Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

DERİLDİ AYN-I CEM KURULDU ERKAN

Derildi ayn-ı cem, kuruldu erkan,
Erenler oturmuş postu postuna.
Niyaz edip Hakk'a açıldı meydan,
Meydancılar çerağ aldı destine.

Baş eğdiler erenlerin yoluna,
Hü dediler ehlullah erkanına.
Çağırdılar Tanrı'nın arslanına,
Kevser getirdiler meydan üstüne.

Erenlerin gazileri geldiler,
Kabul edip cur'asından aldılar.
İçip Ab-ı Kevser sermest oldular,
Mail oldum gözlerinin mestine.

Zikr ettiler erenlerin nefesin,
Çüş ettiler taliblerin hepisin.
Cümle gönüllerin sildiler pasın,
Özlerin teslim ettiler dostuna.

Pir Sultan'ım bahçesini zeyn eder,
Üstat nazarında erkanın güder.
Kırklar sema ile hak yola gider,
Üçler'le, Yediler erkan üstüne.
 
DERİLMEMİŞ HAK CEMİNE VARINCA

Derilmemiş Hak cemine varınca,
Görün bakın cem cümleden uludur.
Kov ile gıybeti ele alanlar,
Bencileyin günahkardır, delidir.

Ceme varmak murat almak nihayet,
On iki erkanda okunur ayet.
Vücudun şehrini pak eyle gayet,
Gerçek mumin bu dergâhta velidir.

Erenler yolunu gözle gel otur,
Durma Muhammed'e salavat getir.
Hemen gayret eyle bir gevher ***ür,
Yardımcımız Şah-ı Merdan Ali'dir.

Güvenenler tevhit ederler rakip,
Ol demde sürülür cümle merakip.
İnanmazsan buyur işte menakıp,
Okuyup yazan evliya dilidir.

Sazımız çalarken, diller söylerken,
Canlar Allah deyip semah dönerken,
Oturan dedeler gülbenk dinlerken,
Gayrı kelam eden şeytan kuludur.

Mümin Müslim diz üstüne gelincek,
Tevhit duası da tamam oluncak,
Hak seven ayağa kalksın deyincek,
Bu da erenlerin güzel halidir.

Herkes sakin olsun yerli yerine,
Mümin Sırat geçer münkir yerine.
Varınca ol Pir Sultan'ın haccına,
Dili bülbül kendi irfan gülüdür.
 
DİKEN ARASINDA BİR GÜL AÇILMIŞ

Diken arasında bir gül açılmış,
Bülbülüm bahçene ötmeğe geldim.
Bezirganım yüküm gevher satarım,
Ali pazarına dökmeğe geldim.

Baç'ın vermeyince yüküm satılmaz,
Gevherin hasına hile katılmaz.
İnkar topu ile şahin tutulmaz,
Bir gerçek toruna düşmeye geldim.

Ben bend'oldum, şu meydana atıldım,
İkrar verdim, ikrarıma tutuldum.
İptida taliptim, pire katıldım,
Pirin eteğini tutmaya geldim.

Pir Sultan Abdal'ım, yüreğim döğün,
İmamlar rengine boyandım bugün.
İrehber pişirir talibin çiğin,
Ahiri bu imiş, pişmeye geldim.
 
DİNLEYİN AŞIKLAR BENİM SÖZÜMÜ

Dinleyin aşıklar benim sözümü,
Felek yaktı kül eyledi özümü.
Elimden aldırdım körpe kuzumu,
Her gün kıyamet oğlum diye diye,
Bir gün kıyamet oğlum diye diye.

Felek bana şöyle bir oyun saldı,
Dudu dilli kuzucucağımı aldı.
N'eyleyim kardaşlar elim boş kaldı,
Her gün kıyamet oğlum diye diye,
Bir gün kıyamet oğlum diye diye.

Yakarım yakarım, ateşim tütmez,
Seslerim seslerim, bülbülüm ötmez.
Oğlumun hayalı karşımdan gitmez,
Her gün kıyamet oğlum diye diye,
Bir gün kıyamet oğlum diye diye.

