Aklıma Düş/tün ~

Eğer iznin olsaydı seni

bulutların gökyüzünü

sardığı gibi sarardım;

kaçsan bile rüzgarlarla bir olur

uzak yakın

diyar diyar arardım.



Eğer iznin olsaydı!?

sana gelebilmek için

gökyüzünü şimşeklerin

yardığı gibi yarardım.



Aldırmazdım senin için

edilseydim her suçtan sanık.

Aldırmazdım yeryüzü gökyüzü

olsa bile tıkanık.

Eğer iznin olsaydı yağmur gibi

çisil çisil yüreğine yağardım.



İsterse kararsın ufuklar..

isterse sararsın küllensin umutlar...

bana ne sana ne...!

eğer iznin olsaydı!?

Tek sen sevin mutlu ol diye güneşin olur

hep istediğin ufuktan doğardım.

Engel olamazdı bir bahâne.



Eğer iznin olsaydı?

sevgi ışıklarıyla

gönlüne çökelen

kesif karanlıkları boğardım

ve yüreğine yüreğimden hep sevgi sağardım.
 
Eğer iznin olsaydı seni

bulutların gökyüzünü

sardığı gibi sarardım;
..
kaçsan bile rüzgarlarla bir olur

uzak yakın

diyar diyar arardım.



Eğer iznin olsaydı!?

sana gelebilmek için

gökyüzünü şimşeklerin

yardığı gibi yarardım.



Aldırmazdım senin için

edilseydim her suçtan sanık.

Aldırmazdım yeryüzü gökyüzü

olsa bile tıkanık.

Eğer iznin olsaydı yağmur gibi

çisil çisil yüreğine yağardım.



İsterse kararsın ufuklar..

isterse sararsın küllensin umutlar...

bana ne sana ne...!

eğer iznin olsaydı!?

Tek sen sevin mutlu ol diye güneşin olur

hep istediğin ufuktan doğardım.

Engel olamazdı bir bahâne.



Eğer iznin olsaydı?

sevgi ışıklarıyla

gönlüne çökelen

kesif karanlıkları boğardım

ve yüreğine yüreğimden hep sevgi sağardım.
 
Yoksun sevgilim gece yarısı sensizim
Serp saclarını rüzgara sen yoksun
Bırak onlar gelsin siyneme koyver
Gecende ay ışığı ek*** olmasın

Kokladıgın gülde bülbül konmasın
Ben feleğe dert yanarım senden yana
Sen yaşa benim yerime gül gülümse
Daglarda gazel yakarım karalar baglarım

Geceyi yırtarım gözlerime düşer ay
Gece kuşları susar ben susmam doğarım geceye
Yüreğime sen düşmüşsün bedenim dizlerime
Ruhumu terk etmiş bedenim

Dağlara kar yağmış derdimdemi
Isıtanım sen olmayınca kalbimi
Buz kaplasa ne cıkar neye yarar
Sevdağlım yanımda olmayınca

Sen gül gülümse meleğim
Ben dert yanarım feleğe senden yana
Mutluluğun göz bebeklerine yansısın
Ben dert yanarım senden yana
 
Uzakta bir yıldız kaydığında
Yüreğin deli gibi çarptığı anda
Korktuğun zaman unutulmaktan
Bilki ben seni düsünüyorum...

Kendini yalnız hissettiğinde
Tüm hayallerin kaybolup gittiğinde
Içindeki son umutta bittiğinde
Bilki ben seni özlüyorum...

Hiç nedensiz yere üzüldüğünde
Deli ğibi ağlamak istediğinde
Yaşlar dolunca o güzel gözlerine
Bilki ben seni anıyorum...

Başkaları seni kırdığında
Beni en çok arzuladığın anda
Kalbindeki sızı durduğunda
Bilki ben seni istiyorum...
 
Gözlerine bir baktım.
Bakınca da sana taptım.
Ellerimle tutmuşken bıraktım.
Seni çok sevdi gönlüm kahve gözlüm.

