Tümüyle Deyimler ;)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan By.BuRkay
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Bir elle verdiğini öbür elle almak: Bir kimseye yaptığı iyiliği, yararı, başka bir yola baş vurarak sağladığı çıkarla ödetmek."Bir eliyle verip öbür eliyle aldığını çok zaman sonra anladım."
 
Bir gömlek aşağı: Bir derece daha düşük."Sizin ürettiğiniz fındık, bizimkinden bir gömlek daha aşağıdadır."
 
Bir hâl olmak: 1. Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek. 2. Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek. 3. Kazaya uğramış olmak."Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
 
Bir hoşluğu olmak: Rahatsız, neşesiz olmak."O şiddetli kazayı görünce bir hoş oldum."
 
Bir kalemde: Birden ve toptan, bir işlem ile."Bir kalemde öde de kapat şu hesabı."
 
Bir kapıya çıkmak: Aynı sonuca varmak, aynı neticeyi vermek."Ha sen söylemişsin ha ben, bir kapıya çıkmaz mı?"
 
Bir kaşık suda boğmak: Bir kişiye çok fazla kızmak, elinden gelse öldürecek ölçüde sinirlenmek."Şu yalancı herifi her söz söyleyişinde bir kaşık suda boğasım geliyor
 
Bir kıyamettir gitmek (kopmak): Çok fazla gürültü, patırtı, telâş olmak."Alevler bacayı sarınca bir kıyamettir koptu sokakta."
 
Bir Köroğlu bir Ayvaz: Bir karı kocanın çocuğunun olmaması yahut yakınlarının yanlarında bulunmaması."Bir Köroğlu bir Ayvaz olmasak bu maaşın bize yeteceği yok."
 
Bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak: Söylenen söze önem vermemek, kulak asmamak, umursamamak."Söylediğim söz bir kulağından girip öbür kulağından çıkarsa anlamazsın elbet
 
Bir pula satmak: Bir kimseyi bir çıkar uğruna harcamak."Parayı görünce adam bizi bir pula satıverdi."
 
Bir sözünü iki etmemek: Birinin her istediğini hemen yerine getirmek."Ah benim tatlı çocuğum, bir sözümü iki etmez, hemen yapıverir."
 
Bir şeye benzememek: İşe yarar durumda olmamak, istenilen biçimde bulunmamak."Bu kadar emekten sonra bari bir şeye benzemiş olsaydı şu kapı."
 
Bir taşla iki kuş vurmak: Bir davranışla iki veya birden çok yararlı sonuç elde etmek, bir girişimle iki iş yapmak."Anladım amacını, bir taşla iki kuş vurmak."
 
Bir tutmak: Eşit görmek, eşit saymak, farklı muamelede bulunmamak."Öğretmen, sınıftaki öğrencilerin hepsini bir tutmalıdır."
 
Bir yastığa baş koymak: Evli bulunmak, acı ve tatlı günlerde birbirini desteklemiş olmak."Biz kırk yıl bir yastığa baş koyduk, nasıl unuturum onu?"
 
Bir yastıkta kocamak: Karı ve koca birlikte uzun bir ömür sürmek."Bir yastıkta kocarsınız inşaallah."
 
Bir yaşına daha girmek: Şaşılacak bir durumla, yeni bir şeyle karşılaşmak."Aman yarabbim, onu o kılıkta görünce bir yaşıma daha girdim."
 
Bit yeniği: Kuşkulu bir nokta, işin gizli kalmış, kötü ve aksak yönü."Bir bit yeniği var gibime geliyor bu işte, haydi hayırlısı."
 
Bize de mi lolo!: "Senin ne mal olduğunu biliyoruz, bize yutturamazsın ya; seni yeterince tanıyoruz, herkesi aldatabilirsin ama bizi asla" anlamında kullanılır
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst