Erdoğan net konuştu: EMASYA kalkacak!.

0
EXE RANK

Successful

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
301
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Web sitesi
cevdetsarac.wordpress.com
Successful
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve kuvvet komutanlarıyla olumlu bir şekilde paslaştıklarını söyleyen Erdoğan sorulara özetle şu yanıtları verdi:

Hazırlık yapılıyor
- Bakanımızın da ifade ettiği şekliyle EMASYA Protokolü'nü gündemimizden çıkaracağız. EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz, olmayacak. Bunun adımını atıyoruz, atacağız. Şu anda arkadaşlar hazırlıklarını yapıyorlar ve bu işi bitireceğiz. Zaten bu bir protokol, kanun filan değil. Kanun, Genelkurmay, İçişleri burada müşterek bir çalışma yapar. Yasal düzenleme gerekiyorsa, yasal düzenleme de yapacağız. Protokolü ortadan kaldıracağız, bunun adımını atacağız. Bununla ilgili koordinatör bakanımız çalışmalarını yürütüyor. Kısa zamanda bu işi bitireceğiz.

Siyaset belgesi
- Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin bütünü tüyler ürpertici bir tablo ortaya koyuyor. Özellikle 12 Eylül sürecinden sonraki yapılanma içerisinde çok farklı yaklaşımlar oldu. Bunlar sivil irade ile uyumlu yaklaşım tarzları değildi. Salı günü yaptığım konuşmada halkını dışlayan, halkını tehdit unsuru olarak görenlere yönelik ifadem var, onun çağ dışı olduğunu ifade eden bir yaklaşımım var. Siyaset belgesinin aslında kanuni geçerliliği yok, bir genelge. Göreve geldiğimiz dönemdeki siyaset belgesi ile şu andaki siyaset belgesi çok farklı. Bu yıl siyaset belgesi yeniden ele alınacak. Ele alırken, endişeleri de tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımları atmakta hükümetimiz kararlıdır. Bunun MGK'da tekrar müzakeresini yapacağız. MGK, karar mercii değildir, bize tavsiyede bulunur. Bunları ya Bakanlar Kurulu kararına dönüştürürüz ya da yasa çıkarmak gerekirse adımını atarız.

Fırsat vermeyiz
- Siyaset belgesi ile ilgili eksiklikler üzerinde çalıştık ve 2010 için atacağımız adımda da demokratik sürecin gereği neyse bunu yapacağız. (Bundan sonra iç tehdit olmayacak diyebilir miyiz, sorusu üzerine) Asla. Böyle bir şeyi asla düşünemeyiz ve bu tür yapılanmalara müsaade edecek, bu tür zemini oluşturmaya müsaade edecek imkanlara fırsat vermeyecek şekilde bir düzenleme yapılacak.

Bir şeyler yapılmış
- Bir emekli orgeneral değişik televizyon kanallarında dolaşarak gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Ortada bir gerçek var. Bir şeyler bu ülkede yapılmış, yapılmamış değil. Bazı şeyler söylenmiş ve uygulamada bazı gerçekler olmuş. Eğer 'şu yoktur' derseniz bu olmaz

GATA'ya gelmeyin
- Eşim Nejat Uygur'u hastanede (GATA) ziyaret etmek istiyor. Nejat Uygur'un hanımı arıyor ve 'Ne olur sizinle dışarıda buluşsak, buraya gelmeseniz. Çünkü yetkililer 'sıkıntı doğabilir, gelmemesi isabetli olur' diyor. Bunu en üst düzeyde gündeme getirdim. 'Nedir bu? Ne yaptıklarının farkında mısınız?' diye sordum. Bunu artık söylemek zorunda kaldım. Peki bunun yapılmasına müsaade eden irade dürüst davrandı diyebilir miyiz, özgürlükçü diyebilir miyiz? Bu sıkıntılar hâlâ var.

Eksiklerimiz olabilir
- Bizim yöneticiler olarak, idareciler olarak eksiklerimiz olabilir. Bu aynı şekilde Genelkurmay'da da olabilir. Ama şu anda Genelkurmay'da Genelkurmay Başkanımız olsun, kuvvet komutanlarımız olsun, olaylara yaklaşımında bizim paslaşmamız olumlu bir şekilde gelişiyor. Eğer bu olumlu gelişmeler olmamış olsa zaten bu neticeleri almakta da zorlanırız.

