Aklıma Düş/tün ~

Şu anda hiç bir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı her şeyden uzak
ve her şeyden mahrumum ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır
 
Sen benim gökyüzümdün denizim toprağımdın
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
 
Zannetme ki herşey bitti sevdiğim;
Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar
 
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
 
Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın
 
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
 
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
 
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel her yerde eşsiz
Sen yaprak sen köpük sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
 
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek daha çok sevmek günden güne.
 
Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar
Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde
Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde
Kirpiklerinde keman bebeklerinde gitar...
 
Seni görmediğim günler
Karanlıktayım katran gecelerdeyim
Cehennem misali bir yerdeyim
Bir demir nasıl paslanır bir elma nasıl çürürse
İşte öyleyim...
 
Gözleri namuslu namuslu parlar insanların
Gökyüzü inadına mavi
Yaşamak inadına güzel
Bu şehirde sen varsan...
 
Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum
Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler
Umutsuzluğum sarhoşluğum senin eserin
Senin yüzünden bu delicesine içmeler
 
Dayanmak zor yalnızlığına akşamların
Unutmak mümkün değil seni bir şarkı gibi
Ağır ağır ilerleyen bu zaman içinde
Her an bir sarhoşluktur sensizliğin verdiği
 
Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi ümit etmeyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın..
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.
 
Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
Seveni yanıltmayan sevince yanılmayan
Özlenen sen özleyen sen özleten sen
Varken doyulmayansın yokken dayanılmayan
 
Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum
 
Hani bir kelebek yakalarsın avucunun içinde....
sonra bakmak görmek istersin...
yaşıyor mu diye.....
baksan kaçacak sımsıkı tutsan ölecek.....
işte öyle birşey seni sevmek.....
 
"ASK" dedim attim icime seni ...


Unutulmuş yaralarıma tuzdur adın..Kavgadır kalbimin gözündeki fer....
Bir devrimin eskimiş yüzüyüm... Derinimde puslu ihtilaller yanmış süt kokulu sabahların eşiğinde bekleyen gece!




Bana göz kırpıyor kalabalık yalnızlığım şimdi arsızca... Fütursuzca...
Kimi nerde arayacağımı sordum mavi gözlü hüzne...

Dedi “geç! aşkı geç!...”Geçemedim....


Yedi geceyi geçtim yedi güvercin vurdum yedi yıldız biçtim yedi nehir içtim yedi dağ ezdim
yedi yemin verdim yedi gül derdim ve yedi kez titredim bakışlarının sırtında.Bir eren geçiverdi içimden o vakit.
Dedim “kimi nerde arayayım?!”

Dedi “vur! aşkı vur!..”Vuramadım...



Bir tutam hayat buldum...Kokmuştu çekilmişti bütün suları.
Unutulmuştu bütün sözler ve sanki görmek için kapanmıştı gözlerin ayağına ölüm.
Ölüm kör müydü?Bir cebinde birikmiş kan buldum kullanılmış hayatın. Alıp bağrıma bastım.
Sonra biraz daha yokladım ve bir and buldum sol dikişte. Dedim "kimi nerde arayayım?!"

Dedi “sök! aşkı sök!..”Sökemedim...


Bir şiir yazdım kalbine. İçinde kalbin hiç geçmedi. Bir çığlık çığırdım utancın yüzüne.
Karanlık çatladı. Kalbin ıssızlığına yağmur gibi düşürdüm şimşekleri ve gözlerime çark ettim karabasanları.
Bir elimi sana verdim ötekini aramadım bile.
Bir yangın geçiverdi yamacımdan. Dedim “ kimi nerde arayayım?!..”

Dedi “ kır! aşkı kır!..”Kıramadım...


Eşkiya bir kahır biçti ömrümü sonrasında canhıraş kavgalar..Küskün ölümler...
Aynı yollardan geçtim.
Farklı sehpalarda idam edildimve unutmanın en deli yükünü taşıdım ben sözlerinin kahpe yüzünde!!!




Yalanın ve ihanetin insafsızlığı bendeydi...
Benden soruldu uykusuzluğun yük olduğu gecelerin hesabı!




Aşkı geçemedim vuramadım sökemedim kıramadım!!!Kendime kaldım... Kendimi topladım... Tuttum elimden... Bağladım gözlerimi...


“aşk!”Dedim attım içime seni...


Sonrası kimsenin kalbini meşgul etmeyecek kadar basit:İçimde bir sen aşk içinde...
İçimde bir ben bir sen içindeİçimde bir biz bin hiç içinde...




Sırrın kalemine perde indirdim ve ben bir kez daha ye-nil-dim!!!
Alıntı.
 
Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince
Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün
Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine
Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün...


Ahmet Telli.
 
Geri
Üst