∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

6
EXE RANK

LegendsNeverDie

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
1 Şub 2009
Mesajlar
6,222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
LegendsNeverDie
Sesin Uzun NamLuLu SiLah Gibi!

sesin
Uzun namlulu
Bir silah gibi
Soğuk ve zalim
Menzili yüreğim
Sesim
Değmez sesine şimdi
Şiirim
Adresini yitirmiş mektup
Düşer kuytu sessizliklere…

Mevsimsiz zamanlardı
Kalkıp sana gelmiştim
Yitik zamanların ekspresiyle
Bir masal başlangıcıydı
Havada akasya, saçlarımda bahar vardı
Yıldızları indirip gökyüzünden
Göğsüme takmıştım gözlerin diye
Hiç bir şey almamıştım yanıma
Yüreğim senden başka herşeye dardı…

Sorsaydın hatırımı
Yüreğini koyup sesine
Böyle koymazdı elbette suskunluğun
Bir fincan kahvenin hatırını
Sarardım incinen ellerime.

Mevsimsiz zamanlardı
Kalkıp sana gelmiştim
Çocuk yüreğimde küçük sevinçler vardı
İpek tüllerde gülüşler getirmiştim
Oysa bilmezdim
Sesinde gizli hançerler taşıdığını
Bilmezdim
Sözcüklerin böylesi kanatıldığını…

Sevseydin beni
Bu şehrin gecelerine
Böyle yazmazdım seni
Gözümü yatırıp lila rengi ufuklarıma

Sevsedin beni
Bu şehrin sokaklarına
Böyle düşürmezdim beni
Sesini saklayıp titreyen soluklarıma…



Mevsimsiz zamanlardı
Aşk diye tutuşan bir meşaleydi mehtap
Ben kalkıp sana gelmiştim
Ardımda bıraktığım sadece korkularımdı
Kemanlar uğulduyordu göğsümde
Çelik aynalarda yankılanan adındı
Oysa bilmezdim
Dudağındaki ıslıkla gövdem kesik içinde kalırdı…

“bu sevda bu şehre sığmaz”
Göğsüm hüznün yatağı artık
Kalkıp gidemem şimdi
Sevinçlerim satılık
Veda
Uzun namlulu bir silah
Menzili yüreğim
Mermisi ayrılık…
 
içim yanıyor seni terkedemiyorum

içim yanıyor seni terkedemiyorum
Bırak beni,
Seni terketmeliyim bügün.
Gözlerine bakmalı, sarılmalı,
Sonkez dudaklarına dokunmalı,
İz bırakmadan, yara almadan,
Çok geç olmadan gitmeliyim...
Kal dememelisin susmalısın,
Ağlamamalı, vurdumduymaz olmalısın,
Zor deme bunu yapmalısın.
Ben giderken sen güçlü durmalısın...
Zavallı ben bu kez yenilmemeliyim,
Sağanak sağanak senin için coşan duygularıma.
Zavallı ben bu kez aldırmamalıyım,
Hıçkıra hıçkıra sana ağlayan yüreğime.
Bu kez mantığımın dikine,
Bakmadan son kez gözlerine,
Sarılmadan titreyen bedenine,
Seni sevdiğimi inkar edercesine,
Gitmeliyim bugün.
Geçmeliyim senden, yüreğimden,
Geçmeliyim kendimden anlıyor musun?
Seni terketmeliyim bugün...
Neden dememelisin...
Bilmiyorsun...
Nasıl keskin bir bıçak ayrılık.
Nasıl bir acı yanlızlık.
Seni terketmek,
Seni terk etmek nasıl büyük bir ahmaklık...
Biliyorsun yapamam,
Sensiz bir an yaşayamam,
Biliyorum, biliyorsunda tüm bunları...
Bilmiyorsun!...
Neden sarılınca sana saatlece ağladığımı,
Bilmiyorsun gölerine bakıp bakıp,
Neden uykulara daldığımı,
Bilmiyorsun ellerini neden hiç bırakmadığımı,
Çocuk sevgilim deyip gülümsüyorsun
Gülüyorsun ama,
Yinede bilmiyorsun
Sana nasıl taptığımı...
 
