-INDEX- Biyografiler

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
İran-İlhanlı Devletinin ikinci hükümdarı. Zulmü ile meşhur olan Hülagu�nun oğlu. 1234 senesinde doğdu.Dedesi Cengiz Han ve babası Hülagu gibi kan dökücü ve zalim bir kimse olan Abaka Hanın çocukluğu ve gençliği, doğduğu yer olan Moğolistan�da geçti. 1256 senesinde, babasıyla birlikte İran�a geldi. Hülagu�nun 1258 senesinde Bağdat�ı yakıp-yıktığı ve sekiz yüz binden fazla müslümanı katlettiği sırada, onunla beraber bulundu. Babasının ölümü üzerine, hanedan temsilcileri tarafından hükümdarlığa seçildi. Hülagu, Bizans İmparatorunun kızını istemişti. Fakat kız yolda iken, Hülagu öldü. Abaka Han babasının yerine bu kızla evlendi.

Babasının Mısır Memluklerine ve Müslümanlara karşı başlattığı zalimane mücadeleye devam etti. Koyu bir budist olan Abaka Han, Bizans İmparatorunun kızıyla evli olduğundan, Müslümanlara karşı düşmanca, Hıristiyanlara karşı ise dostça bir siyaset takib etti. Bu davranışları, Avrupa�da memnuniyetle karşılandı. Bütün gayret ve çalışmalarına rağmen, Avrupalılarla birleşip Memlukler üzerine hakimiyet sağlayamadı. Ayrıca Kafkasya�da yaşayan kabileler üzerinde hakimiyet kurmak istediyse de önceleri muvaffak olamadı.

1243 Kösedağ Savaşından sonra Moğollar, Türkiye Selçukluları üzerinde hakimiyet kurmuşlar ve Anadolu�yu işgale başlamışlardı. Moğollar taraflısı görünerek Anadolu�yu daha büyük bir tahribattan koruyan Pervane Muinüddin Süleyman, daha sonra Memluk hükümdarından yardım istedi. Bu davet üzerine Anadolu�ya büyük bir sefer düzenleyen SultanBaybars, Moğol ordusunu Elbistan�da bozguna uğrattı. Halkın sevgi gösterileri arasında Kayseri�ye kadar geldi. Moğol ordusunun yenilgiye uğradığını haber alan Abaka Han, büyük bir ordu hazırlayarak Anadolu�ya girdi. Bu sırada Melik Baybars, geri çekilip Suriye�ye döndü. Abaka Han ise hıncını Anadolu Türklerinden çıkardı. Kayseri ve Erzurum arasında yaptığı mezalimlerde binlerce masum kişiyi katlettirdi. Pervane Muinüddin Süleyman idam edildi (1277).

Abaka Han, batıdaki muvaffakiyetsizliğine rağmen, doğuda birçok galibiyetler elde etti. Burak komutasındaki büyük bir Çağatay ordusu, 1270 senesinde yenilgiye uğratıldı. Abaka Han, doğudan gelecek bazı hücumlarda üs olarak kullanabilmek için, devrin büyük ilim merkezi olan Buhara�yı 1273 senesinde yağmalatıp yıktırdı.

Abaka Han, babasının kurduğu İlhanlı Devletinin sınırlarını güçlükle koruyabildi. Halk üzerindeki ağır vergi yükünü hafifleterek içeride huzuru sağlamak istediyse de, gayesiz ve kuru bir cihangirlik sevdası için pekçok İslam memleketlerini talan ve pekçok müslümanı şehid etmiş, ilmin ve faziletin yayılmasını engellemişti. Budizmin yayılmasına çalıştı ve birçok Budist tapınakları yaptırdı. 1282 senesinde Hemedan�da öldü. Bazı kaynaklar onun zehirlenerek öldürüldüğünü, bazıları ise tutulduğu bir hastalıktan kurtulamadığını kaydederler. Abaka Hanın ölümünden sonra yerine yeni müslüman olan kardeşi Ahmed Han (Teküdar) geçti.
 
Hüseyin Arı ( 1947)
[size=small]KONYA - 1947, Halil İbrahim, Zekiye - Kara Harp Okulu, Tank Okulu, Kara Harp Akademisi, Silahlı Kuvvetler Akademisi - Almanca, Orta Arapça - Kurmay Subay - Kurmay Albay, 58 inci Tümen Kurmay Başkanı - XX nci Dönem Konya Milletvekili - Evli, 2 Çocuk.[/SIZE]
 
Abdullah Eker ( 1915)- (1985)
[size=small]1915 Kavak doğumlu.Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nda bulundu. Ticaret, Devlet ve Koordinasyon Bakanı oldu. Ekonomiye olumlu katkıları oldu. On ve onbirinci dönem İzmir Millletvekiliydi. 1985 yılında vefat etti.[/SIZE]
 
Abdurrahman Şeref ( 1853)- (1925) [align=left]Abdurrahman Şeref ( 1853)- (1925)
Devlet adamı, tarihçi ve Osmanlı Devletinin son vak�anüvisti. 1853'te İstanbul�da doğdu. 1925'te öldü. İlk tahsiline Eyüp mahalle mektebinde başladı. Eyüp Rüşdiyesinde okudu. Bundan sonra 1873�te Mekteb-i Sultaniyi yani Galatasaray Lisesini bitirdi. Mahrec-i Aklam adlı mektebe umumi tarih hocası oldu. Bu vazifesinden sonra da Mekteb-i Sultanide daha sonra da, Muallim Mektebinde umumi tarih hocalığı yaptı.Daha sonra Mülkiye Mektebine müdür oldu. Burada genel coğrafya, Osmanlı tarihi, İslam tarihi, istatistik ve ahlak dersleri okuttu. Sonra da Darülfünuna devletler tarihi hocası oldu. Pekçok yerde hocalık ve müdürlük vazifeleri yaptıktan sonra, Defter-i Hakani Nezaretine, A�yan meclisi üyeliğine, Maarif Nazırlığına tayin edildi. İki defa Maarif Nazırı oldu. Bu vazifesinin yanında telif edilen eserleri tetkik komisyonu üyeliği, vak�anüvistlik, Tarih-i Osmani Encümeni Reisliği ve A�yan Heyeti ikinci reisliği gibi vazifeler verildi.

Birinci Dünya Savaşından sonra İttihat ve Terakki hükumeti iktidardan çekilince yeni kurulan Müşir İzzet Paşa kabinesinde önce Posta ve Telgraf Nazırı sonra da Devlet Şurası başkanı oldu. Salih Paşa kabinesinde önce vekaleten sonra da asaleten Maarif Nazılırlığı yaptı. Salih Paşa istifa edince açıkta kaldı. Kuvay-ı Milliye İstanbul�a gelip A�yan Heyeti kaldırılınca, Abdurrahman Şeref�in a�yan üyeliği sona erdi. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinin ikinci seçim devresinde, 1923�te İstanbul Milletvekili oldu. Ankara�ya gidip Kızılay�a başkan seçildi. Milletvekilliği sırasında hastalandı ve İstanbul�a döndü. 1925�te öldü. Mezarı Edirnekapı�dadır.
Devlet adamlığından ziyade tarihçiliği ile meşhur olan Abdurrahman Şeref, saliseden balaya kadar bütün rütbeleri kazanmıştı.

