∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α

Kimse Bilmez
Ateş yakmaz, bıçak kesmez
Dağlar yürür kendi bilmez
Allah bilir kullar bilmez
Yürek yanar közü bilmez

Elma düşer kurdu bilmez
Yağmur yağar sular bilmez
Allah bilir kullar bilmez
Ömür biter, hayat bilmez

Gece olur körler bilmez
Göz kararır güneş bilmez
Allah bilir kullar bilmez
Ruh ayrılır beden bilmez

Göz konuşur sözler bilmez
Kalp kırılır diller bilmez
Allah bilir kullar bilmez
Can bölünür canan bilmez

Yürek ağlar gözler bilmez
Suda yanar ateş bilmez
Ben bilirim kimse bilmez
Zaman durur saat bilmez
 
Hiçbir şiir anlatamaz seni ve gözlerini,
Senden başka !
Sen şiirsin dize dize içime kazılan,
Yazan ben değilim benden öte benliğim,
Kalem sensin kağıt benim,
Ben şair değilim...

Ben şair değilim sen şiirsin,
Ben kiremitleri paramparça çatısı delik.
Bir gecekonduda çocuk gibiyim,
Sen yağmursun sağanak sağanak yağan.
Ben çaresiz kalmış biriyim,
Bütün varlığıyla göz olmuş sana bakan...

Sen şiirsin ya sonumsun ya mutluluğum,
Adını andıkça yakıyor genzimi soluğum.
Cok acılar çektim yolunda, çekiyorum yine de...
Sana sormadan aşkına düşmekse suçum.
Sen $iirsin, Güzelsin, Anlayan, Bağışlayansın,
Beni göğsünde dinlendir, Ben Sana Vurgunum...
 
Beyhude heveslerimle süslesemde yılları
Bir hiç uğrunaymış ki geçip gittiler.
Beyaz elbisesini giydiğinde bedenim,
Ömür çıkmazının son durağındayımdır.
Kaç yangını küle çevirmiş kalbim,
Kaç aşkın hasarı var kimbilir ?

Toplanıp gelsede sevenler,
Elbet beni karanlığa bırakıp'ta gidecekler.
Uzaktan uzağa belki ağlarsa gözlerin,
Koparıp çocuk sevinçlerimden,
Bana bir mutluluk vereceksin...!

Ansızın düşerse bir damla göz yaşı, süzülüp yanagından,
Belki ölmüş ve yalnızımdır o an.
İçini yakıp'ta geçerse bir hüzün seli
Ölmüşlüğümün yanında, birde tebessümlerimle hatırla beni.
Aşkını aramak düşerse aklına,gecenin kuytu karanlığında.
Düğümlenmiş duygularına hesap vereceksin.

Arayıp'ta bulamassan beni,
Eski bir çıkmazda sana şiirler yazacağım.
Sonbahar yağmurları ıslatırken toprağımı,
Zaman acımı alıpta gidecek senden.
Geride kalırken yaşanmış gerçekler,
Ve ayışığı kadar parlakken güzelliğin,
Ben kuytu bir köşede ölümün esiriyim..
 
Biraz sonra ayırmaya ***ürecekler beni.
Yalnız kaldığım bu dünyadan
Yanaklarını öpmediğim yarimden,
Mürekkebi yarıda kalmış kalemimden

Her şey biraz sonra ,
Uyku tutmuyor gözlerimi.
Biraz sonra kapanacak bu gözlerim
Yarime hasret kalan bu gözlerim
Açılmayacak edebiyen ,bu hayata

***ürseler beni
Sorun,
Şehirlerin kuytu sokaklarına
Sorun,
Dağda korkak şekilde açan papatyaya
Buradan bir eşkıya ***ürdüler mi?
Diye sorun…

Dolasalar boynumu küflenmiş iplere
Sizi de alıp ***ürecem.
Sultanımla paylaştığım anılar
Yalın ayak, üstümde beyaz kefenimle
Alıp ***ürecem sizleri.

Sonrası ne olur o zaman
Zamansız mı…
Yoksa
Yoksa
Yoksa….
………………….

