Deyimlerin Acıklması E Harfi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Eli olmak (bir şeyde) : -1. Bir işe herhangi bir biçimde katkıda bulun­mak. -2. Bir işle gizli bir ilişkisi olmak.
 
Eli para görmek : Para kazanmak, cebi para görmek
 
Eli sıkı: Cimri, kolay para harcamayan (kimse
 
Eli silah tutmak: Silah kullanıp savaşabilecek durumda olmak
 
Eli sopalı: Zorba, sert, baskıcı (kimse, yönetim).
 
Eli şakağında : Düşünceli, tasalı, kaygılı
 
Eli uzun : Fırsatını bulunca eline geçirdiklerini aşıran, hırsız
 
Eli varmamak (gitmemek) (bir şeye): Bir işi yapmaya gönlü razı olmamak; o işi yapmak için içinde bir istek duymamak.
 
Eli yatkın (bir işe) : O işe alışkın, becerikli (kimse).
 
Eli yatmak (bir işe): Bir işi yapabilecek el becerisi edinmiş olmak.
 
Eliyle koymuş gibi (bulmak) (bir şeyi, birini): Aradığını hemen, kolayca (bulmak).
 
Eli yüzü düzgün : Yüzüne bakılabilir olan, güzelce (kimse).
 
El kadar: Çok küçük (Kars. Bacak kadar.)
 
El kaldırmak : -1. Söz istemek ya da oy verdiğini belirtmek için elini havaya kaldırmak. -2. Kendisinden büyüğe vuracakmış gibi davra-mak.
 
El kapısı: -1. Yabancıların evi, yurdu. -2. Bir kızın gelin gittiği ev. -3. Ki­şinin geçimini sağladığı işyeri
 
El kiri: Hiçbir değeri olmayan, geçici (özellikle para için söylenir
 
El koymak (bir şeye) : -1. Bir şeyi, kendi buyruğu altına almak; bir ye­rin yönetimini kendi yetki sınırlan içine almak. -2. Bir yolsuzluğu orta­ya çıkarmak için incelemesine girişmek
 
Ellerin dert görmesin : “Allah razı olsun.” anlamında iyi dilek sözü.
 
Eller yukarı: “Ellerini yukarı kaldır ve teslim ol!” anlamında uyarı sözü.
 
Elle tutulacak tarafı kalmamak : -1. Sağlam tarafı kalmamak. -2. Kendisine güvenilmemek.
 
Geri
Üst