Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
beklemek kadar acı anlamak kadar zor
nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
yok karşılığı yüzünün herkesin
ilk aşkına benzeyen yakınlaştıkça
imkansız uçurumlarnedensiz
hayatların o büyük acısı gibi
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
yakınlaştıkça imkansız uçurumlar
nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
yok karşılığı yüzünün
Gitmek istiyorsun öyle mi sevdiğim
Sen söylemesende gözlerin söylüyor
Git bir elveda yeter bana
Bir hoşça kal çok bile git
Boşver beni düşünme sen
Sanma sen gidersen yaşayamam
Sanma sen gidersen üzülürüm
Sanma sen gidersen ben ölürüm
İlk ve son ayrılan biz değiliz
Dudaklarıma seninkinden önce
Kaç kırmızı dudak değdi bilirmisin
Ve senden sonra kaç tane değecek
Merak etme ayrılık çok zor değildir
Unutulur zamanla herşey git
İşte kapı çık herşeyi bitir
Git ardında herşeyi ***ürşimdiden alıştım bak sensizliğe
Bakmıyorum gözlerine birkaç dakikadır
Ve tutmuyorum elini uzun zamandır
Merak etme kızmıyorum sana
Dostuz biz sonsuza kadar
Git artık git ne olursun
Ağladığımı görmeni istemem
Erkekler ağlamaz derdin
Ama gideceğini söylemedin
Ne söylesem boş
Ne söylesem yalan
Ne söylesem anlamsız
Ağzımdan çıkan birkaç söz
Hepside sensizliğin sarhoşu
Git desemde sana sakın inanma
Üzülme diye söyledim
Ağzımla git desemde sana
Kalbim ağlıyor ardına
Bakamıyorum gözlerine
Sırf sen üzülme diye
İlk sözünü hatırladınmı
Ayrılmayacağız
Şimdi ne oldu bilmem
Ben seni böyle seviyorken
Git herşey değişmeden
Arkana bakma git
Elveda demenede gerek yok git
Git eğer anılarımızı unutabilirsen
Git gözyaşlarını tutabilirsen
Git yaşamadık seninle diyorsan
Git git git artık
Gözyaşlarım engel olmasın sana
Ben alışkınım yalnızlığa
Ve ben alışkınım acılara
Ben ve sensizlik duygusu yanyana
Git diyorum sana sakın geri dönme
Beni bu halimle sakın görme
Kalbinin sesini dinleme git
Alışırım yalnızlığa
Yanımda sen olmasanda..
Meğer seher yelleri de kırarmış başakları
Umutlar da hep hanımeli açmazmış.
Düşünceler sarıp sarmalarmış solmuş baharları.
Anılara küskün görüntülerde yaşarmış meğer düşler
Ve geceler hep yıldızları gizlemezmiş koynunda
Hasretlere tutsak olurmuş karanlığın kolları.
Meltem değilmiş tüm rüzgarların ismi meğer
İsmi martı değilmiş
Beyaz olan tüm kuşların.
Sırlar taşımazmış gündönümleri uzaklara her zaman
Kolay değilmiş her bilmece
İri sorular varmış yüreklere saplanan.
Nankör diye haykırırmış
Saatler her geçen an'a
Meğer arkadaş değilmiş akreple yelkovan.
Ağacın dalında filizlenirmiş meğer sevda
Yalnızlıkmış kökleri
Ayrılıkmış derinlere uzanan.
Şimdi sanma yalnız senin gözlerinde geziyor nemli bulutlar
Yalnızlık doruklarından çığ gibi yıkıldığında
Erkekler de ağlarmış inan
Olsa da göz pınarları ıslanmadan
Soğuk iliklerime kadar işliyor
Acımasız Ankara akşamları da koyuveriyor tüm ağırlığını...
hissettirmeden bu sensizliğin üstüne.
Burnumda hafif bir kızarıklık sezinliyorum.
Damarlarımdaki kan soğumakta sanki.
Acımasız Beytepe ayazlarında çaresiz ve harap...
Üşüyorum.
