İşte Gerçek Mutluluk

5
EXE RANK

AEROPOSTALE.`

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
18 Ara 2009
Mesajlar
5,401
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
AEROPOSTALE.`
üm parçalar oturmuş yerine…Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor…Bir papatya falı gibi değil mi hayatım.Çiçeği beraber koparıyoruz ama nedense hep çift yapraklı çıkıyorlar…
Öyle bir geçmişimiz var ki seninle, bu şehir şehir olalı böyle bir hatıra edinmemiştir…Ama nedense yollarımız ayrılıyor artık.
Göremiyorsun beni farkındayım.Göremiyorsun çünkü çıkmıyorum evden dışarı.Soyutlamam lazım beynimi senden yoksa sonsuza dek yara olacaksın orada en kötü huylusundan.Çok değiştin son zamanda ben gelecek diye birşey göremiyorum önümde…
Yine de üstüne düşeni yapıp gelip evimde de buluyorsun beni.Eğlenceye doyamamış o güzide öğrenci evimde.Aynı yola baş koyduğum dostlarımın evinde.Aynı sınıfta okuduğun dostumla bağlantı kurup yine odama kadar geliyorsun misafir sıfatıyla.Benim misafirim olmadığın için de sesimi çıkartamıyorum git diye.

Ancak bir sorun var ki burası mutaasıp bir mahalle.Dostumla beraber içip naralar atarak sokaktan eve girişinizi kaldırmıyorlar elbet ve uyarmaya geliyorlar siz yokken.Biriniz dostum biriniz sevdiceğim elbette laf söyletmiyorum size.
“Ya İbrahim abi, bir kere kız benim, o yüzden evden kimse ona karşı yanlış birşey düşünmez, ben de aklından geçen türde işler yapmam zaten az çok tanıyorsun beni”
O da anlıyor beni ve konuyu kapatıyor lafı Beşiktaş’ın gidişatına getirerek…Derken kapı çalıyor, evin sessiz sakini Ali açıyor kapıyı, seninle biricik dostum içeri girebilesiniz diye.
Kapı açılıyor ve içeri giri…
İçeri giriyorsunuz ihtiraslı bir şekilde öpüşerek sanki tüm dünya aşkınıza şahit olsun der gibi…
İyi ama…Nasıl…
Tamam iyi de..Bu…Neden…Neden söyleme….
Yapabileceğim tek şeyi yapıyorum dişlerimi dudaklarıma kenetleyip ısırırken kanatıyorum ve susuyorum…
İbrahim abi de dudağının bir tarafıyla sinsi sinsi bana gülümseyerek bakıyor “Hani noldu bize koruduğun adamların haline bak” der gibi…
Abi tamam görüyorum bakma bana öyle…Görüyorum ve yemin ederim ilk kez görüyorum ne nedir ne değildir ben bilmiyorum.Ve kötü olan sana bunları da söyleyemiyorum, yapabileceğim en iyi şeyi yaparak susuyorum….
Ve ikiniz sonunda odanıza geçiyorsunuz.Sırayla mutluluk nidalarınız, kahkalarınız, şakalaşmalarınız ve yavaş yavaş birlikteliğinizin sesleri geliyor odamın duvarlarına…Dayanamıyorum mutfağa atıyorum kendimi kapısını kilitleyerek ve ufak bir ekmek bıçağını alıyorum elime ekmeği bile zor kesiyor olsa da…Olmuyor…Yapamıyorum…Bıçağı tenime her değdirişimde alkolik babamın şiddetlerine karşı kendini siper eden anamın yüzü geliyor gözümün önüne…Yapamıyorum…
Kendimi sokağa atıyorum sabahın 4′ünde neyapacağımı bile bilmeden…Önce alkol bulma sevdasıyla şehrin en ücra köşelerine kadar gidiyorum…Onu da bulamayınca tren raylarından yürümeye başlıyorum kafamı öne eğip walkmanimi takıyorum kulağıma…Gelse de ışı çarpar suratıma sadece ve bana mutluluğun ışığı gibi gelir kurtuluşumu simgeleyerek alır sizden beni…Yapamıyorum…Anam sen varsın…Yapamıyorum, raylardan kendimi bir kenara atıp bir tekrar üstüne çıkıyorum…
Sabah 6 oluyor ve ben eve varıyorum…Odamda bütün eşyaları birbirine katıyorum ama sessizce hiçbiriniz uyanmayın hayatımın en farklı sabahını şanına yakışır bir şekilde yalnız geçireyim diye…
Ama bana bunu bile çok görüyorsunuz…Kapım çalınmadan açılıyor ve sen giriyorsun içeri, hani ben uyuyorumdur ya, sigara var mı diye odayı arayacaksın hesabı…
Yalnızlığımı bile çok görüyorsunuz bana ve o günden sonra her gün gözümün önünde yaşıyorsunuz mutluluğunuzu odanıza geçmek varken.Sizin yüzünüzden tüm arkadaş grubumu terkettiğim için yeni eve çıkacak arkadaşım da yok.Kaldı ki garip anam tek kişilik ev kirasını karşılayacak güçte de değil…Ya yaşamımı bitireceğim, ya okulu bırakacağım ya da her saniyesi saatlere bedel olan “sizinle aynı çatıda yaşama kavr*****n bir esiri olacağım…
Dayanıyorum tahsilim bitene kadar sizlerin cehennemden beter işkencelerinize ve alnımın akıyla o diplomayı bir şekilde alıp evime dönebiliyorum…
Şimdi belki sevemiyorum hiçbir kızı aradan uzun yıllar geçse de…Şimdi belki yarım mutlu geçiriyorum hayatımı “belki bir gün…” diye bile düşünemeden…Ama ben mutsuzluğun kralını tatmışım bu benim için cennet…Bana elimde birşey yokken mutlu olmayı öğrettiniz “Acı çekmiyorsan fiili mutluluk yaşamana da gerek yok” tarzı fukara felsefesiyle…
Ama diyorum ya…Yanımda yoksunuz ya….Ben asıl şimdi mutluyum…
 
Geri
Üst