Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

6
EXE RANK

LegendsNeverDie

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
1 Şub 2009
Mesajlar
6,222
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
LegendsNeverDie
AÇ ARTIK DOST KOLLARINI

Aç artık dost kollarını,
Gel ey dostum yavaş yavaş.
Yol karanlık gözüm görmez,
Gel ey dostum yavaş yavaş.

Dardayım gel artık ulaş,
Muhabbet yolunu dolaş.
Sensin dost yarama ilaç,
Gel ey dostum yavaş yavaş.

Haydar'ı Şah senin adın,
Bilirim sende muradım.
Çok peygambere uğradım,
Gel ey dostum yavaş yavaş.

Artık bana aç kolları,
Yağmur geçti, yağar dolu.
Boynumda gezer dost kolu,
Gel ey dostum yavaş yavaş.

Sanadır bu sözüm sana,
Artık al ulu divana.
Kavruldum dost yana yana,
Gel ey dostum yavaş yavaş.

Pir Sultan başka yol bilmez,
Senin bu yolundan dönmez.
Alev oldu gayrı sönmez,
Gel ey dostum yavaş yavaş.
 
AÇILDI CENNET KAPISI

Açıldı cennet kapısı,
Lal-ü gevherdir yapısı.
Kıldan incedir köprüsü,
Geçebilirsen gel beri.

Canımız melek canıdır,
Tenimiz Selman tenidir.
İçilen aslan sütüdür,
İçebilirsen gel beri.

Ben hocama kul olmuşum,
Üstadtan öğüt almışım.
Ben kanadın bağlamışım,
Uçabilirsen gel beri.

Ben has bahçenin gülüyüm,
Ayn-i cemin bülbülüyüm.
Kırk kapının kilidiyim,
Açabilirsen gel beri.

Pir Sultan'ım Haydar heman,
Dağları bürüdü duman.
İşte İncil, işte Kur'an,
Seçebilirsen gel beri.
 
ADEMOĞLU İNADINDAN

Ademoğlu inadından,
Geçebilirsen beri gel.
Erenlerin kanadından,
Uçabilirsen beri gel.

Gittiğimiz Hakk'ın yolu,
Cümle varlık Allah kulu.
Maşrapamız Zemzem dolu,
İçebilirsen beri gel.

Ben göklerin bulutuyum,
Lime lim suyla doluyum.
Yetmiş kapı kilidiyim,
Açabilirsen beri gel.

Gönüldür cennet yapısı,
Nur ile aydın kapısı.
Kıldan incedir köprüsü,
Geçebilirsen beri gel.

Pir Sultan Abdal'ım duran,
Yolcudur yolunu soran.
İşte incil, işte Kur'an,
Seçebilirsen beri gel.
 
ÂDEMOĞLU ŞU DÜNYAYA GELİNCE

Âdemoğlu şu dünyaya gelince,
Yeni açmış güle benzer misali.
Anasından doğup kırkı çıkınca,
Kalaylanmış taşa benzer misali.

Mushaf alıp hocasına varınca,
Destur alıp mektebinden dönünce,
On yşından on beşine girince,
Yen'aşlama dala benzer misali.

Yirmisinde kara sakal getirir,
Otuzunda bağdaş kurmuş oturur,
Kırk yaşında sohbetleri yetirir,
Önü bendli göle benzer misali.

Ellisinde kara sakal bozarır,
Altmışında dinlenmekten haz alır,
Kalbi dıkızlanır, aklı azalır,
İçi çürük koza benzer misali.

Yetmşinde deve gibi mozular,
¤¤¤¤eninde ilik, kemik sızılar,
Doksanında yol göründü gaziler,
Gazel olmuş güle benzer misali.

Pir Sultan'ım bunu böyle buyurdu,
Müminleri Hak kendisi kayırdı.
Yüz yaşında talan geldi savurdu,
Uçup gider kuşa benzer misali.
 