Pir Sultan’ım, dünya fanidir fani,
İnsana verdiler emanet canı.
Dünyadan ahrete uludur yolu,
Bundan gayrı yol yok dönesin geri.
Her gün kıyamet oğlum diye diye,
Bir gün kıyamet oğlum diye diye.
 
DOSTUN BAHÇESİNE BİR HOYRAT GİRMİŞ

Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş,
Korudur hey benli dilber korudur.
Gülünü dererken dalını kırmış,
Kurudur hey benli dilber kurudur.

Hangi dinden isen ona tapayım,
Yarın mahşer günü bile kopayım.
Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim,
Beri dur hey benli dilber beri dur.

Dervişe ne olsa kendi tacından,
İrakibe ölüm yare gecinden.
Benim benzim bir güzelin ucundan,
Sarıdır hey benli dilber sarıdır.

Bu meydanda serilidir postumuz,
Çok şükür Mevla'ya gördük dostumuz.
Bir gün kara toprak örter üstümüz,
Çürüdür hey benli dilber çürüdür.

Kendisi okur da kendisi yazar,
Hak hilal kaşına eylemiş nazar.
Senin akranların cennette gezer,
Huridir heyhey benli dilber huridir.

Pir Sultan Abdal’ım başından başlar,
İyisini alır, kötüsün taşlar.
Bin çiçekten bir kovana bal işler,
Arıdır hey benli dilber arıdır.
 
DÖNDÜN MÜ BENDEN HEY YÜZÜ DÖNESİ -1-

Döndün mü benden hey yüzü dönesi?
Ben seni Ali'nin yoluna saldım.
İkrarı boynuna kement olası,
Ben seni Ali'nin yoluna saldım.

Yürü bre yürü yüze gülücü,
Bizi görüp de yad elleri sevici.
Boynuna uğrasın şahin kılıcı,
Ben seni Ali'nin yoluna saldım.

Pir Sultan Abdal'ım dertlere derman,
Ayrılık elinden halim pek yaman.
Şefaat etmesin On İki İmam,
Ben seni Ali'nin yoluna saldım.
 
DÖNDÜN MÜ BENDEN HEY YÜZÜ DÖNESİ -2-

Döndün mü benden hey yüzü dönesi?
Verdiğin ikrara saldım ben seni.
İkrarı boynuna kement olası,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.

Zemheride yağan karlar erimez,
Aşk atına binen gönül farımaz.
İkrar birdir, iki yere verilmez,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.

İkrar verir ikrarından dönücü,
Arayıp da kendi gibin bulucu.
Batınından değsin Hakk'ın kılıcı,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.

İkrar verdim, ikrarıma güderim,
Seni gibi ikrarsızı n'iderim?
Varır ikrarlıya hizmet ederim,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.

Ben Uzunyayla'yı seçmeyim derdin,
Soğuk sularınızı içmeyim derdin.
Serden geçip senden geçmeyim derdin,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.

Pir Sultan Abdal'ım, imandır iman,
Yezidin kalbinden gitmesin güman.
Şefaat etmesin Oniki imam,
Verdiğin ikrara saldım ben seni.
 
DÜN GECE DÜN GECE SEYRİM İÇİNDE

Dün gece dün gece seyrim içinde,
Serim ağlar ağlar Pir sultan deyi.
Gündüz hayalimde, gece düşümde,
Düşlerde ağlaşır Pir sultan deyi.

Uzundur uzundur dedemin boyu,
Yıldızdır yaylası, Banaz'dır köyü.
Yaz bahar ayında bulanır suyu,
Sular da ağlaşır Pir sultan deyi.

Pir sultan abdalım, ey yüce gani,
Daim yeldiğimiz kudretin narı.
Halka teslim ettin o şirin canı,
Dostlar da ağlaşır Pir sultan deyi.
 
DÜN GECE SEYRİMDE BİR ERİ GÖRDÜM

Dün gece seyrimde bir eri gördüm,
Muhammet Ali'ye benzer kesimi
Yine batınımda bir ere sordum,
Dedi bilmez misin Eba Müslim'i.

