∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

kimsesiz sevdalardan süzülüp geldim
aşkımın tek sahibi sensin sevgilim
ıslandım üşüdüm senden uzakta
benimle ol yüzyıllar çağlar boyunca
bırakma solmasın içimde gülüm
bırakma sensiz dağılırım büsbütün...

istersen hayır de olmaz de ne çıkar
kim baksa gözlerime görür sevgini
içime işlemişsin ta iliklerime kadar
ölümden bile güçlüyüm senin yanında
bir günah işlercesine sessiz ve sakin
benimle kal zaman bitinceye kadar...

varsın ama yanımda değilsin
hep böyle sensiz kalıyorum ben
nereye gitsem bir uçurumsun yüreğimde
kan ter içinde seviştiğimiz gecelerden sonra
kızıllığını avuç avuç içtiğimiz sabahlarda
masum bir bebek kadar tenhayım seninle...

iki kıyıyız birbirinden çok uzak
içimde bütün bekleyenlerin buruk ümidi
gecenin yalnızlığı büyürken tenimde
yine çıkıp gel! eskiden olduğu gibi
benimle ol
benim ol tüm kaygılardan uzak
bırakma korkuyorum bırakma ellerimi...
 
Disarda yagmur var...
Ben yine sensizlikle basbasayim.
Yagmur camlara vuruyor
Sense benim düslerime...
Yagmurun camdan süzülüsü gibi;
Süzülüyor gözlerimden yaslar
Yagmur camlari
Bense yüregimi islatiyorum!
Gönlüme düsen her yagmur damlasi;
Hasretini büyütüyor.
Hickiriklarim yagmur sesini aratmiyor.
Gökgürültüsü icimde kopan firtinadan
Simsekler vuruyor yüregime.
Agliyorum bulutcasina;
Ama...
Gözyaslarim;
Hasretini dindirmeye
Özlem atesini söndürmeye dahi yetmiyor.
Hala yaniyor yüregim
Hala sizliyor.
Yagmurdan sonraki toprak kokusu gibi;
Sariyor odami kokun.
Ve ben o sarhoslukla yaslaniyorum yari islak düslerime...
Sonra daliyorum resmine
Baktikca islaniyor yüregim
Baktikca Kaniyor
Baktikca gözümden yas
Yüregimden kan damliyor...!
 
NERDESİN

Sana hasret sana hayran gönlümüz
Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin
Bu gemi bu "Kara Deniz"
Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin

Kurban olam yürüdüğün yollara
Kara peçe yakışmıyor kullara
Uyan bak bizim hallara
Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin

Bulutlar teriden dağlar korkundan
Sarhoştur Mahzuni senin kokudan
Bir daha gel gel Samsun'dan
Sarı saçlım mavi gözlüm nerdesin
 
hasret bir çizgidir
bir daha geçilmez bilirim

dökülen yaprakları kıskanmakta neymiş
ben eylülü herkesten çok severim

hüzün kurumuş bir daldır yüreklerde
ne kadar su verirsen ver
bir daha uç vermez bilirim

bir bahar yaşadım ben
bir bahar ki hiç yaşanmayacak
soğuk bir kış öncesiydi
yürek desen dondu donacaktı
bu eller benim ellerim kar altındaydı
son güzde gelen güneş olmuştu gülen gözlerin
bir kurabiye tadında erimişti yüreğim
ama şimdi eylül şimdi mevsim hazan

şimdi eylül şimdi mevsim hazan
dökülen yaprakları kıskanmakta neymiş
ben eylülü herkesten çok severim
şiir yazarım mesela acı çekerim yalnızca
yüreğim hafifler
havadan hafif olurum bu aralar
neşeme diyecek olmaz
herkesi sevmeye başlarım
bir seni sevmem benden kalan
bir de senden kalan beni

şimdi eylül şimdi mevsim hazan
diyecek bir çift sözüm var kendime
dayan yüreğim dayan
 
Özleme Dair

Özledim seni...
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zaman içimi
nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadiyen
bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları akşamları her işi bir
kenara koyup seninle başbaşa konuşmaları
özlüyorum; oynaşmalarımızı yürüyüşlerimizi sevimli haşarılığını çocuksu
küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir
çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken.
Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları
söyleyemeden 'git artık' demek.
'Beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa' demek
sana ne de zor..
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi
bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek
 
Hani sen gittin ya
Yalnizligin kol gezdi odalarda
Hic birseyden haz almadim
Gece gündüz gözüm yollarda
Hayalinle basbasa agladim...

