Hakimin Reddi

17
EXE RANK

-k1nq`LioN*

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
15 Ocak 2010
Mesajlar
17,143
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
-k1nq`LioN*
Dilekçe ve şekil şartı:

bReddi hakim talebi dilekçe ile olur. Bu geçerlilik şartıdır.ancak örneğin bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise bu dlekçede de reddi hakim talebinde bulnulabilir. Duruşmada sözlü yapılır ise mahkeme hakimi talep eden tarafa dilekçe ibraz etmesi için süre verir.
b Vekilin talepte bulunabilmesi için hakimin reddi konusunun vekaletnamede açıkça yazılı olması gerekir.
b Dilekçede hakimin isminin yazılmazı gerekir. Aksi durumda işleme konulmaz.

SÜRE

b Süre:Hakimin reddi talebi nihai karar verilene kadar yapılır.
b Dava açılmadan önce ki ret talebi her türlü itiraz ve savunmadan önce yapılmalıdır. Dava dilekçesinde talp edebilir.
b Ret sebebi yargılama sırasında öğrenilmiş ise bu durumda usule ilişkin yeni bir işlem yapılmadan önce derhal ret talebinde bulunulmalıdır.
b Dilekçe ret istenilen mahkemeye sunulur. Ret dilekçesini alan mahkeme yazı işleri müdürü dilekçenin bir suretini karşı tarafa tebliğ eder.
b Reddi istenilen hakim iki tarafın da dilekçesini inceledikten sonra talebi kabul eder ise bu durum tutanağa yazılır ve artık hakim bu davaya bakamaz.
b Reddedilen hakim bu ret talebini kendisi inceleyemez.
b Ret talebi üzerine Yazı İşleri Müdürü ret edilen mahkemeden başka aynı birden fazla mahkeme var ise ret dilekçesini var ise karşı tarafın cevap dilekçesinin ve reddi istenen hakimin cevabını hep birlikte inceleyecek olan hakime verir.

Ret talebini hangi hakim inceleyecektir ?

bRet talebini inceleyecek hakim reddi istenen hakimin aynı derecede (Refiki) olan diğer hakimdir.Yani :
Sulh hukuk « Sulh ceza Hakimi « Trafik Hakimi

Asliye Hukuk « Asliye Ceza « Kadastro « İcra Hakimi gibi,


RET TALEBİNİN İNCELENMESİ USULÜ

b Ret talebi evrak üzerinde de incelenebilir ya da duruşmalı da yapılabilir . Bu inceleyen hakimin takdirine bağlıdır.
b Yemin teklif edilemez.
b Talep olursa yada gerekli görülür ise tanık dinlenebilir
b Ret sebebi belgeye dayanıyor ise hakim bu belgeyi mutlaka incelemek zorundadır.
b Hakim karar vermeden önce reddi istenilen hakimin görüşünü de yazılı olarak isteyebilir.

Ret talebinin reddi:

bEğer ret talebi usulüne uygun yada süresinde yapılmamış ise hakim talebi usulden reddeder. Ve talep eden taraf (md 36-4) gereğince para cezasına mahkum edilemez.
bAncak ret esastan dolayı verilir ise (md 36-lV) gereğince para cezasına mahkum edilir.
bRet talebinin reddi kararı temyiz edilebilir. Ancak karar düzeltme yoluna gidilemez.

Ret talebinin Kabulü:

Ret talebini yerinde görür ise hakim talebin kabulüne karar verir, bu karar temyiz edilebilir mi?
Hakimin reddedilmesinin sonuçları:

bRet talebinden önceki işlemler geçirlidir. Ancak sonra yapılan işlemler geçerli değildir.
b Ret talebi kabul edildiği takdirde Merci Tayinine gidilir.
b Karar kesinleşene kadar reddedilen hakim bu davaya bakamaz . Acele işler hariçtir.(m 36-III)
MERCİİ TAYİNİ

b O yerde aynı yetkiye sahip birden fazla hakim var ise dosyanın hangi hakime gönderileceği nöbetçi hakim tarafından belirlenir.
b O yerde aynı yetkiye sahip birden fazla hakim yok ise dosyanın hangi hakime gönderileceği Yargıtay tarafından belirlenir. Ancak uygulamada O yer Adalet Komisyonu başkanı tarafından merci tayinine karar verilmektedir.

