15
EXE RANK
-AUXERRE. `
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Ara 2009
- Mesajlar
- 15,286
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
DÜZCELİ MEHMET
Öğretmenimiz bir üniversite de görev yapmaktadır. Okullar yeni açılıyor. Öğretmenimiz yeni öğrencileriyle ilk dersindedir. Bu dersinde yeni öğrencileriyle tanışır ve öğrencilerine kurallarını söyler.
Öğrencilerden biri bu kuralları sevmez ve ayağa kalkar hocaya itiraz eder.İtiriz eden kişi küpeli, saçları uzun ve arkadan bağlı acayip bir kişidir. Adı Düzceli Mehmet tir. Öğretmenine, söylediği kuralların çok sıkı olduğu ve kendinin bu kurallara uymayacağını söylüyor. Ayrıca arkadaşlarının da bu kurallara uymayacağını söyler.Ama söylediğinden tam aksine arkadaşları hocanın koyduğu kuralları olumlu şekilde bulurlar. Arkadaşları Mehmete çıkışmaya başlarlar ama hoca Mehmeti savunur.
Teneffüste Mehmet hocanın yanına gider. Hocaya kendini neden savunduğunu sorur.Hoca da Mehmete insanların düşüncelerini söylemeye hakkı olduğunu söyler.Bu hocayla Mehmet arasındaki dostluğun başlangıcıydı.
Artık Mehmet ile hoca teneffüs aralarında sohbet eder hale gelirler.Mehmet hocaya sırlarını açıklamaya başlar. Bir konuşmasında hocasına kendinin hiç çalışmadığını ancak babasının bir üniversiteyi kazanamazsa haçlık vermeyi keseceğini söylemesi üzerine ders çalışmaya başladığını ayrıca ailesinin dindar bir aile olduğunu ve kendisinin de küçükken namaz kıldığı, lisede katıldığı Kuralsız Gençlik adlı gruptan etkilenerek dinden soğuduğunu ve materyalist olduğunu söyler. Bir derste insan hakkında tartışılır.Söz alan öğrenciler genellikle
Allah ve din arasında ilgi kurup, insanın bir amaç doğrultusun da yaratıldığı,öldükten sonrada insanların tekrar yaratılacağını söyler ama Düzceli Mehmet itiraz eder.Teneffüs arasında tekrar Mehmet hocanın yanına gelir ve insan hakkında konuşurlar.Hoca Mehmeti tekrar Allaha inandırmak için uğraşır.Hayatımızın gayesinin Allaha ibadet etmek olduğunu söyler.Ama Mehmet hayata zevk ve sefa için geldiğimizi söyler.Teneffüs aralarında yaptıkları konuşmaların konusu artık Allah ve dindir.
Allaha verdiği nimetler için şükretmek gerektiği öbür dünyada sorgulanacağımız bütün her şeyi Allahın yarattığını, Mehmetin inandığı tabiatın bu dünyayı yaratamayacağını söyler. Hocaya da Mehmet din ile ilgili sorular sorar. Hocada sorulara cevap verir.Mehmet bu cevaplar karşısında etkilenmeye başlar.Mehmet olumlu yönde gelişmeye başlar. Bu gelişmeler karşısında hoca umutla karışık bir heyecana kapılır.Hoca Mehmetten bir müjde bekler.
Mehmet artık sessizleşmiş. Hoca Mehmetin sessizleşmesi sonucundan iyileştireyim derken temelli kötüleşmesi sonucundan korkuyor. Mehmet tek başına kaldığından dolayı bilgi alabileceği kişide yoktur.Ancak Mehmet bir manavın kiracısıydı.Bir gün hoca manavdan sebze alırken Mehmetinde durumunu tam soracakken manav önce davranıp Mehmeti sorar.Çünkü önceden geceleri Mehmetin dairesinden gürültüler geliyor ama artık gelmiyor ayrıca sabaha kadar da elektriği yanıyormuş. Hoca bu lafları duyduktan sonra biraz rahatlar.
Mehmet hocasından kitap almaya başlar. Anlamadığı konuları hocasına sorar.Artık Mehmet çalışkan ve ahlaklı olur.Sonunda hocanın beklediği müjdeyi vermek üzere Mehmet hocanın yanına gelir. Hocasına artık namaz kılmaya başladığını söyler.Bu zamana kadar işlediği günahları Allahın affedeceğini sorar ve hemen ardından Mehmet ağlamaya başlar.Hoca ağlamamak için kendini zor tutar.
