20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
[COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839′da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] Fermanı olarak adlandırılacak,gerek siyasi alanda gerek edebi ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. [COLOR=#000000]Edebiyat[/COLOR] Tarihçilerimizde 1839 yılını [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının başlangıcı olarak kabul edeceklerdir.
19. yy. Osmanlı İmparatorluğu’nda artık gerileme ve çöküş devrinin başladığı dönemdir. Ardı ardına alınan yenilgiler, geniş Osmanlı topraklarında birbiri ardına gelen isyanlar, yönetimi bir arayış içine çekmiş, III. Selim devrinde ilk kez orduda yapılan ıslahat hareketleri ile Avrupa’nın teknik ve kültürel üstünlüğü karşısında imparatorluk yönünü batıya çevirmek zorunda kalmıştır. Gülhane Hattı Hümayunu’nun yürürlüğe konmuş olmasıyla her alanda bir yenileşme hareketi başlamıştır.
19. yy. Osmanlı İmparatorluğu’nda artık gerileme ve çöküş devrinin başladığı dönemdir. Ardı ardına alınan yenilgiler, geniş Osmanlı topraklarında birbiri ardına gelen isyanlar, yönetimi bir arayış içine çekmiş, III. Selim devrinde ilk kez orduda yapılan ıslahat hareketleri ile Avrupa’nın teknik ve kültürel üstünlüğü karşısında imparatorluk yönünü batıya çevirmek zorunda kalmıştır. Gülhane Hattı Hümayunu’nun yürürlüğe konmuş olmasıyla her alanda bir yenileşme hareketi başlamıştır.
Okullarda öğretimin [COLOR=#000000]Türkçe[/COLOR]‘ye dönmesi, gazeteciliğin başlaması ve gelişen milliyetçilik sonucunda edebi yenileşme de beraberinde gelmiş, bu değişmelere,uyanan yeni fikir akımlarına paralel olarak ortaya çıkmış, yeni bir medeniyet değişiminin sonucu olarak gelişmiştir. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] dönemiyle birlikte [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ımızda sosyal ve siyasal konuların yanında [COLOR=#000000]günlük[/COLOR] olaylar tartışma alanına çekilmiştir.
1860ta tercüman-ı ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar, 1896′ya kadar sürer. Sarsıntılar geçiren Osmanlı İmparatorluğu durumunu kurtarmak için, ordudan başlayarak ıslahat ve devrim hareketlerine girişiyordu . 3. Selim , 2. Mahmut , Abdülmecit dönemleri böyle geçmiştir.
Bu ortamda Batıcı ve yenilikçi olan şair ve yazarlar, sanatlarını toplum için kullandılar. Fransız kültürüyle kültürüyle yetişmiş ,[COLOR=#000000]roman[/COLOR]tik ve ülkücüydüler. [COLOR=#000000]Divan[/COLOR] şiirini yıkmaya çalıştılar. Çok yönlüydüler: şair,[COLOR=#000000]roman[/COLOR]cı,[COLOR=#000000]tiyatro[/COLOR] yazarı…vb. Sanattan çok,fikir ve ülkü peşindedirler; zulme,haksızlığa karşı savaş açarlar. Vatan ,millet,hürriyet,adalet,meşrutiyet kavramlarını heyecanla savunurlar. Daha geniş kitlelere seslenebilmek için ,dilde sadelik yanlısıdırlar. Hemen hepsi politikacı ve mücadele adamıdırlar. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] ikinci döneminde realizimin etkisi görülür. Şiirde konu birliğini sağladılar. Aruzla yazdılar. Düzyazı dilini şiire uyguladılar. Roman,hikaye, [COLOR=#000000]makale[/COLOR] gibi türler,[COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ımıza bu dönemde girdi. İlk [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR]çılar ,[COLOR=#000000]Divan[/COLOR] şiirinin [COLOR=#000000]nazım[/COLOR] biçimlerini kullandılar.