PARA CEZASININ MİKTARI VE NİTELİĞİ

b HUMK.nun 2494 say Kanunla değişik 36/4. maddesi; reddi hakim talebinin merci tarafından reddedilmesi halinde, red talebinde bulunanların herbirinden 1000 TL.dan 10.000 TL.na kadar para cezası alınacağını, ayrıca birden çok hakimin birarada reddedilmesi halinde para cezasının üst sınırının uygulanacağını amirdir. 14.12.1988 günü yürürlüğe giren 3506 sayılı Kanunla getirilen ek I. madde bu miktarı üç katına çıkarmış , ek 2. madde ile de ek I. madde kapsamına giren para cezalarındaki artışlar memur maaş katsayısına bağlanmıştır. 12.12.1989 gününde yürürlüğe giren 3592 sayılı Kanunla da TCK.'na 3506 sayılı Kanunla eklenen ek 2. maddede belirlenen 30 puan, 75 puan olarak değiştirilmiştir. Ayrıca, 3506 sayılı Kanunun 2. maddesi ile TCK.nun 24. maddesindeki hafif para cezasının alt sınırı 5000 TL. olarak tesbit edildiğinden, esasen hafif olan HUMK.nun 36/4. maddesinde yazılı para cezasının da alt sınırının 5000 TL., üst sınırının 30.000 TL. olduğunun kabulü gerekir. Anılan madde hükümleri gözönünde tutulduğunda, 1993 yılı için HUMK.nun 36/4. maddesinde yazılı para cezasının alt sınırı 40.000 TL., üst sınırı ise 240.000 TL. olarak hesaplanacağına ve bir hakimin reddi söz konusu olduğuna göre 900.000 TL. para cezası hükmedilmesi doğru değildir.

bBu hesaplamaya göre 4421 sk. göz önüne alındığında 2002 yılı için bu cezanın alt sınırı 54.526.024.TL Hafif Para Cezasıdır.
b Hakimin reddi isteminin reddedilmesi halinde, para cezasının, bu talebi müvekkilleri nam ve hesabına yapmış bulunan vekile yükletilmesi doğru değildir.

İÇTİHATLAR:

b Dosya, İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1994/291 esas sayılı dosyasında, ara kararı ile Yargıtay'a intikal ettirilmiştir. Tapu iptali konulu dava, Bayat Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1977/190 esasında yürütülmekte iken, davayı yürüten yargıç 4.6.1984 günlü Yazı İşleri Müdürlüğüne hitaben düzenlediği dilekçe ile dosyaya katılan kişiyi tutukladığını, HUMY. m. 29/6 uyarınca davadan çekildiğini bildirmiştir. Dosyanın intikal ettirildiği İskilip Asliye Hukuk Hâkimi, Değişik İş 1984/55 sayılı ve 26.6.1984 tarihli kararı ile Bayat Hâkimi ( H.B. )'nin, HUMY. 29/6 uyarınca çekilmesinin yerinde olduğuna; davaya bakacak merci olarak İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tayinine karar vermiş, bu karar uyarınca dava Iskilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1984/315 esasına kaydedilmiştir. Davanın sonuçlanması ve Yargıtay'a intikalinde, Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesi 28.6.1994 gün, 1993/3558 E., 1994/8857 K. sayı ile; "... merci tayini yetkisi Yargıtay'a ait bir iştir. Çekilme üzerine bu işlemin yerinde olup olmadığını inceleyen hâkimin yetkili mahkemeyi ayrıca belirleme yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemenin emredici nitelikte bulunan bu usul kuralını dikkate almaksızın yetkisiz yerel mahkemenin kendisini merci tayin edip, uyuşmazlığa bakıp sonuçlandırması yasaya aykırıdır..." gerekçesi ile bozmuş, bozmaya uyulup dosya Yargıtay'a gönderilmiştir. On yılı aşan süre içinde, Bayat'ta davaya bakacak hâkimlerin değişmesi nedeniyle olayda, HUMY. m. 25/I anlamında "fiili veya hukuki" bir engel bulunmaktadır. Davanın Bayat Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle HUMY.nın 25. maddesi gereğince Bayat Asliye Hukuk Mahkemesi'nin merci tayinine, 18.9.1995 günü oybirliği ile karar verildi.

b Davalı ve vekili, davaya bakan hakimi 24.4.1992 günlü dilekçelerinde yazılı nedenlerle davadan çekinmeye davet etmişlerdir. Hakimi çekinmeye davetin, hakimi ret anlamında olduğu tartışmasızdır. Ne var ki, duruşma hakimi 23.6.1992 günlü oturumda çekinme isteğinde gösterilen sebeplerin HUMY. nın 28 ve 29. maddelerine uygun bulunmadığını; ancak, davalı tarafın güven duymayacağı bir karar vermektense çekinmeyi kabul etmiştir. Bu durumda, öncelikle çekinmenin yerinde olup olmadığı merciince incelenir. Çekinme kabul edilmediği takdirde, o zaman hakimin davaya bakması zorunlu hale geleceğinden, red sebepleri ancak bu halde inceleme konusu yapılabilir. Mahkemece oluşturulan kararda hakimin çekinmesine ilişkin kararın incelenmediği ve bu yönde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gözlenmiştir. Değinilen yön gözetilmeden hüküm kurulamaz.
bReddedilen hakim tarafından, red talebinin reddinden sonra yargılama prosedürüne uyulmasa bile davanın esası hakkında karar verilmiş olmakla; daha sonra dosyaya tekrar el konularak, reddi hakim isteminin incelenmesi için dosyanın Yazı İşleri Müdürlüğüne gönderilmesi usulsüz olduğu gibi, dosya kendisine gönderilen refik hakimin de, nihai hüküm tarihinden sonra talebinin esasını inceleyip sonuçlandıran kararı yok hükmündedir.
bDavalı; önce yargılamanın 9. celsesinde davaya bakan hâkimi red etmiş, red isteği yetkili hâkim tarafından incelenip yerinde bulunmayarak red edilmiş, bu karar Dördüncü Hukuk Dairesi'nce onanmıştır. Daha sonra davanın esasına bakan hâkim, yapılan keşfi müteakip davalı tarafından yeniden red edilmiş, bu istek, red edilen ve davaya bakan hâkim tarafından, davayı sürüncemede bırakma amacıyla red isteğinde bulunulduğu gerekçesiyle red edildikten sonra esas hakkında karar verilmiş; temyiz yoluna başvurulması üzerine sonraki red isteğinin öncekinden farklı olduğu, bu durum karşısında red isteği hakkında merciince bir karar verilmeden davaya bakılmaya devam olunamayacağı gerekçesiyle karar bozulmuş mahkeme red isteğinde davayı uzatmak amacıyla bulunulmuşsa reddi istenilen davaya bakan hâkimin bu isteği geri çevirebileceği gerekçesiyle direnmiştir. Hukuk genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde öncelikle hâkimin özel Daire'nin yukarıda açıklanan nitelikteki kararına karşı direnebilip direnemeyeceği tartışılmıştır. HUMK.nun 35.maddesinin 3 sayılı bendin red isteminin davayı uzatmak amacıyla yapıldığının açıkça anlaşılması halinde red isteğinin reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilmesine karar verilebileceğini öngörmüş ve bu kararlar aleyhine esas hükümle birlikte temyiz yoluna başvurulabileceğini hükme bağlamıştır. Usulün 36. maddesi ise ret isteğinin merci tarafından incelenmesi usulünü düzenlemiş ve 36/A maddesinin 2. fıkrası da merci kararının temyizi halinde Özel Dairenin bu konudaki kararlarına uymak zorunluluğunu getirmiştir. Bu zorunluluk getirilen düzenleme itibariyle 35. maddedeki hali kapsamadığı gibi; yasa koyucunun amacından hareket olunduğunda da aynı sonuca varmak gerekir; şu husus da belirtilmelidir ki az önce açıklanan gerekçeler karşında usulde boşluk bulunduğu düşüncesiyle benzetme yolu ile aksi sonucu benimsemek mümkün görülmemiştir. Bu nedenlerle mahali mahkemenin önceki kararda direnebileceği sonucuna ikinci görüşmede salt çoğunlukta varıldıktan sonra diğer yönlerin incelenmesine geçilmiştir. Özel Daire red sebeplerinin mahiyetini incelemiş bulunduğundan Hukuk Genel Kurulu'nda bu yönden de inceleme yapılmıştır: Gerçekten sonradan ileri sürülen nedenler ilk ret nedenlerinden farklı ise de dilekçede açıklanan durumlar temyiz sebebi olabilecek mahiyette bulunup davanın sürüncemede kalması söz konusu olduğundan direnme bu sebeplerle uygundur. O halde mahkemece esas hakkında karar verildiğinden işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.
bDAVA : Taraflar arasında görülen şuf'a davasının temyiz aşaması sırasında davalı taraf, 12.7.1991 temyiz günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı tarafından mahkemece davanın reddine dair oluşturulan 5.2.1991 gün ve 1989/13086 E.,1991/82 K. numaralı il*****n temyiz dilekçesinde duruşma yargıcı Hasan'ı red etmiş olup, red talebini inceleyen mercii hakimliği ileri sürülen red sebeplerinin varit olmaması nedeniyle istemi red etmiştir. Hakimin reddi konusu HUMY.nın 2. faslında hükme bağlanmış; bu talebin hangi biçim ve zamanda yapılacağı aynı Yasanın 34. maddesinde açıklanmıştır. Davada, taraflardan birinin hakimin reddini gerektiren bir sebebi davaya bakıldığı bir sırada öğrendiği takdirde, usule ilişkin yeni bir işlem yapılmadan önce derhal red isteminde bulunması gerekir. Buradaki derhal sözcüğünden amaç, Yargıtay'ın kararlılık kazanan İnançlarına göre usule ilişkin yeni bir işlem yapılıncaya kadardır. Somut olayda; davacı taraf, hakimin reddini içeren dilekçesini nihai karardan sonra ve bu kararın temyizi ile birlikte bildirmiştir. Davacının dilekçesinde ileri sürdüğü red nedenleri karardan önceki işlemlere karşı olup, bu istem yukarıda açıklandığı gibi hükmün açıklanmasından sonra yapılmıştır. Nihai karardan sonra verilen reddi hakim dilekçesinin mercice süresinde verilmediğinden bahisle reddine karar vermek gerekirken, işin esasının incelenmek suretiyle red edilmesi sonuç itibariyle doğrudur. Bu nedenle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ( ONANMASINA ), onama harcının davacıdan alınmasına, oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 20. Hukuk dairesi tarafından onanan mahkememize ait bir hüküm özetini aşağıya ekliyorum:

HÜKÜM:Yukarıda anlatılan gerekçe nedeni ile;
1-Davacı vekilinin Hakimin Reddi talebinin usul ve yasaya uygun olmaması nedeni ile hem usul hem de esastan REDDİNE,
2-Talep esastan ve usulden reddedildiği için HUMK 36/IV maddesi gereğince TCK 24 ve aynı yasanın 4421 sayılı yasa ile değişik Ek/4 maddesi göz önüne alınarak Reddi Hakim Talebinde bulunan ..….…’nın takdiren 35,591,400 TL HAFİF PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Temyiz yolu açık olmak üzere evrak üzerinde karar verildi.23.01.2002
 
Geri
Üst