Mehmetçik Şiirleri (Geniş)

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
Mehmetçik
Yurt pınarları gibi saf ve sadedir
Dağ rüzgarı gibi tabii Mehmetçik
Nerede doğmuştur kimin oğludur
Vatan saflarında siper Mehmetçik


Dimdik duruşuyla dağlar gibidir
Aşılmaz engeller aşar Mehmetçik
Yurduna gelecek saldırıları
Kıvrak zekasıyla çözer Mehmetçik


Kimi uzun boylu kimi kısadır
Duruşuyla gönle girer Mehmetçik
Terörün göğsüne saplar hançeri
Vatana haini sokmaz Mehmetçik.


Kararlı bakar hep onun gözleri
Düşmana dar eder yurdu Mehmetçik
Hasreti vuslatı atarak geri
Gönlünü vatana verir Mehmetçik


Bayrağının sancağının altında
Kutsal bir vazife yapar Mehmetçik
Şerefi namusu vatan uğruna
Canını ortaya koyar Mehmetçik


Meryem Öner Kıribrahim
 
Bayrak Oldu
Türk Milleti barışçı günde kasavet değil
Bir o kadar gökyüzünde yıldız bidât değil
Ak bulutlar gibi yüz değil, bin hayat değil

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Fırtına gibi esti, bayrak oldu Mehmetçik

İhanet pusu kurmuş vatan yıldızlarına
Jetler tarumar etti, felç indi dizlerine
Kaçacak yer aradı terör, dinsizlerine

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Sortiler tam isabet, bayrak oldu Mehmetçik

Sarp geçitli karlı dağlar ki, barut fıçısı
Bölücüye vurunca darbe; tuttu sancısı
Kahraman askerime rehber oldu Paşası

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Kalbur gibi eledi, bayrak oldu Mehmetçik

Yanan ışıklar sönse, aydınlanmasa gündüz
Hak uğruna cihada göz kırpmadan yürürüz
Oynanan oyun olsa da, bölünmez bütünüz

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Tüm oyunları bozdu, bayrak oldu Mehmetçik

Parolamız; birliğe, barış için yolumuz
Dış mihraklara karşı dayanacak bu omuz
Doğusu da, batısı da vatan. Bir kolumuz

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Bu vatanın bekçisi, bayrak oldu Mehmetçik

Gecenin karanlığı karla özdeş olmuş yar
Aydınlanmış ufuklar raksın ediyor diyar
Ayaz geceler zafer şarkısını mırıldar

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Güneş ile ısıttı, bayrak oldu Mehmetçik

Kin, nefret dursun hele, yeri kalsın sevgiye
Et tırnaktan ayrılmaz, bu kahpelik ne diye
Ne katil Amerika, ne Çin, vatan; Türkiye

Eksi kırk derecede yürek oldu Mehmetçik
Özütürk’ün rehberi bayrak oldu Mehmetçik


Ramazan Özütürk
 
Bu vatan her zaman yirmi yaşında
Değmesin hiç sana nazar Mehmetçik
Kutsal olan görevinin basında
Savaşı,barışı sezer Mehmetçik

Akşam olur koğuşuna çekilir
Mektup,harçlık yoksa boynu bükülür
Belli etmez göz yaşları dökülür
Dertlenir,kendini üzer Mehmetçik

Dilinde ezberdir harbiye marşı
Yükselir avazı,inletir arşı
Haftalık izinle gezerler çarşı
Zaman çabuk geçer kızar Mehmetçik

Mektup yazar Ayşe,Fatma,Hülya’ya
Cevap bekler artık bir aydan aya
Tanıtmıştır o kendini dünya’ya
Gerekirse tarih yazar Mehmetçik

Moladan molaya tüfeğin çatar
Yakar bir sigara,derde dert katar
Şafak sayar kepi havaya atar
Bazen moralini bozar Mehmetçik

Olur ise eğer bir sefer hali
Sorulmaz ondan bunun vebali
Yükseklerde uçan şahin misali
Semalarda kanat süzer Mehmetçik

Yazar tertibini gizli bir yere
Anıları sığmaz olur deftere
Bekler de yolunu gelmez tezkere
Takviminden bir gün çizer Mehmetçik

Tankçıdır,topçudur botları dizde
Koşar adım gider bayırda,düzde
Coşkun nehirlerle,derin denizde
Dalar,balık olur yüzer Mehmetçik

Piyade,sıhhiye,hava komando
Levazım,istihkam,jandarma,bando
Edirne,Kars,Tokat,İzmir’de,Van’da
Bastığı her yeri bezer Mehmetçik

Vardır emirlere mutlak itaat
Güç katar kendine yapar tatbikat
Uyanıktır her saniye,her saat
Nöbet biter,sonra sızar Mehmetçik

Bu vatan toprağı ana kucağı
Özlem ile bekler baba ocağı
Kefenidir al bayrağı,sancağı
Fışkırır topraktan uzar Mehmetçik

Çelikgün,sizlere hep hayran kalır
Terhis olup gelir sılasın bulur
Düşer bir mevzide o şehit olur
Kendi mezarını kazar Mehmetçik


Mahmut Çelikgün
 
Mehmetçik savaştan savaşa koşmuş,
Vatan.Bayrak için vuran Mehmetcik.
Çanakkaleye sor,coştukça coşmuş,
Bir Cihana karşı duran Mehmetcik

Yenilmeden mağlup olduk masada,
Ordumuz dağıldı,herkes tasada,
Ne silah ne mermi kalmış kasada,
Yoklar çemberini yaran Mehmetcik.

Her bir yanımızdan girdi amansız,
Millet için,için yanar dumansız,
Bunu hak etmedik zalim imansız,
Derdime dermanı soran Mehmetcik.

İsyanlarda dedem,anamla,bacım,
Üzülme yakında dinecek acım,
En büyük armağan özgürlük tacım,
Mazluma yardıma varan Mehmetcik.

Samsun’dan Mustafa Kemal çıkınca,
Biten umutlara ışık yakınca,
Yağan yağmur,şimşek olup çakınca,
Sakaryadan müjde yarın Mehmetcik.

Bir sabah topcunun ateşi başlar,
İnançla yerinden oynadı taşlar,
Halkımın gözünden kurusun yaşlar,
Zulmün direncini kıran Mehmetcik.

Kolordumuz dağdan aştı sırayla,
Önce böldü,sonra vurdu arayla,
Ülkem yaşayamaz böyle karayla,
Cepheyi dört yandan saran Mehmetcik

Bizden helal damardaki kan,
Atmalı düşmanı ağarmadan tan,
İşte Dumlupınar,işte Aslıhan,
Şevkle canından can veren Mehmetcik.

Yurdumdan işgali söken Mehmetcik.
Yunanı denize döken Mehmetcik.
Barşta sevgiyi eken Mehmetcik.
Şehitlik sırrına eren Mehmetcik.


Kadir Kaya
 
20 Temmuz 1974 te bir bak
Gülerek geldi şanlı Mehmetçik
Allah Allah lailahaillallah
Diyerek geldi şanlı Mehmetçik

Dünya duysun bu Türk un yiğidi
Türk oğlu Türk ün Mehmetciğiydi
Kıbrıs ta zafer yine bizimdi
Gülerek geldi şanlı Mehmetçik

Bir daha ispatladı Türk gücünü
Mehmetcik kırdı Rum direncini
Masum yavruların halkın öcünü
Alarak geldi şanlı Mehmetçik

Yürek dolu iman Kuran aşkına
Mübarek toprakta yatan aşkına
Kıbrıs ta canını vatan aşkına
Vererek geldi şanlı Mehmetçik

Türk inletti beş parmak dağlarını
Allah diyordu açmış kollarını
Rumun sarayına Türk bayrağını
Çekerek geldi şanlı Mehmetçik

Mehmetcik demedik size boşuna
Bakmadınız Rumun gözün yaşına
Makaryosun sarayını başına
Yıkarak geldi şanlı Mehmetçik

Kıbrıs ta toprağı Mehmetcik çizer
Türk e yan bakanın başını ezer
Havada kanatlı bir kuşa benzer
Uçarak geldi şanlı Mehmetçik

