömründeözlem duymakta o kadar kaçınılmaz değil mi hayatımızda…
“ölümden değil yaşayamadıklarından kork”*
Yarına keşken kaldıysa kaderin sana çizdiği bölgede ve bir birliktelikte güzellikleri yaşamak adına tükettiğin zaman dilimlerinin sende bıraktığı izler ruhunu doyuracak boyutta mı…yoksa yaşayamadıklarına karşı bir hayıflanma mı var kaderine…”özlemek veya özlenmek” bence bu paragrafın başına dönüp tekrar düşünmeliyiz “insan yaşayamadıklarını özler”
Susamanın acıkmanın ve özlemenin ne yazık ki tam bir kelime karşılığı yok… yalnızca kendi yüreğinde hissedersin bu duyguyu...neyi ne kadar yaşadıysan o kadar onu duyumsarsın ruhunda…
“cismi de yok resmi de”**
İnsana duyulan kısmı yürekte hissedilen en derin boyutu bence…özlenmeyen biri olmaksa anlarda bıraktığın izler adına ne büyük bir kayıp...
Titrek bir mum alevinde sigarandan soluklandığın her dumandaduyumsadığın her iyot kokusunda hayal kurup birini özlemek gelmeyeceğini bile-bile beklemek ve dilemek hem de …yaşananları yinelemek adına ne büyük bir sabırdır…
Her insan hak ettiği yerdedir…düşünce gücün ne kadar olumluysa ve ne kadar hoşgörülüysen yaşama ve insana karşıbir o kadar alırsın karşılığını “özlemek veya özlenmek” adına…
İnsan her beraberlikte her gün yeni bir şey keşfetmek ve yarına keşke bırakmamak için zorluyorsa kaderini ve her şeyden önce adam gibi sevmesini ve paylaşmasını biliyorsa yüreği yettiğince özlem onu yıkacak kadar güçlü olmaz hiçbir zaman...bir merdiveni adım-adım çıkıyorsanayağının takılma şansı azdır tökezlenme adına…
“özlem…”
Nasıl anlatılır ki! hangi harfi-hangi kelimeyle… …hangi cümleyi-hangi paragrafla birleştirip anlatmalı… … kimi zaman çöl gündüzleri kadar sıcak ve gergin kimi zaman çöl geceleri kadar ıssız ve serin değil mi…
…özlem… ocak beyazı-şubat ayazı… …özlem… mart çamuru-nisan yağmuru… …özlem… mayıs güneşi-haziran ateşi… …özlem… temmuz yangını-ağustos kızgını… …özlem… eylül hüznü-ekim sürgünü… …özlem… kasım soğuğu-aralık buzluğu…
…özlem…özlem…özlem… bazen çok bazen az ama hep var değil mi…
“özlem…”
Her aya her haftaya her güneher ana yetecek bir özlem yaratabiliriz beynimizin kıvrımlarında…hayal gücünün sınırlarını zorlayacak kadar çok özleme sahip olabiliriz.
Hadi gelin “sahip olduğumuz değerlere sahip olduğumuz anlarda özlem duyarak yaşamayı öğretelim yüreğimize”…olur mu… … …
Beni Unutma
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onbir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde cığ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma
Günü geceye beraber bağladığımız günlerde
İçimdeki sonsuz gurbet hissettirince kendini.
İstemezdim uyanacağın uykulara dalmanı.
Yorgun başın kucağımdayken gözlerini yummanla
Yaşadığımız ayrılığa dayanamazken.
Hiç açılmayan göz kapaklarının arasından
İçime akan yeşil ışığı göremiyorum senelerdir ben.
Gümüş renkli gülüşlerini özlüyorum bu nisan akşamlarında.
Gülmüyorsun ışıldamıyor gecelerim.
Kollarında ki ilkbahar geceleri geldi bu kokularla
Yüzümü tokatlayan rüzgarın kokusunda sen!
Acısında ayrılığın.
Bahar kokuyor canım yanıyor.
Gönlüm yeni sevdalardan korkuyor.
Dünya dönüyor sevdiğim dönmüyor
Karıncaları uyandıran bu havalarda.
Yokluğun var ya...
Derin uykusundan uyanmayan sana seslendiriyor.
Kalk sevgilim kalk...!! her şeye can geliyor.
İçimde ki doğada ki kıpırtı canımı yakıyor.