Habersiz Sevenler

Habersiz sevenlerin dünyasındanım artık
Biletim kesilmiş girmişim içeri
Burası çok kalabalık olmalıydı
Habersiz olsa da bilinmedik değildi

Kimseyi bulamadım bu dünyada
Kördür insanlar bu karanlıkta
Karanlıkta yolumu ararken
Rastlamadım bir kör aşığa

Nefesim kesildi birden
Boşluğun ortasında kalıverdim aniden
Kalp atışlarımı duyamıyordum
Ben miydim bu boşluğa düşen

Kendimi bir yerde buldum
İrkildim kendi kendime sordum
Ne olmuştu birden bana
Yok mu oluyordum karanlık boşlukta

Orda bir ışık gördüm
Koştum o ışığa durmadan
Işık beyaz kaplı bir defter idi
Aldım elime hiç durmadan

Yazdım o deftere bütün her şeyi
Hiç durmadan onu sevdiğimi
Her şeyi anlattım bir kerede
Bir iz bırakmıştım bu kara delikte

Anladım ki bu dünyanın en sonu
Kimse ulaşamamıştı beyaz deftere
Bir gün biri daha severse böyle
Ulaşır belki karanlıktaki sevgiye

Okur yazdıklarımı bir hevesle
Yalnız olmadığını anlar birdenbire
Ne kadar bilinmeyen varsa sevgide
Hepsi burada habersiz sevgide
 
Sevmek ölmekle başlar

Yapraklar kımıldıyor.
Çok kımıldayanlar düşüyor.
Sonbahar...
Serin.
İnsan kar yağınca değil, böyle çapkın, birden geliveren
Sonbahar serinliklerinde yaşıyor soğuğu., üşümeyi..
Sonra hafif ateş yanaklarda...
O ateşin öyle bir hâli var ki; insanı içine döndürüyor.
Hayat sararırken, insan içindeki şöminenin başına çöküyor duygularıyla...
Orada nostalji var.
Sevgi var.
Sevgi niye var?
Niye hep hazır orada?
Isıtmak için.
Vefakâr sevgi...
Sevgiyi dost edinmek.
Sevgiyi çoğaltmak.
Arkadaşları çoğaltır gibi.
Yalnızlığı kovar gibi.
Raflardan eski, sıcak bir kitabı,
Tozlu ama sıcak bir kitabı çekip alır gibi...
Özlenen dosta kavuşur gibi...
Sevgi vefakâr...
Şimdi buralarda içime dönük, onca sevgiye rağmen yapayalnız...
Hüzünlere boğulmuş...
Hem de sonbahar...
Hem de yanaklarım üşürken...
Gönlümün bir köşesinde sıcacık bir şömine., bir köşesinde
Haykırışlar ki şiddetinden duyulmayan...
Yorgunum...
Bu ayrılıktan çok beklemenin, sabrın imtihanı...
Yorgunum...
 
Mülteci bir kentin üzerine sevk edildi isyana dair duygularım
Mülteci bir kentin üzerine sevk edildi isyana dair duygularım
seri bir duygu katili oldum şimdi
kim bilir belki de yeşerdi ölmüş duygular
gözlerimin takıldığı her yere
yüreğim sevk edildi
kanatlanıp gitti ruhum
tutsak kentlerin üzerine


Yüreğimi sevk edin işgal altındaki aşk beldelerine
sevk edin en çetin kış aylarında
en onmaz mevsimlerde
en uykusuz gecelerde
sevk edin yüreğimi
güllerin sürgün olduğu yere
aşkların öldürüldüğü yere
sevdanın idam edildiği yere
sürgünden sürgüne sevk edin
sürgünde daha güzel sevgiler okudum
ipekten daha yumuşak hüzünler dokudum
gözlerinde ıstırabın kitabesini okudum


