Kalbin Ağlasada Gülümse İnadına ..! Şiir Arşivi

Bugün bir başkayım...
Vakit; güzlerden kalma bir güz... İçimde bozkırlar yanıyor... En ılıman, en kırılgan yanlarım yaralanmış şimdi. Uzaklaştıkta uzaklaşıyor gibisin içimde.
Bugün bir başkayım...
Nil’imsi bir öfkeyle bölünüyor okyanuslarım. Nursuz topraklarda kalmış gibi ellerim... Bir çırpıda kopuyor fırtınalar içimde, depremlerden kalma, artçı acılar vuruyor yüreğime... Yıkık dökük, gecekondu duygular sarıyor dört bir yanımı...
Bugün bir başkayım...
Ülkeler uzaklaşıyor ayaklarımın altından..

Sen uzaklaşıyorsun...
En kırıcı gülüşlerinle uzaklaşıyorsun...
Yarım kalmış bütün öykülerim koynumda, yapayalnızım buralarda.

Sen, gidiyorsun...
Kahrolayım...
Sen...
Üstelik biliyorum...
Sen beni unutursun...
 
bataklık çamuru gibisin göğsümde
bulaştıkça dibe batıyorum
dilimde sözsüz bir ayin çırpınıyor
ellerimde kent yaraları
sevmiyor beni yalnızlığım
ama terketmiyor da..
bir makas gibi ruhumda
açık unutulmuş..

hiç bir şeyim ben
geç benden..
 
--------------------------------------------------------------------------------

"gün doğarken yıldızlar söner de belli olmaz göz kırptıkları.."


u
n
u
t
m
a

unutmuş gibi
rol kes..
üç kağıtçılık yap,
kart çek
hile kondur
sakın unutma
aralarda kandır beni
hatta feyk at..
"ama"
unutma
"hiç""
unutma
"hep"

unutma
 
üç küçük kelime bıraktın
avucuma tutuşturduğun küller altına
balyoz gibi
ok gibi
şimşek gibi düştü yüreğime
kahır gibi bir geceydi o..
beterin beterine inat
intihardan bir boy büyük hasretini
kendi içime kustuğum
üç küçük kelime bıraktın ardında
kırk yıl uğursuzluk
asırlar boyu kurak gözler
katran gecelerde zift gibi bir hayat
deli gömleğimin iç cebinde kalmış
binlerce kere bakmaktan aşınan resmin

üç küçük kelime'n

"seni hiç sevmedim " olsaydı keske
"seni hep seveceğim " yerine..



benden gitmekle bu gece
kendinden gidiyorsun oysa
 
sensiz biten koca bir yıl
diyeceklerim vardı daha
yalan, yanlış , dolu , boş, saçma
ne olurdu biraz daha kalsaydın
sırtımı duvara dönüyorum uyumaya yakın
buz gibi sensizlik beni ısıtan
her gece aklımdasın
her gece uykumdasın
sanki seni düşünmezsem uyumaya yakın,
ayıp edecekmişim gibi bir his doluyor içime
ve benhiç bir gece ayıp etmedin sana..
diyeceklerim vardı daha..
yemek yerken, yoldayken, gülerken,
çok şey diyecektim çok..
koca bir sensizlik..
ve manasız geceler bana kalan
bütün ihtimallerin kapısı sımsıkı kilitli
kilit üstüne de sürgüler çekildi..
dönmezsin ki
diyeceklerim var dı daha..
gitme diyecektim misal..
evet..diyebilseydim en çok gitme diyecektim..
olmadı..önümde her geçen gün büyüyen sensizlik
ardımda diyeceklerim..
diyecektim, gitmeseydin..
gittin..
bir sene daha gittin..
 
