Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

TAKATTAN KESİLDİM YOKTUR İLACIM

Takattan kesildim yoktur ilacım,
Meğer bize imdat Ali'den ola.
Derdimin çaresi Ali sen yetiş,
Meğer bize imdat Ali'den ola.

Ali'ye ayan ki Hak için buldum,
Gayretini güdüp kılıcım çektim,
Kuldan fayda yok imiş bunu bildim,
Meğer bize imdat Ali'den ola.

Hakk'a doğru giden Hakk'a ulaştı,
Dünyaya her bakan kulların şaştı.
Gezdim dört köşeyi tesellüm düştü,
Meğer bize imdat Ali'den ola.

Hayrola Yusuf'un düşünü gördüm,
Özürüm niyazım Hüda'ya kıldım,
Mümkünüm kesildi Ali'ye yordum,
Meğer bize imdat Ali'den ola.

Pir Sultan Abdal'ım, derdim bu imiş,
Müminin isteği iyi huy imiş.
Zahirde batında yeten o imiş,
Meğer bize imdat Ali'den ola.
 
TAKDİR-İ İLAHİ BUDUR NASİBİM

Takdir-i İlahi budur nasibim,
Az vermiştir, çok istemem çare ne?
Bu kadar nasibim, budur kisibim,
Bülbül gibi zar eylesem çare ne?

Düşmanımın yaraları azmaya,
Dostumun hayrını şerre yazmaya.
Bu dünyada melül mahzun gezmeye,
Mahlukattan ar eylesem çare ne?

Bakmaz mısın viran olmuş bendime?
Halim malum olsun ol efendime.
Hançer alsam, hamle kılsam kendime,
Kendi kendim paralasam çare ne?

Gam kasavet yuva yaptı sineme,
Kahır gömleğini giydim eğnime.
Perişanlık düştü viran göynüme,
Türlü türlü aşk bağlasam çare ne?

Pir Sultan Abdal'ım, çekerim çoktan,
Ya İlahi bizi kurtar tutsaktan.
Bu derdin dermanın isterim Hak'tan,
Halka halim arz eylesem çare ne?
 
TALİBİN ÖZÜNÜ HALLEYLE PİŞİR

Talibin özünü halleyle pişir,
Bu meydana çiğden lokma gelir mi?
Üstat nazarında tuzlanmayınca,
O lokmada lezzet karar olur mu?

Rum ili halk olmaz basılmayınca,
Hariç damarları kesilmeyince.
Gerçek senlik benlik seçilmeyince,
Hak kapısı açık ayan ayan olur mu?

Kardaş benim hatırcığım yıkıldı,
Münafık şerrinden belim büküldü.
Urum'a doğru bir ordu çekildi,
Yola giden ere menzil olur mu?

İkilik dediğin de birletilmez,
Bilirim yoluma gönül katılmaz.
Kara taştan cevher alıp satılmaz,
Kamil olan kardaş n'eyler olur mu?

Pir Sultan'ım eydür: Dostla görüştük,
Mürşit nazarında ikrar veriştik.
Bir karındaş düşse hemen yetiştik,
Düşen kardaş kalkar, kalkmaz olur mu?
 
TARİKATE İKRAR VERDİM

Tarikate ikrar verdim,
Lanet Yezit'ten el yudum,
Muhammet Ali'yi gördüm,
Firdevs-i ala içinde.

Allah bir Muhammet haktı,
Rehberim kemendi taktı,
Çekti pire teslim etti,
Firdevs-i ala içinde.

Pirden nasihatı aldım,
Ben belimi bağlı gördüm,
Kendimi Mirac'da buldum,
Firdevs-i ala içinde.

Ben kutlu postuma geçtim,
Sekahüm şerbetin içtim,
Ol saat kıl-kalden geçtim,
Firdevs-i ala içinde.

Didar defterine geçtim,
Münkir münafıkı seçtim,
Mezhebde Cafere düştüm,
Firdevs-i ala içinde.

Mehdi'ye vardır niyazım,
İmamlara bağlı özüm,
Şükür didar gördü gözüm,
Firdevs-i ala içinde.

Pir Sultan'ım dünya fani,
Bizdedir Hakk'ın nişanı,
Hakk'a kurban verdim canı,
Firdevs-i ala içinde.
 