Yüreğimi sevk edin işgal altındaki aşk beldelerine
çocukların aç bırakıldıkları yerlere
sürgün servileri de getirin yanıma
dört mevsim iklimi toplandı
hepsi de bir tepsi içinde
toplandı yüreğime


herkes bilir aslında ben ne komutanlara küfrettim
ne de tankları sabote ettim
Ben güllerin sevdası için mücadele ettim
sevdanın sürgününe müdahale ettim
sürgünde benim yüreğim var
yüreğimde sürgün var


Yüreğimi sevk edin
güllerin ağladığı yere
betonların çiçek verdiği yere
anaların yüreğinin kaybettiği yere
yüreğimi sevk edin
çocukların her şeyini yitirdiği savaşın üzerine
yüreğimizi yakan yangınların üzerine
yüreğimi sevk edin sürgünden sürgüne
sürgünden mücadelenin kalbine


ALINTIDIR
 
Ölmeye razıyım kollarında
Gözbebeklerinde kendim yerine başkasını gördüğüm insan; yalan
söylerken bile nasıl bu kadar masum durabiliyordun?

Oysa ki sarılırken sana, başka bir tenin soğuk kokusunu varmış
bedeninde. Bilmiyordum…

İçten içe ağladığım onca gecenin hesabını nasıl verebilirsin
ki. Söyle; en fazla kaç intiharıma sebep olabilirsin? Yüreğimin
sancılarını nasıl yok edebilirsin?..

Bu gece başka bir başka ölüm gecesi daha? Bu kez gem vurmadan
geldim acılarıma… Senin yüreğin uçurum ve ben hiç korkmadan cesurca
ölmeye razıyım kollarında…

Kahretsin. Sana son bir defa daha sarılmak için o soğuk kokuyu
duymaya bile razı olmak ne kadar acı…

Korkularımı ve heyecanlarımı bir yana koyup, yanıma sadece her
zaman hasret olduğum yüzünü alıp gidiyorum bu gece ölüme….

Peki bir geceliğine müsait mi yüreğin?
Sadece ölüp son bir kez gideceğim
alıntıdır...................
 
Senden uzakta seni sevmek

Senden uzakta
senin için kendi kendine ağlamak

Senden uzakta
senle konuşamamak

Senden uzakta
sana kendimi anlatamamak

Senden uzakta
seni görememek

Senden uzakta
sana dokunamamak

Senden uzakta
seni koklayamamak

Senden uzakta
seni öpememek
Yalnızca öpüldün demekle yetinmek

Ah Seni düşünmek
Senden uzakta.......

Benden uzakta Sen.....
alıntıdır..............
 
Ruhumu uğurladım

Beni sevmeme ihtimalini düşünmeden
Ruhumu uğurladım
Yaralarına aldırma
Kerametler yaz üstüne ayı indir mesela yeryüzüne
Karanlıkta kalan yanlarımız aydınlansın
Teninde bir bağbozumu başlat üzüm buğusunun saklandığı
Aşkın en durulmaz körfezinde benliğinde
Sarıp sarmalarken ben korkularımı
Sen ihanet dilekçesini yaz kendi tenine
Kendinden bir şeyler kattığından beri sen
Adanmak başka güzel hiç el değmemiş bir sevgiye
Kafiyesi bozulmuş hikayelerin tek vurgusu adın artık
İlk harfinde başlayıp son harfine kadar
Kıtalar aşıp gelmiş sevgili
Şimdi sevgin dördüncü cemresidir iklimlerin
Su buharına kilitlenmiş bir mevsim
Mayısa dönükken ellerinde
Hangi günün ertesinde gülümser sesin
Uzaklığımız kadar yakındık
Her seferinde çığlık düştü senden sonra
Gözümün en titrek bakışına
Ve ben maveraya gömdüm
Duvarlara yazdığım her ne varsa
Tırnaklarımı geçirdim yokluğuna
Takılıp kaldığım her bir anın için
Senden sonra ben savaş başlattım ruhuma
Bir daha ağlamamak için
Islanmasın diye en kirli hali bile bu sevginin

