11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
ir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş. Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını...
Kocaman bir fırça ve binlerce renk koydum kutuya,bir cennet resmi yapıp içine gir diye...
Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye.
Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu
yeniden tadabil diye...
Güneşin batışını,billur suyun sesini,kırmızı gelinciklerin saflığını,
Taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım.
Ruhlarımız aç kalmasın diye kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür.
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve
özgürlüğü sunmak için... Ve yarım bir elma da ben koymadan edemedim. Paylaşmayı
anımsayalım diye...
Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim diye;
özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım,“Ben”in dışına çıkıp “Biz”e ulaşabilelim diye...
Son olarak bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta
neler yazıyor:
Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin. Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver. Kısacası bütünüyle “insan” ol. Unutma! yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin. Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek.
Kocaman bir fırça ve binlerce renk koydum kutuya,bir cennet resmi yapıp içine gir diye...
Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye.
Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu
yeniden tadabil diye...
Güneşin batışını,billur suyun sesini,kırmızı gelinciklerin saflığını,
Taze ekmeğin kokusunu ve bir gülümsemenin sıcaklığını da sığdırdım.
Ruhlarımız aç kalmasın diye kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür.
Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve
özgürlüğü sunmak için... Ve yarım bir elma da ben koymadan edemedim. Paylaşmayı
anımsayalım diye...
Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim diye;
özgüveni ve açık yürekliliği unutmadım,“Ben”in dışına çıkıp “Biz”e ulaşabilelim diye...
Son olarak bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta
neler yazıyor:

Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin. Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver. Kısacası bütünüyle “insan” ol. Unutma! yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır ve sana ait olan boşluğu yalnız sen doldurabilirsin. Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek.