Hatip Dicle: ‘Habur'da tutuklama olsaydı, çatışmalar başlayacaktı’

1
EXE RANK

~ DDOOGGUUSS `` *

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
18 Eki 2009
Mesajlar
1,029
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
~ DDOOGGUUSS `` *
DEP Milletvekili hatip Dicle'nin Habur'da savcılarla Hükümet yetkilerin anlaştığı yönündeki iddiaları gündeme bomba gibi düştü

16 Şubat 2010
hatip-dicle-habur-da-tutuklama-olsaydi-catismalar-baslayacakti--519606.Jpeg
Cem EMİR/ DİYARBAKIR,(DHA)
Açıklamayı yargının siyasallaştığını göstermek için yaptım
KAPATILAN DEP eski [COLOR=#0000ff]Diyarbakır[/COLOR] Milletvekili [COLOR=#0000ff]Hatip Dicle[/COLOR], İçişleri Bakanı [COLOR=#0000ff]Beşir Atalay[/COLOR]’ın, kapatılan [COLOR=#0000ff]DTP[/COLOR] eski Genel Başkanı [COLOR=#0000ff]Ahmet Türk[/COLOR]’e geçen Ekim ayında gelen 34 [COLOR=#0000ff]PKK[/COLOR]’lı için söz verdiği açıklamasını, “Yargının siyasallaştığını ve bir siyasi parti gibi hareket ettiğini belirtmek” için yaptığını söyledi. Cezaevinden avukatları aracılığıyla yeni bir açıklama yapan Hatip Dicle, Habur görüntülerinin Başbakan ve [COLOR=#0000ff]Genelkurmay[/COLOR] Başkanlığı’nın ‘dağdan indirme politikasına’ uygun olduğunu da iddia etti. Dicle, “Eğer gelenler tutuklansaydı büyük bir olasılıkla, bu tutum yeni bir [COLOR=#0000ff]çatışma[/COLOR] sürecinin başlamasına ve AKP’nin [COLOR=#0000ff]demokratik açılım[/COLOR] adını verdiği sürecin sona ermesine neden olacaktı” dedi.İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın kapatılan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e, [COLOR=#0000ff]Abdullah Öcalan[/COLOR]’ın çağrısıyla [COLOR=#0000ff]Kandil[/COLOR] ve Mahmur’dan gelen 34 kişinin Habur [COLOR=#0000ff]Sınır Kapısı[/COLOR]’nda, “Hakim ve savcılar ayarlandı. Geldikler gibi geçecekler” söz verdiğini ileri süren Hatip Dicle, cezaevinden avukatları aracıyla yazılı bir açıklama yaptı.PKK SAVAŞ KARARI ALACAKTI ÖCALAN ÇAĞRI YAPTI Dicle, “Bu açıklamayı yapmamdaki amacım, yargının siyasallaştığını ve bir siyasi parti gibi hareket ettiğini belirtmekti” dedi.Dicle, Öcalan için ‘sayın’ ifadesini kullandığı açıklamasında, Öcalan’ın Kandil ve Mahmur’dan gelenler için yaptığı çağrıyı, PKK’nın yeniden ‘savaş kararı’ alma ihtimalinin arifesinde yaptığını iddia etti.HABUR POLİTİKASI Abdullah Öcalan’ın, Kandil, Mahmur ve [COLOR=#0000ff]Avrupa[/COLOR]’dan grupların gelmesi için çağrı yapmasındaki amacını ‘barışa bir şans tanımak’ olarak değerlendiren Dicle açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Eğer gelenler tutuklansaydı, büyük bir olasılıkla bu tutum yeni bir çatışma sürecinin başlamasına ve AKP’nin demokratik açılım adını verdiği sürecin sona ermesine neden olacaktı. Bunu dikkate alan DTP heyeti, 15 Ekim 2009 günü İçişleri Bakanı’nı olayın ciddiyeti konusunda uyarmak ihtiyacını duymuştu. İçişleri Bakanı’nın bu görüşmeden sonra verdiği mesaj da olayın ciddiyetini kavrar nitelikteydi. Nitekim Habur’dan girişlerde de güvenlik bakımından bir sorun yaşanmadı. Bu politika Başbakan ve Genelkurmay Başkanlığı’na dağdan indirmeleri sağlama ve dağa çıkışları önleme politikasına uygundu. Habur’daki girişler objektif olarak değerlendirildiğinde [COLOR=#0000ff]Türkiye[/COLOR]’de Kürt sorunun barışçıl çözümünde hizmet eden bir niteliğe sahipti.” AYNI SAVCILAR BİZİ TUTUKLADI Hatip Dicle, PKK’lıların Habur’dan geçişi sırasında görev yapan savcıların, [COLOR=#0000ff]KCK[/COLOR] operasyonu kapsamında kendisinin ve belediye başkanlarının aralarında bulunduğu ‘tutuklama furyası’ içinde yer almasının çelişki olduğunu ileri sürdü. Dicle şöyle devam etti: “Eleştirdiğimiz kuşkusuz ki, bu politika ve o gün devletin uyguladığı politika değildir. Nitekim bu operasyonlardan sonra dağdan inişler durdu ve aldığımız bilgiye göre gençlerin dağa çıkışı yeniden hız kazandı. Devletin bu iki ay içinde izlediği politika birbiriyle tamamen çelişmektedir. Habur’daki politika doğru iken 24.12.2009 operasoynuyla başlayan ve bu gün sayıları 1500 varan legal alandaki Kürt siyasetçilerine yönelik tutuklama furyası o derecede yanlış, Kürt sorununda savaş çağrısı yapan bir politikadır. Eleştirdiğim konu budur. Benimle sayın Baykal’ın bu konuya yaklaşımı tamamen zıttır. Sayın Baykal, bu süreçteki çelişkiden nemalanmak istemektedir ki, hükümetle birlikte aynı yanlış politanın aktörleri olmaktadırlar.”
[COLOR=#0000ff]BDP[/COLOR]'den Habur açıklaması
fft16_mf519605.Jpeg
Habur'la ilgili iddialara bir açıklama da BDP Genel Başkanı [COLOR=#0000ff]Selahattin Demirtaş[/COLOR]'tan geldi.BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Habur da teslim olan PKK'lıları yargılayan hakim ve savcıların ayarlandığı iddialarına grup toplantısında cevap verdi.
BAŞBAKAN'IN ROLÜ DE ORTAYA ÇIKACAK [COLOR=#0000ff]MHP[/COLOR] Genel Başkanı [COLOR=#0000ff]Devlet Bahçeli[/COLOR] bugün partisinin grup toplandtısında konuya değinerek sert mesajlar verdi..“Bölücülükle yargılanan bir eski milletvekili yaptığı açıklama ile PKK'lıların törenle kucaklanması, serbest kalmaları için hakimlerin ayarlanması, eli kanlı canilerin gönlünün alınmasında, bütün tezgahı hazırlayanın İçişleri Bakanı olduğunu açıklamıştır. Yaşanan rezaletlerle, yaşananların sorumlusu ve yetkilisi arasında ilk andan itibaren zaten kurulmuş bulunan bu illiyet bağının şimdi ortaya çıkması şaşırtıcı değildir. Yıkım sürecinde ve [COLOR=#0000ff]terörist[/COLOR] kabul töreninde İçişleri Bakanının gerisinde, hükümetin başının rolünün de belgeleriyle açıklanması yakındır.GÖRÜŞMEYİ AÇIKLAYIN Başta Başbakan olmak üzere İçişleri Bakanı ile olaya müdahil idari, adli, güvenlik makamlarının ve memurların bu zan altında ve töhmetten bir nebzede olsa kurtulmaları ve haklarında verilecek hükmü hafifletmelerinin yolu yaptıkları yanlışları itiraf etmekten pişman olduklarını söylemekten ve milletimizden özür dilemekten geçmekte. Bizim bu aşamada hesap sorma ha
fft16_mf519604.Jpeg
kkımızı saklı tutarak İçişleri Bakanından, PKK aracılarından beklentimiz; 15 Ekim 2009 tarihinde yapılan görüşmenin kamuoyuna açıklanmasıdırDemirtaş, "Hatip Dicle'nin verdiği bilgi yanlış. Hiç bir parti yetkilimiz hiç bir hükümet yetkilisiyle savcılarla ilgili konuşmadı." dedi.
ERDOĞAN'DAN YANIT Partisinin bugünkü grup toplantısında Tayyip Erdoğan da Habur ile ilgili iddialara yanıt verdi. Erdoğan şöyle konuştu: Sayın Baykal şimdi de Habur Sınır Kapısı'ndaki iddialra sarılmıştır. İftiralardan yola çıkarak iddilarla ilgili gensoru açacaklarını söylüyor.

Gensoruda artık bu ülkede yalama oldu. Bir netice alamayacaklarına rağmen ikide bir gensoru...

Habur'daki uygulama bir ilk değildir. Oraya savcılar kanunlar dahilinde gitmiştir. [COLOR=#0000ff]İmralı[/COLOR]'dsaki ve [COLOR=#0000ff]Silivri[/COLOR]'deki yargılamalarda bunların örnekleridir. İmralı'da adliye sarayı mı var? Baykal'ın iddiları uydurma ve yalandır. Devamlı dinlendiklerini söylüyor. Türk ve Atalay görüşürken demek ki onların derin kulakları var. Atalay diyor böyle bir şey yok, Ahmet Türk aynı şekilde.. Peki sen bunu nereden çıkarıyorsun.

[COLOR=#0000ff]CHP[/COLOR]'nin cemaziyel evvelini biliriz. CHP'nin cumhuriyetçilikle uzaktan yakından alakası yok. Sadece tabelasında var. Vatandaşını makbul olan ve olmayan diye ayırmak kimsenin haddine değildir. Vatandaşın uygun olan ve uygun olmayan davranışı olabilişr. Bunun ölçüsü hukuk sitemidir. CHP'nin 40'lı yıllardaki uygulamaları vatandaşı ayırmanın en iyi örneğidir. Yandaş ve yandaş olmayan ayrımı o dönemdeki zihniyetin eseridir. CHP eğer değişömek istiyorsa bu durumunu değiştirmelidir. Ülke ve vatandaş için hayırlı olan budur. CHP oynadığı tehlikeli oyunun farkına varmalı.
DİCLE NE DEMİŞTİ? KCK operasyonunda tutuklanan eski DEP’li Hatip Dicle, yargılandığı mahkemede: Bakan Atalay, 15 Ekim’de Türk’le görüştü ve ona “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı. PKK’lılar geldiği gibi geçecek” açıklamasını yapmıştı.İDDİALARA GENSORU Dicle'nin bu idddialarına CHP ve MHP sert tepki gösterirken [COLOR=#0000ff]Deniz Baykal[/COLOR], İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Hükümet ve Başbakan Erdoğan hakkında gensoru vereceklerini açıkladı. Baykal haftasonu yapılan CHP [COLOR=#0000ff]İstanbul[/COLOR] İl Kongresi'nde şunları söylemişti: “Hâkimleri ayarladık ne demek? Hâkimleri kim ayarlıyor. İçişleri Bakanı mı ayarlıyor? İçişleri Bakanı’nı kim ayarlıyor. Kim bunlara bu ayarı veriyor. Bu ne biçim bir iştir. Olayların akışına bakınca, hukuka sığdırmak mümkün değil. ‘Ben PKK’ya üyeyim. Beni buraya Öcalan gönderdi. İşte mektubu’ diye gelen birisini [COLOR=#0000ff]TCK[/COLOR]’nın 221. maddesine dayanılarak serbest bırakılmasını ayarlama yoksa hukukun içine sığdırmak nasıl olmuştur. Bu olağanüstü vahim bir manzaradır. Ayarlama itiraf edildi. [COLOR=#0000ff]Ankara[/COLOR]’ya döner dönmez bu hükümet, Başbakan ve İçişleri Bakanı hakkında gensoru vermek öncelikli meselemiz olacaktır.”
 
Geri
Üst