Turan ım bayrağım şahlana dursun
Atam mezarında rahat uyusun
Canım feda vatana vatan sağ olsun
Diyerek geldi şanlı Mehmetçik


Turan Aslan
 
Sarılır ana Mehmetçiğine doya doya
Uğurlar oğlunu 15 aylık bir yolculuğa
Çeker kokusunu sızlayan yüreciğine
Her ana bir Mehmetçik anasıdır aslında

Bazen davullarla yollanır Mehmetçik yolculuğa
Bazen ağıtlarla, ağlamalarla
Bazen davullarla gelir Mehmetçik yuvasına
Bazense ağıtlarla yollanır Mehmetçik son yolculuğuna

Oğlu emin eldedir bilir Mehmetçik anası ama
Düşünmeden edemez kuzusunu rahat mı diye
Aç değildir üşümüyordur Mehmetçik ama
Ya açsa ya üşüyorsa der ana her zaman

Ağlar geceleri Mehmetçik anası sessiz ve derinden
Oğlu gurbettedir ya duramaz yerinde
Çıkmaz görüntüsü gözünün önünden
Kokusu burnunun dibinden

Oğlu belki bir kahpe kurşunla ölmüştür ama
Duyarsınız sesini bazen feryatlar arasından
‘Şehitler ölmez benim kuzumda ölmedi’ diye
Duyarsınız ağıtını al bayraklı tabutunun başında


Hande Şimşir
 
Mehmetçik Programı
Hep coşturuyor hamı
Mutluluklar veriyor
Kanal 1’in o camı
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Yurdumuzun birliği
Çok önemli dirliği
Askerim gösteriyor
Yaşayışta erliği
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Onlarda fedakârlık
Allah’ım verme darlık
Memleketin üstünden
Yok olmalı naçarlık
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Seyredin akşamları
Kaldırıyor gamları
Türkiye’yi aşıyor
Yayılıyor namları
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Sevinç coşku konuşma
Çok oluyor danışma
El birliği içinde
Zorluğu olur aşma
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Ordumuz gururumuz
Hepsi bizim surumuz
Geçmişten geleceğe
Canlar bizim varımız
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Bölük tabur alaylar
Sevinir anne baylar
Sohbetler röportajı
İçilir o an çaylar
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Eğitim faaliyet
Seyrediyor cemiyet
Sağlık sıhhat mutluluk
Huzur veriyor evet
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
İsmi her an dillerde
İlçe belde illerde
Mertliği söyleniyor
Nöbetlerde yellerde
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Vatanın her bölümü
Göze alır ölümü
Saygı sevgi gösterin
Soldurmayın gülümü
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Gözlerini budaktan
Yardımı ister Hâk’tan
Cesareti gösterir
Ayrılmazlar hukuktan
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Ezelden kahramandır
O gerçekten yamandır
Solan ruh ve kalplere
Gerçekten de dermandır
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Duyguları sımsıcak
Sevenler bilir ancak
Hep yurt için verdiler
Göz kafa kol ve bacak
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Hakkari Siirt Mardin
Şanlıurfa Bitlis Van
Gezilir sırasıyla
Malatya Ağrı Batman
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Vatan için ölürler
Her şeyleri bilirler
Yardıma çağrılınca
Sevinerek gelirler
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Tepeler karlı dağlar
Yaylalar yeşil bağlar
İnsanı eder mutlu
Okuyan yazan sağlar
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
İdmanı yaşayışı
Sonbahar yazı kışı
Birleşip kaynaşanlar
Gözlerden döker yaşı
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Mesajlar okunuyor
Yürekler dokunuyor
Anne baba kardeşi
Mehmetçiki anıyor
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Ülkem bayrak millet bir
Böyle bilinmelidir
Kardeşlik bahçesine
Erken davran sen de gir
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Bütündür vatanımız
O yurt bizim canımız
Boş yere dökülmedi
Bayrak için kanımız
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Göğsümüz kabarıyor
Sevgi ruhu sarıyor
El birliği içinde
Yürekleri karıyor
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
Sizle gurur duyarız
Görev varsa uyarız
Hasan der millet için
Taş üste taş koyarız
Mehmetçik millet ile
Sevgisi gelir dile
 