alıntıdır
 
dursun dünya

Bir çılgın gibi şimdi hayatım
Ne sevgim kaldı çünkü ne gözyaşlarım
Kurtulmak için her seferinde
Kaçtım koşar gibi içimdeki senden
Ateş düşünce söndüm hep sırılsıklam
Şimdi dursun ister dönsün dünya
Dursun ister dönsün dünya etrafımda
Hiç farketmez çünkü artık sen yoksun ya
Sönsün tüm mumlar bitsin sevgim
İster dursun ister dönsün dünya

Mektuplar gibiyiz hiç açılmamış
Saklanmış ama zamanla kaybolmuş
Sildinmi beni parmak ucunla
İçindeki benden kurtuldun mu yoksa ?
Günüm gelince yokoldum ardından
Şimdi dursun ister dönsün dünya
Dursun ister dönsün dünya etrafımda
Hiç farketmez çünkü artık sen yoksun ya
Sönsün tüm mumlar bitsin sevgim
İster dursun ister dönsün dünya ..
alıntıdır...................
 
Neyin Var Bugün ?

Dedi (!) senin neyin var bugün
Hiç yemediM gülmüyor yüzüM
DediM benim yok bir $eyim
Yokmu$ gibi hiçbir$eyim

Dedim bu degil normal haliM
Bu duru$uM fazla narin
Dedi yok dedim yok birþeyim
Yokmu$ gibi hiçbir$eyim

Her$eyimsin dedim ona
Ben bir$eyler buliym sana
Olurum ben senin $eyin
Olur musun herbir$eyim..

Neden sesiM çikmiyor bugün
Hiç nefesiM gelmiyor bugün
Dedi yok dedim yok bir þeyim
Yokmu$ gibi hiçbir$eyim

Dedi kesin küstün bana
Kesin bir$ey yaptim sana
DediM, yok dedim yok bir $eyim
Yokmu$ gibi hiç bir$eyim

Her$eyimsin dedim ona
Ben bir$eyler buliym sana
Olurum ben senin $eyin
Olur musun herbir$eyim ..?
 
Şehre Yağmur Yağdı
gök üzerime devrildi sanki
ezildim, ıslandım, ağladım
katmer katmer artı yalnızlığım
yağmurlarda gizlendi göz yaşlarım

yağmur sessiz mâhzun yağdı
bir köşede bir başıma ağladım

görüyor musun şafak yüzlü yâr
bulutların beyzası tenine
göğün mavisi damlıyor gözlerine
görüyor musun ayaz bakışlı yâr

yağmur sağanak sağanak yağdı
kuraklık içimde çöl kadardı

yağmur berrak yağdı
örtüsüne bürünen yâr
yanağında bahar açtı
yüreğime güller saçtı

yağmur kaldırımlara yağdı
şehrin yüreğine yağdı

sular her yanda gürül gürül aktı
biriken çamur eriyen günahtı
yağmur akşama deyin yağdı
yağmur toz duman günahkar şehre yağdı

şehre yağmur yağdı
alıntıdır....................
 
ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...
ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Her birinde seni,beni bulduğum herşeyden sakındığım günlerde...ßugün her günden farklı,sensizliği fark ettiğim,belkide ilk defa hissettiğimdin...Çaresiz günlerde sarıldığım,tozlanacak diye aklım gittiğiydin...ßirgün elimden kayacak diye bazen dokunmaya bile korktuğumdun...Öle narindikii duruşun,bir tüy kadar hafifti dokunuşlarda..

ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Seni sensizliği en derin yerlerde bıraktığımdın...Öyle sıkı kitlemiş ve sarmıştımki ,kendimce dokunulmazımdın...ßilmeliydim birgün zincirlerimin kırılacağını,bile ..bileee karşı koyamazımdın...Herkesin yaşamaya korktuğu,bi o kadar da imrendiği sevgimin odak noktası, izdüşümümdün...Kendimle bile yaşarken yüreğimden öteye sakındığımdın..

ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...Kendimle başbaşayım şimdilerde...Geri dönülmezliğim her anımda...Arkamı dönsemm oysaaa bütün güzelliğiyle orada...Şimdilerde sadece sessiz senle yetinmezlerde...Nereye kadar gittiği belli olmayacak bir serüvenin sonlarında...ßildiğim tek ''doğrunun'' sennn olduğu gerçeklerde...

ßugün içim ''cam kırığı'' ,milyonlarca parçalarda...

CaM KırığıM...durduğu yerde sızLıyor,öyLe kanamaktaki artık ßen de durduramıyorum içimdeki tarifsiz yarayı,zaman akıp gidiyor ve ßen sadece ßekLiyorum neyi ßekLediğimi biLe biLmeden....

CaM KırığıM...benden bir parçayken,artık herkesin içinde kanayan yaraya tercuman oLan bir haykırış oLdu sanki,hep var oLan kimsenin dokunmasına izin vermediğimiz,bize özeL ve bir o kadar da acıtan haLiyLe kanayan yaramız..

CaM KırığıM...topLanamaz gibi duran,içimizde ne var ,ne yok ise aLıp ***üren bir fırtınayLa birLikte sürükLenip gitti bir yerLere ve bizz sadece canımızı yakan kısmıyLa kaldık öyLece gidenLerin ardından...

CaM KırığıM...Sen ßenim CaM KırığıM'dın..Hep kanayan ama vazgeçiLmezim,yanımda oLsan da oLmasan da...

Alıntı
 
Sana Bir Kazak Örsem Diyorum Yeni Yılda...



Düşük yakalı.. Sıkmasa..Ama sıcacık tutsa.. Kahverengi balıkçıya kazağın vardı ya..İşte onun gibi...
Önce yün satan bir dükkana girsem...Hani iğne iplik de satar...İşte onlardan birine....Bugüne kadar hiç örgü örmeden bu işe kalkıştığımı anlayacaklar ,hevesimi kıracaklar diye biraz ürkek olsam..Raflarda çile çile rengarenk sıralanmış yünlere baksam..Bitince nasıl olur diye hayal kursam,yünlerden yün seçsem..Muhabbet etsem satıcı bayanla ki , hangi şişi alacağımı bilmediğimi anlamasın..Ağzından şiş numaralarını kaçırana kadar uzatsam muhabbeti..Kızcağızı “baysam”...Sonunda “ 7 numara şiş alın en iyisi “ dese..”hıı..” desem bilgiç bilgiç...”ön 60 arka 80 ilmikle mi başlasam sizce ? Yok yok arka 75 ön 90 tamamdır..” Gülümseyip şişlerimi yünümü alıp çıksam..

Sonra bir bilen bulsam...Nasıl öreceğimi öğrensem..Yapsam,bozsam,yapsam söksem yeniden örsem...Haftalarca uğraşsam..Kol kesmeyi yaka biçmeyi bunları birleştirmeyi öğrensem..Öğrendim sanıp yapsam,olmadığını anlayıp bozsam.. uğraşsam.. uğraşsam..Sonunda bir kazak örmüş olsam..Özenle birleştirip,ütülesem...Katlayıp koysam...

Nasıl bir kağıtla paketleyeceğime karar veremesem..Sonunda iki üç kağıt seçebilsem....Bu kağıtlara göre renkli süsler alsam..Eve gelip kağıtların birini kullanıp beğenmesem,öbürünü kullanıp “eh “ desem....Sonunda karar verebilsem....
Küçük beyaz bir kağıt alsam elime ve başlasam yazmaya..