TEMENNAYA GELDİM ERENLER SİZE

Temennaya geldim erenler size,
Temenna edeyim destur olursa.
Mürvet kapıların bağlaman bize,
İçeri gireyim destur olursa.

Pirim deyü divanına geçeyim,
Destinizden ab-ı hayat içeyim.
İzniniz olursa ağzım açayım,
Bir mana söyleyim destur olursa.

Talib günahkardır pir meydanında,
Zülfikar oynuyor durmaz kınında.
Rehberin önünde pir meydanında,
Kemerbest olayım destur olursa.

Rehbere bağlıdır talibin başı,
Durmuyor akıyor didemin yaşı.
Arafat dağında koçun savaşı,
Erkana düşeyim destur olursa.

Pir Sultan Abdal'ım hey güzel Şah'ım,
Günahlıyım arşa çıkıyor ahım.
Pire kurban olsun bu tatlı canım,
Terceman olayım destur olursa.
 
TÜRAP OLUP DÜŞTÜM TOZA

Türap olup düştüm toza,
İncinme gönül incinme.
Tahammül eyle her söze,
İncinme gönül incinme.

Türaplık cümlenin başı,
Üstüne atarlar taşı,
Daim çiğnenmektir işi,
İncinme gönül incinme.

Koy sana kötü desinler,
Her ayıbına gülsünler,
Hergün gıybetin kılsınlar,
İncinme gönül incinme.

Muhammet Miraç'tan indi,
Ali'm nur ile boyandı,
Bühtan Fatm'Ana'ya indi,
İncinme gönül incinme.

Pir Sultan'ım geçer aylar,
Geçinir yoksullar baylar,
Herkes sıfatını söyler,
İncinme gönül incinme.
 
UĞRADIM BİR DERDE DÜŞTÜM NOKSANA

Uğradım bir derte, düştüm noksana,
Akıl kılavuzdur pire var pire.
Sıdkınan çağırdım Gani Hüda'ma,
Onlar da çağırır pire var pire.

Gözü açık görür setr-i alemi,
Cennet-i alada şehitler yedi.
Aman mürvet dedim Urum'un yeri,
Onlar da buyurur pire var pire.

Hak T'ala yaratmış hasların hası,
O kuldur oluyor şeytana asi.
Aman mürvet dedim Şam evliyası,
Onlar da buyurur pire var pire.

Hak'tan nida oldu geldik ya Şam'a,
Ceset gark olmuştur gussaya gama.
Aman mürvet dedim on'ki imama,
Onlar da buyurur pire var pire.

Pir Sultan Abdal'ım gussa gamına,
Bunda varsın dersin orda birine.
Aman mürvet dedim Horasan pirine,
Onlar da buyurur pire var pire.
 
UĞRUM SIRA GİDEN BOZ ATLI HIZIR

Uğrum sıra giden boz atlı Hızır,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?
Şu iki aleme olmuşsun nazır,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Sığanmıştır ağca kolda bilekler,
Hak katında kabul olsun dilekler,
Arş yüzünde secde kılan melekler,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Küseyim de ben yarime küseyim,
Siyah zülfün mah yüzüne asayım,
Kerbela'da yatan İmam Hüseyin,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Hani şu dünyanın toprağı taşı?
Akıttım gözümden kan ile yaşı.
Urum illerimin Hacı Bektaş'ı,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Ak saya giyinmiş, incedir beli,
Ben pirimi gördüm, tatlıdır dili.
Tanrı'nın arslanı Hazret-i Ali,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Gıcılar da dağlar başı gıcılar,
Çıkmaz oldu içerimden acılar.
Arafat Dağı'ndan gelen hacılar,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Dünyayı sorarsan; bir dipsiz anbar,
Ali'nin yoldaşı Zülfikar Kanber.
Kabe'yi yaptıran Halil Peygamber,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Deryanın yüzünde dönen üç gemi,
Yiyelim, içelim, sürelim demi.
Geminin sahibi ol Hızır Nebi,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?

Pir Sultan Abdal'ım, içtim cür'adan,
Okudum ağını, bilmem karadan.
Yeri, göğü, cüml'alemi Yaradan,
Ayrılık derdinin dermanı nedir?
 
