çanakkale savaşlarında yazılan asker mektubu

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
Valideciğim,
Dört asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi!
Nasihat_amiz mektubunu , Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının sayesinde (a üzerinde inceltme var burda gölgesi manasına geliyor herhalde) otururken aldımTabiatın yeşillikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha takviye etti Okudum, okudukça büyük dersler aldım Tekrar okudum Şöyle güzel ve mukaddes bir vazifenin içinde bulunduğumdan sevindim Gözlerimi açtım, uzaklara doğru baktım Yeşil yeşil ekinlerin rüzgara mukavemet edemeyerek eğilmesi, bana, annemden gelen mektubu selamlıyor gibi geldi Hepsi benden tarafa doğru eğilip kalkıyordu ve beni annemden mektup geldi diyerek tebrik ediyorlardı
Gözlerimi biraz sağa çevirdim güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir seda ile beni tebşir ediyorlardı Nazarlarımı sola çevirdim cığıl cığıl akan dere , bana validemden gelen mektuptan dolayı gülüyor, oynuyor, köpürüyordu Başımı kaldırdım, gölgesinde istirahat ettiğim ağacın yapraklarına baktım Hepsi benim sevincime iştirak ettiğini, yaptıkları rakslarla anlatmak istiyordu Diğer bir dalına baktım, güzel bir bülbül, tatlı sedasile beni tebşir ediyor ve hissiyatıma iştirak ettiğini gagalarını açarak göstermek istiyordu
İşte bu geçen dakikalar anında, hizmet eri:
_Efendim, çayınız, buyurunuz, içiniz dedi
_Pekala, dedimAldım baktım, sütlü çay
_Mustafa bu sütü nereden aldın? dedim
Efendim, şu derenin kenarında yayıla yayıla giden bir sürü yok mu?
_Evet dedim Evet ne kadar güzel
_İşte onun çobanından 10 paraya aldım
Valideciğim, on paraya yüz dirhem süt , hem de su katılmamış Koyundan şimdi sağılmış, aldım ve içtim
Fakat bu sırada düşünüyorum Ben validemin sayesinde onun gönderdiği para ile böyle süt içeyim de, annem içmesin, olur mu?
Şevket neden içmiyor? dedim
Fakat yukardaki bülbül bağırıyordu:"Validen kaderine küssün , ne yapalım O da erkek olsaydı, bu çiçeklerden koklayacak, bu sütten içecek, bu ekinlerin secdelerini görecek ve derenin aheste akışını tetkik edecek ve çıkardığı sesleri duyacak idi"
Şevket merak etmesin, o görür, belki de daha güzellerini görür
Fakat valideciğim, sen yine müteessir olma Ben seni, evet seni mutlaka buralara getireceğim Ve şu tabii manzarayı göstereceğim Şevket , Hilmi de senin sayende görecektir
O güzel çayırın koyu yeşil bir tarafında, çamaşır yıkayan askerlerim saf saf dizilmişler Gayet güzel sesli biri ezan okuyordu
Ey Allahım, bu ovada onun sesi ne kadar güzeldi Bülbül bile sustu, ekinler bile hareketten kesildi, dere bile sesini çıkarmıyordu Herkes, herşey, bütün mevcudat onu, o mukaddes sesi dinliyordu Ezan bitti O dereden ben de bir abdest aldım Cemaat ile namazı kıldık O güzel yeşil çayırların üzerine diz çöktüm
Bütün dünyanın dağdağa ve debdebelerini unuttumEllerimi kaldırdım, gözümü yukarı diktim, ağzımı açtım ve dedim:
_Ey Türklerin Ulu Tanrısı ! Ey şu öten kuşun, şu gezen ve meleyen koyunun, şu secde eden yeşil ekin ve otların, şu heybetli dağların Halıkı! Sen bütün bunları Türklere verdin Yine Türklerde bırak Çünkü böyle güzel yerler , seni takdis eden ve seni ulu tanıyan Türklere mahsustur
"Ey benim Yarabbim! Şu kahraman askerlerin bütün dilekleri; ism_i celalini İngilizlere ve Fransızlara tanıtmaktır Sen bu şerefli dileği ihsan eyle, ve huzurunda titreyerek, böyle güzel ve sakin bir yerde sana dua eden biz askerlerin süngülerini keskin, düşmanlarını zaten kahrettin ya, bütün bütün mahveyle!"
Diyerek bir dua ettim ve kalktım Artık benim kadar mes'ut, benim kadar mesrur bir kimse tasavvur edilemezdi
Anneciğim, oğlun Halit de benim gibi güzel yerlerdedir
Dünyanın en güzel yerleri burası imiş Yalnız bu memleketlerde düğün olmuyor İnşallah düşman asker çıkarır da , bizi de ***ürürler, bir düğün yaparız, olmaz mı?
Kadir'e mektup yazdım
Valideciğim, evdeki senet vesaireyi kimselere kat'iyyen vermeyin ve sorarlarsa biz bilmiyoruz deyin
Çantayı al, sandığa koy Ben sana vaktiyle anlatmış idim, bu dünya böyledir
Fakat sen merak etme O parayı vermese , adliyedeki adam vermezdi Hani nasıl aldık Yalnız zaman ister
Valideciğim, çamaşır falan istemem, paralarım duruyor, Allah razı olsun


Oğlun
Hasan Etem
4Nisan1331
(17Nisan1915)
 
Geri
Üst