ESERLERİ

Fezleke-i Tarihi Düvel-i İslamiye (İslam Devletleri tarih özeti), Tarih-i Devlet-i Osmaniye, Fezleke-i Tarih-i Devlet-i Osmaniye, Zübdet-ül-Kısas, Tarih-i Asr-ı Hazır (Yaşadığımız asrın tarihi), Harb-i Hazırın Menşei (Birinci Dünya Harbinin sebeplerine dairdir), Sultan Abdülhamid-i Sani�ye Dair, Tarih Muhasebeleri, Umumi Coğrafya-yı Umrani, İlm-i Ahlak ve İstatistik, Lütfi Tarihi�nin sekizinci cildini hazırlamış ve Tarih-i Osmani Encümeni ve Türk Tarih Encümeni mecmualarında pekçok makaleleri neşredilmiştir.
 
Abdülkadir Akcan ( 1952)
Bayındırlık Bakanı -Afyon MHP Milletvekili

BOLVADİN - 1952, Bekir Sami, Ayşe Dudu - Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Almanya Hannover Veteriner Yüksekokulu Hayvan Yetiştiriciliği ve Kalıtım Araştırmaları Enstitüsü Doktora - Almanca - Veteriner Hekim, Profesör Dr., Öğretim Üyesi - A.Ü. Veteriner Fakültesi Çiftlik Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi, F.Ü.Veteriner Fakültesi Dekanı, F.Ü.Yönetim Kurulu, Senatosu Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kurucu Dekanı ve Öğretim Üyesi - Evli, 2 Çocuk.

HAKKINDA YAZILANLAR

Yeni Bakan Akcan
Milliyet 20 Eylül 2001

İstifa eden Koray Aydın�ın yerine MHP Afyon Milletvekili Prof. Abdülkadir Akcan atandı. Başbakan Bülent Ecevit, Akcan�ın atama kararını açıklarken "Memlekete hayırlı olsun" dedi.

Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi�nden mezun olan Akcan, Almanya Hannover Veterinerlik Yüksek Okulu Hayvan Yetiştiriciliği ve Kalıtım Araştırmalararı Enstitüsü�nde doktora yaptı. Akcan, evli ve iki çocuk babası.
 
Abdüllatif Şener ( 1954)
Sivas Milletvekili-AKP

YILDIZELİ - 1954, Bedirhan, Ayferat - Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Gazi Üniversitesi Doktora - Arapça, Fransızca - Maliye Doçent Dr., Öğretim Üyesi - Gazi Üniversitesi Bolu İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı, Hacettepe Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi - XIX, XX nci Dönem Sivas Milletvekili - Maliye Eski Bakanı - Evli, 3 Çocuk.

XXX

58. VE 59. HÜKÜMET DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ABDULLATİF ŞENER

Abdullatif Şener, 1954 yılında Yıldızeli'nde doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Sivas'ta tamamlayan Şener, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni 1977 yılında bitirdi.
Bazı kamu kuruluşlarında memur ve denetim uzmanı olarak çalıştıktan sonra, Gazi Üniversitesi Bolu İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde akademik çalışmalara başlayan Şener, aynı üniversitede Maliye Anabilim Dalı'nda doktorasını tamamladı, bulunduğu fakültede Dekan Yardımcısı olarak görev yaptı. Daha sonra Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ne geçen Şener, bu üniversitede görev yaparken doçent oldu.
1991 seçimlerinde Sivas milletvekili olarak Parlamentoya giren Şener, 1996-1997 yıllarında 54. Hükümette Maliye Bakanlığı yaptı.
19, 20 ve 21. Dönem Sivas milletvekili olarak TBMM'de bulunan Şener'in, yayınlanmış bir kitabı bulunuyor.
Şener, evli ve dört çocuk babası.
Abdullatif Şener, 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde Sivas'tan parlamentoya girdi.
 
Adnan Keskin ( 1942)
[size=small]1942 yılında Denizli�nin Çivril ilçesinde doğdu.Ankara Hukuk Fakültesi Mezunu. Serbest avukat. Evli 2 çocuk babası. Denizli milletvekilliği, Devlet Bakanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı yaptı.Uzun yıllar CHP Genel Sekreterliği yaptı.Çatışmacı bir laiklik söylemi kullandı.Deniz Baykal�ın üslup değişikliğine girdiği süreçte kadro dışı kaldı.[/SIZE]
__________________
 
Ahmet Cevdet Paşa
Ahmet Cevdet Paşa(1822 � 1895)

Osmanlı devlet adamı, tarihçi ve hukukçu. 12 ciltlik bir Osmanlı tarihi yazmış, Mecelle'nin hazırlanmasında önemli rol oynamıştır.
1822 � 1895 yılları arasında yaşamıştır. İlköğrenimini Lofça'da yaptı. 1839'da İstanbul'a gelerek Fatih'teki Papasoğlu Medresesi'ne girdi. Burada öğrenimim sürdürürken bir yandan da tarih, coğrafya, astronomi, matematik gibi alanlarda özel ders aldı ve Fransızca öğrendi. Medreseyi 1844'te bitirdikten sonra Premedi (bugün Arnavutluk'ta) kazası kadılığına atandı. 1845'te İstanbul ruüsu alarak müderris oldu. 1846'da Sadrazam Mustafa Reşid Paşa'nın yanında görevlendirildi. Bu tarihten paşanın öldüğü 1858'e değin hukuksal konularda danışmanlık yaptı. 1849'da, olağanüstü görevle Bükreş'te bulunan Fuad Efendi'nin (Paşa) yanma gönderildi. 1850'de Meclis-iMaarif üyeliğiyle birlikte Darülmuallimin müdürlüğüne atandı. 1851'de yeni kurulan Encümen-i Daniş üyeliğine getirildi. Bu kurul tarafından Osmanlı Deveti'nin 1774'ten sonraki tarihini yazmakla görevlendirildi. 1855'te vakanüvisliğe atandı. 1856'da Galata kadısı oldu. 1857'de "Mekke" payesi aldı.

Fransızca, Farsça öğrenmiş, bunun yanısıra matematik, felsefe, kozmoğrafya ve tabii ilimler üzerinde de çalışmış dönemin ünlü bir hukukçusudur. Kadılık, Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği yapmıştır.
�Mecelle-i Ahkam-ı Adliye� isimli hukuk metnini oluşturanların başında gelmiştir. Divan-ı Ahkam-ı Adliye Reisliği nazırlığı (bakanlığa) çevrilince ilk adalet bakanı olmuştur. Beş kez adalet bakanlığı, üç kez eğitim, iki kez evkaf, bir kez dahiliye, ticaret ve ziraat bakanlıklarında bulunmuştur. �Cevdet Tarihi� en önemli eseridir.
 