Düşün biraz maziyi.
Hatırla sana olan sevgiyi.
Hiç mi istemiyorsun görmeyi.
Seni çok sevdi gönlüm kahve gözlüm
 
Sadece ben uyanmalıyım yaz gecelerininin sabahında..
Ben uyuyakalmalıyım tatlı anılarını dinlerken..
Delice vuruldugun gözlerin icin nefes almayım sadece
Rüzgarda dagılan saclarını sadece ben düzeltmeliyim..
Ben bilmeliyim dudaklarındaki ıslak öpücükleri atesini
Ve sadece ben silmeliyim gözbebeklerindeki gözyaslarını..
Ve sadece ben sevmeliyim seni delicesine..
Senin sevmenin bedeli Cehennemde sunulsa bana..
Ben sadece senin için ölmeliyim
 
Bir damla suya hasret
Kurumus bir dal gibiyim sensiz...
Dalgalara kapilmisküreksizdümensiz
Bir sal gibiyim sensiz...

Dinle sevdicegim gözbebegim tatli dillim
Bu belki de sana son seslenisim .
Al al beni tut elimden al yanina.
Sar sar beni sar beni acilarla...

Çok uzaktan gelen bir ses
Sanki senden haber gibi bana...
Aksam vakti dönen kuslar
Sanki benden cevap gibi sana

Dinle sevdicegim gözbebegim tatli dillim
Bu belki de sana son seslenisim .
Al al beni tut elimden al yanina .
Sar sar beni sar beni acilarla.
 
Senin sana rağmen bir yüzün varrrr
herkesin ilk aşkına benzeyen
beklemek kadar acı anlamak kadar zor
nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
yok karşılığı yüzünün herkesin
ilk aşkına benzeyen yakınlaştıkça
imkansız uçurumlarnedensiz
hayatların o büyük acısı gibi

Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
yakınlaştıkça imkansız uçurumlar
nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
yok karşılığı yüzünün
 
Gitmek istiyorsun öyle mi sevdiğim
Sen söylemesende gözlerin söylüyor
Git bir elveda yeter bana
Bir hoşça kal çok bile git
Boşver beni düşünme sen
Sanma sen gidersen yaşayamam
Sanma sen gidersen üzülürüm
Sanma sen gidersen ben ölürüm
İlk ve son ayrılan biz değiliz
Dudaklarıma seninkinden önce
Kaç kırmızı dudak değdi bilirmisin
Ve senden sonra kaç tane değecek
Merak etme ayrılık çok zor değildir
Unutulur zamanla herşey git
İşte kapı çık herşeyi bitir
Git ardında herşeyi ***ürşimdiden alıştım bak sensizliğe
Bakmıyorum gözlerine birkaç dakikadır
Ve tutmuyorum elini uzun zamandır
Merak etme kızmıyorum sana
Dostuz biz sonsuza kadar
Git artık git ne olursun
Ağladığımı görmeni istemem
Erkekler ağlamaz derdin
Ama gideceğini söylemedin
Ne söylesem boş
Ne söylesem yalan
Ne söylesem anlamsız
Ağzımdan çıkan birkaç söz
Hepside sensizliğin sarhoşu
Git desemde sana sakın inanma
Üzülme diye söyledim
Ağzımla git desemde sana
Kalbim ağlıyor ardına
Bakamıyorum gözlerine
Sırf sen üzülme diye
İlk sözünü hatırladınmı
Ayrılmayacağız
Şimdi ne oldu bilmem
Ben seni böyle seviyorken
Git herşey değişmeden
Arkana bakma git
Elveda demenede gerek yok git
Git eğer anılarımızı unutabilirsen
Git gözyaşlarını tutabilirsen
Git yaşamadık seninle diyorsan
Git git git artık
Gözyaşlarım engel olmasın sana
Ben alışkınım yalnızlığa
Ve ben alışkınım acılara
Ben ve sensizlik duygusu yanyana
Git diyorum sana sakın geri dönme
Beni bu halimle sakın görme
Kalbinin sesini dinleme git
Alışırım yalnızlığa
Yanımda sen olmasanda
 
Meğer seher yelleri de kırarmış başakları
Umutlar da hep hanımeli açmazmış.
Düşünceler sarıp sarmalarmış solmuş baharları.

Anılara küskün görüntülerde yaşarmış meğer düşler
Ve geceler hep yıldızları gizlemezmiş koynunda
Hasretlere tutsak olurmuş karanlığın kolları.

Meltem değilmiş tüm rüzgarların ismi meğer
İsmi martı değilmiş
Beyaz olan tüm kuşların.

Sırlar taşımazmış gündönümleri uzaklara her zaman
Kolay değilmiş her bilmece
İri sorular varmış yüreklere saplanan.

Nankör diye haykırırmış
Saatler her geçen an'a
Meğer arkadaş değilmiş akreple yelkovan.

Ağacın dalında filizlenirmiş meğer sevda
Yalnızlıkmış kökleri
Ayrılıkmış derinlere uzanan

Şimdi sanma yalnız senin gözlerinde geziyor nemli bulutlar
Yalnızlık doruklarından çığ gibi yıkıldığında
Erkekler de ağlarmış inan
Olsa da göz pınarları ıslanmadan
 
Soğuk iliklerime kadar işliyor
Acımasız Ankara akşamları da koyuveriyor tüm ağırlığını...
hissettirmeden bu sensizliğin üstüne.
Burnumda hafif bir kızarıklık sezinliyorum.
Damarlarımdaki kan soğumakta sanki.
Acımasız Beytepe ayazlarında çaresiz ve harap...
Üşüyorum.

Üşüyorum diyorum sana gülyüzlüm üşüyorum
Yüreğimdeki sıcak duygularla ayakta duruyorum bu karlı havada
Senin aşkının ateşiyle çözüyorum ellerimdeki buzları.
Üzerimdeki mont dahi ısıtmıyor vücudumu.
Ürkekliğim çiçek açıyor bir kardelen misali düşüncelerimde.
Yalnızlığım çat-kapı yapıyor hazırlıksız yakalanıyorum.
Sonu belirsiz düşünceler içinde çalkalanıyorum gültanem...
Durulamıyorum bir türlü.
Dizlerim tutmaz oluyor gözlerim görmez...
Dizelerim yalnızlık kokuyor sözlerim sükût...
Sana böylesine muhtaçken yanımda bulamamak acı koyuyor bana.
Artık gel tut ellerimden düşüyorum.
Kar yağıyor buralara sımsıkı kucakla beni üşüyorum.
Çok üşüyorum!
 
Bir hüznün kıyısında çalıyorum kapını
Sessiz ürkek biraz da yorgun...
Bekliyorum...
Kapının önünde bir sesleniş mesafesindeyim sana
Kulakların tıkalı...
Buradayım.
Zamanım az sevdam bitkin çığlığım dilsiz.
Bekliyorum.
Yüreğin hangi limanda umarsız?
Hangi sevdaya açıldı kucağın uzak?
Bir ümit bu bendeki.
Küçük bir fısıltıda akıyorum gönlüne
Duyup duymaman da değil önemsediğim
Kapıyı arala yeter...
Üşüyorum dışarıda!
 
nerden gördüm seni nerden güvendim
susturdum şarkı sözleriları seni dinledim
utandı gözlerim senden ağlayamadım
deli aşkımı sana anlatamadım
anlatamadım ağladım
anlayamadın ağladım

dünyada hep yalnız kalsam
sel olsa da iki gözüm
seni görsem ben derbeder
tekrar sana üzülürüm
kurşunlandım ben gönlümden
gülmez artık o şen yüzüm
terketsem bu sokakları
delirmeden üzüm gözlüm
delirmeden üzüm gözlüm

sor ben nasıl sevdim yaren gecelere
şu aşk savaşında bir sana yenildim
eski seni görmez oldum gözlerinde
gözyaşlarım bana senden hediye
bitirdim ben beni sen diye diye
bitirdim ben beni yar diye diye
 
ben senin yüreginde ..
sen bende...
günes en parlak..
yildizlar gizlenmekte..
askim..
hergün dönemecinde..
ismin bir dua gibi
yüregimde...