Üşüyorum diyorum sana gülyüzlüm üşüyorum
Yüreğimdeki sıcak duygularla ayakta duruyorum bu karlı havada
Senin aşkının ateşiyle çözüyorum ellerimdeki buzları.
Üzerimdeki mont dahi ısıtmıyor vücudumu.
Ürkekliğim çiçek açıyor bir kardelen misali düşüncelerimde.
Yalnızlığım çat-kapı yapıyor hazırlıksız yakalanıyorum.
Sonu belirsiz düşünceler içinde çalkalanıyorum gültanem...
Durulamıyorum bir türlü.
Dizlerim tutmaz oluyor gözlerim görmez...
Dizelerim yalnızlık kokuyor sözlerim sükût...
Sana böylesine muhtaçken yanımda bulamamak acı koyuyor bana.
Artık gel tut ellerimden düşüyorum.
Kar yağıyor buralara sımsıkı kucakla beni üşüyorum...
Çok üşüyorum!
Bir hüznün kıyısında çalıyorum kapını
Sessiz ürkek biraz da yorgun...
Bekliyorum...
Kapının önünde bir sesleniş mesafesindeyim sana
Kulakların tıkalı...
Buradayım.
Zamanım az sevdam bitkin çığlığım dilsiz.
Bekliyorum.
Yüreğin hangi limanda umarsız?
Hangi sevdaya açıldı kucağın uzak?
Bir ümit bu bendeki.
Küçük bir fısıltıda akıyorum gönlüne
Duyup duymaman da değil önemsediğim
Kapıyı arala yeter.
Üşüyorum dışarıda!
Üzgünüm sevgilim
Artık gözyaşlarım
Sen yoksun diye
Nisan yağmurları gibi
Akmayacak
Ve gözlerim
Sensiz yollara bakıp
Dalmayacak
Artık gözyaşlarım
Sensizliğe değil
Seninle sensiz yaşadığım
Günlere akacak
Ve gözlerim
Sen yanımdayken bile
Bakmadığın gözlerim
Bir daha hiç ama hiç
Sana bakmayacak
nerden gördüm seni nerden güvendim
susturdum şarkı sözleriları seni dinledim
utandı gözlerim senden ağlayamadım
deli aşkımı sana anlatamadım
anlatamadım ağladım
anlayamadın ağladım
dünyada hep yalnız kalsam
sel olsa da iki gözüm
seni görsem ben derbeder
tekrar sana üzülürüm
kurşunlandım ben gönlümden
gülmez artık o şen yüzüm
terketsem bu sokakları
delirmeden üzüm gözlüm
delirmeden üzüm gözlüm
sor ben nasıl sevdim yaren gecelere
şu aşk savaşında bir sana yenildim
eski seni görmez oldum gözlerinde
gözyaşlarım bana senden hediye
bitirdim ben beni sen diye diye
bitirdim ben beni yar diye diyeee
ben senin yüreginde ..
sen bende...
günes en parlak..
yildizlar gizlenmekte..
askim..
hergün dönemecinde..
ismin bir dua gibi
yüregimde...
***
Yağmurlar yağar senden ayrıldıktan sonra içime
Hüzünlü düşünceler sel olur akar bedenime
Hani ellerin gözlerin hep yanımda olacaktın sözlerin nerede?
İşte yürüyorum yine yalnız bu caddelerde
Sensizken ne bir insan sıcağı hissederim bedenimde
Ne de bir huzur şu tutsak yüreğimde.
Yağmur şimdi artık gözlerimde...
Öğrendiğin her şey
susup arkanı döndüğün
yenildiğini unutup
güzelliğini sonuna dek yaktığın herşey
seni senden kurtarmıyorsa
ne anlamı var hayatının sana sevgili...
Masumiyetin kimi zulümden kurtardı söylesene
Hem bu arzuda onun adı bile geçmez...
İstikbalin sıradan bir ayrıntı
bu telaşta
Ne yapsan göğsünde hayatına yabancı bir zaman
birikiyor...
Borçlu değildin ömrüne üstelik...