Yokluğun kadar hissediyorum varlığını
Beni hissettiğin kadar yoruluyorum seni sevmekten
soğukluğun söndürdükçe yürek yangınımı,
sözlerin şah çekmeden mat ettikçe beynimi,
Çırpındıkça batarken umursamazlığının denizinde
Sonunu görüyorum başlayamadığım sevdanın
Bir çiçeğin tabiata seslenemediği gibi,
haykırıyorum seni sevdiğimi Susarak...
Hiçbir yere ulaştıkça daha bir seviyorum seni
Toprağın altında tohum sana olan aşkım,
çaresizliğimin gözyaşlarıyla suluyorum ama
Bakışının, gülüşünün güneşi olmadan
Açamıyorum sevgimi sana.
Bir çığ altında kalıyorum, seni gördüğüm her rüyadan uyandıkça
Aslında baktığım her yerde gördüğüm kadar uzaksın bana,
kokladığım her çiçekte hissettiğim kadar daha da yalnızım şimdi,
okuduğum her dua kadar savunmasız kalbim
Dönüşü olmayan bir yolun son durağında indirdim, İçimde biriktirdiğim sevgi sözcüklerini
Ruhumdan akan çürümüş bir isyan bulandırdıkça umutlarımın rengini,
İntihar kokmaya başlıyordu bütün güller.
Artık son sözlerini söylüyordu hayat,
son kozlarını oynuyordu mutluluğa karşı..
Varsın olsun,
Ben bir ölüme gülerim, bir gülüme ölürüm...
 
Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git
Ayrılık dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git

Gidersem bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileyeceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git
Bu romanda biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudakların git
 
kimse bilmiyor
kelimelerin bittiği yerde
yalnızlığım başlıyor
her hayal kendini bitirir ya bir tanem şehre uyan desem
yüzümde gece doğuyor

kaç yaşında olduğum belirsiz bir sen vaktindeyim
uykum yok
gözlerinden dehlizler yaratıyorum
partizan kaçışlarıma inat
bu gecenin üvertürü
epeydir salınan gerçekler
onu da üç kuruşa tavlarım nasılsa
linçe hazırlanırken sözler
satır aralarında felç oluyorum
entrikalar kuruyorum
isteklere bilenirken
üçbuçuk atan acemi gönlüme

kılavuzlar harf başı ilerlerken
sanat kaygısı gütmeden
en zor soruyu yazıyorum
'sahi ben senin neyindim..'

şehrim''de
gerçeklerle yüzleşme cesaretini kendimde gösterdiğim şu anda
hayalleri zorlamanın anlamı kalmıyor
 
Tenime dokunurken bıraktığın izleri görünce..
Yüreğimde can çekişmeye başlar birşeyler..
O an..
Hani sıcak nefesinle tenimi yaktığın an..
Hani giderken öpüşündeki "ELVEDA" nın bedenimi üşüttüğü an..
İşte o an..
Bütün mahremiyetimle..
Herşeyden esirgeyişimle..
Yüreğimin en yanan yerinde..

-Saklarım seni..

VE aklıma düşersin ..
VE ben yine..
 
[FONT=Century ***hic]HaLa Küçük ßir Kız Çocuğuyum
HaLa Yüksék Sésé KırıLır HaLa KoLumu Sértçé Tutarsan AğLarım
ßana PahaLı ŞéyLér ALma ELma Şékériné ßayıLırım
Né OLur Tut ELLérimi
YaLnızLıktan Korkarım Çok Canım Acıyor SöyLé Géçér Mi?
Né Kadar ßüyüméLiyim[size=medium] ? [/SIZE]
Uyusam ßitér Mi ? ßu GözyaşLarı ßaLıkLara Yétér Mi?
Küçük Dünyam ßu Sarsıntıya Dirénir Mi ? [/FONT]
 
Eskiden
Eskiden buralara güneş doğardı
Kuş seslerini kessen
Kuşlar kızardı
Yüzümde tebessüm bahardı
Senli şarkılarım vardı benim
Bir gittin
Gidişinle yağmur ağladı
 