UĞRUMA BİR ÇIĞIR DÜŞTÜ

Uğruma bir çığın düştü,
Bir ucu mahşer içinde.
Açıldı bir şar dükkânı,
Ne ararsan var içinde.

Var dükkana pazar eyle,
Hışmından kork hazer eyle.
Aya güne nazar eyle,
Ay balkıyor nur içinde.

Ay Ali'dir, gün Muhammet,
Üç yüz altmış altı sünnet.
Balıklar da suya hasret,
Çarh dönerler göl içinde.

Ay Ali'dir, gün Muhammet,
Kılasın farz ile sünnet.
Yedi tamu, sekiz cennet,
Bülbül oynar gül içinde.

Göl içinde çarhı döner,
Susuzluktan bağrı yanar.
Müminler secdeye iner,
Seyir var seyir içinde.

Kudretten derildi arı,
Arılar çeker dizarı.
Dinle şimdi sen o zarı,
Arı oynar bal içinde.

Pir Sultan'ım, ey gaziler,
Yazıldı kara yazılar.
Talip mürşidin arzular,
Gönül oynar dil içinde.
 
UYUR İDİK UYARDILAR

Uyur idik uyardılar,
Diriye saydılar bizi.
Koyun olduk, ses anladık,
Sürüye saydılar bizi.

Sürülüp kasaba gittik,
Kanarada mekân tuttuk,
Didar defterine yettik,
Ölüye saydılar bizi.

Hâlimizi hâl eğledik,
Yolumuzu yol eyledik,
Her çiçekten bal eyledik,
Arıya saydılar bizi.

Hak divanına dizildik,
Aşk defterine yazıldık,
Bal olduk, şerbet ezildik,
Doluya saydılar bizi.

Pir Sultan Abdal'ım şunda,
Çok keramet var insanda.
O cihanda, bu cihanda,
Ali'ye saydılar bizi.
 
UYURKEN ÜSTÜME GELDİ ERENLER

Uyurken üstüme geldi erenler,
Gafil aç gözünü uyan dediler.
Serseri kalma bu cihan içinde,
Yürü bir mürşide hey can dediler.

Uyandım gafletten açtım gözümü,
Erenler payine sürdüm yüzümü.
Hak buyurdu ben söyledim sözümü,
Bu Hakk'ın kelamı inan dediler.

Gökten indi derler idi İsa'ya,
Zebur'u Davut'a, Tevrat Musa'ya.
Üçüncü Resul'e Fürkan dediler

Kanber önü sıra bindi Düldül'e
Pirim Hacı Bektaş Kırklar'la bile
Ab-ı Zemzem ile cümlesin sile
Bir dolu sundular iç kan dediler

Dağların deminden çekilir erler
Ördeğin arzular cevlana göller
Deryalar geçilmez bulanık seller
Kalbi pak olana umman dediler

Kalbin pak olursa var Hakk'a hoş ol,
Erenler önünde döş olma, düş ol.
Dünyanın varından vazgeç derviş ol,
Dünyada dervişe sultan dediler.

Bu derd ü belayı çeken Eyyup'tur,
Erenlerin sırrı hoş acayiptir.
Her yerde sırrını açma, ayıptır,
Gizli pinhanlara boyan dediler.

Pir Sultan düşmüşüm er sevdasına,
Âşıklar düşmesin el sevdasına.
Bir nazar kılmışım kalbim pasına,
Eğer âşık isen uryan dediler.
 
ÜÇ GÖZLÜ PINARIN GÖZÜN ARARSAN

Üç gözlü pınarın gözün ararsan,
Onu bilen bu cihanı fark eder.
Deryadaki kuşun izin ararsan,
Onu bilen bu cihanı fark eder.

Dört kitabın her ismini yazmalı,
Seyyah olup şu alemi gezmeli.
Bir kuş gördüm ayakları çizmeli,
Onu bilen bu cihanı fark eder.

Bir kuş gördüm ayağında nalı var,
Kendisi bir amma iki dili var.
Padişahtır ülkesi var ili var,
Onu bilen bu cihanı fark eder.

Bir hastacık gördüm sormadım halin,
Başı kabak olmuş ayağı yalın.
İk'oğlan getirmiş bir erkek gelin,
Onu bilen bu cihanı fark eder.