Hani sen gittin ya
Caresizce kaldim orta yerde
Mesafesi mi olur uzagin yakinin
Hasret hasrettir bi sekilde
Sensiz tadi bile yok ictigim rakinin...

Hani sen gittin ya
Büyüdükce büyüdü icgüdüm
Gitmistin bu senenin Mayis'inda
Oysa iliklerime kadar üsüdüm
Sensiz Haziran'in ortasinda...

Hani sen gittin ya
Dertler icimde oldu katar katar
Kulaklarimda cinladi sesin
Özlemistim seni Allahina kadar
Ne firtinalar koptu icimde bilir misin?

Hani sen gittinya
Herseyim bir bütündü yarim oldu
Yorganim kefen yatagim mezarim oldu
Hani sen gittin ya gitmez olaydin...
 
Sensizliğin İlk Sabahı

Bu sabah hüzünlüyüm dokunsalar ağlarım..
Kalbim acılarla dolu yokluğunun ilk sabahında..
Unutmuşum saatleri zamanlar durmuş senin için..
Gidişine sabahlar bile isyan etti....
Sensiz güneşler bile doğmuyor gözlerimde..
Zaman acımasız zaman hain....
Bir sözünle güneşler batırmışsın sabahlarımda..
Atmış gitmişsin beni bir köşeye..
Yokluğun bana doyar ben yokluğuna susamışım..
Aklıma geldiğinde yudum yudum tükenirim..
Yokluğunun ilk sabahında...
Bir gün gelir bende çekip giderim sevginden..
Ama ozamana kadar bin kere ölürüm..
Bin kere dar ağacına asarım duygularımı..
Ama yinede fayda vermez isyan ederim kaderime..
Dudaklarım boykot etmiş adını zamansız..
Matemini dalga dalga yazarım gecelerime..
Gözlerim seni ağlar ellerim seni yazar..
Ben çeker giderim hayatından sen kalırsın o şehirde..
O şehirde insanlar çabuk unutulur çabuk biter sevgiler..
İçeceğim yokluğuna bu gece nöbet nöbet..
Lanet olsun bu karşılıksız sevdalarıma..
Lanet olsun beni hiç sevmemişliğine....
Benim olmayacağını bilerek yazacağım..
Ve benim hiç olmadığına içeceğim..
Vaad edeceğim bir şey yok sana benden başka..
Ama sen beni anlamadın istemedin asla...
Uzaklarda ışık var ama senin ışığına benzemez..
Öyle bir ateş yaktın ki bende yazmakla bitmez..
Sen beni aramazsın özlemezsin biliyorum..
Ben seni esen yellerden bile soruyorum...
Öyle bir şarkı olsa ki seni anlatmasa..
Öyle bir şiir olsa ki seni yazmasa..
Öyle bir gün olsa ki senle doğmasa..
Çeylan gözlüm yokluğunun ilk sabahında..
Sana hasretim sarılmasa..
 
Kaldırımlara aynı mesafede sıralanan ağaçların
Kendilerini güneşten saklayan ışıkların canbazlığında
Tükeniyormu yoksa bizimle tükenen bu zaman
Ve düşündükçe hiçbir gidilmeyen yol
Dönüşü olmayan bir suskunluk kaplıyormu içini
Doğmadığın bir kenti doğuruyormu analar kendinden
Tanımadığın yüzler sarıyormu cam kırığı düşlerini
O hep eski yaz günlerini yad ediyormu gelmeyen gençliğin
Sözcükler okunmayan bir hayatı bitiriyormu kendiliğinden
Ne dert var elinde ne sevinç
Gelipte geçmiyormu hiçbiri gözlerinin önünden

Bilirimdenize bakarsın bütün gündenizler sana
Dünyana ait olmayan bir gökyüzünde yağmurlar bana
Akşamı ruhuma bırakıpta karıştığın her yokluğuna
Söz veriyorum güzelim
Doğum gününde karışacağım ben en derin uykularına
Yaz bir kenaraberaber öğrenelim hayata mütemadiyen
Sevgilim
Seni sevmek değişilmezmiş yaşanan hiçbir zamana

