-ιмρσѕѕιвℓє <αтα>' Şiir Arşivi

kelimeler boğazıma düğümlendi yine
kederimi unuttum onu görünce
bir başınaıssız bir köşede
ağlıyor içli içli bir kadın
çektiği ACILAR vurmuş yüzüne
belli ki terkedilmiş sesizce
sokulup teselli etsem mi gizlice
yapamadım...
korktum yanlış anlar diye
ACI çeken anlar ACISI olanı
ACI bakışlıyüzüyse ACIMSI renkte
içim parçalandı haline
ACI ACI ağlıyor kadın
bu yağmurlu günde
o yaş kaldırımda
öylece bir köşede....
 
bana sadık kalsın diye
bir köpek aldım kendime
terk edip gitmesin beni
sen gibi diye
bir kulube yaptırdım
içine resimlerimi koydum
ama bağlayamadım onu
bekledim ...
kendi girsin yuvasına
bana bakarak uyusun istedim
bir gün baktım
oda gitti
ben yine yalnız kaldım
kulubemde senin resimlerinle
 
BENİ KAÇ HARFLE SEVDİN ::...
Sölesene beni kaç harfle sewdin?
Hani anlat desem içindeki sewgiyi; ilk kelimenden sonra kaç dakika sürer?
Zamanı ellerimle yakasından tutup hawaya kaldırsam ne kadar anlatırdın?
Hadi anlatsana beni kaç harf sewdin?

Oyuna mı geldin sewgili?
Kandırdım seni az önce..
ßana olan sewgin kaç harf diye sordum sende bana anlatmaya başladın...
Cümlelerle kelimeleri süsleyerek anlatmak yeterli oldu.
Demek sadece '' SENİ SEWİYORUM '' da özetim..
Oysa bana yaşadığımızı sandığım bu büyük aşkı tarif edememen lazımdı..
Ağzından hiç bir kelime çıkmamalıydı..
Düğümlenmeliydi ses tellerin ellerin titremeli awuçların terlemeliydi..
ßocalamalıydın...
Her anlatmaya kalktığında saçmalayıp örneklerle izah etmeye çalışmalıydın...
ßaşaramamalıydın...
Anl***** bilecek kadar bir aşk bize yakışmazdı oysa..
ßak sokaklara hep onlarla dolu.
€llerinden tutabildiğin bir aşk bu sendeki..
ßana olan sewgini özetleyememeliydin sewgili.
Özetlenecek bir aşk sadece kitaplara konu...
Yazılabilecek kadar basit bir aşkı ben bir damla gözyaşıyla anlatırdım sana...

ßana benim sorumu sorma sewgili..
'' Peki sen anlat o zaman. '' deme bana..!
ßeni sadece 16 harf sewen birisine ben ne anlatayım?..
 
bir bahçe düşün
bir tarafı yaz bir tarafı kış olsun
bir yanda baharrr göz kırpsın
şımarık şımarık..
ve hüzünlü sonbahar olsun
senle ben tam ortasında mevsimlerin
yaza neşemizi gömdük birken bin olsun diye
açmadı tüm gülüşlerimiz kurudu..
yaz güneşi yaktıı
şimdi suskun suskun bakıyoruz birbirimize
kışa yanlızlığı gömdükk..
yanlızlık bizden uzak dursun diye..
bütün bulutlar üzerine yagdı
öyle büyüdü ki
yer kalmadı bahçede
son bir ümitle
bahara umutlarımızı gömdük
herşey son bulsun tekrar mutlu olalım diye...
çiçek açmışken kırıldı dalı
küstü bir daha açmadı..
elimizde bir güz kaldı
hiçbirşey gömmeden bekledikk ...
yapraklarını döküyordu güz
güneş bir var bir yok gökyüzünde
üzgün bir bulut yağıyordu üstümüze
birden rüzgar çıktı
dağılan saçlarımı toplamak istedim..
veeeee..
bıraktım elini..
seni benden uzaklara ***ürdüü
artık sen yoktunn...
ben ise
yanlızlık içinde umutsuz
ve sevgisiz kaldımm
yeniden bir bahçe yapacagımm ..
ama bu kez..
sadece kendimi gömeceğim ebediyete..
 
canım acıyor geceleri
sen yoksun.......
ellerin beni sarmadan
uyuyamam ki...
çok özledim ellerini
sen beni hiç özlemedin mi?
uyandığımda ilk gördüğümdün
şimdiyse karşımda
koca bir duvarla
merhaba diyorumm güne
sanki yanımdaymışsın gibi
sol yanıma bakıyorumm
her sabah ...
sen gittiinn
sensizliğin öldürüyor beni
yavaşşş yavaşşşş...
çok özledim ben seniii...
 
