17
EXE RANK
-k1nq`LioN*
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 15 Ocak 2010
- Mesajlar
- 17,143
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Beşiktaş için alınacak her puanın önem taşıdığı bir dış saha maçıydı. Rakip, Premier Lig'in dışında Avrupa kupasında da oldukça iyi sonuçlar çıkaran ve bu sezon önemli futbolcularla kadrosunu güçlendirmiş Stok City idi.
İngiltere hatta Avrupa'nın Ada'ya yakın ülkelerinden gelen Türk taraftarlar, 23.500 seyircinin kontenjanını delerek 2 bin 500 sayısına ulaşıp takımlarını dış sahada yalnız bırakmamışlardı. Etkili tezahüratlarıyla maça damgalarını vurdular. Maç öncesi Beşiktaş'ın hocası Carlos Carvalhal, "Rakibimizi tanıyoruz, gerekli önlemleri alacağız." demişti. Üzerinde durduğu önemli hususların başında duran top organizasyonları ve uzun mesafeli taç atışı kullanmalarının kendilerine sağladığı avantajdı.
Takım kadrosu içerisinde bu sezon ilk defa bir resmî maçta Hilbert forma bulmuştu. Geçen sezon sağ stoper olarak görevini yerine getirmede genel olarak eksiksizdi. Siyah-Beyazlı takım, taktik anlamda rakibin ataklarında ve kontralarda değişik uygulama içerisindeydi. Karşı ataklarda ikinci bölgede 2-1, forvette 3'lü oluyordu. Ancak bu anlayış, şahsî oyunundan vazgeçmeyen Queresma yüzünden işlemedi. Yıldız oyuncu, ilk yarıda karşı atak pozisyonlarının, final toplarının yedisini, isabetsiz şutlar ve rakibe teslim ederek Beşiktaş'ın elde edebileceği skora engel oldu.
Koca ilk yarıda tek olumlu hareketi; orta sahada Necip'ten aldığı topu Hilbert'in koşu yoluna bırakarak golün atılmasına katkı sağlamasıydı. Kartal futbolun beşiğinde başa baş bir futbol sergileyerek grupta iddialı oluşunu adeta zihinlere işledi. Beşiktaş, maçta öne geçtikten sonra hemen gol yemeyip skoru koruyabilseydi avantajlı duruma gelebilirdi. İki dakika sonra gelen golde kale önü karambolünde Rüştü boşa çıkıp kalesini kontrolsüz bırakınca tecrübeli Crouch fırsatı sayıya çevirmekte zorlanmadı.
İngiliz takımının duran top kullanıcısının yanı sıra özellikle her iki taraftan taç atışlarını 35 metreler civarına gönderen Rory Delap orta yapar gibiydi. İlk yarı sonunda takımlar birbirlerine üstünlük sağlamaksızın soyunma odasına gitti.
İkinci yarıda görüntü çok farklı değildi. Dün gecenin en gayretli oyuncusu olan Fernandes, orta saha organizasyonlarında kendisiyle buluşan topları serviste oldukça verimsizdi. Simao'daki durgunluk, İsmail'in defans kontrolünü bırakmamak adına bindirmelere katılmaması, bu kanadın işlevini yerine getirmemesi sonucu Kartal, kırık kanatla uçmaya çalışır gibiydi.
60. ve 67. dakikalar her iki taraf için de şanssızlığın yaşandığı anlardı. Walters ve Querasma'nın vuruşlarına kale direkleri gol izni vermeyerek bir anlamda "kırılma anları" olarak notlarımızın arasında yer aldı. Dengeli giden oyunda kale önünde önemli bir pozisyon yokken, Sivok'un sebebiyet verdiği penaltıyla gece tatsızlaştı. Oysa maç öncesi bir puanın bile kazanç olacağını düşünerek stadın yolunu tutmuştuk.
İngiltere hatta Avrupa'nın Ada'ya yakın ülkelerinden gelen Türk taraftarlar, 23.500 seyircinin kontenjanını delerek 2 bin 500 sayısına ulaşıp takımlarını dış sahada yalnız bırakmamışlardı. Etkili tezahüratlarıyla maça damgalarını vurdular. Maç öncesi Beşiktaş'ın hocası Carlos Carvalhal, "Rakibimizi tanıyoruz, gerekli önlemleri alacağız." demişti. Üzerinde durduğu önemli hususların başında duran top organizasyonları ve uzun mesafeli taç atışı kullanmalarının kendilerine sağladığı avantajdı.
Takım kadrosu içerisinde bu sezon ilk defa bir resmî maçta Hilbert forma bulmuştu. Geçen sezon sağ stoper olarak görevini yerine getirmede genel olarak eksiksizdi. Siyah-Beyazlı takım, taktik anlamda rakibin ataklarında ve kontralarda değişik uygulama içerisindeydi. Karşı ataklarda ikinci bölgede 2-1, forvette 3'lü oluyordu. Ancak bu anlayış, şahsî oyunundan vazgeçmeyen Queresma yüzünden işlemedi. Yıldız oyuncu, ilk yarıda karşı atak pozisyonlarının, final toplarının yedisini, isabetsiz şutlar ve rakibe teslim ederek Beşiktaş'ın elde edebileceği skora engel oldu.
Koca ilk yarıda tek olumlu hareketi; orta sahada Necip'ten aldığı topu Hilbert'in koşu yoluna bırakarak golün atılmasına katkı sağlamasıydı. Kartal futbolun beşiğinde başa baş bir futbol sergileyerek grupta iddialı oluşunu adeta zihinlere işledi. Beşiktaş, maçta öne geçtikten sonra hemen gol yemeyip skoru koruyabilseydi avantajlı duruma gelebilirdi. İki dakika sonra gelen golde kale önü karambolünde Rüştü boşa çıkıp kalesini kontrolsüz bırakınca tecrübeli Crouch fırsatı sayıya çevirmekte zorlanmadı.
İngiliz takımının duran top kullanıcısının yanı sıra özellikle her iki taraftan taç atışlarını 35 metreler civarına gönderen Rory Delap orta yapar gibiydi. İlk yarı sonunda takımlar birbirlerine üstünlük sağlamaksızın soyunma odasına gitti.
İkinci yarıda görüntü çok farklı değildi. Dün gecenin en gayretli oyuncusu olan Fernandes, orta saha organizasyonlarında kendisiyle buluşan topları serviste oldukça verimsizdi. Simao'daki durgunluk, İsmail'in defans kontrolünü bırakmamak adına bindirmelere katılmaması, bu kanadın işlevini yerine getirmemesi sonucu Kartal, kırık kanatla uçmaya çalışır gibiydi.
60. ve 67. dakikalar her iki taraf için de şanssızlığın yaşandığı anlardı. Walters ve Querasma'nın vuruşlarına kale direkleri gol izni vermeyerek bir anlamda "kırılma anları" olarak notlarımızın arasında yer aldı. Dengeli giden oyunda kale önünde önemli bir pozisyon yokken, Sivok'un sebebiyet verdiği penaltıyla gece tatsızlaştı. Oysa maç öncesi bir puanın bile kazanç olacağını düşünerek stadın yolunu tutmuştuk.