Sonraevlerde eflatun lambalar hani sabahı çeker
Aklımı başımdan devşiren bir yalnızlık ortası
Nasılda sensizliğe isyan edip gecelerce seni beklersem
Bu devingen süreçtehayatı anlayabilip
Öpüpte ıslanan saçlarını yağmurlardagöğsüne yaslanabilirsem
Özlersem seni yineyüreğinde bıçaklanıp ruhundaki aşk'a
Sevdiğim
Bu doğum gününde uyanırım ancak ben
Gözlerin renginde güneşi kollarına alan uykularına

Artık ister sonbahar olsun geçip giden her hüzün
İster mevsiminde bembeyaz bir karakış
Kaldırımlara içimdeki sevdanı vuran her gülüşün
İlk sarılışım olsun sana sevgilim doğum günün
Ve kızaran yanaklarıma dokunan masum yüzün
Doğduğun gün beni öldürecek biliyorum
Beni utandıran her öpüşün... __________________
 
Seninle birlikteyken de
Sensiz yaşıyordum zaten.
Sen gidersen de
Farklı olmaz diye düşünürdüm.
Ama sen yokken
Sensiz yaşamak;
Seninle birlikteyken
Sensiz yaşamaktan
Çok daha zormuş;
Daha doğrusu
Sensiz yaşam olmuyormuş
 
Yüreğimin pırpırına sapanla gelme! Bırak ayrılığında yolu yordamı olsun. Bakma bahar bahar gözlerimin körüne ya da bak; misli hazanlar döktü onlar ciğerine dert olsun!”

Kolay mı el oldun elimle koyduğum yüreğime. Gidişine türküler mi yaksaydım. Yüzünü yaktım resimlerde kolay mı? Yüzünde yüzüm vardı ateşte sancım. Kolay mı can-efruz gözlerin kapandı ve bitti tenimdeki güneş alışlar. Kolay mı aşkıma leke atar satar beni dahasında bu yok oluşlar.

Yüzümdeki senden yana tüm çevrilişler avuçlarımın kapanışıydı göz yaşlarıma isyan mı sandın? Hadi şimdi seninde yok resimlerin baktığım yerde ve senin baktığın yerde de değilim artık. Geçmişte derken ‘ bir bakışın başım gözüm üstüne’ şimdi bu sevdanın düzeninde ben mi hataydım? Kolay mı ifil ifil eserken sana ve akarken ılık ılık kendi ellerimle keser oldum rüzgarlarımı yine ellerimle kuruttum ırmaklarımı.

Kolay mı ‘yar’ dedim sana. Yarımlığını yüzüme yüzüme vursa da yar oluşların kolay mı her defasında can attım kollarına ama yine zordu senin sarılışların.

Şimdi çek ellerini yüreğimin tükenmiş bereketinden. Türkülerin sızısından çek! Elindeyse git eşiğimden kalemimden şehrimden. Çıkar ortaya görmeden sevdiğim yüreğini ve sarıl ona sıkıca daima senle kalsın. Varsın kıymet bilmez bir aşkın kollarında yüzü kızarsın!

“ Yüreğimin kuşlarına sapanla gelme! Bırak ayrılığında yolu yordamı olsun. Bakma bahar bahar gözlerimin körüne ya da bak; misli hazanlar döktü onlar ciğerine dert olsun"
 
Duman
Gümüs düslerimin içinde dolasti
geceden geceye
iri gögüslü Tatar kadinlari
ve köpük köpük bir atsaçaklari dövdü yagmursaç damlarda
bir akordun merdiveninden
asagi yukari tirmandi
durdu piyano
eylül müydü
yoksa eylül ile ekim arasi
kimsenin henüz tanismadigi bir ay mi:
Bir odada sigara dumani ve sessizlik
toplanmistik VladimirSergei ve ben
n anlamsizdi intihar etmek
etmemek.

Dolastim gümüs bir uykunun içinde
pesisira yabanil beyaz kisraklarin
geçtim hizla kundagimin
ve tasimin önünden
gördüm:Bir odada yapayangin
toplanmistilar
deldigim Zamansigara dumani
namludan çikan mermi-
uyandimdurdurtacakken:
içimde çarpisan iki tren.
 
Sevgi durağının bekçisi olacağım
Terketmeyeceğim nöbet noktamı
Fırtınalar gelirse üstümüze
Direneceğim korkusuzca

Gecemdegündüzümdeher anımda
Düşümdesevdamdayarınımda
Sen olacaksın baharımdayazımda
Hayat ağacının dallarında..