Ama ne yapsan boşluğa açılan
bir kapı oluyor hayat
ne yapsan büyüyor o boşluk...
Ne yapsan suçlu değilsin
sadece yerçekiminden muafsın...
O derin ıstırabınsa
seni hayata alışmaktan koruyor sadece...
Oysa bu bile umurunda değil...
Geleceğin ellerinde sıcaklığı üşüyen
bir mum sadece... Gördüm...
Geleceğin ellerine yapışan o soğukluk...
Durmadan ömrüne yapışan bu gerçeği soluyorsun sen...
Durmadan o aşkı soluyorsun...
Durmadan ciğerlerini yakan o büyük soğumayı..
Hava kararmıştı
yağmur yağıyordu
dudakları sımsıcaktı
elleri üşüyordu
bir öptüm
bir daha öptüm
kimseler görmedi öpüştüğümüzü
yağmurdan başka
iki gözüm çıksın
şimdi ne zaman yağmur yağsa
utanıyorum...
Alıp kollarıma uçsam sonsuza
Sevdan yakıt kanatlarımda
Sonunu gizeminde
Bilinmeyenin denkleminde
Yıldızların üstünde
Evrenin ötesinde
Durmadan yol alsam
Sen oldukça gönlümde
Sen canımsın..
En sert esen rüzgarlardan daha soğuk..
En ılık yağan yağmurlardan daha cana yakın..
Ve ben ağlıyorum gecenin bir yarısı..
Korkuyla uyanıp annesinin kolları arasına giren bir çocuk misali..
Korkuyorum kaybolup gidersin diye ellerimin arasından...
İşte bu yüzden..
Sen canımsın sevdamsın vazgeçilmezimsin benim.. Ve ben sevdamı yüreğime kazıyorum..
Kanadıkça canım yandıkça daha derinlere kazıyorum..
Yüreğimin acısını hissederek kazıyorum ki
Asla beni bırakıp gidemeyesin...
Sen canımsın..
Keşfedilmemiş ülkelerin bilinmeyen coğrafyası gibi..
Ve sen canımsın herşeyimsin..
Üzerine bastığım bir avuç kara toprak gibi bana yakın..
Ben koşuyorum bir seher vakti..
Ölüme doğru giden intiharlar kadar kesin bir kararlılıkla koşuyorum..
Koşuyorum olurda benden daha hızlı gidersin
Senin hızına yetişemem kalırım bir tek başıma diye..
Korkuyorum...
İşte bu yüzden de..
Dağlara taşlara ve her yere yazıyorum adını
Ve her adımını saydırıyorum gökte uçuşan kuşlara..
Sen canımsın ve ben seni öğretiyorum gelecek yarınlara..
Adını kazıyorum yüreğimde ki isminin yanına ki..
Asla
Hiç bitmesin bu rüya
Hiç bitmesin bu sevda diye...
Elerimde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Akılmada boş sayfalar düz bir çizgi hayata dair.
Nerede kaldı akşam rüzgarı çarpsın suratıma.
Ne hatırla beni ne de üzül hayatında olmayan adama.
Ellerinde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Arkadan baktım tüm hayata akan nehir misali beli belirsiz.
Ben kendimi unuttum yalnızlığımda kaderim ile yan yana.
Çölde yürümekmiş hayat başladığın gibi bitermiş.
Ellerimde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Aklım özgür ne yaptığımı hatırlarım ne sıradanları.
Yüzyıllardır baki bu topraklar bir rüzgardır sadece ömrüm.
Tek tek yürüdüm bu yollarda iz bırakmak mı yaşamak mı özüm.
Her gece sen
Her gece sen girersin rüyalarima.
Her gece sen...
Paramparca olur uykularim.
Karanlıgın en koyulastığı yerde kapının calındığını duyarım.
Açınca soguk bir rüzgar carpar yüzüme.
Sen yoksun...
Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda bosuna arar seni.
Sen yoksun...
Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek basıma icmeliyim bu gece
Kırmalıyım kapıları evleri atese vermeliyim
Sen yoksun...
Zaman gitgide uzar..
Altmış saniye bir dakika..
Altmış dakika bir saat..