Algan Hacaloğlu ( 1940) 1940 yılında Rize'nin Fındıklı ilçesinde doğdu. Carnegie-Mellon Üniversitesi'nde İnşaat Yüksek Mühendisi olan Hacaloğlu, Pıttsburgh Üniversitesi'nde de ekonomi üzerine lisansüstü öğrenim gördü. Başbakanlık Müşaviri (1980-1981), Müsteşar Yardımcısı (1978-1979) ve DPT'de İktisadi Planlama Uzmanı (1973-1977) olarak görev alan Hacaloğlu, CHP�de siyasete başladı, SODEP'in İstanbul Kurucu İl Başkanlığı'nı yaptı. İstanbul milletvekili seçildi. CHP Parti Meclisi üyesi oldu.İnsan Hakları'ndan sorumlu Devlet Bakanlığı görevinde bulundu.
 
Ali Çetinkaya
Ali Çetinkaya (d. 1878, Afyon - ö. 21 Şubat 1949, İstanbul), asker ve siyaset adamı. Kurtuluş Savaşı'nda Ayvalık'ta ilk direnişi örgütlemiş, Cumhuriyet döneminde bayındırlık ve ulaştırma bakanlığı yapmıştır.

Afyon Rüştiyesi'nde ve Bursa Askeri İdadisi'nde okudu. 1898'de Mekteb-i Harbiye'yi bitirdi. Makedonya ve Arnavutluk'ta çetecilere karşı yapılan savaşlara katıldı. 1907'de Manastır'da ittihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi, cemiyetin örgütlenmesinde rol oynadı. II. Meşrutiyet'in ilanından (1908) sonra Bulgar çetecilerine karşı gönderilen güçlerin komutanlığım yaptı. Trablusgarp Savaşı'nda (1911-12) Derne'de İtalyanlara karşı çarpıştı. I. Dünya Savaşı'nda Irak, Kafkasya ve Makedonya cephelerinde görev aldı. 1917'de kaymakam (yarbay) oldu. Mondros Mütarekesi'nin (30 Ekim 1918) ardından Ayvalık bölgesindeki 72. Alay komutanlığına atandı. 29 Mayıs 1929'da Ayvalık'ı işgal eden Yunanlılara karşı ilk direnişi başlattı ve halkın da direnişe katılmasını sağlayarak Ayvalık cephesini oluşturdu.

Ocak 1920'de İstanbul'da toplanan son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Afyon mebusu olarak katıldı. İngilizlerin 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal etmelerinden sonra Malta'ya sürüldü. 1921'de serbest bırakılın Çetinkaya Ankara'ya gitti ve Afyonkarahisar milletvekili olarak TBMM'ye katılarak Müdafaa-i Hukuk grubunda yer aldı. Halk Fırkası'nın (sonradan Cumhuriyet Halk Partisi) meclis grubu başkan vekilliğini yaptı. 1925'te TBMM'de tartıştığı Ardahan milletvekili Halit Paşa'yı vurdu. Aynı yıl Ankara İstiklal Mahkemesi başkanlığına getirildi. Bu mahkeme 1926'da Mustafa Kemal'e İzmir'de düzenlenen suikast ile ilgili görülen Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TPCF) kurucuları ile eski İttihatçıları da yargıladı. Bu eylemleriyle önemli eleştiriler aldı.

Çetinkaya 16 Şubat 1934'te nafia vekilliğine (bayındırlık bakanlığı) atandı ve bu görevi 3 Nisan 1939'a değin, 6. ve 7. İnönü, l. ve 2. Bayar, l. Refik Saydam hükümetlerinde sürdürdü. 3 Nisan 1939'da kurulan 2. Refik Saydam hükümeti döneminde ilk kez oluşturulan muhabere ve münakale vekilliğine (ulaştırma bakanlığı) getirildi. 20 Kasım 1940'ta bu görevden ayrılan Çetinkaya, ölümüne kadar Afyonkarahisar milletvekilliğini sürdürdü.
 
Ali Kemal ( 1889)- (1922)
Gazeteci, yazar, eğitimci ve siyaset adamı. 1889 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul'da Mülkiye Mektebi'ne girdi. Dört yıllık dönemin son yılında buradan ayrılarak, Fransızca'sını ilerletmek amacıyla 1886'da Paris'e gitti. Ertesi yıl, Fransa'dan Cenevre'ye geçti ve İstanbul'a döndü. Yeniden Mülkiye Mektebi'ne başladı ve okulun son sınıfına geldiği sırada, tahrikçiliği yüzünden Halep'e sürgün edildi (1889). Orada kaldığı yıllarda Halep İdadisi'nde Türk Dili ve Osmanlı edebiyatı hocalığı yaptı. Halep'teki durgun hayata daha fazla dayanamadı ve Jön Türklerin bir çeşit karargâhı haline gelen Paris'e gitti (1894). Jön Türklerin Abdülhamit ile arasını bulmaya çalıştı. Bir yandan da gazetecilik yapıyor, İstanbul'daki İkdam gazetesine Paris izlenimlerini anlatan yazılar ve çeviriler gönderiyordu. Jön Türklerle ilgili çabalarının karşılığını bağışlanmak ve Brüksel Elçiliği'nde ikinci katipliğe atanmak suretiyle aldı. Ne var ki, huzursuzluk burada da yakasını bırakmadı. İttihatçılardan çekindiği için İstanbul'a dönmedi.

Mısır'a gitti (1896). İstanbul'a, II. Meşrutiyetin ilanından bir gün önce döndü. Döner dönmez de yeni eleştiri hedefini seçti ve İkdam gazetesinde İttihat ve Terakkicilere karşı ağır yazılar yazmaya başladı. Bir yandan da Edebiyat Fakültesi'nde siyasi tarih dersleri veriyordu. Ali Kemal'in, akıbetini hazırlayan gerçek kişiliği bu dönemde ortaya çıkmıştır. Hemen bütün çevresiyle sürekli kavga halindeydi. Sınıfta öğrencilere Fransa'daki siyasal liberalizmi hararetle övüyor, kendisiyle aynı fikirde olmayan kişilere şiddetle saldırıyor, gençlerin öfkesini bunlara yöneltmeye çalışıyordu. Ali Kemal'in tahrikleri 31 Mart Olayı ile zirvesine ulaştı. Olayı bastırmak üzere gönderilen Hareket Ordusu İstanbul'a gireceği sırada Ali Kemal Paris'e kaçmak zorunda kaldı (1908). Bu arada Mülkiyedeki görevine son verilmişti.

Tekrar Türkiye'ye döndüğünde Damat Ferit Hükümeti iş başındaydı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası yavaş yavaş ön plana geçmeye başlamıştı. Ortam her bakımdan Ali Kemal için elverişliydi. II. Meşrutiyetin getirdiği özgürlüklerden yararlanarak saldıracağı çok sayıda düşman vardı. Hürriyet ve İtilâf Fırkası'na giren Ali Kemal, bu amaçla Peyam gazetesini çıkarmaya başladı. Mülkiyedeki hocalığa da geri verilmişti. Siyasi mücadelesini İkdam gazetesinde de sürdürüyordu. Ali Kemal I. Dünya Savaşı'nın başladığı sıralarda gazetesini kapatmak zorunda kaldı. Babıâli baskısından sonra tutuklandı. Serbest bırakılınca Viyana'ya gitti. Savaş bitmeden Türkiye'ye döndü, fakat herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadı. Bu tutumu İttihat ve Terakki liderlerinin Türkiye'den kaçışına kadar sürdü (1918). Bu arada Damat Ferit Hükümeti'nde Maarif Vekilliğine getirildi. Daha sonra Kabinede yer değiştirerek Dahiliye Nezareti'ne geçti.

Ali Kemal, Atatürk'e karşı çıktı. O tarihte İçişleri Bakanı idi.10 Kasım 1922 günü, MM Grubu'na bağlı birkaç kişi İstiklal Mahkemesi'ne çıkarılmak üzere kendisini Ankara'ya (En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)üreceklerini bildirdiler. Gerçekte ise Ali Kemal, İzmit'te bölge kumandanı Nurettin Paşaya teslim edildi. Ali Kemal, Nurettin Paşayla görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargahı önünde bekleyenler tarafından linç edildi.Gazeteciliğinin yanı sıra çeviriler yapan Ali Kemal, tarih ve edebiyat alanlarında da çalışmıştır.

ESERİ
"Ömrüm" adıyla yazdığı anılarını Peyam-ı Edebi'de yayımladı (Aralık-Haziran 1914).

HAKKINDA YAZILANLAR
1.Gazetecinin İnfazı
Osman Özsoy
Timaş Yayınları

�Son yüzyıl içinde sadece ülkemizde değil, hemen tüm dünyada, konumları itibariyle en çok tartışılan kesimi basın mensupları oluşturdu. Gazetecilerin olaylara bakışı, yaklaşımı ve yönlendirmesi hep tartışma konusu oldu. Yargısız infaz yaptıkları iddiasıyla sürekli eleştirilen bu insanlar, gün geldi, kendileri de yargısız infazla karşı karşıya kaldılar. Bu kitapta, kalemin gücünü ve gerektiğinde bir silah kadar nasıl etkili olabileceğini gösteren önemli bir örnekle karşı karşıyasınız. O kadar etkili bir kalem ki, bir yanda yazılarıyla hükümetleri sarsarken, diğer yanda etkisiz muhalifleri ateşleyip iktidara getiren önemli bir kalem. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na sokulmasının düşünüldüğü günlerde, İttihatçıların, karşılarında muhalif güç kalmaması için önce gazetecisini kapattıkları ve kalemini susturdukları önemli bir kalem. O kadar önemli ki, Kuvayı Milliye temsilcileriyle İstanbul Hükümeti arasında ilk resmi temas sağlandığında, yazı yazmasının engellenmesi ve gazetesinin Anadolu'ya girmesinin ve kürsüde adı ilk zikredildiğinde, meclis sıralarında dalgalanmalar meydana getiren ve çok geçmeden de, yazı yazmasının engellenmesi için İstiklal Mahkemeleri'nce gıyabında hakkında kararlar alınan bir kalem. Ali Kemal'den bahsediyoruz. Niyetimiz kimseyi aklamak veya itham etmek değildir. Bu kitap, aynı zamanda, tarihe malolmuş insanları çeşitli yönleriyle değerlendirmede önemli bir örnek teşkil edecektir. Bu kitap, bir insanın yetişmesinde ve kişiliğinin oluşumunda etkili olan aile, okul, arkadaş, çevre ve toplum faktörlerinin rolünü gösteren önemli ve gerçek örneklerle doludur. Dış baskının ve kuşatılmışlığın bir ülkeye neye malolduğunu kitapta tüm çıplaklığıyla göreceksiniz. Nasıl mı? Okuyun bizzat görün.�
 
Ali Talip Özdemir
1984 yılında yapılan yerel seçimlerde Konya-Ereğli'den Belediye Başkanı seçilen Ali Talip Özdemir, iki dönem bu görevini sürdürdü. 1987 genel seçimlerinde Konya Milletvekili olarak parlamentoya girdi.1991 yılında Mesut Yılmaz'ın Başbakanlığı'nda kurulan kabinede Çevreden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Ali Talip Özdemir, Çevre Bakanlığı'nın kurulmasıyla da ilk Çevre Bakanı unvanına sahip oldu.1992 yılında yapılan ara yerel seçimlerde İstanbul - Bakırköy Belediye Başkanlığı'na seçildi ve bu görevi iki yıl sürdürdü. 1995 erken genel seçimlerinde İstanbul'dan milletvekili oldu. ANAP ve DYP'den oluşan 53. Hükümet'te Basın ve Enformasyondan sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yaptı.Ali Talip Özdemir, 18 Nisan'da yapılacak yerel seçimlerde ANAP tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterildi fakat seçilemedi.


HAKKINDA YAZILANLAR

ÖZDEMİR DÖNEMİ
Milliyet 12 Ocak 2003

Mesut Yılmaz�ın siyaseti bırakmasının ardından yapılan üçüncü olağanüstü kongrede ipi göğüsleyen Ali Talip Özdemir, Anavatan Partisi�nin dördüncü Genel Başkanı oldu

3 Kasım seçimlerinde barajı aşamaması üzerine Mesut Yılmaz�ın genel başkanlığını bıraktığı ANAP�ın 3. Olağanüstü Kongresi�nin galibi Ali Talip Özdemir oldu. Özdemir, ANAP�ın 4. genel başkanı seçildi.
ANAP kongresi alışılmadık görüntülere sahne oldu. Yılmaz, katılmadığı kongrenin yapıldığı salona posterini astırmadı. Yılmaz ailesinden sadece kardeş Turgut Yılmaz�ın katıldığı kongrede, Ali Talip Özdemir, Lütfullah Kayalar�a karşı ittifak oluşturdu. Genel Başkan Vekili Ekrem Pakdemirli, Işın Çelebi, Perihan Genç ve Yaşar Barut, Özdemir lehine, Adil Aşırım da oy verme işlemi sürerken Kayalar lehine yarıştan çekildi.