“ Sevgili sevgilim,
Yeni yılın kutlu olsun..Seni seviyorum..Yeni yılda da seviyor olacağım..Sonrakinde de...Bu kazağı giydiğinde sana sarıldığımı düşün... “

Sonra bu kağıdı usulca kazağın içine bıraksam.. kazağı paketlesem ve günleri saymaya başlasam..Nasıl vereceğim , görünce ne diyecek , galiba olmadı diye içim içimi yese...Yılın ilk dakikalarında sen tam da içkini aaaaaaayacakken.... küçük bir çocuk gibi karşına geçip uzatsam pakedi..Muzip bir gülümseme gözlerimdeki endişeyi gizlese...Pakedi açsan , kazağın yeşili gözlerine vursa...Kahverengi gözlerinde yeşil hareler parlasa.......

“Sana bir kazak örsem” diyorum..Şöyle nefti yeşil olanından..Düşük yakalı..Seni sıkmasa ama sıcacık tutsa.. Hani kahverengi balıkçıyaka kazağın vardı ya..İşte onun gibi...
alıntıdır.............
 
Bir sayfayı daha tamamladım

Hırçın rüzgârların uğultusuna kattım sesimi.
Belki duyarda gelirsin diye.
Yine kahırla döktüm dizelere sevgimi,
Belki okurda dönersin diye.
Izdırabın karanlığında,
Acıyı aaaaaaarken her gece,
Gamlı yaralar açtım yüreğime bilesin.
Bedbin bakışlarıma kondurdum düşlerimi,
Çıban görünümlü hayallerin volkanında patladım, durdum.
Yalnızlığın yasını tuttum satırlarımda,
Hecelere hep seni sordum, hep seni andım saatlerce,
Bekliyordum ama nedense sen hiç gelmiyordun.
Aşinası oldum her bir düşüncenin,
Her bir duygunun, her bir acı çekişin.
Fersiz bakışlarımda bıraktığım gözyaşlarıyla
Geceye dökülüyordum,
Ama sen bilmiyordun.
Yüreğimin sert vuruşları ile harmanladım duygularımı.
Öfaaale savrulan bir rüzgâr gibi,
Sevdadan kavrulmuş yapraklar uçurdum sana,
Belki görürsün diye. Ama sen görmüyordun.
Müebbete mahkûm bıraktın beni,
Beklenen gelmiyor ve ben tükeniyordum.
Yeis dolu bakışlarımdaki kinle beraber büyüyor,
Ve geceyi kahır dolu bakışlarımla deliyordum.
Silinmez izler bırakıyordu gece yüreğime.
Gelmeyişinin acısını aaaaaaarken nefesim,
Teselli aradım maziye gömülen hatıralarınla.
Acılar müşterek olmadı ki hiçbir zaman ikimize.
Tesellim; bir hicran vadisinde arayıp durmakla tükendi seni.
Ama nedense sen bir türlü bulunmuyordun.
O karanlık gecenin bekçisi olan rüzgâr,
Senden bir haber uçurmadı ki yüreğime.
Nedamet dönemecindeki duygular,
Sönük ışıklar bıraktı nedense yüreğime.
Yosun tutmuş yüreğime saplandı bu sevdan.
Güneşin saçtığı ufukları, aramakla tükendi yüreğim.
Ben sende doğmuştum ve senle batmasını da bilirim güzelim,
Ama sen bunu da bilmiyor ve duymuyordun.
Hatırları, sevdaları, bütün uhdeleri ile,
gönlüme hapsetmekle tükendi ömrüm.
Zamansız çaldı kapımı sevda,
zamansız tutulmuş aşkına senin sevdam.
Zamansız savrulup bırakıldım senden,
Zamansız ve nedensiz terk edildim.
Hislerin karmaşasında tükendi dile gelen duygular.
Ben yazmak istiyordum, ama sen bırakmıyordun.
Hatıralarımın sindiği bütün yapraklar,
Senden kalan acılarla dolup taşmıştı.
Yine bir başka sayfa, yine bir başka dile geliş,
Yine geceye gömülen duyguların ıstırabı altında,
Hecelere düşerken tek tek;
Sensizliğin yasını çek çeke,
Bir sayfayı daha tamamladım.
Sen hala bilmiyor ve gelmiyordun.


