20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Ben askerliğin her şeyden ziyade sanatkârlığını severim. ( 1912 )
Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır. Bu kalkış, elbette yerinde durmak için değil, düşmana atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer. ( 1914 )
Kumandanlar her hal ve andaki duruma karşı gereken tedbirleri tereddütsüz ve süratle almaya mecburdurlar. ( 1914 )
Herhalde askerlerimizin ruhunu kazanmak bizim için bir vazife olduğu gibi evvelâ onlarda bir ruh, bir emel, bir karakter yaratmak da Allah'tan ve Medine-i Münevvere'de yatan Cenâb-ı Peygamber'den sonra bize yöneliyor. ( 1914 )
Muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurlardan ürkmeyen eri, ürkenlerden daha az ıslatır. ( 1914 )
Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olduğu şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere nakledebilen ülke kazanır. ( 1915 )
Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle bilmelidir ki, bize verilmiş namus vazifesini tamamen yerine getirmek için, bir adım geri gitmek yoktur.
Uyku ve istirahat aramanın, bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına sebep olabileceğini hepinize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın aynı görüşte olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyeceklerine şüphe yoktur. ( 1915 )
Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamann içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir. ( 1915 )
Biz de askeriz, biz de bu orduya kumanda etmiş adamız. Türk Askeri kaçmaz, kaçmak nedir bilmez... Eğer Türk Askeri'nin kaçtığını görmüşseniz, derha kabul edilmelidir ki, onun başında bulunan en büyük kumandan kaçmıştır. ( 1918 )
Ben Türk Ordusunun yabancısı bir adam değilim; ben ordu ile küçük rütbelerden beri içten teması olan bir askerim. Ben, hadiselerin akışı ile ordunun içinde subay, nihayet komutan olarak iş görmüş ve kanaatime göre başarılı olmuş bir komutanım. Türk Ordusunu, onun faziletini, kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini bizim kadar anlayan az olmuştur. ( 1918 )
Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam, her kişisi, bilhassa subayı, komutanı; medeniyetin ve tekniğin gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek ahlâkta bir topluluktur. Şüphe yok ki temel amacı, vazifesi, düşüncesi ve hazırlığı vatan savunmasıyla sınırlanmış olan bu topluluk, memleketin siyasetini idare edenlerin en nihayet verecekleri kararla faaliyete geçer. ( 1918 )
Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa birlikte hareket ve savaşma yeteneğini temelinden kaybeder. Ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun, karışmadan önceki disiplini ve savaşma yeteneğini yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. ( 1918)
Gerçek ilim ve bilgiyi verebilecek asıl okul kıtalardır. ( 1918)
Askerler mert olur. Türk Askeri ise mertlerden daha mert ve pek civanmert olur. (1919)
Milletin bağımsızlığı tehlikeye girdiği zaman millet, ordularını kendi toplar ve yalnız bir hareket tarzı kabul eder; o da kurtuluş uğrunda sonuna kadar kanını dökmek. ( 1919)
Ordumuz hayat ve onur mücadelesinde milletin ve milletin gayelerinin tek dayanağıdır. Ordunun, kendisine verilen bu yüce vazifeleri hakkı ile başarabilmesi için sahip olması gerekli niteliklerden birincisi, demir gibi bir disiplindir. ( 1920 )
Eğer ölmek gerekirse o da yapılır. Ölmek ancak öldürmek amaç ve hedefine yönelmiş olmalıdır. Fakat öldükten sonra hiçbir gaye sağlanamayacaksa neye yarar? ( 1920 )
Gerçekte bütün amacımız bu milli sınırlar içindeki milletimizin rahatını, refahını ve bu milli sınırlar ile belirlenmiş vatanımızın bütünlüğünü korumaktan ibarettir. ( 1920 )
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatınla, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim. ( 1921 )
Türk Milleti hakikaten büyük millet. Hüner ona lâyık kumandan olabilmekte. ( 1921 )
Bu milletin evlatlarının fedakarlıkları, kahramanlıkları için ölçü bulunamaz. Erlerimiz hakkında yeni bir şey ilave etmek isterim: Kahraman Türk askeri Anadolu muharebelerinin manasını anlamış yeni bir ideal ile savaşmıştır.
Türkiye Ordusu... ölmemek için yenmeye karar vermiş olan bir milletin şeref ve bağımsızlığını savunmak olan kutsal vazifesini her türlü büyük yokluklar içinde yerine getirmeye mecbur olmuş; fakat hak ve adaletin son zaferine olan inanç, galibiyeti sağlamıştır. Sakarya Zaferi'ni kazanmak için en küçüğünden en büyüğüne kadar sevinçle çalışan Türkiye halkı ve ordusu, gerek muharebe esnasında ve gerek muharebeden sonra... bütün Doğu memleketlerinde gösterilen bu sevgiden özellikle duygulanmışlardır. Bu sevgi gösterileri, Türkiye halkının Sakarya Muharebesi'nde bütün Doğu milletlerinin kurtuluşu için mücadele ettiğini bu milletlerin de kavradıklarını ispat etmiştir. ( 1921 )
Böyle evlatlara ve böyle evlatlardan oluşan ordulara sahip bir millet elbette hakkını ve bağımsızlığını tam anlamıyla korumakta başarılı olacaktır. Böyle bir milleti bağımsızlığından yoksun etmeye kalkışmak hayal ile uğraşmaktır. ( 1921 )
Milletin savunmada kararlılığı devam ettikçe batı dünyası başka başka fikirlere yöneldiler, başka fikirlere sahip oldular. Öncelikle batı milletleri, kendi hükümetlerinden başka türlü düşünmeye başladılar. Herhalde burada bir milletin varlığını tanımak düşüncesini açığa vurdular. ( 1921 )
Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa kalkmaktır. Bu kalkış, elbette yerinde durmak için değil, düşmana atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer. ( 1914 )
Kumandanlar her hal ve andaki duruma karşı gereken tedbirleri tereddütsüz ve süratle almaya mecburdurlar. ( 1914 )
Herhalde askerlerimizin ruhunu kazanmak bizim için bir vazife olduğu gibi evvelâ onlarda bir ruh, bir emel, bir karakter yaratmak da Allah'tan ve Medine-i Münevvere'de yatan Cenâb-ı Peygamber'den sonra bize yöneliyor. ( 1914 )
Muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurlardan ürkmeyen eri, ürkenlerden daha az ıslatır. ( 1914 )
Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olduğu şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere nakledebilen ülke kazanır. ( 1915 )
Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle bilmelidir ki, bize verilmiş namus vazifesini tamamen yerine getirmek için, bir adım geri gitmek yoktur.