***

Yağmurlar yağar senden ayrıldıktan sonra içime
Hüzünlü düşünceler sel olur akar bedenime
Hani ellerin gözlerin hep yanımda olacaktın sözlerin nerede?
İşte yürüyorum yine yalnız bu caddelerde
Sensizken ne bir insan sıcağı hissederim bedenimde
Ne de bir huzur şu tutsak yüreğimde.
Yağmur şimdi artık gözlerimde.
 
Hava kararmıştı
yağmur yağıyordu
dudakları sımsıcaktı
elleri üşüyordu
bir öptüm
bir daha öptüm
kimseler görmedi öpüştüğümüzü
yağmurdan başka
iki gözüm çıksın
şimdi ne zaman yağmur yağsa
utanıyorum.
 
Alıp kollarıma uçsam sonsuzaaaa
Sevdan yakıt kanatlarımda
Sonunu gizeminde
Bilinmeyenin denkleminde
Yıldızların üstünde
Evrenin ötesinde
Durmadan yol alsam
Sen oldukça gönlümde
 
Sen canımsın..
En sert esen rüzgarlardan daha soğuk..
En ılık yağan yağmurlardan daha cana yakın..
Ve ben ağlıyorum gecenin bir yarısı..
Korkuyla uyanıp annesinin kolları arasına giren bir çocuk misali..
Korkuyorum kaybolup gidersin diye ellerimin arasından...
İşte bu yüzden..
Sen canımsın sevdamsın vazgeçilmezimsin benim.. Ve ben sevdamı yüreğime kazıyorum..
Kanadıkça canım yandıkça daha derinlere kazıyorum..
Yüreğimin acısını hissederek kazıyorum ki
Asla beni bırakıp gidemeyesin...

Sen canımsın..
Keşfedilmemiş ülkelerin bilinmeyen coğrafyası gibi..
Ve sen canımsın herşeyimsin..
Üzerine bastığım bir avuç kara toprak gibi bana yakın..
Ben koşuyorum bir seher vakti..
Ölüme doğru giden intiharlar kadar kesin bir kararlılıkla koşuyorum..
Koşuyorum olurda benden daha hızlı gidersin
Senin hızına yetişemem kalırım bir tek başıma diye..
Korkuyorum...
İşte bu yüzden de..
Dağlara taşlara ve her yere yazıyorum adını
Ve her adımını saydırıyorum gökte uçuşan kuşlara..
Sen canımsın ve ben seni öğretiyorum gelecek yarınlara..
Adını kazıyorum yüreğimde ki isminin yanına ki..
Asla
Hiç bitmesin bu rüya
Hiç bitmesin bu sevda diye
 
Elerimde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Akılmada boş sayfalar düz bir çizgi hayata dair.
Nerede kaldı akşam rüzgarı çarpsın suratıma.
Ne hatırla beni ne de üzül hayatında olmayan adama.

Ellerinde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Arkadan baktım tüm hayata akan nehir misali beli belirsiz.
Ben kendimi unuttum yalnızlığımda kaderim ile yan yana.
Çölde yürümekmiş hayat başladığın gibi bitermiş.

Ellerimde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm.
Aklım özgür ne yaptığımı hatırlarım ne sıradanları.
Yüzyıllardır baki bu topraklar bir rüzgardır sadece ömrüm.
Tek tek yürüdüm bu yollarda iz bırakmak mı yaşamak mı özüm.