AGÂH OLUN HEY ERENLER

Agâh olun hey erenler,
Gelen Murtaza Ali'dir.
Ahdine sadık duranlar,
Gelen Murtaza Ali'dir.

Turnaya vermis sesini,
Melekler tutar yasını.
Klrklar ile yer üzümü,
Yiyen Murtaza Ali'dir.

Toprağa vermis yüzünü,
Kan ile yumus özünü.
Hep binip devesini,
Seken Murtaza Ali'dir.

Ali çeker kılıcını,
Düldül çeker köçünü,
Muhammet'in miracını,
Gören Murtaza Ali'dir.

Ali Fatima'nın yari,
Aslklar çeker zarı.
Yezitler Zülfikar'ı,
Çeken Murtaza Ali'dir.

Cennetteki kızıl elma,
Gül benzi sararıp solma.
Pir Sultan'ım gafil olma,
Gelen Murtaza Ali'dir.
 
AĞLAMA GÖZLERİM MEVLA KERİMDİR

Gurbet elde bir hal geldi başıma,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.
Derman arar iken derde düş oldum,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Huma kuşu yere düştü ölmedi,
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı.
Dedim yare gidem, nasip olmadı,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Kağıda yazarlar ufak yazılar,
Anasız olur mu körpe kuzular?
Derdi yüreğinde olan sızılar,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.

Abdal Pir Sultan'ım böyle buyurdu,
Ayrılık donların biçti, giydirdi.
Ben ayrılmaz idim, felek ayırdı,
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir.
 
AĞLAYI AĞLAYI DURMA KARŞIMDA

Ağlayı ağlayı durma karşımda,
Dost beni gönder de var andan ağla.
Kirpikleri top top etmiş kaşında,
Dost bizi gönder de var andan ağla.

Dostun zülüfleri bölük bölüktür,
Menim ciğerciğim delik deliktir.
Muhabbetin sonu tez ayrılıktır,
Dost beni gönder de var andan ağla.

Başına bağlamış aldır valası,
Aldı beni kaşlarının karası.
Hasan ile Hüseyin'in anası,
Dost beni gönder de var andan ağla.

Başına bağlamış al ile sarı,
Arkamızca etme ah ile zarı.
Koca Pir Sultan'ın gül yüzlü yarı,
Dost bizi gönder de var andan ağla.
 
ALA GÖZLÜ ŞAHTAN BİR DOLU GELDİ

Ala gözlü şahtan bir dolu geldi,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver,
Kavlim sultan Kızıl Veli'den geldi,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Payım gelir erenlerin payından,
On İki İmam nesli Ali soyundan.
Selman'ın içtiği üzüm suyundan,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Beline kuşanmış nurdan bir kemer,
Aşkın dolusunu içenler kanar.
Herkes sevdiğine bir dolu sunar,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.

Pir Sultan'ım, hamı, hası seçerim,
Hak okurum, aşk kitabın açarım.
Yar elinden ağu gelse içerim,
Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver.
 
ALAY ALAY OLMUŞ GELEN TURNALAR

Alay alay olmuş gelen turnalar,
Kanadı var, kolları var turnanın.
Silkinip uçamaz menzil görenler,
Gökyüzünde yolları var turnanın.

Silkinip uçar da kanadın çatar,
Seçer kılavuzlar önüne katar.
Hasan Hüseyin'in semasın tutar,
Kerbela'da mekânı var turnanın.

Sesleri naziktir methi okunur,
Avazı bağrımı deler dokunur.
Yalabık yalabık tüyler takınır,
Eğrim eğrim telleri var turnanın.

Pir Sultan, yardımcın yaradan olsun,
Aşık olan aşık didarın bulsun.
Arif olan anlar, cahil ne bilsin,
Her manadan dilleri var turnanın.
 
ALÇAKTA YÜKSEKTE YATAN ERENLER

Alçakta yüksekte yatan erenler,
Yetişin imdada aldı dert beni
Başım alıp hangi yere gideyim?
Gittigim yerlerde buldu dert beni.

