15
EXE RANK
-AUXERRE. `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Ara 2009
- Mesajlar
- 15,286
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Evet, yazı biraz uzun ama ecdadımızın yaşadıklarını
görmek açısından kesinlikle sonuna kadar okunması gereken bir yazıdır..
görmek açısından kesinlikle sonuna kadar okunması gereken bir yazıdır..
Aç ve perişan halkın, dişinden tırnağından arttırarak devletine kazandırmak
istediği ve parası peşin ödenmiş iki savaş gemimize ingilizlerin göz göre
el koyduğunu, tüm ültimatomlarımıza rağmen paramızı geri ödemediklerini ve
bu gemilere daha sonra askerlerini doldurarak Çanakkale'ye yolladıklarını..
Enver Paşa'nın Alman hayranlıgının bize 500 bin vatan evladına ve bir
imparatorluğun tasfiyesine neden oldugunu, Almanlarla yapılan gizli
anlaşmanın kabinedeki bakanlardan bile gizlendiğini, aradan yüz yıl
geçmesine rağmen yabancı hayranlığı hastalıgımızın geçmediğini, sadece
hayran olunanların degiştiğini..
Sultan Abdulhamid'in olayları kırk yıl önceden görerek Çanakkale'deki
tabyaları güçlendirdiğini ve elden geçirdigini, Bazı yeni tabyaları inşa
ettirdiğini, O'nun yaptığı çalışmaların belki de savaşın seyrini
değiştirdigini..
Ingilizlerin daha savaş ilan edilmeden Seddulbahir'i bombaladıklarını ve 86
Şehit verdigimizi..
Avustralya'nın ve Yeni Zelanda'nın gençlerinin "Avrupa'yı Almanlardan
kurtarmak ve Avrupa'nın özgür kalmasını sağlamak" propagandasıyla
toplandıgını, Bu gençlerin daha önce Gelibolu denilen yerin adını bile
duymadıklarını..
İkinci çıkarma için savaşa giden bir Avustralya askerine nereye gittigini
soran bir yaşlı adama "Türkler buraya gelip yerleşecekler, onları öldürmeye
gidiyoruz" dediğini, bu söz üzerine yaşlı adamın binlerce kilometrekarelik
çöle doğru baktığını ve "Eee gelsinler ne olacak ki burada yer
çok" dediğini..
Padişahın "Cihad" ilanını duyan ve Avustralya'da yaşayan iki zenci
müslümanın, Türklerle savaşa giden birliğe ateş açtığını ve orada Şehit
edildiklerini, orada bulunan ve olayı yaşayan Avustralyalıların bu olayın
nedenini uzun süre anlayamadıklarını...
Ingiliz-Fransız donanmasının Gelibolu öncesi 200 yıldır hiç yenilmediğini,
dünyanın gelmiş geçmiş en iyi donanması olarak bilindiğini, bu donanmanın
bayraklarını gören Türklerin topukları yağlayıp kaçacaklarını
düsündüklerini, daha da trajik olanı bu düşünceye saplantı derecesinde
inandıklarını..
Ingiliz-Fransız donanmasınn seksen parca gemiyle boğaza saldırdıgını,
gemilerden birinin adının "Agamemnon" olduğunu, Agamemnon'un binlerce yıl
önce Truva'ya saldıran Yunan ordusunun kalleşce yöntemler kullanan
komutanının adı olduğunu...
Agamemnon'un yaşadığı topraklarda doğmasına rağmen kanının son damlasına
kadar Türk olan ve kendisini Anadolulu hisseden Mustafa KEMAL'in Çanakkale
zaferi sonrası öldürülen Truva kahramanını "Hektor'un Intik***** Aldık"
diyerek unutmadığımızı ve Truvalıların bizim için ne anlama geldiğini en
güzel şekilde ifade ettiğini..
Ingilizlerin sabah saatlerinde girdikleri boğazı ellerini kollarını
sallayarak, canlarının istediği her yeri bombalayarak geçebileceklerini
zannettiklerini, Akşam beş çayını Marmara denizinin ortasında içmeyi
planladıklarını, İstanbul üzerine bahisler
kurduklarını..
Şair deyince insanların aklına terbiye, iman ve insanlık sahibi yuce
kişiliklerin geldigi (Mehmet Akif ERSOY gibi), Ingiliz şairlerin de "hem
de yüksek ideallerle- savaşa katildiğini, bu ideallerini günlüklerinde
"Lokum ve halıları yağmalamak, Ayasofya'nın çinilerini sökmek, İstanbul'un
en guzel lokantalarında balık yemek" olarak yazdıklarını..
Yüzlerce yıl Osmanlının ekmeğini yemiş olan ve Osmanlıdan sadece saygı ve
hoşgörü görmüş olan gayr-i müslimlerin, Ingiliz-Fransız donanmasının
gelmekte oldugunu haber alınca İstanbul'da sevinç gösterileri yaptığını...
Bu tehlikeli gelişmeler karşısında devleti yönetenlerin başkenti
Eskişehir'e taşımayı düşündüğünü, hatta gerekli binaların ayarlandıgını,
gitmesi icin teklif ***ürülen devrik Sultan Abdulhamid'in bu teklife
şiddetle karsı çıktığını, "Biz Istanbul'u alırken Bizans Imparatoru kanının
son damlasına kadar savaştı ve oldu Ben ondan daha mı az şerefliyim!
Gelirlerse burada savaşır ve ölürüz" dediğini, bu sözler üzerine payitahtın
utandığını ve İstanbul'da kalmaya karar verdiğini, Direkten dönen bu
düşüncesizliğin belki de askerimiz üzerinde korkunç bir moral cöküntü
yaratmış olabileceğini...
Osmanlı Devletinin elinde sadece 26 deniz mayını kaldığını, Nusret (Yardım)
gemimizin kaptanının (Tophaneli Hakkı Binbaşı ) mayınları nereye ve ne zaman
bırakması gerektiğini bir gece önce rüyasında bir yüce kişi tarafından
kendisine bildirildiğini, Bu mayınların hiç akla gelmeyecek biçimde
Ertuğrul koyunda kıyıya paralel olarak döküldüğünü, Ingilizlerin boğazı
defalarca dikine kontrol etmelerine rağmen bu mayınları tespit
edemediklerini çünkü Nusret'in bu mayınları son mayın kontrolünden sonra
sabaha karşı bıraktığını..
Donanma bogazi gecmeye basladiginda dusuk top menzilli Fransiz gemilerinin
taktik geregi tabyalarimizi sasirtmak icin oncu atislar yaptiklarini daha
sonra arkalarindan gelen uzun menzilli Ingiliz gemilerine yol acmak icin
kenara kaydiklari Bu kayma esnasinda kiyiya paralel yerlestirilen
mayinlara carptiklarini, buyuk bir panik yasandigini, ortaligin
karistigini, gemilerin birbirine girdigini, 200 yildir yenilmeyen dunyanin
en buyuk donanmasinin iki saatte dagildigini Turklerin batan dusman
gemilerindeki savunmasiz askerlere ates etmeyi biraktiklarini ve diger
gemilere ates ettiklerini Bunu goren Ingiliz komutanlarinin "muhtemelen kendileri
tersini yapmis olacaklari icin- olaya bir anlam veremediklerini Her
firsatta bize insan haklari, medeniyet, modernite tokatlari patlatanlarin
o gun aldiklari bu insanlik dersi karsisinda sok gecirdiklerini..
Edremitli Seyit Onbasinin, Topun agzina mermi suren vinc tesisati
bombardimanda kullanilamaz hale gelince "Ya Allah Bismillah" diyerek uc
tane 275 kiloluk mermiyi tek basina arka arkaya kaldirarak yataga surdugunu
ve atesledigini, bu islemi yapabilmesi icin her defasina uc basamakli metal
bir merdivenden cikmasi gerektigini, ucuncu atista Ingilizlerin "Ocean"
zirhlisinin dumenini parcaladigini, dumeni kirilan "Ocean"in sarhos bir
serseri gibi mayinlara suruklendigini bir mayina carparak havaya uctugunu
ve yirmi dakika icinde battigini..
Bu olayin ertesinde boluk komutaninin Seyit Onbasiyi cagirttigini, ayni
mermiyi kaldirmasini istedigini ancak Seyit Onbasinin bunu
basaramadigini Bunun uzerine Komutanin "Bu merminin tahtadan bir
maketini getirsinler, Bu yigidin fotografini ceksinler" diye emir
verdigini, Bu fotografin hepimizin cok iyi bildigi ve Seyit Onbasinin
gunumuze ulasan tek fotografi oldugunu..
Cumhuriyet kurulduktan cok sonra Mustafa KEMAL'in Edremit'i ziyareti
sirasinda Seyit Onbasiyi sordugunu ve Kaymakam dahil kimsenin
bilmedigini Kaymakamin Seyit Onbasi'yi Mustafa KEMAL'in huzuruna
cikarmadan once kiligini begenmeyip, tiras ettirip takim elbise
giydirdigini, bu olayin Mustafa KEMAL'i derinden yaraladigini Kaymakam
dahil orada bulunan herkesi azarladigini Seyit Onbasinin olene kadar
ormancilik yaparak sefalet icinde perisan yasadigini..
Nusret Mayin gemisinin yakin zamana kadar Mersin'de demirli oldugunu ve
omru doldugu icin jilet yapilmasinin planlandigini, sirf bu ihtimalin bile
Turk Milleti adina yuz kizartici bir utanc levhasi olarak kalacagini,
birkac vatanseverin cirpinisiyla simdilik bu olayin durduruldugunu..
Ingilizlerin 18 Mart faciasinin suclusu olarak mayin
taramacilari sorumlu tuttugunu, Hepsinin kursuna dizdirildigini, savas
bittikten yillar sonra her iki ordu arsivleri aciklanip gercekler
ogrenilince bu askerlerin
ailelerinden ozur dilendigini, tazminat odendigini, iade-i itibar
yapildigini ve serefli birer asker olarak olduklerini ilan ettiklerini..
Ingiliz-Fransiz ortakliginin bogazi donanmayla gecemeyeceklerini anlayinca
onlara gecit vermeyen Turk topcularini arkadan ele gecirerek temizlemek
icin cikarma harekati yapmaya karar verdiklerini, bunun icin Misir'da
piramitlerin dibinde, somurgelerinden getirdikleri on binlerce askeri toplayip
"Nasil olsa orada Turklerle isimiz cok kolay olacak"
diyerek bu askerlere bastan savma bir
egitim verdiklerini, Burada toplanan askerlerin 16 farkli ulkeden
geldigini, Aralarinda Muslumanlarin bile oldugunu, daha sonra bu askerlerin
savas esnasinda kandirildiklarini anlayip taraf degistirdiklerini, Burada
toplanan askerlerin buyuk cogunlugunun capulcular gibi davrandigini, kahire
sokaklarinda yapmadiklari rezilligin kalmadigini..
Misirda toplanan askerlerin kayitlarini tutan bir katibin surekli
"Australia and New Zealand Army Company/ Avustralya ve Yeni Zelanda Ordu
Birligi" yazmaktan sikildigini pratik bir cozum olarak bu kelimelerin bas
harflerini alarak ANZAC kisaltmasini buldugunu, bu kisaltmanin dunya
tarihine gectigini..
Ingilizlerin cikarma harekatini ellerine yuzlerine bulastirdiklarini,
akinti ve hava durumu dahil yaptiklari hicbir hesabin tutmadigini,
araliklarla cikmalari gereken genis kumsala degil, dar bir koya ve
kalabalik bir sekilde cikmak zorunda kaldiklarini, karsilarinda ise Ezineli
Yahya Cavus ve 62 kisilik takimi disinda hicbir birligimizin olmadigini..
Turk ordusunun basindaki Alman Liman Von Sanders Pasa'nin cikarma beklenen
bolgeleri kasitli olarak yanlis hesapladigi, Ingilizleri ve Turkleri
olabildigince birbirine kirdirarak Ingilizlerin dikkatini bu bolgeye
cekmeyi, bu sayede Avrupa'da savasan Alman askerlerinin karsisinda daha
zayif bir askeri guc olmasini ve Alman birliklerini rahatlatmayi
amacladigini, bu gizli hesabin her iki taraftan da 500 bin cana mal
oldugunu, bunun ispatlanamamis bir iddia oldugunu, Tum savas boyunca Liman
Pasanin hicbir askeri tahmininin tutmadigini, aradan yuz yil gecmesine
ragmen bu suphenin hala kafalari kemirdigini..
Canakkale savaslarindaki en buyuk askeri dehalarin Mustafa KEMAL ve Esat
Pasa oldugunu, dusmanin her hamlesini dogru tahmin ettiklerini, yaptiklari
kritik hamleler ve aldiklari cesur kararlarla savasin seyrini
degistirdiklerini, gelisen olaylar neticesinde askerlerinin de yuksek
guvenini ve hayranliklarini kazandiklarini, bir isaretleriyle
emrindekilerin hic dusunmeden olume kostuklarini Ingiliz ve Fransiz
Kurmaylarinin bu kadar zor sartlarda carpisan Turk ordusunun bu kadar
akillica sevk ve idare edilebilmesine anlayamadiklarini, Zaten onlarin tum
savas boyunca olan biten hicbir seyi anlayamadiklarini..
Cikarma beklenmedigi icin kucuk bir takimdan baska hicbir askeri birligin
bulunmadigi koya cikan 4000 Ingiliz askerine Yahya Cavus ve arkadaslarinin
eski tip piyade tufekleriyle 18 saat boyunca karsi koydugunu, mermi israfi
yapmamak icin asla tek dolasan hedeflere ates edilmedigini, neredeyse
hicbir mermi israfinin yapilmadigini, adamlarin orada cakili kaldigini, bir
santimetre ilerleyemediklerini, takim komutanlarinin ustlerine
telsizlerinden verdikleri raporlarda karsilarinda kalabalik bir makineli
tufek (!) birliginin bulundugunu bildirdiklerini, disaridaki kiyimi goren
Ingiliz askerlerinin cikmak istemediklerini bunun uzerine komutanlarinin
onlara arkalarinda ates ederek zorla savasmaya gonderdiklerini Havadan
savasin seyrini takip etmekle gorevli bir Ingiliz pirpir ucaginin pilotunun
kiyidan 50 m kadar aciga kadar denizin kipkirmizi kan ile doldugunu
gordugunu, bunun hayatinda gordugu en korkunc sey oldugunu soyledigini ve
muhtemelen aklini oynattigini..
Ezineli Yahya Cavus ve arkadaslarinin hepsinin orada sehit oldugunu Bu
carpisma ve sehadetin belki de savasi kurtardigini, bu bolgeye cikarma
yapildigini haber alan diger birliklerin bolgeye yetismesi icin gereken
zamanin kanla kazanildigini..
Bir bolgeye cikarma yapan 2000 kisilik Ingiliz ve Fransiz bolugunun o
bolgede bulunan selvi agaclarini Turk birligi sandiklarini, hepsinin
kacarak bolgeyi terk ettiklerini, bu olayin yillar sonra kendi
raporlarindan ve yazili kaynaklarindan ogrendigimizi, kimsenin nasil olup
ta 2000 kisinin ayni anda hayaller gordugunu aciklayamadigini..
Tum cikarma harekati boyunca Ingilizlerin yilan gibi sinsice davranmaya
calistiklarini, Basta Anzak birlikleri olmak uzere diger tum somurge
askerlerini hep kendilerine kalkan olarak kullandiklarini Olumun kesin
oldugu taarruzlarda oncu siper birlikleri olarak hep bu askerlerin
kullanildigini Mel GIBSON'un genclik yillarinda basrol oynadigi "Gallipoli"
adli sinema filminde bu konuya inceden gondermeler yapildigini..