AŞIRIM�IN OYU AÇIKLANMADI
Kongrede 1155 delegeden 1082�si oy kullandı, 4 oy geçersiz sayıldı. 640 delegenin desteğini alan Özdemir ilk turda seçilirken, Kayalar�a verilen oylar 428�de kaldı. Oy verme işlemi sürerken çekildiği gerekçesiyle oyları açıklanmayan Aşırım�a destek veren delege sayısı 10�u aşmadı.
Varılan uzlaşmayla Divan Başkanlığı�na eski bakanlardan Şükrü Yürür seçildi. Kayalar ve Özdemir, protokol yerine delegenin arasında oturmayı tercih etti. Yürür�ün, "dört eğilimi birleştirdiğini" vurguladığı Özal�ın sinevizyon gösterisindeki "Kaybedip yeniden kazanmak lazım" başlıklı açıklaması büyük alkış aldı. İlk sözü alan Barut, ardından konuşan tek kadın aday Genç ve Çelebi, Özdemir lehine yarıştan çekildiklerini açıkladı. Pakdemirli de, Özdemir lehine adaylıktan çekildiğini açıklayınca salonda tartışma çıktı. Özdemir taraftarlarının alkışları, Kayalar cephesindeki protestolara karıştı.

�ABİLİK YAPTIM, ÇEKİLDİM�
Pakdemirli çekilme gerekçesini, "Anlaşma yapmıştık. Kamuoyu yoklamasında kim önde olursa ondan yana geri çekilecektik. Onun yanında telefonuma çok sayıda �Abiliğini yap, geri çekil� diye mesaj geldi. Ben de abilik yaptım geri çekildim" sözleriyle açıkladı. Çelebi de, konuşmasından sonra Özdemir�le elele tutuşarak, salonu selamladı. Protokolün olduğu bölüme pet şişe atan Kayalar taraftarlarının, Ali Talip Özdemir�in konuşması sırasında attıkları sloganlar da salondaki havayı gerginleştirdi.
Adaylığını kongrede açıklayan merhum Adnan Kahveci�nin amcasının oğlu Niyazi Kahveci, sürpriz çıkışı için, "Ben Kahveci�yim. Bizde her şey Kahveci usulü ile yapılır" dedi.

�12 EYLÜL�ÜN BAŞKANI�
Kayalar, hiç kimseden icazet almadan kendi aklına güvenerek genel başkan adayı olduğunu belirtirken, Özdemir�i "12 Eylül�ün atanmış belediye başkanı" diye eleştirdi. Özdemir de, "ANAP bir ailedir. Sakın ola ki, kimse kimseyi kırmasın. Sizi adaylardan birine oy vermeye çağırmıyorum. Sizi yepyeni bir ANAP�a davet ediyorum" dedi.
Genel Başkan�ın hakkında yolsuzluk iddiası bulunmaması gerektiğini vurgularken Yılmaz�a teşekkür eden Pakdemirli de, "ANAP bir daha yolsuzluklarla anılmamalı" dedi.

AŞIRIM İKNA OLDU
Seçim devam ederken Genel Başkan Yardımcısı Fevzi İşbaşaran, Aşırım�ı Kayalar lehine adaylıktan çekilmeye ikna etti. Kayalar ve Aşırım, kürsüye çıkıp birlik mesajı verdi. Lütfullah Kayalar�ı destekleyen grubun tezahüratı üzerine Seçim Kurulu Başkanı, Divan Başkanı Yürür�ün olaya müdahale etmesini istedi. Yasalara aykırı davranıldığı anonsunu yapan Yürür, güvenlik güçlerinin olaya müdahale etmesini istedi, ancak uzun süre "Kayalar - Aşırım omuz omuza" sloganı atıldı.

YILMAZ: KARIŞIRDIM AMA...
Kayalar adına lobi yaptığı ileri sürülen Turgut Yılmaz "Benim adıma birileri konuşuyor, karar veriyor, ama bunların dışındayım. Kongreye müdahale etseydim çok şey değişirdi. Çok iyi karışırdım, ancak müdahalem olmadı" dedi.

Kürsüden birlik çağrısı
Özdemir, sonucun açıklanmasının ardından teşekkür konuşması yapmak üzere kürsüye çıktı. Tüm adayları yanına çağırıp birlik görüntüsü veren Özdemir, şunları söyledi:
"Kayalar ve Aşırım�ı gösterdikleri centilmence yarıştan dolayı kutluyorum. Yarış bitti, bütün ANAP�lılar bir aile şimdi. Hepimiz bütünüz. Ayağa kalkalım. Hepinizin birbiriyle kucaklaşmasını istiyorum."
Kayalar, kongrede namuslu, onurlu, şerefli mücadele verdiğini vurgularken sadece kendisini destekleyenlere teşekkür etti. Aşırım da, "Özdemir�in başarılı olması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Pakdemirli ise, "Bu güzel bir yarış, ancak araba ufak. Özdemir mazbatasını alana kadar anahtar bende" diye espri yaptı.

12 çocuklu ailenin oğlu
Ali Talip Özdemir, 1953 yılında Konya�nın Ereğli ilçesinde dünyaya geldi. 12 çocuklu bir Sümerbank işçisinin oğlu olan Özdemir, çocukluğunda terzi ve berber çıraklığı yaptı. Aynı zamanda da okudu. Ankara Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldu ve yüksek lisans yaptı.
Eğitimi döneminde siyasete ilgi duyan Özdemir, ANAP�ın Anadolu�daki kurucusu oldu. 1984�te Konya Ereğli Belediye Başkanı seçildi. 1987�de görevinden ayrılarak Konya milletvekili seçildi. Turgut Özal�ın genel başkan olduğu dönemde ANAP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 1991�de Mesut Yılmaz�ın başkanlığında kurulan kabinede Çevreden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Özdemir, ilk Çevre Bakanı ünvanını aldı.
1992�de Bakırköy Belediye Başkanı seçildi. Ardından yeniden milletvekili seçilen Özdemir, ANAP - DYP�den oluşan 53. Hükümet�te devlet bakanı olarak görev yaptı. 18 Nisan seçimlerinde ANAP�tan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı�na aday gösterildi, ancak seçilemedi. 14 yıllık evli olan Özdemir, evli ve üç çocuk babası.
 
Asım Köksal
Mustafa Asım Köksal, 1913 yılında Kayseri'nin Develi ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Develi Numune Mektebinde gördü. Develi Müftüsü İzzet Efendi'den medrese usulüne göre eğitimi aldı. Ankara'da bulunduğu sıralarda Kerkük alimlerinden Muhammet Efendi�nin öğrencisi oldu. İskilipli İbrahim Etem'den tasavvuf terbiyesi aldı. 1933 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığı�nda memuriyete başladı ve 31 yıl boyunca üst kurullarda çeşitli vazifelerde bulundu. 1964 senesinde İslam Tarihi adlı eserini yazabilmek için emekli oldu.
1983 yılında 18 ciltlik İslam Tarihi adlı eseriyle, Pakistan Siret Ödülü�nü kazanmıştır. 1995 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın kültür adamı seçilmiştir. Asım Köksal 1998 tarihinde vefat etmiştir.