Oturup benimle ibadet kıldı,
Yalan söyledi de yüzüme güldü.
Yalın kılıç olup üstüme geldi,
Çaldı bölük bölük, böldü dert beni.

Üstümüzden gelen boran kış gibi,
Yavru şahin pençesinde kus gibi,
Seher çağı bir korkulu düş gibi,
Çağırta çağırta aldı dert beni.

Abdal Pîr Sultan'ım, gönlüm hastadır,
Kimseye diyemem, gönlüm yastadır.
Bilmem deli oldu, bilmem ustadır,
Şöyle bir sevdaya saldı dert beni.
 
ALEMLERİN SERVERİSİN

Alemlerin serverisin,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.
Şehitlerin serdarısın,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

Hasan Hüseyin'in yari,
Muhammed'in gözü nuru.
Hem Ali'nin yadigarı,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

Zuhur oldun İmam Zeynel,
Muhammet Bakır'dan evvel.
Didene yanayım gönül,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

İmam Cafer'dir yarimiz,
Musa-i Kazım şahımız.
Budur şems ile mahımız,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

Ali Musa ilim hüner,
Muhammet Taki el sunar.
Hüseyin'im deyip yanar,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

Ali Taki Hasan Asker,
Muhammet Mehdi ser-defter.
İmam-ı Seyyid-i ekber,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.

Pir Sultan haber ver dosttan,
Bülbül ötüyor kafesten.
Hem gül ağlar hem gülistan,
Ah Hüseyin, vah Hüseyin.
 
ALİ ALİ DER DE DÖNERSİN DOLAP

Ali Ali der de dönersin dolap,
Ne inlersin dolap, derdin nerende?
Yârdan mı ayrıldın, yoksa ilinden?
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Dolap Hak dedi de indi ırmağa,
İmamlara cehd etti su vermeğe.
Muhammed'in hub cemalin görmeğe,
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Sana bir ustanın eli mi değdi?
Yoksa bir hoyratın dili mi değdi?
Yaz bahar ayının seli mi değdi?
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Kim kesti getirdi seni yerinden?
Dağlar taşlar inileşir zarından.
Seni kim ayırdı nazlı yârından?
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Sana "Durma, dön!" mü dedi üstadın?
Dağı taşı yıkar senin feryadın.
Dönerken taşı mı deldi hoyradın?
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Böyle m'olur âşık hali ahvali?
Vardı gamzelerin ırganır dalı.
Şimdi sema döner Urum abdalı,
Ne inlersin dolap, derdin nerende?

Pir Sultan Abdal'ım, aşka mı uydun?
Yoksa nazlı yârdan haber mi duydun?
Yârdan mı ayrıldın, ne idi derdin?
Ne inlersin dolap, derdin nerende?
 
ALİ ALİ DİYE NE İNİLERSİN

Ali Ali diye ne inilersin?
İnilersin dolap derdin ne senin?
Sen de benim gibi yardan m'ayrıldın?
İnilersin dolap derdin ne senin?

Dolap iniledi düştü ırmağa,
Muhammed'in hub cemalin görmeğe.
Hasan Hüseyin'e bir su vermeğe,
İnilersin dolap derdin ne senin?

Kim kesti getirdi seni yerinden?
Dağlar taşlar ah eyledi zarından.
Sen de mi ayrıldın nazlı yarinden?
İnilersin dolap derdin ne senin?

Sana yad ellerin eli mi değdi?
Yoksa ırakibin dili mi değdi?
Yaz bahar ayının seli mi değdi?
İnilersin dolap derdin ne senin?

Pir Sultan Abdal'ım aşka dayandı,
Hasret narı ile ciğerim yandı.
Yoksa Hüseyin'den haber mi geldi?
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
ALİ'M GELİR DİYE KARŞI GİDERLER

Ali'm gelir diye karşı giderler,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.
Bindiği Düldül'ün mehdin ederler,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.