Geliyorum üstadım.
Su gibi akıp geliyorum
Tutmaz beni kanyonlar,
Önüme set çekmez bu kayalar

Ya dediğim gibi her şey biraz sonra
Bir yıldız kayacak
Yalnız kaldığı göküzünde,
Sınırsız uçsuz bucaksız çukurlara
Kayıp gidecek arkandan bakan olmaz gökyüzüne.

Ve o zaman ellerim kopacak bu kalemimden
Ve o zaman yalnız mı kalacak bu davam
Hayır,
Ben gidersem binlerce adsız kahraman gelir,
Ana kucağında yar koynundan ayrılıp gelirler

Artık vakit tamam

Hoşça kal anılar
Hoşça kal iki gözüm
Hoşça kal geceleri uykumda usulca saçlarını okşadığım
İki gözüm sultanım...
 
Ömrümüzü bir suç gibi ayarlamadık mı
Ağır bir hüküm giyer gibi öleceğiz
**
Ben seni tanıyorum
Çırıl çıplak
Sordun aşkın sonunu
Boynuma sarılarak
F.H.DAĞLARCA


Çelişkileri yüreğini körükleyen volkandı
Son gündü elimi tutmak,son kez ömek istedi
Güvenemediğimi söylüyordu içimdeki uğultu
Nefes aldırmayacak kadar sıkıca sarılmak istiyordum
Ne elimi tutmasına ,ne de hayatımı altüst etmesine izin verebildim
Dudaklarımdaki yaşam sona erdi ,bitti
Sislerin içinde kayboldu
Son kez gözlerime baktığında
Umut görüyordum
Ağlamaktan kançanağı olmuş gözleri
Damlalarını dökmeye hazırlanan bir yağmur bulutuydu
Tenime dökülen şarap oluyordun


Gece yarısı olmuştu,kapım çalındı
Tanımadığım bir siluet,apansızca ***ürdü beni
Beni bana anlatmaya başladı
Hiçbir şey hatırlamıyordum
Titreyiş nöbetleri tuttu vücudumu
Bana ulaştığını sanıyordu
Hiçbir zaman ulaşamayacağı varlımdaki karşısındaki

Kendimi bir an yaşamımdaki geciken şeylerin
Farkındalığıyla boyluboyunca uzanmış buldum yere
Düşünüyor,gökyüzünde şekiller çiziyordum
Seni her karanlıkta arayan ben
Şimdi yıldızlarla resmini çiziyordum
Mavi buğuluğumun derinliğine
 
Bana öyle bir gün ver ki
Sonsuzluk kadar uzun olsun
Yarınlarım bugün olsun
Ruhumda aşkın renkleri
Pembe,mavi,yeşil olsun
Sarılar sarsın onları
Dalgalar ebruli dursun
Bana öyle bir gün ver ki
Sonsuzluk kadar uzun olsun

Su üstünde oynaşan dalgalar gibi
Benim aşkımda ebruli
Ruhumun desenleri,
Yüreğinde nakış olsun
Bu sevginin hikayesi
Ölümsüz bir motif olsun
Bana öyle bir gün ver ki
Yarınlarım bu gün olsun
 
Gidiyorsun karalari baglayip,
Gitmek istiyorsun gönlünce,heyecaninla,
Hzak durmak istiyorsun mavi semalarin körerdigi bu sehirden...
Hayalin aci verdigi yangin dolu bu alemden kaciyorsun
Geride birakmak istemedigin göz yaslarinida beraberinde ***ürüyorsun,
Hadi git...
Gitmek istiyorsan.
Pismanligin fayda etmedigi yeni dünyana hadi kos,
Geride biraktigin yangin dolu dakikalari düsünmeden hadi git.
BIir asirlik camlarin yapraklarini kurutmaya acimdan,
Hadi kiy özenle büyüttügüm sevgi ciceklerini kurutarak git...
Git hadi !..
Günesin aci cektigi kizil sonsuzlukta gözyaslarima semsiye tutarak git.
Dokunma bulutlarima,
Ellerinle getirdigin kudretli buzul daglarinla
Sogutmaya calistigin dünyamadan cek elini..
Durma kos git!..
inan bana gözlerimden tek damla düsmez.
Hatiralara cizdigim yesil tablomdan eser kalmaz..
Sana yazdigim sarkilarin notalarini,ne kuslar okur penceremin kordonundan,
Nede penceremin bugusundan nefesim yazar siirlerimi..
Git durma hadi git git git !...
 