Benim olmayan bir bebeğe beslediğim annelik duygusu gibi
Ağladığı an kucağımda hiç sevilmemiş hissediyorum kendimi
Sevmekten vazgeçmiyorum onu da senin gibi.
Rüzgarda titreyen erik çiçeğine benzerliği hayatımın
Eşi önce düşenin acısını hissedebilmek.
Meyveye dönmüş ağaçta tek çiçek kalmak.
Ne acıymış.
Doğa canlanırken
Toprak yeşerirken.
Topraktan gözlerin fışkırıyor sanıyorum.
Papatyaları koparmıyorum sevmediğimden değil.
Çok sevdiğimden.
Şimdi esen yellerle bir selam gönderiyorum.
Nereye gider bu rüzgar bu selam bilmiyorum.
Ölüm yolu kaç saat sürer çıksam yola bu bahar.
Kaç baharımı alır yollar.
Sevda denizinde hiç boğulmadan sana varır mıyım?
Bilmiyorum.
Bu üçüncü sensiz bahar
Bu baharda yoksun..
Biliyorum bir daha ki baharda olmayacaksın.
Ama hep benim.
Hep baharlarda
Dünya durana dek hep bahar gözlüm kalacaksın.
Gittin... Yüreğini verip ellerime bir “hoşçakal”ı çok görerek gittin. Yağmurlar yağdı üzerime sırtımdan soğuk terler boşandı. Birazdan gün ağaracak ve sen benim bilmediğim kim bilir nerde açacaksın gözlerini sabaha. Hiçbir şey gözümde değil. Bu ilk vedasız ayrılışım senden ve ilk cesareti yüreğimin. Doğru kapıyı açmayan bendim sana ama açmadığım o çelikten duvar değil yüreğimin dört yıldır ardına kadar açık olupta görmediğin kapısıydı. Uğraşmadın bile öylece gittin. Hala gelmedin. Biliyor musun evin kokusu bile değişti. Gelmedin gelseydin ne değişecekti ki. Ben biraz daha senli olacaktım o kadar. Sabaha senli açacaktım gözlerimi. Yetmez miydi... Yetmedi... Irmak oldun deniz oldun içimde bir anda kocaman oldu yokluğun. Bugün bütün gecelere inat uyumayacağım sensiz uyanmak istemiyorum çünkü. Dönersen bıraktığın yerdeyim ama aynı BEN olur muyum?. BİLMİYORUM !
Yine daldım
gözlerim odaklandı
baktığım her yerde sen vardın
bakıyordum ..
görenler düşüncelisin bu sabah dediler
oysa ben oysa ben
gözlerim kapalı
sadece seni seyrediyordum ..
Yüreğim de uçtu gitti içimden
bilmem ki nereye?
Bir afeti canın sevgisine
öyle hasretimözlemlerdeyim ki..
Yüreğim;
senden başka yardımcım yok
konduğun yerlerde onu görürsen
benim yerime söyle aynen şunu;
söylersin değil mi?
“Sevgiyi taşımak değilhasreti çekmek zor
Yaşamak değil ölüm değil
Sevdiğini özleyip de görememek zor” diye..
Sabit dudak ruju epeyce telefon
Kirpikleri devirip gogus gecirmeler
Burnu rendelenmis memeleri silikon
Agizlikla cakmagin alevini icmeler
Yari omru meyhane yarisi berber
Ask faslini unuttuk
Hey Allah pardon
Yuvasi ask yuvasi gorkemli salon
Kapisi vizir vizir spor mercedes'ler
zar saydami bluz bluejean pantolon
Kadin erkek farketmez asil olan cekler
Lafi hic uzatmaz sevismeye gecer
Az buz kazanmiyor
Gecesi uc milyon
Kalk gidelim kadinlari bu ne ilk ne son
Sevdim seni işte sensiz geçen baharlara kahrettim.
Bir gün olurda belki seversin beni diye sabrettim.
Sensiz olmuyor senin için hayatımı zehir ettim
O güzel gözlerini sevdiğim.....
İstersen hiç sevme istersende delicesine sev beni.
Ne çıkar sevmezsen beni ! Bir kere sevmişim ben seni.
Unutulmuyor hiç unutamıyorum o gözlerini.
O güzel gözlerini sevdiğim.....