Gönül kapısından hemen uçma dur!
Selamsız vedasız böyle kaçma dur!
Bilinmez yerlere yelken açma dur!
Seninle mutluluk limanımız var! ...



Hep hayal ederdim koca gövdeli bir ağaca ismini kazımayı
İşte bu benim sevdam demeyi mahalle delikanlılarına nisbet yaparcasına
Lise duvarına yazamadım kırmızı boyayla ismini
" seni seviyorum....isimsiz " demeyi....
İsmini bilmiyordum!
İsimsiz Sevdamdın...Bir isimsize sevdalıydım.
Artık ismini biliyorum...
Sana " bebeğim " demek istiyorum




Sevgi dalgın sular gibidir; gösterişsiz ve o nispette derin.
.. Sevgi gösterişin
olduğu yerden hicret eder çünkü o bazen sevgilide bir
bakış bazen de bir
sanatkarın gönlünde ürperiştir. işte o kadar sade o
kadar yalın...


Bütün hüzünleri devirdim içimde
Zamanı durdurdum
Yaşam çekilmezdi
Geçtim aynaya kendimi vurdum
Kalbimi çıkarttım içimden
Bir kenara koydum
Dostlarımı unuttum
Yalnızlığın yolunu tuttum
Şimdi ben yokum
Çünkü onsuzum....
 
Aşk!
Bir kalbin içinde ağlıyor
Aşk!
Sızım sızım sızlatıyor
Ellerinden kaçılmıyor
Virane ettin bıraktın
Aşk!

Bir deli kurşun misali zulmetti bana bu gönlün
Yıkılmıştanda virane ettin bunun sebebi sendin
Unutmalı artık bir anlamı yok
Sevmeyi bilmeyen birini anlamak ne zor

Sensizliği kabul eden bir kalpte mutlu olamazsın
Bu katlanılmaz gururlarla sende başa çıkamazsın
Giden o olsun,terkedende
Artık zaman hakikatle yüzleşmekte

Aşk!
Bir kalbin içinde ağlıyor
Aşk!
Sızım sızım sızlatıyor
Ellerinden kaçılmıyor
Virane ettin bıraktın
Aşk!

Bende aynı duygularla geldim geçtim bu yollardan
Aşkın her katı halini yaşadım gördüm inan
Şimdi zamanla geçer desem de avunmayacak yüreğim
Ne kadar lanet etse de kalbim dinlemeyeceksin

Bu deli gönlüm
Neler neler uğrunda harcadı her gün bir an yılmadan
Unut demek olmaz laf anlamaz bu kalp
Bu aşkın içinde ne emekler saklıdır

Aşk!
Bir kalbin içinde ağlıyor
Aşk!
Sızım sızım sızlatıyor
Ellerinden kaçılmıyor
Virane ettin bıraktın
Aşk!
 
Hasretlerin Ötesinde



Sevgiye susamış gönülleri tutmalı
Bırakmamalı bir uçurumun kenarında.
Nefes kadar yakın
Yıldızlar kadar uzak olmalı.
Elini uzattığında vuslatları tutabilmeli
Hasretlerin ötesinde.
Sonra sırlar paylaşılmalı
Bir eşkiyanın gözyaşları kadar gizli
Tüfeğinden çıkan kurşun kadar keskin
Ve kimi zaman mağarasında yazdığı
Birkaç derbeder mısra kadar sevgi dolu.

Anlayacağın adam gibi sevmeli.
Sevmeli ışık gibi;
Parıltılı içten ve gerçek.
Umut gemisinde ümide yolculuk etmeli;
Kederlerin yelken gözyaşların tayfaların...
İnancın için savaşmalı.
Kalbinle sevmeli
Kalbinle görmeli
Kalbinle duymalı.
Anlayacağın adam gibi sevmeli.
 
Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi...
Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
Her saniye yeniden doğmak gibi...
Ama asırlardır süren...
Kışa dönmeyen sonbahar; derin duygulu...
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin coşkulu...
•••
Ilık avuçlarında kar taneleri...
Güneş sıcağı gözleri...
Ve sözleri...
Ve sesi...

Böyle olmalı aşkın tarifi...
Ki tarif edilememeli...