ESERLERİ
İslâm Tarihi-Hz Muhammed Aleyhisselam ve İslamiyet (18 cilt), Hz.Hüseyin ve Kerbela Faciası, Peygamberler Tarihi, Gençlere Din Kılavuzu, Tevbe, Reddiye, Peygamberler (manzum), Peygamberimiz (manzum bir siret), Sohbetler, Armağan, Ezanlar, Bir Amerikalının 23 Sorusuna Cevap, Türkçe Ezan Meselesi, Şeyh Bedrettin (basılmamıştır), Şeyh Ahmet Kuddisi hayatı, mesleği, üstün kişiliği ve eserleri, İslâm İlmihâli.
 
Aydın Güven Gürkan ( 1941)
1941 yılında Elazığ'da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olan Aydın Güven Gürkan, Gazi Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olarak görev yaptı. Gürkan, bir süre de AITA Gazetecilik ve Halkla Ilişkiler Yüksekokulu Müdürlüğü görevinde bulundu. 17. Dönem'de Antalya, 18. Dönem Elazığ, 19. dönemde de Içel milletvekili seçilen Gürkan, feshedilen Halkçı Parti ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu. Ingilizce ve Almanca bilen Gürkan bir çocuk babası. (byasar)

10 mayıs 1941 yılında Elazığ'ın merkez köyünde dünyaya geldi. Babasının memur olması nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Anadolu'nun çeşitli illerinde tamamladı ve 1963 yılında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin, Maliye ve Iktisat bölümünü bitirdi. Ardından Almanya'da Köln Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. 70 yılında Gazi Üniversitesi'nde doktor asistan olarak akademik kariyerini sürdürdü. 1973 yılında, doçent olan Gürkan, 37 yaşında profesör ünvanını aldı. Gazi Üniversitesi'ne bağlı Gazetecilik ve Halkla ilişkiler Yüksek Okulu'nda müdürlük yapan Aydın Güven Gürkan, uzun yıllar Ekonomik Doktrinler kürsü başkanlığında bulundu ve bir süre rektör vekilliği görevini de sürdürdü. 1981 yılında, YÖK sistemini ve baskıları protesto ederek üniversiteden ayrıldı. Prof. Gürkan, 1983 yılında politikaya girerek

17. Dönem Halkçı Parti'den Antalya Milletvekili oldu. 1984 tarihinde HP'nin Genel Sekreterliği'ne, 1 Temmuz 1985 tarihinde ise partinin genel başkanlığına seçildi. SODEP ile birleşme konusunda SODEP Genel Başkanı Erdal Inönü ile temaslar yürüten Gürkan, kısa sürede anlaşmayı sağlayarak 3 Kasım 1985'te gerçekleşen birleşmenin mimarlarından oldu. Birleşmenin ardından aynı gün oy birliği ile SHP adını alan birleşik partinin ilk kurucu genel başkanı olan Gürkan, 1 Haziran 1986'da bu görevini Inönü'ye bıraktı. Eylül 1986 yılında SHP Genel Başkan Yardımcılığı'na seçilen Gürkan, 29 Kasım 1987 yılında SHP Genel Başkan Yardımcılığı'na seçilen Gürkan, 29 Kasım 1987 tarihinde yapılan genel seçimlerde parlamento dışında kalarak, aktif politikaya bir süre ara verdi. Daha sonra aktif politikaya yeniden dönen Gürkan, 30 Temmuz 1991 tarihinde yapılan kurultayda SHP Parti Meclisi Üyeliğine seçilerek, parti tarafından yeniden aktif olarak görevlendirilmiş oldu.

20 Ekim 1991 tarihinde yapılan Genel Seçimler sonucu Içel ilinden milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 2. kez girdiği TBMM'de 7 Kasım 1991 günü Grup Genel Kurulu'da Grup Başkanvekilliği'ne seçilen Gürkan, aynı göreve 22 Eylül 1992'de yeniden seçildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı.Bilahare CHP içinde muhalif ve edilgen bir üye kimliğiyle sol kanatla hareket etti.Denez bayakal�ın yeniden genel başkanlığa seçilmesinden sonra ayrı bir sol parti kurma gerektiğini söyledi.Gürkan, Almanca ve yayın izleyebilecek düzeyde de Ingilizce biliyor. Gürkan'ın çeşitli ders notlarının yanısıra yayınlanmış çok sayıda makalesi ve "Kalkınmanın, sosyo-ekonomik sorunları" adlı bir kitabı bulunmaktadır. Prof. Gürkan bir çocuk babası.
 
Ayvaz Gökdemir ( 1942) Erzurum Milletvekili-DYP
GAZİANTEP - 1942, Süleyman, Emine - Ankara Yüksek Öğretmen Okulu, DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü - Eğitim, Kültür - Öğretmen - Öğretmen Okulları Genel Müdürü, Özel Yükseliş Koleji Genel Koordinatörü - XIX uncu Dönem Gaziantep, XX nci Dönem Kayseri Milletvekili - Devlet Eski Bakanı - Evli, 3 Çocuk.
 
Beşir Atalay
58. VE 59. HÜKÜMET DEVLET BAKANI

KESKİN - 1947, Mehmet - Memduha - Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Master ve Doktora - İngilizce - Sosyolog, Prof.Dr., Öğretim Üyesi - Erzurum Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi, DPT Sosyal Planlama Daire Başkanı, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Kırıkkale Üniversitesi Kurucu Rektörü, Ankara Sosyal Araştırmalar Merkezi Koordinatörü - Devlet Bakanı - Evli ve 3 çocuk babası.
 
Burhan Kara
Giresun Milletvekili-ANAP
GÖRELE - 1949, Mehmet, Fatma - İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi - İngilizce - Tıp Doktoru - Serbest Tabip - XVII, XVIII, XIX, XX nci Dönem Giresun Milletvekili - TBMM Başkanlık Divanı Eski İdare Amiri - Devlet Eski Bakanı - Evli, 2 Çocuk.
 
Cavit Çağlar ( 1945)
1945 yılında Batı Trakya Gümülcine'de doğdu.Ailesi, Gümülcine'den Bursa'ya göç etti.Lise mezunu, evli ve 3 çocuk babası.Ticari faaliyetlerini özellikle tekstil sahasında yürüttü.Nergis Holding�i kurdu.Bursa�dan DYP milletvekili seçildi. Devlet Bakanlığı yaptı. Banka ve televizyon sahalarına girdi.Bu faaliyetlerinde başarısız oldu.Halen gözaltında bulunuyor.