Ingilizlerin tum savas boyunca hata ustune hata yaptiklarini, aptalca
kararlar aldiklarini, emir-komuta zincirlerinde surekli kopukluklar
oldugunu, verilen onemli emirlerin asla yerine ulasmadigini, kimden
geldigi belli olmayan emirlerle onemli stratejik hatalar yaptiklarini,
mevzi ve can kaybinin bu nedenle cok artigini, Ingiliz savas kaynaklarinda,
askerlerin anilarinda ve arastirma eserlerinde bunun gibi yuzlerce olay yasandigini..
Gelibolu siper savaslarinin tarihin gordugu en acikli savas oldugunu,
on binlerce askerin savastigi dusman askerini bir kere bile goremeden can
verdigini, Ingilizlerin tokat ustune tokat yedikce Turk siperlerine kursun
yagdirir gibi bombalar yagdirdiklarini, kollarin bacaklarin havalarda uctugunu,
yerin altinin ve ustunun surekli yer degistirdigini, her defasina "Tamam
bu sefer canli Turk birakmadik" diyerek saldiriya gectiklerini, her
defasinda Allah'tan baska siginacak hicbir seyleri kalmamis Mehmetlerin
kabus gibi tekrar tekrar karsilarina ciktigini..
Savas istatistiklerine gore bir m2'ye 6000 mermi dustugunu, bu oranin dunya
savas tarihinin en yuksek orani oldugunu Havada iki merminin carpisma
ihtimalinin 600 milyonda bir oldugunu, bu carpisan mermilerden Canakkale'de
onlarca bulundugunu Savas Gazilerinin "Cehennem diye bir yer vardir
Biz orayi gorduk" dediklerini..
Galatasaray Sultanisi (Lisesi) ogrencilerinin okul siralarini birakarak
cepheye kostuklarini, 15-16 yaslarindaki bu fidanlarin hepsinin tek bir
saldirida Ingiliz makinelisi ile bicildigini, Olayi
goren bir Turk askerinin yillarca agzini bicak acmadigini ve ne zaman
Canakkale'den bahsedilse hungur hungur agladigini..
Daru'l Funun'un tum son sinif ogrencileri sehit oldugu icin o sene hic mezun vermedigini..
Gomulemeyen olulerin on binleri buldugunu, ortaligin kokundan ve sineklerden
gecilmedigi, domuzun bile yasamayacagi sartlarda askerlerin savastigini,
ilk ateskesin dostluk gosterisi degil, sartlarin her iki taraf icin de
artik kaldirilamayacak kadar agirlastigi icin zorunlu olarak alindigini
Iki tarafin askerlerinin o gun arkadaslik yaptiklarini, birbirlerine
cigara, yiyecek ve tespih, yuzuk, rutbe gibi ufak tefek hediyeler
verdiklerini, bu manzarayi goren bir Turk Subayinin "goren insanin
zalimlesecegini, bir zaliminde insanlasacagini" ifade ettigini..
Ortaligi basan sinekler yuzunden hicbir yiyecek maddesinin birkac tane
sinek yutmadan yenilemeyecegini, Salgin hastaliklarin da savas kadar can
aldigini, bir Ingiliz askerinin hasta arkadasini buyuk abdestini yapmak
icin tuvalet cukuruna girerken gordugunu, oradan cikmayinca cukura
kostugunu, hasta askerin bayilarak pisliklere batmis oldugunu,
arkadaslarinin ise onu yukari cekemeyecek kadar gucsuz kalmis olduklarini,
bu hasta askerin kendi pisliginde bogularak can verdigini Canakkale
savaslarina daha once hic bilinmeyen zeka urunu hileler ve aldatmacalara
basvuruldugunu, Turklerin soba borularindan top bataryalari yaptigini ve bu
sasirtmacanin isimize cok yaradigini, askerlerin Tahta duzenekler yaparak
siperden hic cikmadan tufek atisi yapabildiklerini, bomba firlatan
duzenekler yapildigini, Ingilizlerin Turk topcusunu yaniltmak ve zaten az
olan muhimmati bosa harcatmak icin tahtadan kocaman gemiler insa edip
yuzdurduklerini Topragin altinda bile savas oldugunu, her iki tarafin
tuneller acarak dusman siperlerinin altina kadar gelip patlayici
yerlestirdiklerini, bu sekilde iki tarafin da cok kayip verdigini..