alıntıdır
 
Zordur Başlangıçlar
Nasıl söylenirki duygular
Kaybolur içimizde haykırışlar
Seni seviyorummu demelidir insan
Yoksa nefes alıyorummu denir buna

Uzanıp ellerinden yüreğine
Kaybolmakmıdır derinliğinde
Kısa bir filmmidir yaşamak
Yoksa seninle hayat olmakmı

Oysaki herşeyi söyleyen diller
Seni seviyorummu diyemez
Seni seviyorummu yetersizdir anlatmak için
Zamanmı yanlıştır aşk için.

İçini yırtarken geceleri
Gözlerinde susmakmıdır aşk mevsimi
Yüreğimdeki sevgiyi hisseder derken
Akrebin yelkovana kavuşmasını beklemekmi...

Hiçbir cümle anlatamaz içimizdeki fırtınaları
Çok zordur yaşamın başlangıcı
Akrep yelkovana kavuşmuşken
Elden düşüp kırılan zamadır kaybedilen.
alıntıdır.................
 
Duygularla Düşüncelerin Savaşı


Teninde kaybolur tenim
Bir fısıltı olur sessizliğin
Karanlıklarda kaybolurken düşüncelerim
Sessizlik fısıldar sesini

Karanlıklar sebebidir aydınlıkların
Küçük şeyler bahanedir mutluluk için
Varlığını hissetmekle başlar gülümsemeler
Yokluğunu tanımamışcasına yaşamak denir buna

İmkansızlıklarla savaşma sebebi olur varlığın
Kelimlerin hepsi aşk'a çıkar bu günlerde
Tenlerde kaybolunca ruhlar
Ölümsüzlüğü düşünür olur zihinler

Sevda vurunca kıyıya ıslanmaktan korkulmaz
Güneş yanıkları oluşur yanaklarda
Sadece bir çift el acıtmaz kızarıkları
Gözyaşları çapak olur gözlerde

Zaman ne olursa olsun aşk hep aynıdır
Bütün özlemleri unutturur bir anda
Sadece o olur hayat
Farketmeden hayata bırakırsın kendini

Herkezi aynı anda mutlu edemeyeciğini farkedersin
Saklı olan bencillikleri beklersin
Mantıkla duyguların savaşı başlamıştır çoktan
En az hasardır kazanılan savaşlar

Gözyaşlarının üstüne mutluluk kurmak zorunda kalırsın
Akacaksa gözyaşları durduramazsın
Birisine artık bitti derken dimdik durmalısın
Duygularının ***ürdüğü kalbe akmalısın
alıntıdır...........
 
Sevmedinmi ki beni

Sevmedinmi ki beni hiç ağLamadınmı yokLuğumda,
AğLadım ben canım seni iLk öptüğüm zaman geLince akLıma..
Hakettiğini düşünmüştüm sana olan aşkımı sevgimi kimi zaman öfkemi,
İnanmazdım senin bir kaç tatLı sözüne,
Ama inanmak isterdim o güzeLim eLa gözLerine
Hiç acımadınmı benim bu duygularıma,
Hiç acımadınmı senin için döküLen her bir damLa göz yaşına
Seni en güzeL hayaLLerLe süsLerken bırakıpta gittin beni bu acıyLa
Yoksun şimdi rüyaLarımda yaşatıyorum artık seni anLa
Gitmeseydin keşke tutabiLseydin verdiğin yeminLeri...
AsLında ne kadar sitem etsem de biLiyorum seninde beni sevdiğini,
BiLiyorum asLa beni bırakıp arkana bakmadan gidemeyeceğini,ama gittin
Hiç bir şey söyLemeden gittin ,Benide ***ürseydin
BeLki seni bu kadar sevdiğimi sen biLmezdin
HakLı oLabiLirsin beLkide bunu sana daha önce hiç bu kadar beLLi etmedim...
Keşke kaLsaydın da sevmeseydin beni tutmasaydım eLimi
Sen deyiL de ben öLseydim keşke
BeLki sen beni unutup mutLu oLurdun iLerde,
Ben oLamam çıkaramam akLımdan seni
Senin yerine koyamam başka birisini
Bana söz vermiştin beni bırakıp gitmeyecektin
ÖLüm seni benden aLıpta gitti..
ELLerini tutamadan gözLerine bakamadan
Ama içimi en çok yakan sana son kez sarıLamamam
Vede eLLerini son kez tuttuğum zaman
Sana oLan aşkımın büyükLüğünü anLatamamam....