Gün gelecek tek kalacaksın...
Birkaç mısra doldururken...
Birden gözlerin dolacak amansız...
Aynanın karşısındaki yüz utanacak senden.
Işte o zaman,
Hayata en büyük mücadeleni vereceksin.
Her çırpınışta yavaş yavaş dibe doğru ineceksin.
Göreceksin,
Vicdanın yureğini saracak, inleyeceksin.
Içtiğim her sigara,
Duman duman haykıracak beni sana.
Sana verdiğim kara gül mutlaka anlatacaktır beni sana
Ve vakit geçtikçe gözlerin iflaz edecek.
Birden bir huzur dolacak içine
Süzülürcesine yükseldiğini hissedeceksin.
Minik bir tebessüm gülü açacak yüzünde.
Sevineceksin.
Aniden gözünü açıp göreceksin
Yanımdasın, cennettesin.
 
Bu akşam bir başka efkarlıyım
Bir başka dertliyim, hüzünlüyüm
Adımlarım beni nereye ***ürüyor
Bilmiyorum
Bir meçhule doğru adım adım ilerliyorum

Bu akşam , bir başka kederliyim
Bir başka yokluğun çöküyor içime
Göz kapaklarım sızlıyor direniyor
Ağlamamak için ,
Ama bir çocuk misali ağlıyorum

Bu akşam , bir başka doluyum
Bir başka ağlamaklıyım bu akşam
Içtiğim ,sigaraların haddi hesabı yok
Üçüncü paketin sonuncu sigarası
Ciğerlerim duman ortalık duman kafam duman
Bir başka içime çekiyorum bu zıkkımı ..

Bu akşam bir başka doldun içime
Bir başka yokluğun koyuyor bana
Olmadığını bile bile seni seni arıyorum
Neredesin vicdansız
Bu kadar hasretlik yeter
Bu kadar ayrılık yeter
Yetmez mi? Bunca zaman
Seni bana , beni sana uzak ettiğin
Bir başkayım ben bu akşam ,
Bir başka kederliyim
Halbuki önceden böyle duygulu içli değildim

Böyle ağlamaklı olmazdım
Bir tek babam öldüğünde ağlamıştım
Şimdi ise kaç zamandır yüzüme tebessümler uğramaz
Kaç vakittir de kapımı çalmaz
Bir başka yalnızım bu akşam
Duvarlar üzerime üzerime geliyor
Lambalar yanmıyor, ışıklarım yok
Bir başka karanlıktayım bu akşam

Bu akşam bir başka sevda dolu ,
Hasret dolu sözler savuruyorum
Dertli şarkıları kederli şiirleri
Geceye haykırıyorum
Dönüşü olmayan bir yola sapmışım
Nasıl kurtulacağım bu keşmekeşlikten
Bilemiyorum çaresizim,
Yani bir başka dardayım bu akşam
Yani bir başka zordayım bu akşam...
 
Acı Çekmeyi Sevdik


Bu son ayrılışımız olacak
Ellerimiz bir daha elveda
Diyerek ayrılmayacak
Canımız bir daha bu denli yanmayacak
Sözlerimiz anl***** yitirmeyecek
Gözlerimiz bir daha yalan söylemeyecek
Bir başka kalplerde
Yaşayacağız sevgimizi,
Bir daha asla birlikte
Olamayız Unutma bu son ayrılışımız
Biz hiçbir şeyin değerini bilmedik
Doğru dürüst sevmeyi bile beceremedik
Bir rüyaydı geldi geçti sadece...
Yaşamadığımızı farz et
Gerçek şu ki gönlüm
Şimdiden sana hasret.
Biz bitti dedik ama bitmedi
Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi?
 