Yalnızken tanıdım ben seni
Tıpkı senin yalnızlığın gibi
Her şeyi bırakıp tutmak isterim ellerini
Ne olur itme şu masum kalbimi
 
Gitme… Kalırım ardından
Bir adada; kulede hapis bir sevdalı!
Uzatırım gözyaşlarımın sicimini sana doğru;
Güneş’in battığı yere…

Belki de ulaşır sana,
Değer belki o sıcacık yanağına
Ve düşer o gül bahçesi gamzelerine
Bir yağmur damlası gibi…

“KAL! ” desem de;
Biliyorum geldiğin gibi sormadan gidersin!
Kalır bende bir gölge senden yadigâr.
Kokun kalır imbatın koynunda
O körfez vapurunda,
Benim ise dar zamanlara mahkûm
Sevda sözlerim boğazımda…

Susarım!
Sanki zaman durur,
Durur Dünya.
Üç kelime dökülür dudaklarımdan ardı sıra;
Son bir nefesle:

“Yaşayamam Sensiz… Gitme…”
 
Sen bu şiiri okurken
ben
bu şehirden gitmiş olacağım
artık ne özlemimi duyacaksın bıçak yarası
ne de telefonların çalacak gece yarısı

seni sana
beni
beni bir akıl hastanesine bırakıp bırakıp gideceğim
nasıl sa ]
nasılsa kavuşamadım sana
nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım
nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu
ve nedense
bütün kırmızı ışıkları üztüme yaktın

artık pusulam hasreti
saatim yalnızlığı
ve takvimler sensizliği gösteriyor bana
neylersin
yolcu yolunda gerek
belki bundan sonra
belki senden sonra
adam olur bu asi yürek
dersini alır da bu sevdadan
bir daha boyundan büyük denizlere asılmaz bu yürek...
 
Acı sadece acı ...
Hani uzanırsın ya hayalinde ki ele ...
Tutunmak istersin düşmemek için...
Ama düşersin.
Çünkü herşey hayalden ibarettir.
Ne tutunacak bir el ne de sarılacak yürek vardır.
Yalnızlığınla baş başasındır
Sessiz isyanlar da kıyısında beklerken hayatın ,
gelmeyeceğini bile bile beklemek ...
Tüm kapıları kapattım .
Söz verdim yalnızlığıma ,
Bir daha canını acıtmayacağım...
 
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız
Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün art arda uyumamak
Kimse ölmesin diye
Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi 24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın
 
Yan yana ama aslında birbirlerine uzak yüzler var bu şehirde
Birlikte ama yalnız yürekler...
Seslendiğin yürekler boşsa eğer
Sana dönen sadece sesinin yankısı oluyor
Ve avuçlarında kalan cam kırığı hayaller
Birlik olunmadan kurulan yuvalar
Mutsuzca oturulan sofralara dönüşüyor...
Sinelerde binbir acı ateşten kor sızılar
Bitmişi zorlamak yersiz,olmayanı oldurmak imkansızlaşıyor
Ve artık takvimler ayrılığı gösteriyor...
 
Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, Nerdesin?
 
bir rüya içinde
gerçeğimi yaşıyorum,

gerçek içinde rüyamı...

olmasını istediğim bir rüya oluyor
ama geç oluyor
tutturamıyor vaktini..
gerçeğimle çatışıyor
ve rüyamdan vazgeçiyorum
vazgeçmek zorundayım...!

şim- di-lik...!
 
Seni Ararken...

Sen ruhumun ayrıntılarında saklanan
Adanmışlığım yoluna bir sonsuzluk boyu, yazgısal
Söğüdün aheste nehre saldığı kurumuş yaprağım ben
Sahipsizliğim bir yandan,ulaşılmazlığın bir yandan
Kalbim oltanın ucunda bekliyor bir denizkızı ile randevusunu
Aşkın ve ölümün kıyısındayım
Anlatılmaz duyguların ifadesiyim
Hergün biraz daha haramiyim...
 
Geri
Üst