************************
Ikinci cikarmadan once Ingilizlerin komutanlarini degistirdigini, yeni
gelen Sopford'un emekli bir asker oldugunu, cikarma yapildiktan sonra uzun
zamandir Gelibolu'da bulunan tum subay kadrosunun siddetli itirazlarina ve
"Hemen simdi saldirirsak Turkleri arkadan cevirip bu isi bitiririz, bu
tepeler bombos" onerilerine karsin buyuk bir aptallik yaparak "Yoldan
geldik yorgunuz Bugun dinlenelim, yarin rahat rahat savasiriz" diyerek
askerlerine dinlenme emrini verdigini, cikarma yapan askerlerin bombos
tepeler onunde gun boyu denize girerek eglendigini, mangal yaparak keyif yaptigini..
Bu sirada cikarmayi haber alan Esat Pasa'nin Yarimadanin obur ucunda
bulunan birlige dusmani karsilama emrini verdigini, bu komutanin ise
"Askerlerim gunlerdir uykusuz ve yorgun Bu sartlar altinda yarimadayi
yuruyerek gecemeyiz" itirazini aninda o subayi gorevden alarak
cevaplandirdigini, yerine Anafartalar Grup komutani olarak Mustafa KEMAL'i
gorevlendirdigini, ac, yorgun ve sefil Mehmetlerin Mustafa KEMAL'in
arkasindan 20 saat yurudugunu, bu sirada Ingiliz askerlerinin kiyida mangal
ve piknik yaparak dinlendiklerini, bu iki zit ve mantiksiz sartlari yasan
birliklerin sabah gunesinde karsilastiklarini, Turk askerinin mermiyle,
mermi bitince sunguyle ve daha sonra kendini ucurumdan asagi atarak vatan
topragina yapilan son saldiriyi da durdurdugunu, Conkbayiri'nin 24 saat
icinde 7 kere el degistirdigini, bunun bir savas degil, bogusma oldugunu,
sonunda Ingilizlerin ne yaparlarsa yapsinlar bu isi basaramayacaklarini
anladiklarini, Ingilizlerin ve tum isbirlikcilerinin bu isten vazgecme
karari aldiklarini, Canakkale seferinin son direnisinin ileride vatani bir
kere daha kurtaracak ve Cumhuriyeti kuracak olan genc liderimizi tum
dunyaya tanittigini Musluman ulkelerde Mustafa KEMAL'in kahraman ilan
edildigini, kartpostallarinin ve posterlerinin kapis kapis satildigini..
Mustafa Kemal'in Anafartalar'da yaralandigini, kalbinin ustunde bulunan cep
saatinin parcalandigini ve sarapnel parcasinin derine girmesini
engelledigini, bu yaranin aylarca kapanmadigini, Mustafa KEMAL'in askerin
morali bozulmasin diye bu olayin tek sahidine sus emri verdigini, daha
sonra Liman Pasa'ya parcalanan saatini hatira olarak verdigini ve Liman
Pasa'nin cok sasirip heyecanlandigini ve kendi altin kostekli cep saatini
Mustafa KEMAL'e hediye ettigini..
Canakkale'de doktorlarin askerlerden daha cok yoruldugunu, binlerce
yaraliyla ilgilenmek zorunda kaldiklarini, Umitsiz vakalarla hic
ilgilenilmedigini ve kurtulma sansi olanlara oncelik verildigini, Bir Turk
doktorun onune kendi oglunun getirildigini, "Kurtulma sansi yok" diye
oglunu tedavi etmedigini, hemen bir sonraki yaraliyi istedigini,
yaralilardan ancak ertesi gun basini alabildigini ve o zaman oglunun
mezarina gidebildigini..
Ingilizlerin kendi ifadelerine gore mukemmel bir geri cekilme plani
yaptiklarini, hicbir kayip vermeden cekip gittiklerini, onlarin ifadesine
gore Turklerin hicbir seyden haberinin olmadigini ama yine kendi
yalanlarini kendi kaynaklarindan suratlarina tukururcesine, ger cekilme
esnasinda bizim siperlerden onlarin siperlerine uzerine kagit sarilmis bir
tas firlatildigini, bu kagitta duzgun bir Ingilizceyle "Gittiginize
uzuluyoruz, Suveys Kanalinda Gorusuruz" yazdigini Bu olayin, geri
cekilmeden Turklerin haberleri oldugunu ama artik savasamayacak kadar
yipranmis olduklarini ispatladigini Okuma yazma oraninin yuzde beslerde
oldugu bir donemde bizim Canakkale'ye hangi yetismis evlatlarimizi
yolladigimizi ve memleketin en az 100 yilini bozuk para harcar gibi harcadigimizi..
Gelibolu topraklarina cikip, Marmara denizini gorebilen sadece tek bir
Ingiliz askeri oldugunu, bu askerin aslen Irlandali oldugunu, Turk askerini
sasirtmak icin gece kumsala tek basina cikip bir suru mesale yakarak
cikarma sanki oraya yapiliyormus gibi bir kandirmaca yapmaya calistigini,
bu askerin daha sonra yolunu kaybederek yarimadanin cok icerisine kadar
girdigini, daha sonra bir sekilde donerek kurtuldugunu, bu olayin yillar
sonra askeri gunlukler okununca ogrenildigini..
Savasta Turk ordusunun tek bir pirpir ucagi oldugunu, bu ucagin arada
sirada askere moral vermek icin uctugunu, bu ucagin tum birliklerimizin
sevgilisi oldugunu ve ona "Tek Kuyruk" adini taktiklarini..
Savasin ozellikle sonlarina dogru ordunun istihkaklari azalttigini, askere
gunde sadece yarim ekmek verilebildigini, bu ekmegin de tas gibi kuru
oldugunu Aclik icinde siperlerde yasayan Mehmetlerin ayakkabi koselelerini
kaynatip corba niyetine icmeye calistiklarini Eger fedakarlik buysa bizim
bildigimiz hicbir fedakarligin fedakarlik olmadigini..
Medeniyetin oncusu Ingilizlerin beyaz bayrak sallayan Turk askerlerini
kursuna dizdigini, esir askerlerimizi tahta barakalara doldurarak
diri diri yaktiklarini Esir alinan ac Turk esirlere maymunlara fistik atar
gibi yiyecek kirintilari atarak eglendiklerini Turk askerinin savasta
silahsiz dusman askerini oldurmediklerini hayretle gorduklerini, bu sayede
cok sayida Ingiliz ve Anzak'in olumden dondugunu, bunlardan birinin sonraki
yillarda Ingiltere Genel Kurmay Baskani oldugunu, bu adamlarin insanlik
adina ne varsa Canakkale'de bizden ogrendigini, savasin sonlarina dogru az
da olsa evcillestiklerini, Canakkale ile yapilan her belgeselde bu temanin
abartiyla islendigini, bu savasin kendilerine de
buyuk pay cikararak ve yasadiklari agir yenilgiyi psikolojik olarak ortbas
etmek icin yapilan son centilmen (!) savas oldugunu utanmadan
soylediklerini, Turk kokenli yapilan belgesellerde inanilmaz bir Ingiliz
yalakaligi yapildigini, Hicbir belgeselde Canakkale'de yasanan olaylarin
sansursuz ve adam gibi anlatilmadigini..