GÜNDEM GÜNDEM GÜNDEM

Çağlar, Türk polisine teslim
Doğan Uluç
Hürriyet 28 Nisan 2001

Interpol tarafından kırmızı bültenle aranırken ABD'nin New York Kenti'nde tutuklanarak hakim önüne çıkarılan Cavit Çağlar, Türkiye'ye döndü. Türkiye'den giden üç Interpol görevlisinin eşlik ettiği Çağlar uçağa kelepçeli olarak bindirildi.
New York Bölge Mahkemesi'nde kendi arzusuyla ��Türkiye'ye dönmek istediğini�� belirten Çağlar'ı taşıyan THY uçağı sabah saat 10.30'da Atatürk Havalimanı'na inecek. Etibank ve Egebank davalarında hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan eski bakan ve işadamı Çağlar, DGM savcısına ifade verdikten ve hakkındaki tutuklama kararı vicahiye çevrildikten sonra cezaevine konulacak.

17 Nisan Salı gününden beri 10 gece, 11 gün tutuklu kaldığı hapishaneden çıkarılan Çağlar, dün gece Türkiye saatiyle 00:20'de Ankara'dan gelen Türk Interpol görevlileri ve dört FBI ajanı eşliğinde JFK Havaalanı'na (En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)(En büyük netbilgini.net bebeğim)ürüldü. Çağlar'ın, ellerinin kelepçeli olduğu ve tutuklandığından beri tıraş olmadığı gözlendi. Çağlar, ellerindeki kelepçeyi, tutuklandığı gün de üzerinde bulunan beyaz pardösünün altına gizlemeye çalıştı.

Yolcu kalabalığının içine sokmamak amacıyla, Çağlar, ��businnes class�� salonundan doğrudan ��Aydın�� adlı THY uçağının en arka kısmına alındı. Çağlar alındıktan sonra yolcular uçağa bindirildi. Çağlar uçağın arka koltuklarına oturtuldu ve önünde iki sıra boş bırakıldı. Uçak saat 01.00'de havalandı. Çağlar'ı taşıyan uçağın sabah saat 10.30'da Atatürk Havalimanı'na inmesi bekleniyor.

Çağlar, 5 milyon dolar kefaletle serbest bırakılması talebinin reddedilmesi üzerine Türkiye'ye gitmek istediğini bildirmişti.
Amerikalı Yargıç, bu isteği yerinde bularak, Çağlar'ın sınır dışı edilerek Türkiye'ye gönderilmesine karar vermişti.
 
Cemil Çiçek ( 1946)
Ankara Milletvekili
YOZGAT - 1946, Hacı Ahmet, Meliha - İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi - İngilizce Orta Fransızca - Serbest Avukat, Yozgat Belediye Başkanı, Anavatan Partisi Kurucu Üyesi - XVIII inci Dönem Yozgat, XX nci Dönem Ankara Milletvekili - Devlet Eski Bakanı - Evli, 3 Çocuk.

XX

58. VE 59. HÜKÜMET ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK

Cemil Çiçek 1946 yılında Yozgat'ta doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Çiçek, Anavatan Partisi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı.
ANAP iktidarlarında devlet bakanlığı görevinde bulunan Çiçek, daha sonra Adalet ve Kalkınma Partisi'ne katıldı.
İngilizce ve Fransızca bilen Çiçek, 3 çocuk babası.
 
Che Guevara ( 1928)- (1967)
1928 yılında Arjantin�in Rosaria kentinde doğdu. Tıp öğrenimi gördü. Öğrenciyken okuluna bir yıl ara verip, Güney Amerika kıtasında geziye çıktı. Macera diye başladığı gezinin ardından Che, komünist oldu. Meksika�da siyasi mülteci olarak bulunan Raul ve Fidel Castro�yla tanıştı. Bu tanışıklık Che�yi de Küba�nın ele geçirilmesi hedefine ortak etti. 1956-1959 yılları arasında süren gerilla savaşı Küba�da başarıya ulaştı. Önce Merkez Bankası�nın başına, ardından Sanayi Bakanlığı�na getirildi.Bu görevlerde başarısız oldu.

Hayal edilenle gerçekleşen devrim arasındaki uçurum Che Guevara�yı yeni hayallere sürükledi.Yeni hayal, devrimin bütün Latin Amerika�ya yayılmasıydı.Bu amaçla Bolivya�ya gitti.Devrim konusunda Che Guevara�nın üç temel değişiklik düşüncesi şunlardır: 1. Halk güçleri düzenli orduya karşı zaferi kazanabilir. 2. Devrim yapmak için her zaman tüm şartların bir araya getirilmesi gerekmeyebilir. 3. Latin Amerika�da savaşın temel alanı kırsal kesim olmalıdır.Marksist düşünceden esinlense de marksizme yabancı bu düşünceler sadece Latin Amerika�da değil, dünyanın birçok yerinde yankı buldu. Özellikle maceracı gruplar, Che Guevara efsanesinin büyüsüyle aileyle, toplumla ve neticede tarihle çatışarak hayat karşısında yenik düştüler.

Komünizmin insanlık için yeni bir umut olarak ortaya sürüldüğü bir dönemde Che Guevara bir mücadele simgesi olarak görüldü.Fakat bu simge incelendiğinde toplum ve devlet hayatında görev alarak insana hizmeti başaramayan bir maceracının gerçekten hayale kaçışı görülür.Ancak yanlış bir dünya görüşüne bağlanarak da olsa, yanlış metotlarla yola çıksa da onda sömürgeci beyaz adama karşı halktan yana bir tavır olduğu da bir gerçektir. 1967 yılında öldürülmüştür.


HAKKINDA YAZILANLAR

1.CHE GUEVARA Ernesto Che Guevara Konuşuyor
Çınar Yayınları

Ernesto Che Guevara Küba Devrimi'nin önemli liderlerinden biri ve 1960'ların en ünlü gerillasıydı. Batista diktatörlüğüne karşı Küba isyanını başlatan grubun içinde bulunan Guevara, Küba Ulusal Bankası Başkanı ve Endüstri Bakanı olarak görev yaptı. 1965 Mart ayında ortadan kayboldu ve önce Afrika ulusal mücadelelerine, sonra da Bolivya'daki gerilla savaşına katıldı. 8 Ekim 1967'de Bolivya'da başında bulunduğu gerilla birliğiyle beraber Bolivya askerleri tarafından öldürüldü. Che'nin konuşmaları, makaleleri, röportajları ve mektuplarından oluşan bu derleme, geçirdiği siyasi evrimi maceraperest bir öğrenciden bir devrimi yönetebilecek bir asker ve siyasetçiye dönüşen bir kişiliği açıklamaya katkıda bulunacaktır.