ölecek kadar yaşlı savaşacak kadar gençtin tanıştığımızda. bu vatan içindi herşey. toprağa gömülenler hiçbir zaman yetmezdi. "o"ndan lazımdı hep.

nasıl tanıdım ki seni... bi gece bi anda niye konuşmak istedim senle. hiçbirşey demeden ben seni hiç bilmeden bana ilk dediğinşey sana organlarımı bağışlayabilirim oldu...

nasıl yani?

ben ölmeye gidiyorum dedin...

anlamadım... öldüğünde de haberini alamayacağım... biliyorum.. ama kimse bilmiyor... nasıl bir düzen bu? bu nasıl yaşamak?

mavisini yitirmiş yaşamak? evet tam anlamıyla öyle...

kapıyı çekip gidiyor bir asker
onu nerede bekliyor makber...
duymasan da
okumasan da bil ey asker,
ayrı olsa da dilin,
tenin rengi başka olsa da,
yaşayacak kadar genç,
savaşacak kadar güçlü,
kazanacak kadar inançlısın...

anlamıyorsunuz değil mi? anlamıyoruz aslında hepimiz. bu gece nasıl olduğunu bilmediğim bi şekilde, bi özbekistanlı gençle konuştum. daha 18 yaşında... 3 abisini çeçenistanda kaybetmiş, kendi özbekistanlı... bana sadece sana organlarımı ve iliğimi bağışlayabilirim uyarsa dedi. ne yapmalıy(d)ım?

hayat çok garip.... boşvermek çok zor...
hayat çok garip... beni yoruyor...
hayat çok garip... sanırım siyah...
hayat çok garip... hiç çekilmiyor...
çeaaaim mi fişi__________?
 
Bir sabah uyandığımda
yağmur yağıyordu
ve penceremden içeri giriyordu
yağmur damlaları
ıslanmıştı duygularım
pencerime takılı perde gibi
hayalin düştü içime
şimşek gibi yüreğime
sırılsıklam olmuştu düşlerim
ve düşlerimde ki sen

bir anda aklıma geldin,
yine herzaman ki gibi
ıslanmışım umurumda mı ?
hayalimdeyken sen
sırılsıklam yorganımda hayaller
yavaşça yere dağıldı

oysaki düşlerimiz vardı
yağmur; ellele tutuştuğumuzda yağacaktı
bugün sensiz yağdı yağmur
yağmur penceremden içeri girmekte
ve ellerimde resmin
gözlerimde hayalin
olmasanda yanımda yine de seninleydim işte...
 
Gözümde dağlar gibi büyüyor hasretin
Gelip gelip özlemin doluyor içime
Yokluğunda şair kesildi gönlüm



Oysa nelere katlandı bu gönül
Ne acılarla halay çekti bu yürek
Ne ihanetlere gülüp-geçti bu gözler
Bir yokluğuna alışamadım
Bir de sensiz bu akşamlara
Unutamam demiştin giderken bana
Ben de unutamadım



Biliyorum şimdi saçlarını yaban eller okşuyor
Gözlerine başka gözler gülüyor
Gözlerin ki gördüğüm gözlerin en güzeliydi
Varsın adı hasret olsun artık bu sevdanın
Varsın sonu ayrılık olsun bu romanın
Bitmedi bitmeyecek bu şarkım
Nerede olursan ol
Kiminle olursan ol



Yanındayken bile özlerdim seni
Şimdi içimde bir başka yangın
Şimdi gözlerimde en ıslak bakışın
Ölmek kaderde var biliyorum
Herşeyin sonu yakın



Ama sen de bil ki
Yağmurlarca sevdim seni
Yağmurlarca sana yandım
Hatırla derya gözlüm
HATIRLA AŞKIM..



Seninle zamanların en ölmezini yaşamıştık
En büyük çemberini çizmiştik mutluluğun
En geniş açılarına aşkı taşımıştık beraberce
Hatırlar mısın?



Yağmurlar yağdırmıştık en kurak mevsimlerde
Boy boy umutlar yeşertmiştik içimizde
O ne özlemlerdi gizlediğimiz
Ey sevgili nerdesin?



Sen bensiz ben sensiz az mı ağladık
Az mı kaçtık gölgesinden ayrılığın?
Tanrıya kaç geceler avuç açtık
Hatırlar mısın?



Bulut gibi gözlerin
Ha yağdı ha yağacak
Kurşun gibi sözlerin
Ha vurdu ha vuracak
Öyle gelme üstüme
Dağlar çökmüş içime
Baksana şu kalbime
Ha durdu ha duracak



En iyi dostumdur yabancım değil
Bu yalnızlık benim ikiz kardeşim
En acı gerçeğim yalancım değil
Bu ayrılık benim ikiz kardeşim...



Yüreğinin çöllerine,
Nehir oldum inanmadın.
Saçlarının tellerine,
Esir oldum inanmadın.
İnanmadın ne yapayım,
Sensizlikmiş senden payım.
Sevdim seni inanmadın.



Sen kavgamın tek galibi,
Sen gönlümün tek sahibi.
Sana uysal çocuk gibi,
Teslim oldum inanmadın.
İnanmadın ne yapayım,
Sensizlikmiş senden payım.
Sevdim seni inanmadın.



Yere serdim onurumu,
Hiçe saydım gururumu.
Kucakladım umudumu,
Koştum sana inanmadın.
Yasak koydum şu gönlüme,
Ne geçti ki ah elime.
Bağlanmak mı ne kelime,
Öldüm sana inanmadın.



Artık gidebilirsin gideceğin yere
Sana kal diyemem
son ümit senden olsun
Senden olsun son pişmanlık
Bil ki hayır diyemem..



Her masal gibi bitti bugün
O kısacık mutluluğumuz
Belki yalandı
Belki yalan gibi bir şey
Seninle mesut oluşumuz



Şimdi ellerini görüyorum boşlukta çaresiz
Gözlerini görüyorum en acı hüzünlerle dolu
Oysa
Ne kadar yalvarsan da
Ne kadar ağlasan da
Artık evet diyemem
İnsanlar kendi çizer kaderlerini
Seni affedemem...
 
İkimizde yağmur bulutu gözler
Ne yazık aşkımız ipin ucunda
Dilinizde yürek yangını sözler
Ne yazık sabrımız ipin ucunda



Ayrılık çanları çaldı çalacak
Bu aşkın saati durdu duracak
Seninle bağımız koptu kopacak
Ne yazık sabrımız ipin ucunda



Dağ gibi umutlar hayaller bitti
O çılgın arzular geceler bitti
O tatlı heyecan o hasret bitti
Ne yazık sevdamız ne çabuk bitti



Ne sen değiş artık ne söylenip dur
Bu tatsız kavgalar bitsin ne olur
Bende bu mutsuzluk sende bu gurur
İnata, kaprise, naza gerek yok
Acı bir siteme söze gerek yok
İnan ki bu sona çok geç kaldık çok



Seninle olmaktı bütün dileğim
Anlamadın beni nazlı bebeğim
Ah benim taş kalplim kapris çiçeğim
Bu aşkın kalbimde kalsa da izi
Yarına ***ürmek yok sevgimizi
Ayrılık pusuda bekliyor bizi
Ne yazık sevdamız ipin ucunda...



Gittiğin yerlerden dönmedin geri
Yollara rest çektim isyanlardayım
Kırıldı sonunda sabrımın teli
Yıllara rest çektim isyanlardayım



Beklenen yarınlar kaybolmuş dünden
Ümitler selamı kesmişler benden
Nasılsa hayır yok gelecek günden
Kadere rest çektim isyanlardayım
Bu benim talihim sözüm yok sana
Payımı aldım ben sevdadan yana
Hasretinden başka ne verdin bana



Günler sensiz geçmiyor mu
İşte beni çıldırtan bu
Yüzün bensiz gülmüyor mu
İşte beni ağlatan bu!



Dört bir yanım taş bir duvar
Ne merhamet ne vefa var
Üstelik de sen yoksun yar
Vursalar da akmaz kanım
Hasret dolu her bir yanım
Bu sensizlik yok mu canım
İşte beni öldüren bu!