Pir Sultan Abdal'ım, ey Şah-ı Merdan,
Şefaat umarım Gani'den pirden.
Derviş Muhammed'in hatemi nurdan,
Onu bilen bu cihanı fark eder.
 
ÜFÜRDÜM ÇERAĞI YANDIRAMADIM

Üfürdüm çerağı yandıramadım,
Gönlümü yüksekten indiremedim,
Aç doyurup, susuz kandıramadım,
Ben nice varayım Hak divanına.

Ulu yol üstünde köprü çatmadım,
Hatırlar hoş edip gönül yapmadım,
Hakk'ın emrettiği yola gitmedim,
Ben nice varayım Hak divanına.

Yeşil pınarlarda parlayıp akar,
Asilzade olan aslına çeker,
Pervaneler aşkın oduna yanar,
Ben nice varayım Hak divanına.

Ben yükümü tuttum kaba söz ile,
Günahlar kazandım ela göz ile,
Ya nasıl çıkayım kara yüz ile,
Ben nice varayım Hak divanına.

Pir Sultan'ım eyder: Kılarım ben zar,
Yüküm la'l ü gevher Şah damgası var.
Eğer aşık isen gel yaramı sar,
Ben nice varayım Hak divanına.
 
VEFAT ETTİM ŞU DÜNYADAN

Vefat ettim şu dünyadan,
Gidiyorum dertli dertli.
İndim türaba döşendim,
Gidiyorum dertli dertli.

Aha bak gözüm yaşına,
Dahi ne gelir başıma.
İndim musalla taşına,
Gidiyorum dertli dertli.

Musalladan kaldırdılar,
Yönüm Hakk'a dönderdiler.
Sinim Hakk'a gönderdiler,
Gidiyorum dertli dertli.

Ruhum da sinimde durdu,
Zebaniler sual sordu.
Ali'm şefaatçi oldu,
Gidiyorum dertli dertli.

Arafat kapı açtırır,
Cümlemizi Hak bitirir.
Hakk'a Fatiha ***ürür,
Gidiyorum dertli dertli.

Pir Sultan'ım, ne olacak?
Bizler sizlere varacak.
Şu dünyada kim kalacak?
Gidiyorum dertli dertli.
 
VİRAN BAHÇELERDE BÜLBÜL ÖTER Mİ

Viran bahçelerde bülbül öter mi?
Gönül eğlencesi gül olmayınca.
Merhemsiz yareler onar biter mi?
Bir gerçek veliden el olmayınca.

Nefse uyan Hakk'a uymuş değildir,
Gaziler namazın kılmış değildir.
Bu gezen abdallar derviş değildir,
Arkasında hırka şal olmayınca.

Tabip olmayınca yaram sarılmaz,
Mürşit olmayınca pire varılmaz.
Yüz bin asker olsa yezit kırılmaz,
Eli Zülfikarlı Al(i)'olmayınca.

Bu aşk meydanında bir divan olur,
O meydana düşen nevcivan olur.
İtikatsiz talip boş kovan olur,
Vızılar arısı bal olmayınca.

Değme arif bunu böyle bilemez,
Bilse dahi yine arif olamaz.
Her dede ölüyü diri kılamaz,
Hünkar Hacı Bektaş Vel(i)'olmayınca.

İki melek gelir sual sorarlar,
Dökerler hurcunu, gevher ararlar.
Bir kılın üstüne köprü kurarlar,
Geçemezsin Hakk'a kul olmayınca.

Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır,
Bu aşkın dolusu aşka düşürür.
Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir?
Yanıp ateşlere kül olmayınca.
 
YALAN DÜNYA SANA BEL Mİ BAĞLARIM

Yalan dünya sana bel mi bağlarım?
Hani benim önüm sıra gelenler?
Ölüm var derlerdi, ben inanmazdım,
Duydum essah imiş öldü diyenler.

Yaratmıştır insan ile hayvanı,
İnsanda emanet koydu bu canı.
Üç yüz altmış altı peygamber hani?
Bizi kor mu ya onları alanlar?

Şöyle bir günahkar kul türemişem,
Bilemem feleğe ben n'eylemişem?
Feleğin burcunu çok aramışam,
Bel mi bağlar şu dünyayı görenler?

Pir Sultan Abdal'ım gezerek gelir,
Elinde defteri yazarak gelir.
Sıra dolanarak bize de gelir,
Ölmez imiş bizim için ölenler.
 
YANIMIZDA İKİ MELEK GEZER

Yanımızda iki melek gezer,
Bin hayır bir şerrimiz yazar.
Kahbe felek bizi aldatır üzer,
Nerede seyreder andan haber ver.

Cümlemizin başı Allah'tan ferman,
İsmail Peygambere indi bir kurban.
Bir ot biter bütün dertlere derman,
Ol ot nerde biter andan haber ver.

Sabahtan gün doğar gün dile doğar,
Dal boynun eğdikçe rahmetler yağar.
Bin bir gün içinde bir yıldız doğar,
Yıldız nerde doğar andan haber ver.

Musa Peygamber de atına bindi,
Can cesetten çıktı nerede durdu?
Peygamber uğrunda bir delil yandı,
Delil nerde yanar andan haber ver.

Pir Sultan Abdal'ım, geldik de gittik,
Gelirken giderken ne kazanç ettik?
Yükünü yükletip kül olduk bittik,
Yurdunda ne kalır andan haber ver.
 
YANLIŞ FETVA İLE YOLA GİDİLMEZ

Yanlış fetva ile yola gidilmez,
Arif isen bu manadan fark eyle.
Eğri hacet ile metah dokunmaz,
Üstat isen endazeni derk eyle.

Maşuk olan aşıkına düş gelir,
Aşıkın başına olmaz iş gelir.
Her dem böyle kalmaz, bir gün kış gelir,
Yapı yap da üzerini berk eyle.

Kulak ver de dinle arşta horoza,
Belki erişesin ilm-i arıza.
Kunduru buğdayı ekme harıza,
Çiftçi isen var tarlanı herk eyle.

Şu dünya bulandı, hiç durulmuyor,
Arif olmayınca fark olunmuyor.
Kürekle tarlaya su verilmiyor,
Muhabbet bendinden kaldır hark eyle.

Pir Sultan Abdal'ım, ihlas yar olsa,
Mecnun da gözlüyor Leyla gelirse.
Bir c****** meyli sende yok ise,
Ahir fayda etmez onu terk eyle.
 
YAS VE MATEM GÜNÜ DERDİM YENİLER

Yas ve matem günü derdim yeniler,
Yarin sesi kulağımda çınılar.
Sordum ki dağlara niçin iniler?
Dedi çekticeğim karın elinden.

Alnıma yazılmış kara yazılar,
İtikattır talip pirin arzular.
Sordum ki çamlara neden sızılar?
Dedi çekticeğim pürün elinden.

Varıp Hakk'ın divanına durursun,
Pervan olup aşk oduna yanarsın.
Sordum değirmene ne hoş dönersin?
Dedi çekticeğim perin elinden.

Varıp bir pir ile pazar edersin,
Oturup da ikrarını güdersin.
Sordum garip bülbül niçin ötersin?
Dedi çekticeğim harın elinden.

Serçeşme'den gelir suyun durusu,
Nasibimiz verir pirin birisi.
Dedim Pir Sultan'ım benzin sarısı,
Dedi çekticeğim yarin elinden.
 
YEDİ YILDIR HASTA DÜŞTÜM YATARIM

Yedi yıldır hasta düştüm yatarım,
Var git arap var git bende nen kaldı?
Okurum ayeti virdim dilimde,
Var git arap var git bende nen kaldı?

Anama babama hata mı ettim?
Pirim rehberime öte mi dedim?
Musahipten uğrun lokma mı yedim?
Var git arap var git bende nen kaldı?

Haramilik m'ettim, beller mi kestim?
Nefis mi öldürdüm, avret mi bastım?
Ali'nin yoluna üstü mü düştüm?
Var git arap var git bende nen kaldı

Mağrip tarafında saban mı sürdüm?
Meşrik tarafında gülün mü derdim?
Gök ekinine hem sürü mü saldım?
Var git arap var git bende nen kaldı?

Pir Sultan Abdal'ım, gördüm duşumda,
Ali'nin hırkası tacı başımda.
Özerlik göğerdi didem yaşında,
Var git arap var git bende nen kaldı?
 
Geri
Üst