Mehmetin ailesi Bulgar göçmenidir. Bulgaristanın Türklere dinlerini ve dillerini değiştirmek için yaptığı Baskılar sırasında 1989 yılında rahmetli Turgut Özalın girişimleriyle gelen binlerce aileden biridir. Aile reisi Salih Beydir.Eşi Bayse Hanımdır.Üç çocuğuyla beraber Kırcaaliden Türkiyeye sığınırlar.Mehmette Kırcaalide 1978 yılın da doğmuştur.Türkiyeye geldiklerinde Mehmet 11 yaşındadır. Ailesi Çorlu ve İstanbulda bal ticareti ile uğraşmışlardır.Bu işte başarılı olurlar ve 1996 yılından beride Düzcede kışları Çorluda yaşarlar.
Mehmet ailesinin yanına gider. Ailesi Mehmetin bu halini görünce çok sevinirler.ve hocasına bir teşekkür mektubu yazarlar.
Mehmet Düzceden dönerken trafik kazası geçirir. Rüyasın da Peygamber Efendimiz tarafından gönderilen Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini görür. Mehmete kendisini talebeliğe kabul ettiğini ve günahlarını kendi üzerine aldığını söyler.Ayrıca çok az bir zamanının kaldığını söyler.Mehmet bu rüyadan sonra gününü hep Allaha ibadet ederek geçirir.
Mehmet Düzceye gider ve gittiğinde Düzce depremi yaşanır.Mehmet ve ailesi ölür.Deprem olduğu zaman Mehmet ve ailesi namaz kılıyormuş. Mehmetin ölümünden herkes etkilenir.Herkes Mehmet öldükten sonra Mehmet hakkında güzel rüyalar görürler.
Mehmet ölmeden önce, hocasıyla ilk tanıştıklarında hocasının istediği şeyi yapar ve kendisini tanıtan bir mektup gönderir.
YAZAR ADI:HALİT ERTUĞRUL
MEHMET:BAŞ KAHRAMAN
HOCA:MEHMETİN ÜNİVERSİTEDEKİ ÖĞRETMENİ VE DOSTU
SALİH BEY:MEHMETİN BABASI
BAYSE HANIM:MEHMETİM ANASI
Öğretmenimiz bir üniversite de görev yapmaktadır. Okullar yeni açılıyor. Öğretmenimiz yeni öğrencileriyle ilk dersindedir. Bu dersinde yeni öğrencileriyle tanışır ve öğrencilerine kurallarını söyler.
Öğrencilerden biri bu kuralları sevmez ve ayağa kalkar hocaya itiraz eder.İtiriz eden kişi küpeli, saçları uzun ve arkadan bağlı acayip bir kişidir. Adı Düzceli Mehmet tir. Öğretmenine, söylediği kuralların çok sıkı olduğu ve kendinin bu kurallara uymayacağını söylüyor. Ayrıca arkadaşlarının da bu kurallara uymayacağını söyler.Ama söylediğinden tam aksine arkadaşları hocanın koyduğu kuralları olumlu şekilde bulurlar. Arkadaşları Mehmete çıkışmaya başlarlar ama hoca Mehmeti savunur.
Teneffüste Mehmet hocanın yanına gider. Hocaya kendini neden savunduğunu sorur.Hoca da Mehmete insanların düşüncelerini söylemeye hakkı olduğunu söyler.Bu hocayla Mehmet arasındaki dostluğun başlangıcıydı.
Artık Mehmet ile hoca teneffüs aralarında sohbet eder hale gelirler.Mehmet hocaya sırlarını açıklamaya başlar. Bir konuşmasında hocasına kendinin hiç çalışmadığını ancak babasının bir üniversiteyi kazanamazsa haçlık vermeyi keseceğini söylemesi üzerine ders çalışmaya başladığını ayrıca ailesinin dindar bir aile olduğunu ve kendisinin de küçükken namaz kıldığı, lisede katıldığı Kuralsız Gençlik adlı gruptan etkilenerek dinden soğuduğunu ve materyalist olduğunu söyler. Bir derste insan hakkında tartışılır.Söz alan öğrenciler genellikle
Allah ve din arasında ilgi kurup, insanın bir amaç doğrultusun da yaratıldığı,öldükten sonrada insanların tekrar yaratılacağını söyler ama Düzceli Mehmet itiraz eder.Teneffüs arasında tekrar Mehmet hocanın yanına gelir ve insan hakkında konuşurlar.Hoca Mehmeti tekrar Allaha inandırmak için uğraşır.Hayatımızın gayesinin Allaha ibadet etmek olduğunu söyler.Ama Mehmet hayata zevk ve sefa için geldiğimizi söyler.Teneffüs aralarında yaptıkları konuşmaların konusu artık Allah ve dindir.