Sensiz bomboş koca şehir
Günüm zindan gecem zehir
Kimi görsem akıl verir
Nazarında yokum gibi
Dağılmışım bir kum gibi
Günden güne bir mum gibi
Eriyorum anla bunu..



Yolumuz bu kadarmış be kahve gözlüm
Artık
Tersine akan bir nehir gibi
Yıkılmış bir şehir gibi
Suya yazılmış bir şiir gibi
Adımı unut
Yalnızlığın boşluğunda
Sensizliğin sonrasında
Bil ki
Beş para etmiyor umut
 
Yalan yanlış
Kırık dökük yaşadık biz bu aşkı
Erken emekli olduk biz bu sevdadan
Biliyorsun
Hep direkten döndü umutlarımız
Hep kendi kalemize attık gollerimizi
Ne acemi bahçıvanmışız meğer ikimiz
Açmadan soldurduk güllerimizi



Bir değirmen taşı gibi ezip gittin umutlarımı
Şimdi yüreğim mutsuzluğun hedef tahtası
Sokaklara sığmıyor bu dev yalnızlığım
Bu cumartesiler;
Çığlık çığlığa şiirlerim seni istiyor bana inat
Gel gör ki;
Son kurşunu yemiş bu sevdaya
Yetmiyor son pişmanlıklar



Bir isyan faslıdır şimdi bu suskunluğum
Hovardaca harcanan mevsimlere
Bu kaçışlara - bu gelgitlere
Ömrümüze kesilmiş biletlere
İsyanımdır bu gülüşüm



Kendime bile geçmiyor artık sözüm
işte bir kürek mahkumu
İşte bir yürek mahkumu
Kapında yine
Bitmedi bu kara sevda
Bitmiyor be kahve gözlüm!..



Yıllardır içimde bir çocuk ağlar
İşte hep bu yüzden ıslak gözlerim
Sen de çekip gitme dayanamam yar
Öyle taş değilim sandığın kadar
Benim de içimde yıkılır dağlar
 
Demek gidiyorsun...
Ben bunu hakketmedim!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla gidiyorsun demek!!
Git........
Oysa
Sen öğretmen çıktığın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı
Akşamlarım olmuştu ve kuduz gecelerim
Göz yaşlarım ağlarken
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime
O gün bugündür tetikte bir ömrün son kurşunusun
Hiç aklıma gelmezdi gülüm
Buda bana ders olsun!!!!
Demek gidiyorsun...
Böyle olsun istemezdim oysa!!
Hazin vedaların bu baş dönmesi
Cellat kırmızısı bir hüsrandı yollarda.
Sen öğretmen çıktığın yıl
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler
Eyvahhhhh.......
Esmer bir ağıdı bileylemişsem
Cinnetin ucunu yakmışsam bir kez
Cehennemin nizamiye kapısındaysam
Ateşten bir nehre dönen bu isyan
Hep o gül yangınına kanat çırpar
Ve en korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkar.
Gidiyorsun demek...
Ben bunu hakketmedim!!
Ne varsa aşka ve cesarete dair
Sırtlayıp o büyük yangınınla git.
Hadi durma,gençliğimin vebalini,
Ve sevgisiz hayatımızın bedelini ödemeden git..
Bu şiiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma sakın
Issız gecelerde okur ağlarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm
Neler çektiğimi o gün anlarsın!!!
Sonbahar yağmuruyla ıslandım sokaklarda
Ağladım ikimize senden çoook uzaklarda.
Şimdi hüzün makamında bütün şarkılar
Bu yorgun ses,bu kör lamba,bu ateşi sönmüş soba
Tanığıdır yalnızlığın, pişmanlığın tanığıdır.
Çünkü, çünkü benim kitabımda, aşk bir defa yaşanır..
Demek gidiyorsun...
Git..........................
Bir yanda ölümün alnındaki ter
Bir yanda suya düşen sardunya
Ve sabahın saçlarındaki kırağı kadar ışıyorsun
Hadi durma,
Sırtlayıp o büyük yangının vebalini
Ve sevgisiz bir hayatın bedelini ödemeden git.
Bilirsin, gecenin en karanlık olduğu an
Sabahın en yaklaştığı zamandır
Ve hiç bir şey hakkında bildiğimiz her şey
Aslında YALANDIR....
Demiştim ya...
Sen öğretmen çıktığın yıl
Vurup alnıma kavgayı
Simsiyah bir süt gibi yaprak dökmüştü dar ağacı,
Hüzün sarısı yapraklarını
Akşamlarım olmuştu, kuduz gecelerim
Göz yaşlarım ağlamıştı
Bir uzun yolculuk düşmüştü peşime
Çırılçılgın bir ağaca soyunmuştu vişneler.
Demek gidiyorsun...
Git...
Bu şiiri sana armağan ettim
Yanına almayı unutma
Belki soban sönmüş, kitabın bitmiş, dizlerinde battaniye
Yalnızlığın iç çekişini duyarsın
Paketteki son sigaran
Ve titrek bir mum alevi hüznüyle geçmişe dalarsın
Kimseler görmese de kanarsın gülüm.
SENDE YANARSIN ??????
 
..Ve sen serçem,
Hazzın yorgunluğuyla
Bıraktın kendini kollarıma,
Avuçlarımda hissettim minicik kalbinin
Sevgi dolu çırpınışlarını...
Okşadım, okşadım, okşadım seni
Ve sen miniciğim her dokunuşumda
Biraz daha sokuldun kucağıma
Biraz daha yakın oldun yüreğime
Her minik çırpınışta
Biraz daha sevdim seni
Her çırpınışında...
Başını kaldırıp gökyüzüne baktın kucağımda
Belli ki yeniden özgürlüğe kanat açmak istiyordun
"Eğer gideceksen beni de al yanına
Seninle uçmak en derin mavilerde,
Seninle özgürlüğe teslim olmak istiyorum,
Ama kanatsız uçulmaz biliyorum" diyordum...
"Bir çift kanat bir çift yürekle bütündür.
Bir çift kanat yüreklerimiz için hükümdür"diyordun.
Ve bir çift kanatla uçuyordu şimdi yürekler
O kanatlar ki,
Yüreğimizde ki gerçek sevgiyi simgeler...
Yorgunluğumuzu unutmuştuk bile
Uzun süre böyle uçtuk birlikte,
Uçtuk, uçtuk, uçtuk....
Ve nihayet,
unutulmuş yüreklerle buluştuk.
Zaten o günden sonra bizi
Yalnızca sevmeyi bilenler görebildi...
Biz buluttuk, biz yürektik, biz umuttuk
Biz sevgiden başka bütün duyguları unuttuk
Ve her zaman sevmeye mecburduk...
Biz var ya biz, sonunda sevgi olduk!
 
Insan Telefon Defterini Temize Çekerken Bazi Isimleri Eski Defterinde Birakir

.
Onlar artik birdaha asla aranmayacaktir.Garip bir hüznü barindiran bu
silik isimlere bakilir bakilir.Kimi okuldan sinif arkadasinizdir, kimi
çok çabuk unutuverdiginiz bir sevgili, kimi bir cafede aylarca herseyi
ama herseyi paylastiginiz birisi; yada istifa ettiginiz bir yerden bir
arkadasiniz! Soyadlari sorulmamis birsürü hatirlanmayan isimde vardir
defterde; ve süphesiz üstünde isim olmayan telefon numaralari korkunç
bir operasyonla onlarca hayat, onlarca güzellik bir çirpida ortadan
kaldirilir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN BAZI ISIMLER ÜZERINDE DURUR.

Onca zaman sonra birkez arasaniz, sesini duysaniz... Ona edilebilecek
bir çift sözünüz yoktur! Birlikte gittiginiz filmler, meyhaneler, evler
birbirinizi yillar sonra özlemenizi saglayacak sevgiyi asilamamistir
size.Yalnizca bir isImdir simdi o.Temize çekerken atlarsiniz
hemen.Derhal çevirirsiniz sayfayi telasla, alalacele.Oh, isim geçmiste
kalmistir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN HAYATINIDA SORGULAR!

