Tümüyle Atasözleri ;)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan By.BuRkay
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Yaza çıkardık danayı, beğenmez oldu anayı.
Anne-baba pek çok emek sarf edip zahmete katlanarak çocuklarını yetiştirip büyütürler. Ne var ki, büyüyen bu çocuklar kendilerini bu yaşa getiren anne-babalarını çoğu kez beğenmezler.
 
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
1. Yazın o sıcağında durmayan, güneşe aldırmadan çalışıp kazanan, yiyeceğini hazırlayan kişi kışın rahat eder; hiç sıkıntı çekmez. 2. Gençlikte çalışıp kazanan, har vurup harman savurmayan, varlık edinen kişi ihtiyarladığında rahat eder; sıkıntı çekmeden hayat sürer.
 
Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.
1. Yazın çalışma, kazanma günleridir. Bu zamanlarda çalışmayıp keyiflerine bakanlar, gününü gün ederler, kışın zor şartlarında yiyecek bulamazlar; sıkıntıya düşer ve ona buna avuç açarlar. 2. Gençliğinde çalışmayıp tembel tembel oturan, eğlenceye dalan, mal-mülk edinmeyen, kazanç sağlamayan kimse ihtiyarlığında ya da hastalığında sıkıntıya düşer; perişan olur.
 
Yazın gölge kovan, kışın karın ovar.
Bk. “Yazın gölge hoş...”.
 
Yeğniği yel alır, ağır yerinde kalır.
Kişiliksiz, ağırbaşlı olmayan, züppe-hoppa, gayri ciddî, bir sözü diğerini tutmayan, hafif meşrep, zayıf karakterli kimseler bir varlık gösteremezler; bir yerde tutunamadıkları gibi onun bunun oyuncağı da olurlar. Ama ağır başlı, tavırlarında ciddî, sözünde duran, kişilikli, ahlâklı kimselere kimse ilişemez; onlar bulundukları yerde kolayca barınırlar, işlerinde başarılı oldukları gibi sevilip sayılırlar da.
 
Yel, kayadan ne koparır (aparır).
Güçsüz, güçlüye etki edemez. Sağlam karakterli, kişilik sahibi, onurlu, ciddî kimselere öyle önemsiz etkiler hiçbir şey yapamaz. Sağlam bir temele oturmuş işleri de kimi olaylar kolay kolay etkileyip bozamaz.
 
Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler).
Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar. Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler.
 
Yerdeki yüze basılmaz (kimse basmaz).
Ağırbaşlı, nazik, alçakgönüllü, ilişkilerinde ılımlı kimselere kimse hor gözle bakmaz; onları hırpalamaz, ezmeye çalışmaz. Bunun yanında felâkete uğramış, yenik düşmüş, muhtaç kimselere de merhametli davranılır.
 
Yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir.
Kişi neyle uğraşacağını, ne iş yapacağını, hangisinin kendisine uygun geleceğini bilmeli ve ona göre bir seçim yapıp çalışmaya başlamalıdır. Aksi takdirde bir işte tutunamayarak, sık sık yer değiştirecek, bundan ötürü de çok zarar görecektir
 
Yerin kulağı var.
Ne kadar saklı tutulursa tutulsun, gizli konuşulan bir şey umulmadık bir yoldan başkalarınca mutlaka duyulur. Bu bakımdan elden geldiğince tedbirli olmalı, olur olmaz yerde konuşmamalıdır
 
Yılana yumuşak diye el sunma.
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı kişi. Kolay görünen iş çok zor, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok tehlikeli olabilir ve zarar görebilir insan.
 
Yılanın başı küçükken ezilmeli.
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği anlaşılan bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne hemen geçilmeli; büyümesine izin verilmeden ortadan kaldırılmalıdır.
 
Yıl uğursuzundur.
Kimi dönemlerde arsız, yüzsüz, ahlâksız, adaletsiz kimseler el üstünde tutulur. Böyle bir zamanda dürüst, namuslu, erdemli kimseler zalimlerin baskısı altında kalırlar.
 
Yırtıcı (alıcı) kuşun ömrü az olur.
Ona buna saldıran, zarar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı çok olur. Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, hak ettikleri cezayı görürler
 
Yiğidin malı meydandadır.
Yiğit, mert insanlar aynı zamanda cömert olurlar. Mallarını herkesin yararlanması için ortaya koyarlar.
 
Yiğidin sözü, demirin kertiği.
Yiğit, mert kimseler sözlerinin eridirler. Onlar verdikleri sözden geri dönmezler, sözlerini inkâr da etmezler. Bu tıpkı bir demir üzerine açılmış çentik gibi meydandadır, kolay kolay yok olmaz.
 
Yiğit arkasından vurulmaz.
1. Mert olan alçakça yollara baş vurmaz. Düşmanıyla yüz yüze dövüşür, onu arkasından vurmaya çalışmaz. 2. Yiğit bir kimsenin yokluğundan haydanılarak arkasından konuşulmaz, dedikodusu yapılmaz, kötülenmez ve iftira atılmaz.
 
Yiğit meydanda belli olur.
Atıp tutma, “ben şöyle yaparım, böyle ederim” demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez. Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur.
 
Yiğit yarasına yiğit katlanır.
Mert olanların derdinden ancak mert olanlar anlar. Öte yandan, bir yiğitten gelen saldırıya da herkes katlanamaz, buna ancak yiğit olanlar dayanabilir.
 
Yiğit yiğide at bağışlar.
Yiğit, mert olmasının yanında gözü tok ve cömerttir de. Kendisi gibi gözü pek olana her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmaz. En kıymetli varlığını bile kolayca bağışlar
 
Geri
Üst