Ellerimde uçurum çiçekleri bir adım önümde ölüm
 
Her gece sen
Her gece sen girersin rüyalarima.
Her gece sen...
Paramparca olur uykularim.
Karanlıgın en koyulastığı yerde kapının calındığını duyarım.
Açınca soguk bir rüzgar carpar yüzüme.
Sen yoksun...
Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda bosuna arar seni.
Sen yoksun...
Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek basıma icmeliyim bu gece
Kırmalıyım kapıları evleri atese vermeliyim
Sen yoksun...
Zaman gitgide uzar..
Altmış saniye bir dakika..
Altmış dakika bir saat..
Ve sabahın olmasına daha beş saat var.
Beklemek bir çeşit ölmektir.
Sen yoksun...
Bu bana her gece binlerce ölüm demektir.

Ben vapurlar dolusu kederimle yapayalnızım.
Sen uzak bir körfezde özlemli dalgın.
Kıyılarına çarpıp ağladığı yerde dalgaların.
Neden ay karşılardan yükseldiği zaman
Başın omuzlarımda olmasın?
Neden ellerin avuçlarımda değil?
Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?

Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor.
Bu yolların bir yerde ayrılması.
Uzayan kilometreler...
O sefil anlayışsız bakışları insanların.
Dünya o eski dünya değil
Tanrı'ysa çoktan unuttu bizi.
Şu uçsuz bucaksız evrende
Ne derdimizi dinleyen
Ne de bir anlayan var sevgimizi.

İki ömür değil
İki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığımız.
Her şey aslında başka renkte.
Vernikli eşyalar vernikli yüzler...
Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk.
Yalan üstüne yalan
Oyun içinde oyun...
Her şey bir yerde anlamsız ve boş.
Gerçek olan şimdi senin yokluğun.

Senin varlığını özledim duyuyor musun?
Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı.
Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim.
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum.
Seni soruyorum gelip geçene 'Görmedik' diyorlar.
Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar.
Volkanlar tutuşuyor
Ormanlar yanıyor içimde.
Her gece milyonların uyuduğu bir anda devler uyanıyor içimde.

Seni düşünüyorum
Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor.
Bir ışık yanıyor çok uzaklarda
Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor.
Şimdi umutlarım varılmaz uçurum diplerinde
Korkunç karanlık mağaralarda hayallerim.
Derin bir kuyudan su çekercesine
Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.
Sen her zaman olduğun gibi
Yine o en güzel en değerli...
Benimse ellerim sımsıcak
Dudaklarım nemli
Özlediğim her şeyimle kopup en yüksek tepelerden bir çığ gibi sana geliyorum.
Sonra dağlar çöküyor ansızın
Ağaçlar devriliyor
Evler yıkılıyor
Altında kalıyorum...

Kırık bir heykel
Parçasını arıyor her gece.
Bir şarkı sözleri notasını...
Bir tablo renklerini...
Ağaç yapraklarını...
Vazo çiçeklerini...
Ve bir kadın
Her gece yollara düşüp
Yana yakıla seni arıyor...
Mağrur gözleri ıslak
İlk defa ağlıyor bu kadın 'Gel ' diye
İlk defa yalvarıyor...

Ben her gece
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş
Seni düşünüyorum.
Ve sen o saatlerde
Benim görmediğim rüyaları görüyorsun.
Bir böcek giriyor kafatasıma...
Her gece sen
Bir cinnet gibi
Kanıma yürüyorsun
 
eğer kanatlarım olsaydı
seni arardım bıkıp usanmadan
sana taşırdım bendeki kutsal emanet yüreği
dolanmadan dururdum tek sendeeee

eğer kanatlarım olsaydı
erken kalkardım polen tozlarının arasından
tımarsız ağırlaşan başımı her gün yargılamadan
daha şimdiden provasını yapardım sana konmanın
eğer kanatlarım olsaydı
yüreğime gömmezdim şaha kalkan sensizliği
göçmen kuşlara sorardım
yorulmadan gökyüzünde sana düşmeyi

eğer kanatlarım olsaydı
silip süpürdüm seni isteyen göz yaşlarımı
meleklere sorardım Gülören
nasıl uçulur diye öbür dünyaya
ümitsizliğimin elleri boğarken boğazımı
 
Geri
Üst