Yetmiş bin batmandan teber çekerdi,
Yezit'in kalesin burcun yıkardı.
Bunca alem onun hayfın çekerdi,
Çok şükür ki bulduk Yezit hasmını.

Yetmiş üç er idik girdik bu yola,
Yalbırdak kılıçlar hep aldık ele.
Mevlâ'm Kur'an nasip olsa bir kula,
Kudretten okunur onun Yasin'i.

Hey Yezit, Muhammet Ali desene,
Kin ile kibri geri kosana.
Ağu verdin ise İmam Hasan'a,
Kırarlar başında ağu tasını.

Yayla senin, ova senin, il senin,
Sefil senin, geda senin, kul senin.
Muhammet Ali'ye giden yol senin,
Silebilsen kalp evinin pasını.

Göre idim Sultan'ımı hânımı,
Bula idim can içinde cânımı.
Mehdi alır İmamlar'ın kanını,
Ko desinler n'oldu Seyyit Nesimi.

Pir Sultan Abdal'ım der: Ey gaziler,
Böyle yazılmıştır bize yazılar.
Kerbelâ dedikçe sinem sızılar,
Şu gelen ses yoksa Düldül sesi mi?
 
DÜN MÜ BURDA İDİN BUGÜN MÜ GELDİN

Dün mü burda idin, bugün mü geldin?
Ötme garip bülbül bağrımı deldin.
Eşimden ayrıldım, ben burda kaldım,
Yad avcılar urdu telli turnamı.

Aşk eseri düştü, kaynadım çoştum,
Yüksekten uçarken alçağa düştüm,
Eşimden ayrıldım, ben burda şaştım,
Yad avcılar urdu telli turnamı.

Gitme turnam gitme dağlar dumandır,
Bizi derde salan ikrar imandır.
Eşinden ayrıldın halin yamandır,
Yad avcılar urdu telli turnamı.

Turnam ne gezersin dağlar salında?
Hak Muhammet Ali virddir dilinde.
Musahibim kaldı Kenan ilinde,
Yad avcılar urdu telli turnamı.

Pir Sultan Abdal'ım, bile mi olur,
Vadeye sala yok akıbet gelir.
Herkesin gönlünü kendisi bilir,
Yad avcılar urdu telli turnamı.
 
DÜNYA BENİM DİYE GÖĞSÜNÜ GERME

Dünya benim diye göğsünü germe,
Dünya kadar malın olsa ne fayda.
Söyleyen dillerin söylemez olur,
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda.

Kurtulamazsın Azrail'in elinden,
Bir gün olur çıkarırlar evinden.
Allah'ın ismini koyma dilinden,
Dünya kadar pulun olsa ne fayda.

Sen de dersin söz içinde sözüm var,
Çalarsın çırparsın oğlum kızım var.
Senin şunda üç beş arşın bezin var,
Bütün dünya malın olsa ne fayda.

Yalan söyler kov gıybetten geçmezsin,
Helalını har***** seçmezsin.
Kesilir nasibin su da içmezsin,
Akan çaylar senin olsa ne fayda.

Pir Sultan Abdal'ım çökse otursa,
Küll-i günahlarım alsa ***ürse.
Dünya benim diye çekse getirse,
Dünya sana baki kalmaz ne fayda.
 
DÜNYADAN EL ÇEK EY DİVANE GÖNLÜM

Dünyadan el çek ey divane gönlüm,
Ulaş bir üstada er ile görüş.
Mürşidin nazarından yad edersen,
İkilikten geçip bir ile görüş.

Mürşide yüzünü sürmek dilersen,
Emrine zatına ermek dilersen,
Hakk’ın cemalini görmek dilersen,
Nur ile nur olup sır ile görüş.

Sen nefsini öldür olagör yeksan,
Erler meydanında olagör kurban.
Yedi iklim, dört köşede lamekan,
Erenlerin sırrı nur ile görüş.

Aşık-ı sadıklar ölegelmiştir,
Ağlayanlar bir gün gülegelmiştir.
El ele el Hakk’a yola gelmiştir,
Tanı kendi özün pir ile görüş.

