Deyimler'in Açıklaması << D >>

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Didik didik etmek (bir şeyi, yeri) : Onu, orayı en küçük ayrıntısına ka&shy;dar incelemek, aramak
 
Dik âlâsı (bir şeyin): Hoş olmayan bir durum ya da hoş karşılanma&shy;yan bir davranışın son kertesi
 
Dik başlı (kafalı): Boyun eğmez, asi karakterli, inatçı (kimse
 
Dik dik bakmak (birine, yüzüne) : O kimseye sert, kızgın, öfkeli bir ifa&shy;deyle bakmak
 
Diken üstünde gibi (olmak) : Tedirgin, rahatsız (ot m ak).
 
Diken üstünde oturmak (durmak) : -1. Eğreti bir biçimde oturmak. -2. Tedirgin bir durumda olmak. -3. Bulunduğu yerden her art gidecek, aynlacakmış gibi olduğunu düşünmek.
 
Dikili ağacı olmamak : Hiç malı mülkü olmamak
 
Dikine gitmek (birinin): O kimsenin sözünü dinlemeyip kendi bildiği&shy;ni yapmak
 
Dikiş tuturamamak : Çeşitli nedenlerle bir iş yerinde tutunamamak.
 
Dikiz etmek (birini, bir yeri, şeyi): Onu gözetlemek, ona gizlice bak&shy;mak
 
Dik kafalı: bk. Dik başlı
 
Dikte etmek (bir şeyi, birine): İsteklerini ona zorla kabul ettirmek
 
Dikkate almak (bir şeyi): Onu da gözönünde bulundurmak. (Kars. Göz önüne almak, hesaba katmak, kaale almak.
 
Dil çıkarmak (birine): Onunla alay etmek, eğlenmek
 
Dilden dile dolaşmak: Bir haber, herkesin ağzında söylenir olmak, herkesçe konuşulmak
 
Dil (diller) dökmek (birine): Kandırmak, inandırmak ya da yaranmak İçin onun hoşuna gidecek sözler söylemek, yalvarmak yakarmak.
 
Dile (dillere) düşmek : Yaptıkları hakkında dedikodu çıkmak; dile gel&shy;mek
 
Dile gelmek: -1. bk. Dile düşmek -2. Konuşma yeteneği yokken ya da herhangi bir nedenle bu yeteneğini kaybetmişken konuşmaya başlamak.
 
Dile getirmek (bir şeyi, birini) : -1. Onu açıklamak, anlatmak. -2. Onu konuşturmak.
 
Dile kolay : “Anlatması kolay gibi görünür ama öyfe zor, öyle güç ki!” anlamında
 
Geri
Üst