2.Çizgilerle Che Guevara Yeni Başlayanlar İçin
Sergio Sinay, Miguel Angel Scenna
Milliyet Yayınları

Che Guevara gerçek bir serüvenciydi. Ve her şeyden önce yaşamın olanaklarını keşfetmeye cesaret etmiş insandı. Fikirleri ile eylemleri arasındaki uyumu ve eylemlerinin yüklediği sorumluluğu gözeterek, duygularıyla hareket etti. 1967'de Bolivya'da ölümünün üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen Che simgesi, tutku yoksunu bir yüzyılın genel görünümünde daha bir önem ve gerçeklik kazanıyor, politik gücünü yitiriyor, bizi geçici ve bütünlükten yoksun tanımlamalara sürüklüyor. "Yeni Başlayanlar için Che Guevara"da, kendisini Latin Amerikalı bir yurtsever olarak tanımlayan Arjantinli bir doktorun yaşamı anlatılıyor. Guevara'nın duyarlılığının beslendiği olaylar, eylemler ve anlarla bir misyon yüklenmiş olmanın anlamı, dayanışma, fedakarlık ve görev anlayışı vurgulanıyor. Che simgesi, onu hümanist bir paradigmaya dönüştüren politikaların dışına taşarak, kuşağındakiler ve sonraki kuşaklar için güncelliğini ve vazgeçilmezliğini koruyor.

3.Oğlum Che Ernesto Guevara
Lynch
Çivi Yazıları

Oğlum Che'nin geride bıraktığı silahı elime alacak kadar genç ve yeterince cesur olsaydım bu kitabı asla yazmazdım. "Che, fabrikalarda, inşaatlarda, madenlerde ve tarımda işçi olarak çalıştı. Amerika'yı yaya olarak, motorla, arabayla, kamyonla, trenle ve uçakla dolaştı. Yanısıra; birçok spor türünde faaliyet göstermeye ve satrançta en yüksek kategoriye ulaşmaya zaman buldu. Kişisel olarak yaşayıp gördüğü için, Amerikamızda az gelişmişliğin nedenlerini titizlikle inceledi. İş arkadaşları üzerindeki etkisine dayanarak, gerçek bir pedagog olduğu söylenebilir. 39 yıllık yaşamında çalışması o kadar verimliydi ki, eksiksiz biyografisini yayınlayabilmek için uzun yıllar çalışmak ve hazırlanmak gerekir. Bu zorluklar bu konuyu ele alan herkes için geçerli; fakat hakkında yazdığı insanlar arasında kan ve sevgi bağı bulunan biri için bu zorluklar daha da boyutlanıyor. Benim görevim, onun hakkında yazmak ve onu değerlendirmek değil. Okura, Ernesto Guevara de la Serna'nın insan olarak nasıl biri olduğu hakkında bir fikir vermek. Onu aile yaşamı içinde, anne-babasıyla, kardeşleriyle ve dostlarıyla canlandırmak istiyorum. Önüme, onun yanında gördüğüm, yaşadığım, duyumsadığım ve ıstırabını duyduğum herşeyi yazma görevini koydum. Onun mektuplarını yeniden okurken, onun sözlerini ve ailenin seslerini anımsarken duyumsadıklarımın çok azını iletebilirsem, o zaman amacıma biraz daha yaklaşmış olacağım. Masamızın başında yaptığımız sohbetlerin anısı bende bugün hala özlem ve şefkat duyguları uyandırıyor." Che'nin yaşamının değişik kesitleri bugüne kadar Türkçe dahil olmak üzere dünyanın neredeyse tüm dillerine aktarıldı. Che'nin biyografisini yazmak ise, Baba Guevara'nın söylediği gibi, çok boyutlu zorluklar içeriyor. Bu zorlukları aşmak ve onun bütünsel portresini ortaya çıkarmak, okuru uzun bir yolculuğa davet etmek anlamını taşımaktadır.

4.O Yıl Hiçbir Yerde Değildik
Che Guevera ve Afrika Gerillası
Felix Guerra,Paco Ignacio Taibo II,Froilan Escobar
Alan Yayıncılık / Çağdaş Edebiyat Dizisi

Che 1965 yılının Mart ayında son kez Küba'da görülüp ortadan kaybolmuştu. 1967 yılında Bolivya'da küçük bir gerilla grubunun başında ortaya çıkana kadar, Che'nin nerede olduğunu kimse bilmiyordu. Comandante Che, yaklaşık bir yılı bulan bu süre zarfında neredeydi, ne yapıyordu?

Kübalı gazeteciler Froilan Escobar ve Felix Guerra, Che'nin o yıl Kongo'ya geçip devrimi Afrika'ya taşımak için Kübalı ve Afrikalı companerolarla
birlikte mücadele ettiğini gösterir belgelere rastlayınca, ünlü Meksikalı polisiye yazarı Paco Ignacio Taibo II ile birlikte Kongo'da çatışmaya katılmış companeroların birçoğu ile tek tek konuşup ortaya, tarihi bir belge koyuyorlar. Adının gizli tutulmasını isteyen Kübalı bürokrat da bizzat Che'nin "Devrimci Mücadeleden Pasajlar" başlıklı notlarını ekibe iletince, tanık beyanları ile Che'nin notları bütünleşip, "uluslararası kurtuluş mücadelesinin" doksanlı yıllara kadar tamamen gizli kalmış bir sayfasını aralıyorlar.

5.Bolivya Günlüğü
Ernesto Che Guevara
Belge Yayınları / Yaşam ve Anılar Dizisi

HAKKINDA YAZILANLAR

Che�nin kızına yunus kaçakçısı suçlaması
25.02.2002 Hürriyet

Arjantinli efsanevi devrimci Che Guevara'nın kızı Celia Guevara'nın, okyanusta yakalanan yunusları Karayip Adaları'ndaki eğlence havuzlarına illegal olarak satan şebekenin kilit ismi olduğu öne sürüldü.
İngiliz The Observer Gazetesi'nin haberine göre Küba'nın başkenti Havana'daki Ulusal Akvaryum'un başveterineri olan Celia Guevara'nın adı, Amerikan Gümrük Müdürlüğü'nün kaçak yunus ticaretiyle ilgili soruşturması sırasında ortaya çıktı. Amerikan Gümrük Müdürlüğü, Küba'ya yönelik ticaret ambargosunun delinip delinmediğini araştırırken, Amerikan vatandaşı olan Graham Simpson'un faaliyetlerini incelemeye aldı. Aynı zamanda İngiliz pasaportu taşıyan Simpson, dünyanın en büyük yunus ihracatçısı olan Küba'nın başkenti Havana'daki akvaryumdan altı adet yunus satın almıştı. Değeri yüz binlerce doları bulan bu yunuslar, İngiltere'nin denizaşırı toprağı olan Anguilla'daki ��Dolphin Fantaseas�� adlı deniz parkında turistleri eğlendiriyordu. Amerikan Gümrük yetkilileri, bu yunusların Simpson'a satılmasından Celia Guevara'nın sorumlu olduğunu ileri sürüyor.

Amerikan vatandaşı olması nedeniyle açılan soruşturma sonunda Simpson suçlu bulunursa Dolphin Fantaseas adlı şirkete 1 milyon dolar para cezası kesilecek ve hem Simpson, hem de şirketin Amerikalı hissedarları hapis cezasına çarptırılabilecek.
 
Geri
Üst