Pir Sultan’ım kemter kuldur Şah’ına,
Hünkar Hacı Bektaş nazargahına.
Deli gönül hak ol düş dergahına,
Er olayım dersen er ile görüş.
 
EĞER DOST IRMAĞIN GÖZÜN ARARSAN

Eğer dost ırmağın gözün ararsan,
Serçeşme'den gelir suyun durusu.
Ali Muhammet'tir Muhammet Ali,
İkisi de bir elmanın yarısı.

Ali'm engür ezdi kırklar da içti,
Kırkı da mest oldu kendinden geçti.
Muhabbetin kapısını kim açtı,
Cümlesi de bir ikrarın çerisi.

Ali'm yola gider menzili keser,
Sofi nerde olsa yalanı basar.
Bir kale yaptırmış on iki hisar,
Sor nedendir duvarının örüsü.

Dört kapısı vardır kırk da dükkanı,
Üçyüz altmış altı gevher madeni,
On yedi kişidir alıp satanı,
Cümlesinin sarrafıdır birisi.

O kalenin bedenine kuş konar,
Kanadı üstünde kandiller yanar.
Pir Sultan Abdal'ım secdeye iner,
Aşık oldum gitmez benzim sarısı.
 
EĞER FARZ İÇİNDE FARZI SORARSAN

Eğer farz içinde farzı sorarsan,
Yine farz içinde farzdır musahıp.
Dört kapıdan kırk makamdan ararsan,
Yine farz içinde farzdır musahıp.

Musahipsiz kişi ceme gelir mi?
Ettiği niyazlar kabul olur mu?
Muhammet Ali'den derman bulur mu?
Yine farz içinde farzdır musahıp.

Musahipsiz ise ceme ***ürmen,
Tecellisi bozuk Hakk'a yetirmen.
Müsahipsiz ile durup oturman,
Yine farz içinde farzdır musahıp.

Farz Allah'tan kaldı ya sünnet kimden?
Müsahibin işi daima sırdan.
Musahipli kişi ol Şah-ı Merdan,
Yine farz içinde farzdır musahıp.

Pir Sultan Abdal'ım, hey kerem kanı,
Yine sensin dü cihanın sultanı.
Aşnanı buldun, müsahibin hani?
Yine farz içinde farzdır musahıp.
 
EĞER GÖZLÜ İSEN DİZİL KATARA

Eğer gözlü isen dizil katara,
Bu yol gözlünündür, körün değildir.
Ne yitirdin, ne ararsın burada?
Bu gül bülbülündür, hârın değildir.

Benim mürşidimin gönlü ganidir,
Mürşidin dîdârı Hak dîdârıdır,
Girebilir isen gönül evidir,
Giremezsen senin yerin değildir.

Kapıya varmadan dibe geçilmez,
Mürşit olmadan müşkül seçilmez.
Çarşıya varmadan dükkan açılmaz,
Bedesten ararsan şarın değildir.

İkilik tutanın hem yüzü kara,
Cihanda kendine bir mürşit ara.
Eğer âşık isen gel gir katara,
Âşık değil isen yerin değildir.

Bak şu erenlerden gelen doluya,
Çaylak kâr eylemez şahin avına
Pir Sultan’ım çağır gelsin pirine
Gelip yetişmezse pîrin değildir.
 
EĞLEN AŞIK EĞLEN HABER SORAYIM

Eğlen aşık eğlen, haber sorayım,
Tarik nedir, erkan nedir, yol nedir?
Hak didarın görmüş ağlayıp çağlar,
Sulara karışmış akan sel nedir?

Gel imdi oku ol Ümmül Kitab-ı,
Gözü ile görmüş var mıdır Hakk'ı?
On iki bahçede kırk sekiz kapı,
Daim hizmetinde duran kul nedir?

Başlayım yoluna ben de Ali'nin,
Duası makbuldür gerçek velinin.
Üçyüz altmış altı selvi dalının,
Budağında açan iki gül nedir?

Sana mana verdim sen de al imdi,
Eğer arif isen sen de bil imdi.
Ezelden Cennet'te sen de bu imdi,
Bir kandil içinde iki nur nedir?

Pir Sultan Abdal'ım, çağır ya Gani,
Veren Allah yine alır ol canı,
Gönül bir gemidir, akıl dümeni,
Akıl dümen, ya söyleyen dil nedir?
 
EKSİKLİĞİM ALDIR DERGAHA GELDİM

Eksikliğim aldır degâha geldim,
Bin kanım var, bir mürüvvet erenler.
Aradım hatamı, özümde buldum,
Bir kanım var, bir mürüvvet erenler.

Erenlere bağlı kapıyı açarlar,
Müşkülünü müşkülünden seçerler.
Kan edenin günahından geçerler,
Bin kanım var, bir mürüvvet erenler.

Hey erenler benim yüzüm yerdedir,
Yüzüm yerde ise özüm dârdadır.
İkrar nerde ise iman ordadır,
Bin kanım var, bir mürüvvet erenler.

Beşincide yer ile gök dolmuştur,
Altıncıda vakit tamam olmuştur.
Kerem Muhammed Aliden kalmıştır,
Bin kanım var, bir mürüvvet erenler.

Ak gül Muhammed'in alın terinden,
Kerem Muhammed'den, mürvet Ali'den.
Pir Sultan'ım, böyle aldık uludan,
Bin kanım var, bir mürüvvet erenler.
 
EKSİĞİM ALDIM DA MEYDANA GELDİM -1-

Eksiğim aldım da meydana geldim,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.
Kabahatim andan, cürmümü bildim,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.

Erenler yerdeki yüze basmazlar,
Can olanlara derinden küsmezler.
Bir suç ile bir gardaştan geçmezler,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.

Erenler bağlı kapılar açarlar,
Müşkülü de müşkülünden seçerler.
Kan edenin günahından geçerler,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.

Ey erenler benim yüzüm yerdedir,
Yüzüm yerde ise özüm dardadır.
İkrar nerde ise iman ordadır,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.

Pir Sultan'ım şerbet içmiş, ayılmaz,
Ezelden yazılan yazı bozulmaz.
Aman Rabb'im diyenlere kıyılmaz,
Ben günahkar kulum erenler mürvet.
 
EKSİĞİM ALDIM DA MEYDANA GELDİM -2-

Eksiğim aldım da meydana geldim,
Aman mürvet günahkarım erenler.
Kabahatim andan, cürmümü bildim,
Aman mürvet günahkarım erenler.

Şeriat taşından bir taş kaldırdım,
Marifet ehlinin gülün soldurdum.
Ne yaman kanlıyım, nefis öldürdüm,
Aman mürvet günahkarım erenler.

Altıncımız yer altında türedi,
Yedincimiz yer yüzünü bürüdü.
Bize de hû demek Ali'den kaldı,
Aman mürvet günahkarım erenler.

Yoldan çıktım ise yola getirin,
Kırılmış dalların şunda bitirin.
Pişirip kotarıp bezme getirin,
Aman mürvet günahkarım erenler

Pir Sultanım der k: Sözün hatasın,
Kadir Mevlâ'm bilir bunun ötesin.
Var bir amel kazan, Hakk'a yetesin,
Aman mürvet günahkarım erenler.
 
ELA GÖZLÜ YARDAN BİZE GEL OLDU

Ela gözlü yardan bize gel oldu,
Varamam şu yerler yazlanmayınca.
Hiç talip kalmadı ehl-i dil oldu,
Gerçekler bilinmez izlenmeyince.

Ali'yi sevenler ayan eylemez,
Saklayıp sırrını beyan eylemez.
Erenler nutkunu nihan eylemez,
Muhabbet kurulup sözlenmeyince.

Ali'yi sevenler gönül döşürür,
Döşürür de aşk kazanın taşırır.
Her mürşit çiğ talip mi pişirir,
Ateş yakıp altı közlenmeyince.

Pir Sultan Abdal'ım demek olur mu?
Hercai dilbere emek olur mu?
Rızasız lokmasın yemek olur mu?
Mürşit nazarında tuzlanmayınca.
 
Geri
Üst