Hançer olup saplanmış yüreğime çıkartamıyorum
Gönlüm divane olmuş bir türlü vazgeçemiyorum
Derdim çoktur sevdiğim söyleyemiyorum
O güzel gözlerini sevdiğim.....
Dilsizim ' im; şair oldum seyyah oldum.
Bu sevdadan hazan oldum bir gül misali soldum
Beni ne zaman seveceksin? sadece bunu sordum
O güzel gözlerini sevdiğim.....
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde
Sen nerdesin ey sevgili yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
Akşam güneş artık deniz ufkunda silindi
Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi
Ben kaldım uzaklarda günün sesleri dindi
Gönlümle hayalet gibi ben kaldım o yerde.
Döküldü gitti gece..
Döküldü...
Çiğtaneleri gözlerimde
Serseri bir kuş içerimde
Çırpınıp durdu sensizlikte
Günler gelipte geçtikce
Döküldü gitti..
Sere serpe dökülen sendin sevdam içime
Bir şelale taneleri serpintisiyle
Tuttuğunda ellerimi sevgiyle
Bir başka gölcüktüm sevda şelalesi bitiminde
Seninle kavuşmalarımdı özlem
Seninle yanmalarım
Kal bu gün dedimsede
Belki sen haklıydın
Bense haksız
Sen sınav yapacaktın
Oysa ben hep seninle kalacaktım
O sıcak gölcük yatağımızda
Gözlerim gözlerinde uçucaktım
Saçlarını okşayıptenin kokucaktım
Sıcak bir yürek takıcaktım yüreğine
Yıldızlardan fal tutup
Sen sevdanla gülecektim yıllara
Olsunmu olmasınmı gözlerimden sende anlarsın
Buruk bir ayrılık tadı kaldı
Prangalar vururken gün bağrıma
İçim yanıyordu
Bir başka özlem başka sancı
Sensiz geçen her salise ölüm
Kalımsa seni görürüm arzusu tuttuğum dalımdı
Hangi kurağa yağmur olsa sevda hangi bedende yüreğe dokunsa ve hangi kuşun kanatlarında özlemler aşsa... Yangını bana düşer. Tortu tortu katmerlenir gece sancısı içimde. Lal olur aksi düşer sulara yanar yanar da; yinede bir umut sarılır yalnızlığına bahar.
Ne zaman siyaha çalsa hayal deryası ne zaman bir çocuk çığlığında yırtılsa ay ve ne zaman bir beden toprağa gelin olsa... Yangını bana düşer. Sızı sızı delinir uykular kan revan gözlerimde. Çığlık olur isyan olur gözyaşı olur da boncuk boncuk; yine de bir umut can arar kimsesizliğine mehtap.
Gün gelir gün geçer... Yol iz bilmez de ayrılık; pay olur en güzel sevdadan en çok sevene. Sürükler ölümün kenar mahallelerine sürükler ya vakit ecel vakti değildir. Can ölür mutluluk ölür umut ölür... Bir beden soluk alır ruhundan uzakta. Yangını bana düşer...
Sabah penceremi araladı rüzgar
Yağmurun avuçlarında günü selamladı yüreğim
Gözlerim seni aradı durmadan sevdiğim
Geceyi unutgülümse gül'e çalan dudaklarınla
Çiçekler açsın bahara bırakrengi içimizde kalsın
Binlerce kelebek havalansın sevdaya umutlarımızla
Bir aşk yaşatır biziakşamı karşılayan her suskunlukla
Bir yüreği sevdalı geceler tutar ellerimizden
Hasrete tutkun yanlarımızla
Seni nasılda özlerim şimdi
Sen ne hayaldesin banane bu acı ile yokluğunu tüketen günlerimde
Ve aşkı anlatmasın hayatyaşatsın sınırsızca bize
Bir kendimize kalan aşk ile tutuşan gözlerimizde
Şiirler okunsun bizi bizde unutan gecelerimize
Şimsi sen nerdesin sevdiğimhangi sabaha bırakıpta beni
Hangi düşte beklemektesin
Düşsem yollarına mevsimi eskicilere verip
Gelsem öpsem bir kez seniuyandırsam uykularından
Kaçırsam seni içimi yakan Eylül'ün sabırsız sokaklarından
Yorulsamda bırakmasam sabahlarını
Yağmurlarında ıslansamutanmasam aşk'a dokunuşlarından
Yine beni severmisinseni seviyorum dermisin sevdiğim
Söyle bana sen hangi düştehangi seferdesin bilmediğim
Geceyi unutbir sıcaklığın kalsın banabir aşk için atan yüreğin
Tende savrulan güz gibi şimdi yalnızlıksen neredesin özlediğim
Gelsem yanınakoşabilsem düşmeden sonsuza dek kollarına
Yaşayabilirim belki bir gün elbetbirgün seni görebilirim
Gözlerine bakıpta sevdiğim
Şu sensizliği içimden
Belki de yalnız o vakit silebilirim....