Seçim biraz öne
- Seçimin tarihi de temmuz ayının mevsim koşulları sebebiyle belki biraz öncesine alınabilir. Onun dışında bir şey asla düşünülemez. Süresinde biz seçimimizi yapacağız. Yani bu birkaç hafta olur, birkaç gün olur. Bunun dışında bir şey asla söz konusu olamaz. Türkiye buna alışmalıdır. Yani biz 16 ayda bir hükümet değiştiren ilkel bir Türkiye olmamalıyız. Bugüne kadar bu böyle geldi.

12 Eylül'ün dayanağı 35. madde değişebilir
Erdoğan, 12 Eylül darbesinin dayandırıldığı madde olarak bilinen Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmetler Kanunu'nun 35. maddesinde konsensus sağlanırsa değiştirilebileceğini belirterek, şöyle konuştu: “Bütün bunları eğer bir konsensüs içinde yapmak müşterek bir çalışmayla gerçekleştirmek hakikaten olur mu, olur. Bunun için çok uzun zamana da ihtiyaç yok. Bu bakımdan her an bu gündeme gelebilir ama bu dönemde mi olur, bir sonraki dönemde mi olur bilemiyorum.”

Başsavcı nasıl söyler
Erdoğan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya'nın, “Partiler hisseder” sözüne tepki göstererek, “Eğer siz hakikaten siyasi partilere böyle bir hissiyatı demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde vermeye gayret ederseniz. Hele hele bunu Yargıtay Başsavcısı bu şekilde ifade ederse... Burada düşünmemiz gerekir. Yargıtay Başsavcısı ortada herhangi bir şey yokken nasıl böyle bir ifadeyi kullanır? Allah aşkına yani biz bu filmi tekrar tekrar seyretmeye mecbur muyuz?” dedi.

Onun döneminde imzalandı

İÇİŞLERİ Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında 7 Temmuz 1997'de Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) protokolü imzalandı. Dönemin Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanı Korgeneral Çetin Doğan ile İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Teoman Ünüsan tarafından imzalanan 27 maddelik protokol, askeri birliklerin, “büyük toplumsal hareketler” anında vali ve kaymakam onayı almadan harekete geçmesini öngörüyor. Ak Parti İstanbul Milletvekili ve eski bakanı Murat Başesgioğlu'nun İçişleri Bakanı olduğu dönemde imzalanan bu protokole göre, ildeki polis ve jandarma, yardıma gelen askeri birliğin komutanının emrine girerken, garnizon komutanlarına da geniş yetkiler tanınıyordu. Toplumsal olaylar sırasında askerlerin sivil alanlarda istihbarat çalışmasına da protokolde yer veriliyor. Ak Parti Hükümeti döneminde EMASYA protokolünün çeşitli yasalara aykırı 11 maddesinin bulunduğu belirtilmişti. Protokolünün iptali yönündeki çalışmalara İçişleri Bakanlığı'nca devam ediliyor.

4-C gerekirse değişir, asla kalkmaz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da eylemleri süren Tekel işçilerinin sorunlarını çözmek için çalıştıklarını ifade ederek, “Şunu da bir meydan okuma olarak almayın ama bizi Tekel işçisi iktidar yapmadı, bizi milletimiz iktidar yaptı” dedi. Erdoğan, TRT-1'de yayımlanan “Enine Boyuna” programında bir gazetecinin, “Tekel işçilerinin beklentilerini nasıl çözeceksiniz? Bu konuda CHP Lideri Baykal'ın 'İktidarı asker değil, Tekel işçileri ***ürecek' şeklindeki sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz. Ayrıca 4C konusu kamuoyu tarafından fazla bilinmiyor. Bu konuyu açar mısınız?” demesi üzerine “4-C” konusunda samimiyetten uzak bir yaklaşımın bulunduğunu savundu.