Sensin milletimin şanlı gururu
Şerefli Mehmetçik kahraman asker
Yıldız kadar parlak ay gibi duru
Şerefli Mehmetçik kahraman asker

Bugün rahat huzur var ise bende
Evel ALLAH sonra senin sayende
Şafakla beraber kalkar erkende
Şerefli Mehmetçik kahraman asker

Peygamber ocağı kutsaldır kıtan
O ocakta görev yapmıştı Atan
Senin ile gurur duyuyor Vatan
Şerefli Mehmetçik kahraman asker
 
Sardı dağları yeşil bir cesaret
Namerdin peşine düştü Mehmetçik
Ayetten alınca kutsal işaret
Ölüm korkusunu aştı Mehmetçik

Madem çiğnendi kanunlar kurallar
O vakit çıkmaza döndü tüm yollar
İninde titredi korktu çakallar
Göğsünde imanla coştu Mehmetçik

Gözü tetiktedir, omzunda mavzer
Serhat namusudur, kanıyla çizer
Baş kaldıran varsa başını ezer
Haine bir çukur eşti Mehmetçik

Bir elinde Kuran, birinde silah
Dillerde besmele kalplerde Allah
Her kurşunda çeker ayrı bismillah
Sel olup dağlardan taştı Mehmetçik

Gabar’da yürüdü hakka bir gece
Şahadet dilinden kopan son hece
Tabutuna omuz veren binlerce
Meleği görünce şaştı Mehmetçik

Tabutlar allarla sarıldığı gün
Toprak gözyaşıyla karıldığı gün
En yüce makamın verildiği gün
Şahadete hızla koştu Mehmetçik
 
Vuralım yunanı çıkalım ava
Aldıralım onlara bizde çok hava
Yarısın ovaya yarısın dağa
Barışa gidiyor bizim Mehmetçik

İnsanlar bizim vatan bizimdir
Şehit olup orda yatan bizimdir
Hak yoluna kurşun atan bizimdir
Kıbrıs'a gidiyor bizim Mehmetçik

Güvenma ha sende galleş yunana
Güvenilmez böyle galleş Hayvana
Amerikan ingiliz Yunan Yan yana
Barışa gidiyor bizim Mehmetçik

Alıyor topların çoğunu teslim
İslamdır dinim Türk tür aslım
Bir Aşkla Yuan ın cepesin bastım
Kıbrısa gidiyor Arslan Mehmetçik

Beş Parmak dağında Kuş gibi döndük
Paraşüt Kuşandık Cepeheye indik
Semih Sancar ile zaferden döndük
Barışa gidiyor bizim Mehmetçik

Ecevit Hareket emrini verdi
Hücum botlarımız Kıbrısa girdi
Ordumuzun orada Barış tı derdi
Kıbrısa gidiyor Arslan Mehmetçik

Hüseyin im bu zahmetiçekeyim
Vurup Yunan askerini yıkayım
Ulaşada botlarını yakayım
Kıbrısa gidiyor Arslan Mehmetçik


Hüseyin Parlakdemir
 
Tarlada rençber,
Sınırda asker,
Tunç gibi gezer,
Aslan Mehmetçik.

Anası Vatan,
Babası Vatan,
Kalplerde yatan,
ASLAN Mehmetçik.

Yeldir aşar o,
Seldir taşar o,
Ölmez yaşar o,
Aslan MehmetçiK
 
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
 
U VATAN KİMİN?

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıra dağlar gibi duranlarındır
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini toprağa verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Şimşek gibi çakan, del gibi coşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir.

Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman.
Her taşı bir yakut olan bu vatan
Can verme sırrına erenlerindir.

Gökyay’ım ne desem ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil.
Sencileyin hasmı rüyada değil
Topun namlusundan görenlerindir!

Orhan Şaik GÖKYAY
 
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah

Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah

Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah

Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah

Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
 
DUR YOLCU!
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.


NECMETTİN HALİL ONAN
 
NAMAZ

İngilizin vakit vakit gemilerden, siperden..
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü.
Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden
Birdenbire gözlerime büyük bir şey göründü.