Gecenin karanlığı
6 yürekten gelen ışıkla aydınlandı.
ve her yer gündüz
ve özlemlerimiz
indirdiğimiz sevgimizin tam ortasına.
Bin öykü yaşamış özlemimiz küsmüştü
ki tüm insanlığa
bir el verdik.
elimizi tuttu.
aşağı indi.
aşağı indi
çünkü çok yukarıdaydı.
çünkü biz çok aşağıdaydık.
uyuyabildik özlemimizi hissedemeden günlerce.
biz çok aşağıdaydık ve o çok yukardaydı.
özür diledik.
af istedik.
sorumsuzluğumuzdan utandık.
direnişini örnek aldık.
özlemimiz direndi biz direnemedik.
Sadece direnişini örnek aldık.
O her şeye rağmen dedi.
ve bizi affetti.
affedildik.
affetmeyi öğrendik.
Adı neden özlemdi.
neye özlemdi.
neden özlemler bitti
ve özlem rafa kaldırılır gibi falezlerde bırakıldı.
bilemedik.
şaşkındık.
şaşkınlığımız uzun sürdü.
konuşamadık.
karanlığa alışan gözlerimizle seslenmeye başladık.
seslendik.
söz verdik.
Hayallerimiz vardı.
özlemlerimiz kadar önemli.
sınırsız sanırdık.
Görülen gece hayallerimiz sınırlarını aştı.
Sessizliğin içinde sessiz yaşıyorum yine bugece
Eylemler düzenliyor yüreğime pankart açmış karanlık
Nağmertlik kitabı yazarı galip gelmiş yalnızlık
İsmini bile anmak istemiyorum artık ayrılık.
Sevdiğim denizdir yürek denen yelkenlimin yüzdüğü
Esen yeldir nefesi yelkenlerimin dolduğu
Vurur dalgalarını bedenimin esir olduğu
İlmik ilmik deşer yüreğimi sensizliğin geceleri
Yukardaki sema dört yanım bir fiil her tarafım
Okuduğum şarkı türkü ve şiirde nakaratım
Raks ediyorum hayaliyle sessiz gecede
Umuda yöneliyorum yazdığım her hecede
Memleketim Ankaradan biricik sevdiğime.
Gözleri gönlümü çaldıktan beri
O nazlı prenses ben kör serseri.
Dikenden ayırdım bütün gülleri
Yükleyip gönderdim gülüm yetmedi.
İpek saçlarına verdiği biçim
Adını yazmakta bendeki suçun.
Elimi uzattım okşamak için
Sevgiden kırılmış kolum yetmedi.
Kendime söz vermiş sevmem demiştim.
Kirpikleri battı yaramı deştim.
Sevda sözlüğünü ezberlemiştim
Ona anlatmaya dilim yetmedi.
Tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin?
Nöbetçiler ha gördü ha görecek
Parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek...
Ama... Bir adım daha atamazsın.
Uzanıp tutamazsın;
Göz pınarlarında donup kalır hayallerin
Planların kaçışın kurtuluşun
Ve deler sevgi dolu yüreğini
Sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bir okyanus da boğulmak nedir bilir misin?
Batan bir gemiye el sallayamamak
Oturup ağlayamamak
Birkaç kulaç ötedeki
Bir tahta parçasını tutamamak
Nedir bilir misin?
Sevmek nedir bilir misin?
Bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır
Bütün benliğini sarar ısıtır.
Her gülüşte yeniden doğarsın
Ve bin kere ölürsün her iç çekişte
Nasıl anlatsam bilmem ki.
Yani ´sevmek´ işte.
Duymak nedir bilir misin?
Duymak ama anlatamamak
Çemberini kıramamak kelimelerin.
Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
´Seviyorum´ diyememek
Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin?