Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α
Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler; dilime düşmeyen sözcüklere dönüşmeyen!..
Ben sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..
Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim söyleyebildiklerimden!..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp hissettirmeye çalıştım sana...
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana ve her zaman hayıflandım;
Ben sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..
Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim...
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!.......
Sen güzeldin ve ben güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim...
Boyutları değişiyordu hayatımın...
Yani değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum gelişiyordum genişliyordum...
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..
Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli...
O yüzden yazdıkça parmaklarım ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi...
Seni özlüyor ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için...
İçimdesin!
Suskun kalemin bu sabah
Yorgunluğun mu kaldı katran gecenden
Yıldızlardanmı aşıp geldi özlemlerin
Çok uzaktamıydı dünlerin
Geç kaldın sevdalarıma
Yağmurlarla yağdırdım ardından özlemimi
Taşan sulara döküldü ismin dudaklarimdan
Savrulan rüzgarlara bıraktım hasret kokunu
Çöldeki kum fırtınalarıydı saçların
Saçların savruk
Gözlerinde harareti hayali suyun
Sıcaklığını geç getirdin tenimin soğuğuna
Geç kaldın ismini hatırlamama
Sabahları içtiğimiz çayı bile unuttum
Kaç şekerliydi...simit mi severdin- börek mi
Geç kaldın güneşi yakan sabahlara
İhanetin erken başladı senin
Çekip gitmelerin
Acele suskunluğun teslim etmekti beni sensizliğe
Tadı olsada teninin dilimde erken değiştin beni başka ellere
Sevdam hep ağır geldi omuzlarına
Dilin varmazdı söylemeye
Gözlerin saklayamazdı oysa
Ben yükün değildimki
Yüküne omuz verirdim seninle
Elinden tutardım zor çektiğin gecelerin
Ben dayanağındım hani
Her zorlukta benide alırdın yanına
Bensiz sen yarımdın hani..
Geç kaldı gözlerime gözlerin..
Gözlerimde başka izler var şimdi.
Son Gunlerim artık
Bütün eşi dostu sevgiliyi bıraktık
Gözyaslarım içime akan kalbimdeki yarayı açan
Şimdi yanımda kalan bir yalnızlık birde sigaram
Bu şehirde yagmur yagıyor artık
Elveda sevgilim biz ayrıldık
Bekleme beni yollarımı gözleme artık
Gözlerimde yaslar başımda agrılar içimde ayrılıklar
Elveda sevdiklerim bu şehirden ayrılıyorum artık
Elimde olsa çekermiydim bu ayrılıgı
Çıkarır silahımı alnından vururdum yalnızlıgı
Severken vedalaşmak zormuş ayrılık ölüm kadar acı
Elveda sevdıklerim bu şehirden ayrılıyorum artık
Aç kapıyı yalnızlık ben geldim
Hayır ağlamadım gözlerim yaşlı değil.
Cephedeydim kurtaramadım yenilmekliği.
Gece yarısı uyumuştur sokaklar çoktan
Bir sen varsın işte bir de benim hayaletim...
Bakma öyle al elimden valizlerimi
Bir şey yok içlerinde; balık kokusu sinmiş üç beş kazak
Kırık bir ayna bir kaç tel siyah saç...
Soğuk burası yağmur kokuyor
Geceleri uyku tutmaz insanı burda
Bak yıldızları görmem lazım benim dolunayda; çıldırırım
Yıkarım üstüne bu mahzeni kaçamazsın...
Morarmış çatlamış ellerim soğuktan görmüyor musun?
Varsa sıcak bir çorba getir bana tuzlu
Yoksa uğraşma aç değilim.
Saat yok duvarlarda o kadar yalın yaşamak
Günışığı da yok karanlık ruhun gibi yakın sana...
Yalnızlık kapat kapıyı!
Şuraya şu soğuk taşların üzerine bir yatak ser bana.
Uyumak istiyorum
Unutmak istiyorum
Unutulmak istiyorum...
bu mevsimde eskidi yenisinde hevesim
yırtığını yamamak artık gelmez aklıma
iğneleri paslıdır iplikleri çürümüş
bir çay ağzında bekler zamanın ejderhası.
kızıl gülün edebi mevsime meydan okur
güzel kızın yüreği derdine derman dokur.
eritirim örsünde döve döve sevdamı
kaybederim kaybolan umutların özünde
çift çarıklı ihtiyar tırnağında dert taşır
bir kederli bakışın sevinci var yüzünde
yanmaya alışırsa yanmadan durmaz insan
her duyduğu ney sesi dönmeden durmaz insan
ak benizli bebekler ninniyi kendi söyler
tayların anasına çifte vurduğu devir
bu tarihi kazıyıp tarihine sevdanın
kirli görünüyorsa başka sayfayı çevir.
en berrak duyguların kire girdiği zaman
insanın insanlıktan fire verdiği zaman
bu mevsimler eskidi bir ömürle beraber
elimdeyken kaybolan varlığım çekip gitti
ceviz kabuğu dünya aldı beni içine
sonra verdiği gamla dertle beni eritti.
bir damla su içinde boğulan insan için
deryaya meyil edip muhteris olmak niçin.
ah ile yanan dünya bilmez niye bu yanış
serkeşleşen hayaller kap kara katran oldu
siyaha tutkunluğum güneşe hasretimden
siyahın aşkı ile yeşilim alım soldu.
eskiyen mevsimlerin yenisinde gözüm yok
bu keder bana ait başkasına sözüm yok.
Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır
Çığlıklarla parçalanmış uykularda
Buruşturulup atılmış aşklarda
Ve çalınmış mutluluklardadır
Ses ile yürek
Büyük rüzgarların o yanık şarkısı
Hala yüselir içimizden dağılır
Coşkunun doruklarında sürer yankısı
İlk kurban adanıtken bir nehire
Korkunun ilk nişanında başlamıştır
Gözyaşının ilk damlasından kalma
yaslı baharlarla gelmiştir bugüne
Kanla yazılan yasalarala
Açlığın otağ kurduğu sabahlara
Ve sonuçsuz kalan ahlarla gelmiştir
Acıya kurşun işlemez artık __________________
Beni vurun
Onun yeşil gözlerinden ölmek olsun sonum
Beni vurun
Bu sevdayı ansızın durdurun
Beni vurun
Bu bir tek kişilik oyun
Yoksa ölmekten beter olurum
Bu yıkık adam ben değilim
Asırlardan beri ben böyle değildim
Şimdi ne yediğim ne içtiğim
Fayda vermiyor sadece bakar oldu gözlerim
Ben eskiden böyle değildim;
Düşünce anlıyor insan
Deliler gibi seviyorum diyenlere gülerdim
Ben eskiden böyle değildim...
Beni şimdi sabahsız geceler paklar
Nerede akşam orada sabahlar
Düşünce anlıyor insan
Meğer kara sevda
Adamı ummadığı anda haklar
...
Şimdi beni isimsiz sokaklarda bulun
Tarifsiz adreslerde adımı sorun
Şimdi beni vurun
Ve bu deli aşka bir nokta koyun
Şimdi beni vurun
Belki bu aşka başka bir dünyada
Karşılık bulurum
Eğer vuracaksanız beni şimdi vurun
Öldüğümde hem aşık
Hem de yakışıklı olurum.
Benimde kaderimde varmış ayrılık
Bende istemez miydim mutlu mesut olmak
Neyin varsa aldılar elimden
Sesin
Kokun
Nefesin
Bir canım kaldı bende de verecek aşkım
Senin sevgine adağım
Herkes gibi bizde mutlu olsaydık
Garip yuvasız serçeler gibi
Yuvamızı kursaydık
Ne güzel hayallerimiz vardı
Şimdi ne oldu halimiz
Varsın buna kader diyelim
Tanrım böyle istedi
Ayrılacakmış yolumuz
Herkes gibi bizde mutlu olsaydık
Garip yuvasız serçeler gibi
Yuvamızı kursaydık
Kalbinden yaralı
Gidenlere hep ağlamaklı
Gidenler anlamaz ki
Gidenlerin seven yüreği olmaz ki
Yürek taşırlar ama
Taşıdıkları yürekler taş kesilmiş
Seviyorum diyen diller ise yalana mahkûm edilmiş
Oysa ne hoş geliyordu kulağıma
O sözler. O kelimeler
Şimdi anlıyorum ki
Hepsi yalanmış meğer
Demek ki
Yalanmış seviyorum diyen sözler…
aşkın ihanete uğradığı gün
yangınım olmustun hatırlar mısın
kalbim seni aradığı gün
"elveda" demiştin hatırlar mısın
ilk doğum gününü kutladığımda
yutkunup kalmıştın hatırlar mısın
alevler kaybolur dumanların içinde
masum aşklar artık roman içinde
neleri unutmadık ki geçmişten bugüne
adımı sorsalar hatırlar mısın
Çıkmaz bir vuslata sürüklenen yüreğimde sen yanıyorsun!
Bu gün kelimelerin tutsaklığına yer yok yüreğimde;
ister anla ister es geç ve vur sensizliği yalnızlığıma. Çiğne kalabalığımı tıkansın yürüyüşlerimi ve duyma ayak seslerimi gidişinin ardından.
Susturduğum sabır taşı bu gün dillendi.
Ah zaman!...
Nereden sürgülendiğini bir bilsem.
Derdim ne seninle ne de sensizliğe...
Sürülsem kendimden ve benliğim el seluleti gibi yansısa aynalardan.
Ve hırçın bir fırtına sonunda durulsa içim.
Seni düşünmedim
Yalan!
Seni beklemedim
Yalan!
Seni hiç önemsemedim
Koca bir yalan!...
Böyle düşünmemiştim hiç.
Ne seni ne kendimi ve ne de bu vakitsizliği...
Akrep sancılanmayacaktı zamanda ve akrep umursamaz dönecekti kolumda.
Denizine açtım gözlerimi.
Varlığın ne zaman süzüldü içime?
Zamansızlığındaki çokluğun ve yalnızlığımdaki azlığın...
Neden bu kadar zorsun?
Uzaklarda dolanışım varlığına duyumsadığım ihtiyaçtan ve senden bana arta kalan durgun anlarımın yalnızlığına...
Söylemediğim
Ve
Söyleyemeyeceğim
Sadece iki kelimeyle...
Ne sevmek ne de sevmemek değil bu
Beni biraz kendine sor ne olur
Her sevda dile gelmez söylemez dil
Gönül işidir bu biraz gönül yor ne olur
Sevda içimdedir özümdedir kat kat
Her katta ayrı bir saltanat
Sensin bu kalbin sultanı
Feda olsun sana binlerce taht
Kan kaybeder aşkımızın yarası
Düşlerim bestelenir güllerin açılışına
Aynı acıları duyduk ikimizde
Bıçak bile bizi ayıramadı
Güneşi kaybettik soğuk ayazlarda
Sıcak bile bizi ayıramadı
Sevda zor gelecek baharı bekler
Gözlerinde ağladığın ben
Her gönül bir ömür aşkı bekler
Yüreğimde yandığım sen
Reyhanlar açtı yine neşe içinde
Beklerim beklersin bir umut içinde
Gün
Gittiğin o gün
Arkana bile bakmadığın
Benimse bakmaya kıyamadığım
O okyanus gözlerinle bakmadığın
Gün
Gittiğin o gün
Sonbahar yaprakları düştü üzerime
Gündüzlerim karardı
Güneşim battı
Ay bile doğmadı
Yüreğim bu sensizlikte daraldı
Dayanamadı artık gözyaşımda aktı
Gün
Gittiğin o gün
Yüreğimi binlerce kez vurduğun
Düşmanlarımı bana güldürdüğün
Beni diri diri toprağa gömdüğün
Gün
Gittiğin o gün
Sonbahar yapraklarını döktüğü
Ben gözyaşlarımı döktüğüm
Seninse hiçbirşey olmamış gibi davrandığın
Gün
Gittiğin o gün
Senle yıllarca yaşadıklarımızı yaşanmamış
Yaşadığımız o büyük aşkı
Bir rüya bir hayal bir masal say
Seni çok sevdiğimi bilirsin
Artık hiç sevmemiş say
Çünkü ben seni unuttum
Beni bırakıpta
Gittiğin o gün
Gülüm
Sen ruhumun tek iklimi
Aşkımın gerçek mevsimi
Sayfa sayfa okuduğum
Name name söylediğim
Tek güzelliğimsin
Nerden başlasam
Nasıl anlatsam
Hislerimi tarif edemiyorum
Biliyosunki seni çok seviyorum
Bıraktığın resim yetmiyor bana
Doyamıyorum
Ellerine sesine kokuna bakışına
Uyuyamıyorum
Başımı dizlerine koymayınca
Yirmidört saate sığmıyor günüm
Bir kıblede birde sende yönüm
Ne bu şehre sığar nede gönlüme
Sana olan sevgim
gözlerini kana kana içtim ben
hiçbir pınar böyle engin olmadı
Çok ince benim meselem çok
Bir akşam üstüydü onunla tanışmamız
Elini verdi eridim elimi tuttu eridim
Zor bela merhaba diyebildim
O kadar güzel o kadar güzeldi ki sorma
Gözleri bahardan tatlı
Saçları kömür karası
Durmasımı desem bakmasımı
Hele o konuşması mest ediyordu beni
Evleri yolumun üstündeydi
O muhteşem o çok şahaneydi
Onu görmek herşeye değerdi ya
Dolayısıyla sık sık eve gidip gelmelerde
Hep bahaneydi
Seni seviyorum demek an meselesiydi
Her defasında erteledim utandım
Bugün olmasa yarın olurolur sandım
Sana nasıl anlatayım
Ben çok aptal bir adamdım
Bazen caddede karşılaşırdık
Tokalaşır hal hatır sorardık
Ama o hal hatır sorardı
Ben aşkı ile yanardım
Sana nasıl anlatayım bilmemki
Ben çok aptal bir adamdım
Ve bir akşam üstüydü
Onu gelinlikle
Kuaförden çıkarken gördüm
İçimi bir tufan sardı
Dünya yansa ne yazardı
İnanamadım
Acele edecek
Evlenecek ne vardı
Başıma taç yapmazmıydım?
Gözüm gibi bakmazmıydım?
Nasıl anlatayımki
Ben çok aptal bir adamdım
Ve yine bir akşam üstüydü
İstemeye istemeye
O kahrolası sokaktan evime dönerken
Evleri'nin önünde bir feryat bir figan
Aman Allahım
O an aklıma gelen
Başıma gelmişti
Hayatımın anlamı hasretim özlemim
O sevdiğim kadın o ölmüştü
Vay anasını sattığımın dünyası vay
Vay anlımın kara yazısı
Tarifi yok pişmanlığımın anlamıda yok
Giden gitmiş felek edeceğini etmişti
Gözümde dünyanın tüm güzellikleri bitmişti
Yahu ona bir açılabilseydim
Onu çok
Ama herşeylerden çok sevdiğimi söyleyebilseydim
Ne olurdu
Artık nasıl sevdiğimi bilmeyecek
Ve ben kendimi hiç affetmeyecektim
İçme diyorsun iyi söylüyorsun
Biliyorum beni düşünüyor beni seviyorsun
Önceleri kızardın bakıyorumda
Şimdi anlıyorsun ve sende içiyorsun
Boşver can arkadaşım
Yazılan gelir başa
Çekilen tasa boşa imiş
Kendim ettim kendim yandım
Anlayacağın anlayacağın
Ben çok aptal bir adamdım
Gelemiyorum yanına !
O kadar çok engel var ki arada
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp
gelmek istedim;
Çekmedi yorgun bedenimi.
Bulutlara takılmayı denedim;
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi
kıyılarına vurmak için
Kağıttan bir gemi kesti yolumu
Koparılan takvim yapraklarıyla
gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi
Küle dönen kor tenimde
İzi kaldı dokunuşlarının.
Üşüyorum...
Sıcaklığını bulmak için
vurdum kendimi sahranın göbeğine.
Güneşin ortasına attım
ip merdivenimin ucunu.
İp tutuştu...
Ben yanamadım.
O kadar nasırlaştı ki sensiz can
Öylesine mahsun kaldı ki duygular
Sevda nerdedir
Özlem ne tarafa düşer?
Ne yönüm kaldı ne mevsimim
Sana çıkan yolu bulamadım...
Tuttuğum nefeste kaldı
Bir boğum daha ukte sevdam.
Anlamı yok
Tadı da yok
Sensiz geçen
Günlerin
Saatlerin
Anların
Hepside soldu
Sana olan sevgim gibi
Çiçeklerin yüzü gülmüyor artık
Hepsininde boynu bükük kaldı
Benim gibi
Nerde hani verdiğimiz sözler
Var mıydı bırakıp gitmek
İnsan sanmıştım seni
Duygulu
Kalbi sevgi dolu
Gözlerinde görmüştüm çünkü
Derler ya
Gözler kalbin aynasıdır
Ben de ona vurulmuştum
Yanmıştım
Ama
Ne yazık yanılttın beni
Bir anda sildin herşeyi
Bu kadar kolaydı demek senin için
Aşk senin için
Bu kadar kolaydı
Yazık
Anlamsızsın artık benim için
Yaşadıklarımızı rüya farzediyorum
Herşey bitti bende uyandım
Sadece kabustu
Güneşin altında yeni bir gün başlıyor
Umutlu
Sevgi dolu
Huzurlu
Yalan aşk olmayan
Rüyada bile yaşanmayacak olan