Ingiltere ve Avustralya'nin aradan bu kadar yil gectikten sonra
Gelibolu'nun kuresel miras oldugunu ve uluslar arasi toprak sayilmasini
istediklerini, kendi sehitliklerinin oldugu bolgelerin ise kendi topraklari
olarak kabul edilmesini istediklerini..
Anzak gunu olarak kutlanan 25 Nisan'da TV'lerde Anzak torenlerinin en ince
ayrintisina kadar anlatildigini, ayni gun yapilan bu memleketin gercek
sahibi her gorusten Turk genclerin 20 bin kisilik yuruyusunun ise Turk
TV'leri tarafindan sansurlendigini, gosterilmedigini, Ataturk'un
Canakkale'de emperyalizme attigi tokat cezalandirilircasina kendisinden
kerhen (zoraki) bahsedildigini..
Canakkale deniz zaferinin 91 Anma yildonumu olan 18 Mart Gecesi, Biri
haric hicbir ulusal kanalin adam gibi bir yayin yapmadigini, bu kanalin
yayinladigi belgeselin ise prime Time bitiminden sonra (24:00)
yayinlandigini Diger TV'lerin belgesel ya da tartisma programi yapmak
yerine magazin, eglence, yarisma ve dizi film gosterimi yaptiklarini Bu
konuyla ilgili yayin yapan diger TV'lerin ise marjinal cizgiye sahip ulusal
olcekli kanallar oldugunu Gazetelerin ise
konuya lutfen degindiklerini..
Canakkale savasinin sonuclari itibariyle hicbir savasla kiyaslanamayacak
kadar Dunya'yi etkiledigini, Bir cok ulkede politik gidisi etkiledigini,
ozellikle Rusya'da Bolsevik devrimine yol actigini Yarim milyon cesedin
ise Gelibolu'da topragin kimyasini degistirdigini ve yesillendirdigini
ve topragin altinda kemikler, bos mermi kovanlari ve patlamamis top
mermileri ciktigini..
Tarihin en buyuk teknolojisine ulasan ve teknolojiyle her seyi
halledeceklerini zannedenlerin tarihin en buyuk yenilgisini aldiklarini
Gogus goguse hicbir carpismayi kazanamadiklarini Torunlarinin guya
bundan ders cikarip simdi uzun menzilli silahlar yaptiklarini, uzaktan
kumanda ile savastiklarini, hicbir ucaksavarin vuramayacagi yukseklikten
ucan ve bombalar atan ucaklar yaptiklarini, Irak'ta bu silahlarini
denediklerini Ne var ki gogus goguse carpismaya giristiklerinde gene
cuvalladiklarini, teknolojinin bir kere daha maglup oldugunu..
Ayrilirken hirsini alamayan Ingiliz ve Avustralyali askerlerin olu Turk
askerlerinin kafataslarini keserek ulkelerine ***urduklerini Bu
yenilgiyi asla unutamayacaklarini, Bir gun mutlaka buraya yeniden
geleceklerini Biliyor muydunuz?Bilmiyorduk tabi Nereden bilecegiz
ki? Ders kitaplarinda yazmiyordu Ogretmenlerimiz bahsetmediler Gazeteler
yazmadi..
Şu anda televizyona bakıyorum.. Bir manken hanım kızımız sevgilisinin cipine
binerken müthiş bir frikik vermiş.. Kameralar zoom yapıyor görüntü
büyüyor.. Hayatımız bu ekran ve görüntü tüm ekranı kaplıyor, hayatımızı
kaplar gibi uzaklarda bir yerlerde soğuk bir rüzgar esiyor, ağaç dalları
sallanıyor, yapraklar hışırdıyor, bir köpek uluması geliyor bir
yerlerden.. Yerin altından iniltiler geliyor sanki ... Yolcular artık
durmuyor, gelip geçtikleri ve bir devrin battığı bu yerlerde...
Toprak üzgün, sükunetini koruyor.. Belli ki bağrında yatanları düşünüyor ve
Mehmetlerin kemikleri sızlıyor, sızlıyor, sızlıyor...