İdeolojik yaklaşım var
Ankara'da eylem yapanların Tekel'in işçilerinin tümü olmadığına işaret eden Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: “Oraya gelenler belli bir gruptur. Ama Tekel işçileri de var. Tekel işçisi olmayan farklı sendikaların oraya gönderdiği ideolojik yaklaşım içinde olan temsilcileri de var. Daha önceki iktidarlarda olduğu gibi özelleştirmeler yapıyoruz. Bu özelleştirmeler üretimi olmayan, verimliliği düşük ve devlete yük olan yerlerde.”

Millet iyi dinlesin
İşlemlerin yaklaşık 2-2.5 yıllık bir süreci kapsadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Milletim bunu iyi dinlesin istiyorum. Kemal Bey'in (Unakıtan) Maliye Bakanlığı döneminde. Kemal Bey, şu andaki Türk-İş Genel Başkanı ve Tekgıda-İş Sendikası Başkanı, Türk-İş yönetiminden bir arkadaşla birlikte 5-6 kişi Başbakanlıktaki odamda görüştük. Bize dediler ki '6 ay müsaade edin' biz altı ay süreyle buna tahammül ettik. Daha sonra tekrar bir ricada bulundular. Bunlar fabrika falan değil, tütün işletme, yaprak işleme deposuydu. Özelleştirme yapıldı. Şu anda 2-3 ilde bir organizasyon var. Toplamda şu anda 8 bin 500 Tekel işçisi görünüyor. Bugün son gün. Yarın (bugün) bu işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları bankaya yatıyor. 2004'te biz özelleştirme nedeniyle dışarıda açıkta kalan olmasın diye 4-C olayını gündeme getirdik. Sendikalar, başta Türk-İş olmak üzere bize teşekkür ettiler. 17-18 bin kişi şu anda 4-C kapsamında maaş alıyor. 'Kapatma durumunda da bunları 4-C kapsamına alalım' dedik. Arkadaşlara 'bunun üzerine çalışın' dedim, çalıştılar. İlköğretim mezunlarına yaklaşık 750, orta öğretim mezunlarına 850, üniversite mezunlarına da 933 TL ücret verdik. Tabii bu adımlar atılırken, 4-C'ye bir işlem başladı. Enteresan olan 4-C'yi kabullenirken bizi alkışlayanlar, şimdi '4-C'yi istemezük' diyorlar.”

Hem tazminat alacaklar hem 4-C'ye girecekler
Kimsenin iş bulamadığı bir dönemde Tekel işçilerine kıdem ve ihbar tazminatlarının yanı sıra “4-C” imkanını da sunduklarını ifade eden Tayyip Erdoğan, sosyal güvencelerin de bu imkanın içinde yer aldığını söyledi. “4C” çalışmasında kıdem tazminatının sürdürülmesi konusunda sorunlar bulunduğunu belirten Erdoğan, şunları anlattı: “Son görüşmeyi söylüyorum. Biz kendilerine dedik ki, şu anda biz ihbar ve kıdem tazminatını veriyoruz. Bakanıma şunu söyledim. 'Kıdem tazminatına ara vermeden devam etme imkanı doğabilir mi' bunun üzerine çalışın dedim.
Sendika başkanına 'bir kaç gün süre verin, arkadaşlar çalışsın' dedim. Maliye Bakanımız bu konu üzerinde çalışarak yasal bir engel yoksa kıdem ve ihbar tazminatını kesmeden 4-C'ye geçiş yapılacak.”

Demokrasi adına bir miktar katlanalım
Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ankara'da gerek Türk-İş önünde yapılanlar, ana muhalefet partisi liderinin yaptıkları, diğerlerinin yaptıkları siyasette çirkin şeyler. Şu anda hukuksuzluğa orada bir yerde göz yumuyoruz. Yapılanların hiçbirisi hukuki değildir, yasal değildir ama biz demokrasi adına 'buna bir miktar daha katlanalım' dedik.”

Önlerinde bir aylık süre var
Başbakan Tayyip Erdoğan, Tekel işçilerinin önünde 31 Ocak'tan sonra bir aylık bir süre bulunduğunu dile getirerek, “Bir aylık sürece kim müracaat ederse onlar 4-C'den istifade edecektir. Etmezlerse 4-C'den istifade edemeyeceklerdir. İhbar ve kıdem tazminatı zaten banka hesaplarına yarın yatıyor” dedi.
 
Paylaşım için tşkler.
 
Geri
Üst