Ve sabahın olmasına daha beş saat var.
Beklemek bir çeşit ölmektir.
Sen yoksun...
Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.
Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım.
Sen uzak bir körfezde özlemli dalgın.
Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların.
Neden ay karşılardan yükseldiği zaman
Başın omuzlarımda olmasın?
Neden ellerin avuçlarımda değil?
Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?
Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor.
Bu yolların bir yerde ayrılması.
Uzayan kilometreler...
O sefil anlayışsız bakışları insanların.
Dünya o eski dünya değil
Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi.
Şu uçsuz bucaksız evrende
Ne derdimizi dinleyen
Ne de bir anlayan var sevgimizi.
İki ömür değil
İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız.
Her şey aslında başka renkte.
Vernikli eşyalar vernikli yüzler...
Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk.
Yalan üstüne yalan
Oyun içinde oyun...
Her şey bir yerde anlamsız ve boş.
Gerçek olan şimdi senin yokluğun.
Senin varlığını özledim duyuyor musun?
Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı.
Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim.
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum.
Seni soruyorum gelip geçene 'Görmedik' diyorlar.
Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar.
Volkanlar tutuşuyor
Ormanlar yanıyor içimde.
Her gece milyonların uyuduğu bir anda devler uyanıyor içimde.
Seni düşünüyorum
Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.
Bir ışık yanıyor çok uzaklarda
Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.
Şimdi umutlarım varılmaz uçurum diplerinde
Korkunç karanlık mağaralarda hayallerim.
Derin bir kuyudan su çekercesine
Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.
Sen her zaman olduğun gibi
Yine o en güzel en değerli...
Benimse ellerim sımsıcak
Dudaklarım nemli
Özlediğim her şeyimle kopup en yüksek tepelerden bir çığ gibi sana geliyorum.
Sonra dağlar çöküyor ansızın
Ağaçlar devriliyor
Evler yıkılıyor
Altında kalıyorum...
Kırık bir heykel
Parçasını arıyor her gece.
Bir şarkı sözleri notasını...
Bir tablo renklerini...
Ağaç yapraklarını...
Vazo çiçeklerini...
Ve bir kadın
Her gece yollara düşüp
Yana yakıla seni arıyor...
Mağrur gözleri ıslak
İlk defa ağlıyor bu kadın 'Gel ' diye
İlk defa yalvarıyor...
Ben her gece
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş
Seni düşünüyorum.
Ve sen o saatlerde
Benim görmediğim rüyaları görüyorsun.
Bir böcek giriyor kafatasıma...
Her gece sen
Bir cinnet gibi
Kanıma yürüyorsun...
eğer kanatlarım olsaydı
seni arardım bıkıp usanmadan
sana taşırdım bendeki kutsal emanet yüreği
dolanmadan dururdum tek sende
eğer kanatlarım olsaydı
erken kalkardım polen tozlarının arasından
tımarsız ağırlaşan başımı her gün yargılamadan
daha şimdiden provasını yapardım sana konmanın
eğer kanatlarım olsaydı
yüreğime gömmezdim şaha kalkan sensizliği
göçmen kuşlara sorardım
yorulmadan gökyüzünde sana düşmeyi
eğer kanatlarım olsaydı
silip süpürdüm seni isteyen göz yaşlarımı
meleklere sorardım Gülören
nasıl uçulur diye öbür dünyaya
ümitsizliğimin elleri boğarken boğazımı
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde
Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi.
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri ?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
Ne güzeldiler sen bilmiyordun
Ben seni seviyordum..
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu çoğalıp.
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi
Herşeyi erteliyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk
Dönemeçler geçiyor köprüler göze alıyorduk
Ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk.
Ufuk çizgisi maviydi gün batımı hep turuncu
ve kızmızıydı bütün karanfiller.
Ben seni seviyordum sen bilmiyordun..
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun
Bütün sevinçlerim bittikten sonra.
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamlarına.
Derken bir gün uzaktan gördüm seni.
Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
İşte yine aynı
Kalbimi acıttı her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun.
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir
Ya da boşver bilme en iyisi...