alıntıdır
 
Aşkı Anlatan Şiirler

Koştum...
Delicesine,yetişircesine,
Dişimi tırnağıma takıp,tüm engelleri aşıp,sana gelircesine
Sana koştum...
Oysa taşlar bile durup durup önüme çıkıyordu.Her köşede biri ket vurmak için beni bekliyordu.
İnanırmısın...rüzgar bile esmiyordu!

Koştum...
Sonuç?...yok
Sebep?...hiç bilinmedi
Zaten aşk delilik değil miydi?

Bunca sene yanlış mı öğretildim?
Gözünü karartıp saçma bi cesaret katmaktı hayata,durup dururken gülmekti,ağlamaktı,sabahlara kadar uyur-uyanır dolanmak evin içinde,her şarkıdan satırlar ezberlemek,uygun sözleri benimsemek...ve bitmez sanmak herşeyi,gitmez sanmak sevdiğini...

Yine de koştum...
Dur desem ne farkederdi?
Gitmezmiydi?
Gözleri birdaha bedenimin herhangi ücra bir köşesine değmezmiydi?
Peki bu gidiş,onca gözyaşıma değer miydi?

Ardınsıra takılıkaldı gözlerim
Çekemedim önce..
Alışık değildim vedasız gidişlere
Dağıldım,parçalandım hücrelerime
Yaş döktüm,kan döktüm gözlerimden...içimden!
Neye,kime hiç düşünmeden
Belki ben sana hiç koşmadım
Belki ben sana hiç ağlamadım
Ne bileyim...
Belki sen bana hiç aşık olmadın
Sen giderken bir elvedaya razıyken
Artık tüm gelişlerine yabancıyım...

-Alıntıdır-
 
neyine aşık oldum bilmemki

neyine aşık oldum bilmemki
bir kenarda eskiyen güzelligine mi
yoksa rüzğarların getirdiği gülüşüne mi
neyine aşık oldum bilmemki

gözlerimde bir damla umuttun belki
birgün "sevdiğim" diyecektin sanki
ama terk ettin,elveda bile demededen
neyine aşık oldum bilmemki

bir cümleydin dudaklarımda söyleyemediğim
bir hayaldin asla gerçekleştiremediğim
gittin arkana bile bakmadan
neyiene aşık oldum bilmemki

yağmurlarla gözlerime düşen ğözlerine mi
yoksa damla damla yağan sözlerine mi
seni nasıl sevdim ...sen anlamadım ki
neyine aşık oldum bilmemki
alıntıdır..............
 
Kanayan ....


Seni ben...
ellerinde kanayan güller varken sevdim...
akan kanlara inat.

Seni ben...
usulca kalbine akıttığın yaşları görerek sevdim...
akan kanlara inat.

Seni ben...
gözlerinde savaşın gölgesi...
yüreğinde acı dinmezken sevdim...
acıya ve savaşa inat.

Seni ben...
kem gözlere...
uzayıp giden mesafelere...
uçurumlara rağmen sevdim...
ölüme inat.


Alıntı....
 
Geri
Üst