Böyle büyük görünen şey küçücük bir insandı,
Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı.

Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçerken
Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken
Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer,
Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden

Kendisine, süngüsünden bir mihrapçık kurmuştu.
Sonra onun karşısında namazına durmuştu.

Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere
Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler
Ne semada ifrit gibi, vızıldayan tayyare…
Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder

Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi,
Sanki toplar , şarapneller tehlikesiz, sessizdi!

Potinleri yanındaydı. Onun büyük saygısı
Kunduralı ibadeti görmüyordu muvafık.
Böyle temiz bit yüreğin bütün işi kaygısı,
Elbet Hakkın rızasına olmalıydı mutabık.

Kuru toprak üzerinde kundurasız kılınan
Bu namazın pek uygun bir kubbesiydi asuman

Bir ç** ona gölgesinden yapmış idi seccade
Sanki tekbir alıyordu, vakit vakit, top sesi…
Gözlerinin, sade akı beyaz kalan yüzünde
Parlıyordu, o sarsılmaz imanının gölgesi

Bir Müslüman nasıl olur, bu levhadan anladım,
Hürmetlerle yavaş yavaş sokuldum beş on adım

Başındaki kabalağın gölgesine gömülen
Süzük gözler dikilmişti o süngüden mihraba
Hakkın büyük divanında eli bağlı, dururken
Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba.

Allah Allah, bu ne yüksek bir imandır ya Rabbi
Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır ya Rabbi!
Kahramandır çünkü toplar etrafında patlarken
Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı.
Dört yanına ateş saçan, türlü türlü afetten
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı.

Onun böyle tevekkülü bana pek çok dokundu
Yüreğimi bir şey ezdi… İki gözüm sulandı.

Ey medeni İngilizler! Daha varsa getirin
İnsanları, küme küme öldürecek şeyleri…
Getirinde şu Cenneti Cehenneme çevirin.
Bak onlar korkutur mu, bir Müslüman neferi?

Bunu hala anlamıyor ne Hamilton, ne Grey
Müslüman’ı korkutamaz Allah’ından başka şey.

Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından
Sağa sola selam verdi, namazını bitirdi.
Sonra, biraz kımıldadı. Ellerini, yaradan
Tanrı’sına dua için gökyüzüne çevirdi.

Şimdi artık, Allah’ına döküyordu derdini
Gözlerini kapamıştı, unutmuştu kendini

Tanrısına karşı, boynu bükük duran bu nefer
Korku bilmez bir yiğitti…hürmetlerle eğildim
Duasına mutlak “amin” diyorlardı melekler.
Kendimi pek fazla gördüm, usul usul çekildim!

Ben giderken kulağıma değdi onun sadası:
“Allahümme salli ala seyyidina…” duası

Çekilmiştim fakat hala geriye
Bakıyordum ne yapıyor o diye
Ben merakla, böyle durup bakarken
O, doğruldu silkinerek yerinden
Tanrı’sıyla hesabını bitirdi
Süngüsünü kılıfına geçirdi
Gidiyordu… arkasından seslendim
Dönüp baktı, cevap verdi: “Efendim!”
“Uğurola acelen ne hemşerim
Biraz eğlen, gel cigara içelim”
“Yok efendi, afedersin işim var,
Öğle çokluk eğlenemem vakit dar.”
“Adam sen de, ne olurmuş, gel biraz,
Şuracıkta oturalım”
“Olamaz, sonra belki yetişemem nöbete
Buradan daha epey sürer şu tepe.
Başka vakit görüşürüz inşallah.”
“Selametle koç yiğidim eyvallah
Fakat bari, şu paketi olsun al.”
“Eksik olma tütün içmem, hoşça kal!”
Bir söz daha: “Neredesin?” “İlerde,
Kanlı sırtın önündeki siperde.”
Böyle deyip şahin gibi süzüldü,
Sanki bir aslandı çözüldü.
Kanlı sırtın önlerinde eğlenirmiş bu aslan,
Fakat bilmem bu toprağın kansız yeri neresi?
Düşmanlar da şahittir ki, seller gibi çağlayan
Türk kanıyla yoğrulmuştur bütün dağı, deresi

Sen de işte o fedakar erlerdensin ey yiğit!
Vazifen pek mukaddestir, ama durma haydi git

Adı neydi, nereliydi? Soramadım kendine
Fakat onun Türk olduğu lisanından belliydi,
Adı Mehmet, ya Ahmed’miş anlamaya hacet ne?
Oradaki yiğitlerin hepside bir halliydi.