Hangisi ihanet etmistir, hangisi yalvarmistir kendisini birakmamaniz
için; hangisinin birsüre sonra arkanizdan konustugunu duymussunuzdur;
hangisi sizi en güzel öpmüstür; hangisi rüyalariniza girmistir, hangisinin
ayak parmaklari ilginizi çekmistir, hangisine hediye alirken zorlanmissinizdir, hangisiyle en hararetli tartismalara girip kavga etmissinizdir, hangisi için
sabahlara kadar içip içip aglamissinizdir? ! ...

Dogrular, yanlislar, hatalar, tutkular!

Birlikte EDIP CANSEVER okudugunuz o insanlar, solmuslardir.

INSAN TELEFON DEFTERINI TEMIZE ÇEKERKEN YALNIZLIGINIDA KANITLAR.

Bütün bu insanlar simdi nerede, ne yapmaktadirlar? Saat elbette
dört'tür! Paradoks, labirent, koni, tüm bilimsel ifadeler ve mentalite tersine
dönmüstür. Ters dönmüsüzdür. Bu tekbasinalik ve bu isim katliami
aslinda size ters gelir... Çalan telefona bakarsiniz.Acaba? Acaba telefon
defterini temize çeken bir arkadasinizin son anda kurtarma çabasi midir?

Bir iki kirik sözcük, yarim yamalak bir bulusma, belki...

Bilemezsiniz...
 
Keşiş'in eteğinde yaşadım keşiş gibi,
Bir lokma, bir hırkaya hu! diyen derviş gibi,
Ara sıra destanlar yazarım bir iş gibi,

Bu âleme maksatsız seyr için gelmiş gibi,
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi.

Bu hayat pokerinde bize ancak pas düştü,
Elime per gelmedi, ellere ful-as düştü,
Şimdi artık mahvolan ömrüm için yas düştü,

Yoksulluk, kimsesizlik çöktü kara kış gibi,
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi.

Bu oyunda ben neyim? Tam mahvolmuş bir adam,
Kiminde kare-vale, kiminde var kare-dam,
Bir blöfle rest dedim, yıkıldı başıma dam,

Umutlarım önümde devrildi kiriş gibi,
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi.

Ne kazançlar ummuştum girerken bu oyuna,
Üstün eller vurdular, hiç durmadan boyuna,
Şimdi tamam benzedim kurbanlık bir koyuna,

Herkes tapınıyorken kendine fetiş gibi,
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi.

Hep zarara uğradım, oynadımsa kaç seans,
Ben pot dedim, başkası yaptı beş misli rölâns,
Kör olsun, uğramadı bir kerecik kahpe şans,

Bütün meziyetlerim battı bana şiş gibi,
Harcadım hayatımı beş paralık fiş gibi.

Saadet uma uma geçti ömrün yarısı,
Bilmem niçin düşmüyor başımıza darısı,
Balarısı olmadım, oldum eşek arısı,
Herkes çalım satarken canlı bir afiş gibi,
Ben kendimi harcadım, beş paralık fiş gibi...
 
Başındayız biliyorum,sonu da yok bu yolculuğun.
Nöbet sırası bizdeymiş gibi geldi bana.
Çünkü gördüm ki en çorak toprakta biten
ayrıkotu bile bir şeyler aktarmakta kuşağına...
´´Dane´´vermeden gitmek bize yakışmaz,
haksızlık olurdu ustalara...
Boşuna mı çekilmişti bunca emek,bunca hasret?
´´Danelerden biri´´ysek eğer,kendi çapımızda bir tomurcuk dabiz vermeliydik...
Öykülerimizi anlatırken
sizi sıkmadan mesajlar iletmeliydik satır aralarında.
Çünkü ´´gökten düşen elma´´ kalmadı.
Hepsini bölüştüler çoktan...

Yaşadığımız hiç bir olay yeni değil.
Nedenleri,sonuçlarından daha eski.
O gün anlattıklarımızı
duymazlıktan,görmezlikten gelenler,
sorumluluklarını çoktan unuttular.
Onlar şimdi şikayetçi.
Benim yolum 80 kuşağından bir kesit aslında.
Yolun,sadece adı benim.
Hepimiz aynı yoldaydık oysa...
 
Geri
Üst