Uyku ve istirahat aramanın, bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına sebep olabileceğini hepinize hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın aynı görüşte olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyeceklerine şüphe yoktur. ( 1915 )
Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zamann içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilir. ( 1915 )
Biz de askeriz, biz de bu orduya kumanda etmiş adamız. Türk Askeri kaçmaz, kaçmak nedir bilmez... Eğer Türk Askeri'nin kaçtığını görmüşseniz, derha kabul edilmelidir ki, onun başında bulunan en büyük kumandan kaçmıştır. ( 1918 )
Ben Türk Ordusunun yabancısı bir adam değilim; ben ordu ile küçük rütbelerden beri içten teması olan bir askerim. Ben, hadiselerin akışı ile ordunun içinde subay, nihayet komutan olarak iş görmüş ve kanaatime göre başarılı olmuş bir komutanım. Türk Ordusunu, onun faziletini, kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini bizim kadar anlayan az olmuştur. ( 1918 )
Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam, her kişisi, bilhassa subayı, komutanı; medeniyetin ve tekniğin gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek ahlâkta bir topluluktur. Şüphe yok ki temel amacı, vazifesi, düşüncesi ve hazırlığı vatan savunmasıyla sınırlanmış olan bu topluluk, memleketin siyasetini idare edenlerin en nihayet verecekleri kararla faaliyete geçer. ( 1918 )
Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa birlikte hareket ve savaşma yeteneğini temelinden kaybeder. Ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun, karışmadan önceki disiplini ve savaşma yeteneğini yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. ( 1918)
Gerçek ilim ve bilgiyi verebilecek asıl okul kıtalardır. ( 1918)
Askerler mert olur. Türk Askeri ise mertlerden daha mert ve pek civanmert olur. (1919)
Milletin bağımsızlığı tehlikeye girdiği zaman millet, ordularını kendi toplar ve yalnız bir hareket tarzı kabul eder; o da kurtuluş uğrunda sonuna kadar kanını dökmek. ( 1919)
Ordumuz hayat ve onur mücadelesinde milletin ve milletin gayelerinin tek dayanağıdır. Ordunun, kendisine verilen bu yüce vazifeleri hakkı ile başarabilmesi için sahip olması gerekli niteliklerden birincisi, demir gibi bir disiplindir. ( 1920 )
Eğer ölmek gerekirse o da yapılır. Ölmek ancak öldürmek amaç ve hedefine yönelmiş olmalıdır. Fakat öldükten sonra hiçbir gaye sağlanamayacaksa neye yarar? ( 1920 )
Gerçekte bütün amacımız bu milli sınırlar içindeki milletimizin rahatını, refahını ve bu milli sınırlar ile belirlenmiş vatanımızın bütünlüğünü korumaktan ibarettir. ( 1920 )
Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatınla, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi nefsime en aziz bir borç bilirim. ( 1921 )
Türk Milleti hakikaten büyük millet. Hüner ona lâyık kumandan olabilmekte. ( 1921 )
Bu milletin evlatlarının fedakarlıkları, kahramanlıkları için ölçü bulunamaz. Erlerimiz hakkında yeni bir şey ilave etmek isterim: Kahraman Türk askeri Anadolu muharebelerinin manasını anlamış yeni bir ideal ile savaşmıştır.
Türkiye Ordusu... ölmemek için yenmeye karar vermiş olan bir milletin şeref ve bağımsızlığını savunmak olan kutsal vazifesini her türlü büyük yokluklar içinde yerine getirmeye mecbur olmuş; fakat hak ve adaletin son zaferine olan inanç, galibiyeti sağlamıştır. Sakarya Zaferi'ni kazanmak için en küçüğünden en büyüğüne kadar sevinçle çalışan Türkiye halkı ve ordusu, gerek muharebe esnasında ve gerek muharebeden sonra... bütün Doğu memleketlerinde gösterilen bu sevgiden özellikle duygulanmışlardır. Bu sevgi gösterileri, Türkiye halkının Sakarya Muharebesi'nde bütün Doğu milletlerinin kurtuluşu için mücadele ettiğini bu milletlerin de kavradıklarını ispat etmiştir. ( 1921 )
Böyle evlatlara ve böyle evlatlardan oluşan ordulara sahip bir millet elbette hakkını ve bağımsızlığını tam anlamıyla korumakta başarılı olacaktır. Böyle bir milleti bağımsızlığından yoksun etmeye kalkışmak hayal ile uğraşmaktır. ( 1921 )
Milletin savunmada kararlılığı devam ettikçe batı dünyası başka başka fikirlere yöneldiler, başka fikirlere sahip oldular. Öncelikle batı milletleri, kendi hükümetlerinden başka türlü düşünmeye başladılar. Herhalde burada bir milletin varlığını tanımak düşüncesini açığa vurdular. ( 1921 )