bir ömür diye başladık seninle
elele.....
nefesim dediğimdin
bir an olmasan yanımda
güdüzleri bile korkardım sensiz
atarken imzayı
ömrünü örmüştüm hayatıma
ilmek ilmek sevgi
ilmek ilmek seni işledim kaderime
birden büyü bozuldu
tükenmeye başladık
zamannn bizi eritirken
sende eridin başka kollarda
ben bitmişim sende
bir çerçeveye sığdırdım şimdi seni
tam karşımda
ben beyazlar içinde
seninle elele
 
bilineneden bilinmeyene mi yol alsam
bapırsam çağırsam aynadaki bene
köpürsem
kafamın tası atsaaynayı yumruklasam
kanasa elim
kan yumruğumdan süzülüp kollarımdan damlasa
beyaz gömleğim al al olsa
kendini dövebiliyormuş insan
dövülmekten iyidir kendini dövmek...
ya ölmek nasıl bir duygu
nefes almamak
o hergün geçtiğin caddede ayakkabı aşındırmamak
otobüste tanıdık bir simaya rastlamamak
nasıl bir duygu acaba var olmamak
cağırsamda Azrailemi sorsam
yoksa dövmek yerine canımımı alsam ....
 
senden uzak seni yaşamak çok zor
rüyalarımda görüyorum diye yatmaktan bıktım
dağınık yatağımda uyumaya çalışıyorum yine
kıvranıp duruyorum kurşun yarası almış edasında
istanbul uzakçok uzak bana
neden o kadar uzaksın ki ?
neden istanbul bana uzak
maviliğinde unuttum gözlerini
denizi unuttum...rıhtımdaki kokoreççiyi
sevmezdim oysaki kokoreci
sen sevdin diye mübtelası olunmaz ki...
 
Aykırı vakitlerde gel yanıma
Marmaranın kıyısından
Dağların suskunluğundan
Yeni bir yarınla
Yarınsız her bugünün sabahından
Dokun sessizce suskunluğuma
Ve makyajı bırak aynalarda
Hüznü bırak
Tarifinde aşk'a
Yürek bulduğunda
Sonra
Gölgeni duvarlara boyadığında...
 
Sen; suskun bakışlarının ardında gizlerken kimliğini
Ben; ihanetini hazmetmeye çalışıyordum kendimce
Sen; En ücra cehennem köşelerinde aldatırken beni
Ben; aşkımı doğuruyordum gülistan bahçelerinde sessizce...
 
Şimdi acılarımı doğuruyorum en dip cehennem köşelerinde
Feryat figan Cehennem Çığlıkları atarken
Tutuşuyor ellerimde bitirdiklerin.
Her tarafım Kan Revan
Yüzüm gözüm görünmüyor acıdan
Yokluk içinde her yanım
Bedel ödüyorum
Bilmem ne kadar umrunda....
 
Suçlu susuşunun ardından münasebetsiz tutanaklar geldi ellerime
Birde senin yalanların
Takvim yapraklarına ve gözlerine bakarak söylüyorum
Benim yerim değilmiş senin yanın.
Sen miydin sevecek olduğum?
Soyunmaya hazırlanırken masum sevgine
Sahibi olamadığım yüreğinle mi aldattın beni
yoksa... Bedeninle mi?
Söyle!
 
Belki anka kuşunun kanadında gelmedik.
'Gak' deyince et'guk' deyince su vermedik belki.
Başını ezemedik devlerin.
Peri padişahının kızıyla kırk gün kırk gece düğün yapamadık.
Ama en derin okyanusların en kuvvetli anafrolarınca dibe çekilirken dahien tepeye çıkacağımızdan asla şüphe etmedik.
Yankı vadisindeki sessizliğimizi kalbimizin ritmini 'yar'diye haykıran dağlar bozdu.
çaglayan sesi degişti derelerin ismini her daim anar oldu.
Biz aşkımızı suya yazdık okumaya yürek ister.
Kalbe işlemiş sevgiyi kazımaya bilek ister.
Anlatma inanmazlarçünki onlar sevgi için;Kırk para ele geçtimi kör kuyudan dilek ister..
 
çizili sınırlar
göz teması yasak
kokun sinmişse buralara
bana günlerce nefes almak yasak
gidilen yolun sonunda
varılan nokta başlangıça çok uzak
kelimeler dizilisüslü ardı ardına
şiir ufuk çizgisinde göründü bak
sana kalmış okumak yada seyredalmak
 
yine yağmur hışımla ıslatmakta
romantik diye altında yürüyen bir ahmak
o dakika bir an susmak
düşen damlaların sesine kulak kabartmak
sevgilini anımsamak
yağmurlu günleri anmak
gülümsemek ince bir tebessümle
gökkuşağının altında tutulan dilekleri hatırlamak
gönül vermek diyorlar adına
saçma sapan bir kaç duygu
geçmişinden sıyrılamıyacakmıyım ben ya
pencereden seyrediyorum dışarıyı
o benim yağmur altında yürüyen ahmak
kendimi seyrediyorum yağmur camları öperken
gözlerim kapalı hayal meyal
geçmişimden bir kare
yağmur altında dolanan bir ahmak....
 
Geri
Üst