Genel özellikler:
a. Bu dönem sanatçıları, [COLOR=#000000]Divan[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ında hiç bulunmayan [COLOR=#000000]makale[/COLOR], [COLOR=#000000]tiyatro[/COLOR], [COLOR=#000000]roman[/COLOR], hikaye, anı, [COLOR=#000000]eleştiri[/COLOR] gibi yeni [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR] türleri getirmişler, [COLOR=#000000]Divan[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ında bulunan [COLOR=#000000]şiir[/COLOR], tarih, [COLOR=#000000]mektup[/COLOR] gibi [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR] türlerini Batı anlayışına göre yenileştirmişlerdir.
b. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının özellikle ilk devirlerinde yetişen sanatçıların çoğu (Ziya Paşa, Namık Kemal) Montesquieu, Rousseau, Voltaire gibi Fransız devrimci yazarlarının etkisi altında kalarak, [COLOR=#000000]makale[/COLOR] ve şiirlerinde zulme, haksızlığa, geriliğe karşı şiddetli bir dille mücadeleye girişmişler; vatan, millet, hürriyet, hak, adalet, kanun, meşrutiyet gibi kavramları yaymaya çalışmışlar, “toplum için sanat” anlayışını benimsemişlerdir.
c. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının ikinci devrinde yetişen sanatçılar ise (Recai-zâde Mahmut Ekrem, Abdülhak Hâmit, Sami Paşa-zâde Sezai) toplum işlerine daha az karışmışlar, “sanat için sanat” anlayışını benimser görünmüşlerdir.
Klasisizm, bir akım olarak bizim [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ımızı etkilememiştir. Kimilerinin etki saydığı, Ahmet Vefik Paşa’nın Molieré’den çevirileri ve uyarlamalarıdır. Çeviri yapmak, o akımdan etkilenmek değildir. Şinasi ise Romantizme (Coşumculuğa) kapılmadığı için Klasisizmin etkisinde gibi düşünülürse de bu yaklaşımlar doğru değildir. Özetle: Klasisizm, bir akım olarak bizim [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ımızı etkilememmiştir.
d. Çoğu Fransız [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ını örnek olarak alan bu sanatçıların bir kısmı Ahmet Vefik Paşa, Realizm (Recai-zâde Mahmut Ekrem, Sami Paşa*zâde Sezai Nabi-zâde Nâzmi.) akımının etkisi altında eserler vermişlerdir.
e. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ı, [COLOR=#000000]Divan[/COLOR] Edebiyatı’nın tersine olarak, seçkin kişiler için değil, [COLOR=#000000]halk[/COLOR] için meydana getirilen bir [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR] düşüncesiyle ortaya çıkmıştır. Bu görüşü benimseyen Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ali Bey özellikle [COLOR=#000000]makale[/COLOR], [COLOR=#000000]tiyatro[/COLOR], anı, kısmen de olsa [COLOR=#000000]roman[/COLOR] türlerinde eserler vermişlerdir. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının ikinci devrinde yetişen Recai-zâde Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit, başta olmak üzere bazı [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]çılar ise bu amaçtan uzaklaşmış görünmektedirler.
f. Dilin sadeleşmesi, konuşma dilinin yazı dili haline gelmesi düşüncesi savunulmuştur. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının başlıca sanatçıları dil konusunda bu düşünceyle birlikte, eski alışkanlıklarından kurtulup da öz [COLOR=#000000]Türkçe[/COLOR] yazmış değildir. [COLOR=#000000]Türkçe[/COLOR], daha çok, [COLOR=#000000]tiyatro[/COLOR]; anı, [COLOR=#000000]mektup[/COLOR], bir dereceye kadar da [COLOR=#000000]makale[/COLOR] ve [COLOR=#000000]roman[/COLOR]larda kullanılmıştır. [COLOR=#000000]Tanzimat[/COLOR] [COLOR=#000000]edebiyat[/COLOR]ının ikinci devrinde yetişen sanatçılar ise konuşma dilinden uzaklaşarak [COLOR=#000000]Divan[/COLOR] Edebiyatı geleneklerini sürdürmüşlerdir