Ayağına altın nallar çaktırmış,
Gözlerine yeşil sürme çektirmiş.
Üzengisin cevahirden yaptırmış,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.

Kuduretten gem vurulmuş başına,
Lezzet vermiş dudağına dişine.
Bir nur doğmuş eğerinin kaşına,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.

Üstüne binersen yükseğe basar,
Bir dizgin eylesen yel gibi eser.
Nice kafirlerin kellesin keser,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.

Pir Sultan Abdal'ım, dengi bulunmaz,
Bin konaklık yere gitse yorulmaz.
Kısmet olsa havalarda görünmez,
Ali'nin Düldül'ün bin de göreyim.
 
ALLAH ALLAH DESEM

Allah Allah desem, kalksam yürüsem,
Acap şu dağları aşamam m'ola?
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem,
Varıp efendime düşemem m'ola?

Sevdiğim, bağında güllerin gonca,
Usuldur boyların, bellerin ince.
Adı güzel imamların önünce,
Kerbelâ'da şehit düşemem m'ola?

Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın,
Erenler geri almaz attığı okun.
Irak yerlerini sen eyle yakın,
İki atlayıp bir dem düşemem m'ola?

Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar,
Doluda, kırçından, borandan saklar.
İhlâs âşık olan ikrarın bekler,
İkrarın bendini çesemem m'ola?

Pir Sultan Abdal'ım, dost çiresine,
Arzumanım kaldı şah cilvesine.
Altmış ile yetmiş üçün arasına,
Özümü irfana koşamam m'ola?
 
ALLAH ALLAH DESEM GELSEM

Allah Allah desem, gelsem,
Hakk'ın divanına dursam,
Ben bir yanıl alma olsam,
Dalında bitsem, ne dersin?

Sen bir yanıl alma olsan,
Dalımda bitmeye gelsen,
Ben bir gümüş çövmen olsam,
Çeksem, indirsem, ne dersin?

Sen bir gümüş çövmen olsan,
Çekip, indirmeye gelsen,
Ben bir avuç çavdar olsam,
Yere saçılsam, ne dersin?

Sen bir avuç çavdar olsan,
Yere saçılmaya gelsen,
Ben bir güzel keklik olsam,
Bir bir toplasam, ne nersin?

Sen bir güzel keklik olsan,
Bir bir toplamaya gelsen,
Ben bir yavru şahin olsam,
Kapsam, kaldırsam, ne dersin?

Sen bir yavru şahin olsan,
Kapıp, kaldırmaya gelsen,
Ben bir sulu sepken olsam,
Kanadın kırsam, ne dersin?

Sen bir sulu sepken olsan,
Kanadım kırmaya gelsen,
Ben bir deli poyraz olsam,
Tepsem, dağıtsam, ne dersin?

Sen bir deli poyraz olsan,
Tepip, dağıtmaya gelsen,
Ben bir ulu hasta olsam,
Yoluna yatsam, ne dersin?

Sen bir ulu hasta olsan,
Yoluma yatmaya gelsen,
Ben bir can alıcı olsam,
Canını alsam, ne dersin?

Sen bir can alıcı olsan,
Canımı almaya gelsen,
Ben bir cennetlik kul olsam,
Cennete girsem, ne dersin?

Sen bir cennetlik kul olsan,
Cennete girmeye gelsen,
Pir Sultan üstadın bulsan,
Bilecek girsek, ne dersin?
 
ALLAH BİR MUHAMMED ALİ'DİR ALİ

Allah bir Muhammet Alidir Ali
Gel Muhammet Ali katarına gel
İsmin bu cihanda doludur dolu
Gel Muhammet Ali katarına gel

Serseriye sır kapısı açılmaz
Mürşit olmayınca müşkül seçilmez
Kılavuzsuz yedi derya geçilmez
Gel Muhammet Ali katarına gel

Gizlidir gizliden haber alınmaz
Gönle girmeyince sırlar bilinmez
Benlik ile Hakka kulluk olunmaz
Gel Muhammet Ali katarına gel

Dökme bir su ile gönül alınmaz
Faraş ile süpürgesi görünmez
Kul olmayınca sultanlık bilinmez
Gel Muhammet Ali katarına gel

Pir Sultan'ım münkir yola gelir mi?
Kaplumbağa uçup menzil alır mı?
Hiç mürşitsiz kişi Hakk'ı bilir mi?
Gel Muhammet Ali katarına gel
 
ALLAH BİRDİR HAK MUHAMMED ALİ'DİR

Allah birdir Hak Muhammed Ali'dir
Anın ismi cümle alem doludur
Bu yol Hak muhammed Ali yoludur.
Gel Muhammed Ali dergahına gel

Özünü arıtıp pak eyler isen,
Bahrileyin ummanlara dalarsan
Hakkın cemalini görmek dilersen
Gel Muhammed Ali dergahına gel

Şah Hasan'ın ismi gönülden gitmez
Şah Hüseyin deyen diller yorulmaz
Bu yolda ölene sorgu sorulmaz
Gel Muhammed Ali dergahına gel

İmam Zeynelabidin’in abına
Yezid sığmaz oldu derler kabına
Livaül hamd sancağının dibine
Gel Muhammed Ali dergahına gel

Kurban olalım gel Bakır oğluna
Uymayalım ol Yezid'in fiiline
Biz uyalım İmam Cafer yoluna
Gel Muhammed Ali dergahına gel


İmam Musa Kazım canlar canıdır
Ali Musa Rıza mürvet kanıdır
Yarın varacağımız Hak divanıdır
Gel Muhammed Ali dergahına gel

Taki'yi bilen Naki ile buluşur
Varır Hasan Askeri'ye karışır
Anlara ulaşan Hakka ulaşır
Gel Muhammed Ali dergahına gel

Pir Sultan Abdal'ım mürvet Hüda'dan
Çıkıp gidelim şu fani dünyadan
El aman dilersen pirim Mehdi'den
Gel Muhammed Ali dergahına gel
 
AMAN HEY ERENLER MÜRVET SİZİNDİR

Aman hey erenler mürvet sizindir,
Öksüzüm, yetimim, amana geldim.
Garibim bi-kesim himmet sizindir,
Ağlayı ağlayı Selman'a geldim.

Şah'ın bahçesinde ben garip bülbül,
Efkarım mükedder, halim pek müşkül.
Koparmadım asla, kokladım bir gül,
Kafir oldum ise imana geldim.

Gönül şahinini saldım havaya,
Yüzüm sürüp geldim ol hakipaya.
Gönül sefinesin vermezim zaya,
Kıblegahım Şah-ı Merdan'a geldim.

Biz Muhammet Ali kullarındanız,
Nesl-i Al-i Aba soylarındanız.
İmam-ı Cafer'in mezhebindeniz,
Server Muhammed'e peymana geldim.

İkilik perdesi yoktur özümde,
Birliktir gönlümde özüm sözümde.
Gece gün düşmüşüm Hak niyazında,
Pir Sultan Abdal'ım, meydana geldim.
 
AMANIN EYLE MÜRÜVVET

Amanın eyle mürüvvet,
Gördüğüne tapma gönül.
Yüzüne bakmayanın sen,
Tozuna da bakma gönül.

Bir kardaşa meyil verip,
Tuz ile ekmeğin yiyip,
Azıcık noksanın görüp,
Tez başına kakma gönül.

Arap ata binip coşma,
Karlı buzlu dağlar aşma,
Her gördüğüne sır açma,
Doluları dökme gönül.

Pir Sultan'ım gündür ava,
Çektiğim emekler hava.
Nasihatım olsun sana,
Sen hatırlar yıkma gönül.
 
Geri
Üst