Hepsi dindar, hepsi nazik, hepsi tosun, hepsi mert
Hepsinde de düşman kini bir onulmaz acı dert

Selam size, ey Bursa’nın, Ankara’nın, Konya’nın
Vatan için ölümleri şeref bilen evladı!
Emin olun, sizden akan bir damlacık al kanın
Elemiyle bir milletin bütün ruhu kanadı.

Şimdi hala, nerde görsem kabalaklı bir asker
Hatırıma gelir hemen namaz kılan o nefer.

Ahmet NEDİM, Kasım 1915
 
FATİHİN FEDAİ'LERİ OLARAK GELİYORUZ...
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Sen de geçe bilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleyman'dır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubat'lı Hasandan....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatihin İstanbul'u fethettiği yaştasın.!


ARİF NİHAT ASYA
 
Asker Günlüğüm



Koğuş kalk saat altıda
Tan ağarmadan başlar asker günlüğüm
Kimi evinden uzak, kimi yatıda
Hasreti yakıcı asker günlüğüm.

Sabah erkenden ilk iş mıntıka
Bazımız yenici bazımız antika
Hallerimiz uymaz oldu mantığa
Mantığımı aldı asker günlüğüm.

İçtimadan önce kahvaltı
Yemekhane binanın altı
Gün altmış ay on altı
Saymakla bitmez asker günlüğüm.

Zinde olmalı askerin kafası
Koğuşta yapılır yat yoklaması
Yoğun günün ardından iyi gelir uyku sefası
Ne rüyalar görür asker günlüğüm.

Farksızdır akşamımla sabahım
Daimi sırdaşım bir tek Allah’ım
Nöbet arkadaşım G-3 silahım
Nöbette geçer asker günlüğüm.

Güven Aydın
 
asker2mw8.jpg




Mehmetim

Aslanın ininde aslanlar gezer
Kükrerse dağları inletir mehmet
Koç yiğit yurdunda çakal ne gezer
Kükrerse bağları inletir mehmet

Vatanın uğruna sınırda yatar
Yatağı topraktır dikenler batar
Kim kimin yurdunu kimlere satar
Kükrerse sağları inletir Mehmet

Bayrağı elinde marşı dilinde
Yakışan palaska durur belinde
Kabarmış yüreği iman selinde
Kükrerse sığları inletir mehmet

Bu vatan bizimdir bizim olacak
Mehmetler itleri yurttan kovacak
Hainin başına korku salacak
Kükrerse ağları inletir Mehmet

Tarihe bir bakın oğuz boyundan
Asil soy var mı ki Türk'ün soyundan
Bıktırdı köpekler sinsi oyundan
Kükrerse çağları inletir mehmet
Fatma Aras
 
KAHRAMAN MEHMETÇİKLER

Kalplerinde vatan,sevgisi
ALLAH,ALLAH,diye çıkıyor sesi
Hangi düşman durur karşında
Rabbine inanmış yiğit mehmetçik
Aman vermesede düşmanın sana
Matemle döner çıkan karşına
Aman verme sakın asla düşmana
Ne kadar cesursun yiğit mehmetçik
Mehmetçik deyince düşman titriyor
Ezan sesi ile şaha kalkıyor
Hasmına yenilmez yiğit mehmetçik
Mahvettin düşmanı bozgun oldular
Erken pes ettirdin kızgın oldular
Türkü hep kolay lokma sandılar
Canını dişine takmış yiğit mehmetçik
İstiklal marşıyla çıkar yollara
Kayalıklar bile düzdür onlara
Layıksın sen güzel olanlara
Ebediyyen yenilgi yoktur onlara
Rabbine inanmış yiğit mehmetçik
 
Geri
Üst