"Resmini çiz!" deseler...
Bacası tüten bir ev belki...
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
Veya kaldırımların kanına giren...
Aşkın ayak sesleri...

"Resmini çiz!" deseler...
Her köşe başı ıhlamur kokar...
Yağmur kokar...
"Resmini çiz!" deseler...
Şehit akıncının dudaklarındaki tebessüm...
Veya...
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
Gizli ve mahcup...

Aşk istemektir belki...
Belki bir ticaret; pazarlıksız...
Bedeli kalbinizdir... Bedeli herşeydir...
Sonrası bir uzun yolculuk...
Sonrası; nasip!

Tarifini sorsalar....
Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi...
Az kalsın ölüyormuşum gibi...
...BİTANEM...
 
Kavuşarak Biteriz
Kavuşursak biteriz biz
Biz mutlu sonlar katiliyiz
Kavuşursak biteriz biz
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz

Herkesin bildiği bir aşk
Herkesin attığı bir imza
Herkes gibi değiliz biz
Belki biraz serseri belki biraz deliyiz.
Ama kavuşursak biteriz biz

Bir kor var içimizde yanan
Onu küllendiremeyiz
Görüşemeyiz konuşamayız şevişemeyiz
Bir aşk var bizi biz yapan
Kavuşarsak biteriz biz

...

İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz
Dokunsak kanar ellerimiz
Hiçkimseye söylemez
Gizli gizli severiz
Kavuşarsak biteriz biz
 
Seni Arıyorum

Gerçekleşmeyecek hayaller kuruyorum
Geceleri ıslak yollarda yürüyorum
Ağaçlar altında kuşları dinliyorum
Her yerde seni arıyorum.

Karanlık odalara kapanıyorum
Şiirler yazıyorum
Sensizken seni yaşıyorum
Her dizede seni arıyorum.

Kırmızı güller topluyorum
Tozlu romanlarda kurutuyorum
Sevgi bahçemi suluyorum
Her mevsimde seni arıyorum.

Geceleri durmadan içiyorum
Şişelere seni soruyorum
Belki de kendimi avutuyorum
Her yudumda seni arıyorum.
...BİTANEM...
 
Serseri

Yeryüzünde yalnız benim serseri
Yeryüzünde yalnız ben derbederim.
Herkesin dünyada varsa bir yeri
Bende bütün dünya benimdir derim.
Yıllara gezdirdim hoyrat başımı.
Aradım bir ömürarkadaşımı.
Ölsem dikecek yok mezar taşımı:
Halime ben bile hayret ederim.
Gönlüm ne dertlidirne de bahtiyar.
Ne kendisine yarne de kimseye yar
Bir rüya uğrunda ben diyar diyar
Gölgemin peşinde yürür giderim...
 
Sessizce seviyorum seni
Söylesem de duymazsin zaten
Senin gözlerin gibi bakiyorum sana
Senin bana bakmadigin gibi
Dokunmuyorum sana
Zaten tutmak istesem de yapamam
Kiyamam sana...
Dokundugumda bitecek gibi geliyor
O yüzden SENI hep bir camin ardindan
SEVIYORUM...
 
Sana Gel Demek


yumruk sıkmak / kavga vermektir / sana gel demek...

Sıkıca bir parka giymektir
Sana gel demek
Soğuk kuytular inadına
Yumruk sıkmak
Kavga vermektir
Kime neye neden niçin
Sualler takılı kalırken gökyüzünde
Gözü kapalı adımlar atmak
Namlu namlu vurulmak
Ölümsüzlük şarabını kanmaktır

Yağmurları ıslatmaktır
Sana gel demek

Yağmur sineye düşende gel...
Yürek hayta hayta çoşanda gel...

Nikotinsiz geceleri aşındırmaktır
Sana gel demek
Pranga tutsaklığına başkaldırı
İsyanın i - sidir sana gel demek
Sevdanın tamamı
Köz körüklemek
Yangın yeri acıları boğmaktır

Yangınım İstanbul ‘u saranda gel...
İstanbul yangınıma gül verende gel...

Uykularım bölük pörçük
En hayırlı rüyalara dalmaktır
Sana gel demek
Kucaklamak bütün çocuklarını dünyanın
Irgat teri akması ak alından
Bahar vuslatıdır

Gül yüzün geceme değende gel...
Gülmeler kurşun olup yağanda gel
 
Geri
Üst