Allaha verdiği nimetler için şükretmek gerektiği öbür dünyada sorgulanacağımız bütün her şeyi Allahın yarattığını, Mehmetin inandığı tabiatın bu dünyayı yaratamayacağını söyler. Hocaya da Mehmet din ile ilgili sorular sorar. Hocada sorulara cevap verir.Mehmet bu cevaplar karşısında etkilenmeye başlar.Mehmet olumlu yönde gelişmeye başlar. Bu gelişmeler karşısında hoca umutla karışık bir heyecana kapılır.Hoca Mehmetten bir müjde bekler.
Mehmet artık sessizleşmiş. Hoca Mehmetin sessizleşmesi sonucundan iyileştireyim derken temelli kötüleşmesi sonucundan korkuyor. Mehmet tek başına kaldığından dolayı bilgi alabileceği kişide yoktur.Ancak Mehmet bir manavın kiracısıydı.Bir gün hoca manavdan sebze alırken Mehmetinde durumunu tam soracakken manav önce davranıp Mehmeti sorar.Çünkü önceden geceleri Mehmetin dairesinden gürültüler geliyor ama artık gelmiyor ayrıca sabaha kadar da elektriği yanıyormuş. Hoca bu lafları duyduktan sonra biraz rahatlar.
Mehmet hocasından kitap almaya başlar. Anlamadığı konuları hocasına sorar.Artık Mehmet çalışkan ve ahlaklı olur.Sonunda hocanın beklediği müjdeyi vermek üzere Mehmet hocanın yanına gelir. Hocasına artık namaz kılmaya başladığını söyler.Bu zamana kadar işlediği günahları Allahın affedeceğini sorar ve hemen ardından Mehmet ağlamaya başlar.Hoca ağlamamak için kendini zor tutar.
Mehmetin ailesi Bulgar göçmenidir. Bulgaristanın Türklere dinlerini ve dillerini değiştirmek için yaptığı Baskılar sırasında 1989 yılında rahmetli Turgut Özalın girişimleriyle gelen binlerce aileden biridir. Aile reisi Salih Beydir.Eşi Bayse Hanımdır.Üç çocuğuyla beraber Kırcaaliden Türkiyeye sığınırlar.Mehmette Kırcaalide 1978 yılın da doğmuştur.Türkiyeye geldiklerinde Mehmet 11 yaşındadır. Ailesi Çorlu ve İstanbulda bal ticareti ile uğraşmışlardır.Bu işte başarılı olurlar ve 1996 yılından beride Düzcede kışları Çorluda yaşarlar.
Mehmet ailesinin yanına gider. Ailesi Mehmetin bu halini görünce çok sevinirler.ve hocasına bir teşekkür mektubu yazarlar.
Mehmet Düzceden dönerken trafik kazası geçirir. Rüyasın da Peygamber Efendimiz tarafından gönderilen Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini görür. Mehmete kendisini talebeliğe kabul ettiğini ve günahlarını kendi üzerine aldığını söyler.Ayrıca çok az bir zamanının kaldığını söyler.Mehmet bu rüyadan sonra gününü hep Allaha ibadet ederek geçirir.
Mehmet Düzceye gider ve gittiğinde Düzce depremi yaşanır.Mehmet ve ailesi ölür.Deprem olduğu zaman Mehmet ve ailesi namaz kılıyormuş. Mehmetin ölümünden herkes etkilenir.Herkes Mehmet öldükten sonra Mehmet hakkında güzel rüyalar görürler.
Mehmet ölmeden önce, hocasıyla ilk tanıştıklarında hocasının istediği şeyi yapar ve kendisini tanıtan bir mektup gönderir.
YAZAR ADI:HALİT ERTUĞRUL
MEHMET:BAŞ KAHRAMAN
HOCA:MEHMETİN ÜNİVERSİTEDEKİ ÖĞRETMENİ VE DOSTU
SALİH BEY:MEHMETİN BABASI
BAYSE HANIM:MEHMETİM ANASI