Değerli Üyelerimiz sizler için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Lütfen 10 saniyede üye olarak bizlere destek olunuz... 😊 Tüm sorunları bize bildirebilirsiniz
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
∞ Aşk sevdiğin kişiyi herkesleştiriyor z α m α n l α
Yaşamak nedir Cennet mi
Ya huriler nerede..?
Acı çekmek Cehennem mi
Ya azrailler nerede..?
Ağlamak mı gülmek mi
Mutluluk nerdedir mezarda mı
Yanında mı yoksa
Kollarının arasında
Aşk kalpte mi yoksa hayalde mi
Yaşamak nedir üzülmek mi;
Cellatın bakışları üzerinizde iken
Ben bir kenarında
Kadehim eksilmeden seyrederken hurileri
Hükmedeceksen bu hayatın inceliklerine
İstemem cennetinden bir köşe.
Hasret nedir özlemek mi
Yoksa sevipte yok olmak mı
Özlem nerde sende mi
Sarılsam öpsem özlemim geçer mi
Sevgi nerde;
Gönül sende mi? Yoksa kalpte mi
Sevgi nerdedir?
Yalnızlıkta mı yoksa sırtından sarılıp öpmekte mi
Bir hayalin bir rüyanın içinde mi.
Saracaksan yabani sarmaşıklar gibi etrafımı
Ben taşıyacaksam bu sevdanın ağır yükünü
Sen umursamaz olacaksın belki beni
Ama istemeyeceğim ben
Sensiz olacaksa cennetimdeki oda.
Çok geç mi oldu?
Denesek bir kez daha diyorum içimden;
Yada dışımdan.
Her ne haltsa
İstiyorum işte;
Yeniden denesek diyorum.
Sen ve ben
Eskisi gibi
Birbirimize
Bakıp da gülsek
Mutlu olsak
Sarılsak
Hiç kopmamacasına…
Denesek diyorum bir daha…
Şımara şımara gelsem yanına
Yaralarına tuz bassam;
Senin olsam sadece kolun kanadın…
Yine seni ölesiye sevdiğimi söylesem
Ve sensizliğin adına ‘ölüm’ desem;
Döner misin gelir misin?
Çok geç mi oldu?
Denesek diyorum bir daha!
Bir daha martısı olduğum deniz gözlerinin
Kıyısına konup da düşüversem suyuna...
Kalsam ve taş olsam.
Bir daha çıkmayacak
Çıkarılamayacak ‘batık’ gibi
Derinliklerinde duruversem!
Suyundan kana kana içsem.
Yanına gelip de
Kulaklarına fısıldasam en güzel şarkıları
Sana şiirler okusam
Ve dokunsam dudaklarına…
Denesek diyorum bir daha…
Yanaklarımın üzerinden
Boncuk boncuk süzülen
Ve tenimi ıslatan ‘yağmurdan’ içip bana
‘aşkım’ der misin?
‘Seni özledim’ deyip de
Dolanır mı kolların boynuma?
‘Canım’ diyerek sarılır mısın?
eylül bitti derken
ekim de gitti
sonbahar’ın uzaklaşan ayak sesleri geliyor kulaklarıma
denize baktım
karıştım
arındım sularında
aşk böceğiydi adım
melektim
minik kuştum
vuruldum
etrafa saçılan tüylerimde
kanlı bir ağıttır suskunluğum
kime dokunsam
biraz kırgın
biraz yorgun
biraz ağlamaklı
hep vurgun yemiş tarafından yakaladım aşkı
hep yaralı yanağından öptüm
bilmiyordum
çocuktum
haydi koş gel dediler
gittim ama
yoruldum..
karanlık dolaplara sakladığım
gece elbiselerim var
şimdi kadınlığımı da yıkadım
ütüledim
yanlarına astım
hadi beni kandırın
inanabileceğim bir yalan söyleyin yani
alışkın değilim ama bu defa başka
beni şımartın
abidin dino aslında yapmıştı mutluluğun resmini
sakladı
ya da denize attı
onu bulmaya gidiyorum
aramızda kalsın ama
bu sırrımı saklayın..
bir süre daha anılır belki adım
şerefime bir kaç kez daha kadeh kaldırılır
sevdiğim bir şarkıda
telefonuma düşer bir kaç ses
“nerdesin be hatun?” denilirken
kulaklarımın pası alınır
olur da göç edersem bu diyardan
aşındırdığım bir sokağa değil
bir denize verilsin adım
dalgalar nasıl olsa sarmalar beni
ben denizi sokağım sanırım..
biliyorum
taşlı girit sokaklarında bıraktım çocukluğumu
rembetiko söylerken babama vuruldum
hatırlıyorum da
ekmek arası balık tadındaydı gecelerimiz
ezgiler fırlardı akordiyondan
kanundan
utdan
midilli göz kırpardı her gece karşı kıyıdan
çocuklar parklarda oynar
ninnilerle kandırılırken
beni şarkılar uyuturdu
küçüktümminiciktim
bu yüzden şarkıları annem ve babam bildim
Ah o kömür karasi gözlerin olmasaydı geçerdim belki senden
İç çekmezdim gecelerden sabahlara
Ah o kurşun bakışların akmasaydı içime
Ben bu dertten tükenmezdim….
Ah nazlı bakışlarin olmasaydı keşke
Belki o zaman dalmazdım sığlara bunca derin
O baldan tatlı dudaklarına değmeseydim keşke
Yanmzadım şimdi dimi yar böyle
Ah o ellerine dokunmasaydı keşke ellerim
Titremeseydi yüreğim sen kollarımdayken
Ben benden geçmezdim böyle
Şimdi yoksun sen bende ellerin yok ellerimde
Dudaklarımda sıcaklığın yok
O kurşun bakışlı kömür karası gözlerin
Doğmuyor gecelerime
Ah keşke sen sen olmasaydın
Bende benden geçmeseydim böyle…
Ne geçti eline söyle nereye vardın
Nasıl kirletebildin bu tertemiz sevgiyi
Nasıl bu kadar bencil olabildin
Ve nasıl böyle çirkinleşebildin.
Ne buldunda verdin kendini başka ellere
Düşünmek istemiyorum hayır
İnanasım gelmiyor bu yaptıklarına
Bizi çekemeyenlerin uydurduğu bir yalan olmalı bu
Sen bu kadar basit bu kadar aşağılık değildin.
Ve ben bu ihaneti hiç bir gün haketmemiştim.
Yüzün kızarmadımı hiç söyle
Hangi arada planladın bu çirkin oyunu
Kaç bıçakla yaraladın beni sırtımdan.
Bunları yaparken bana nasıl hissettirmedin?
Ulan bu nebiçim insanlık ne biçim vefa
Bu ne biçim aşk nasıl bir sevda
Senin yaptığını hayvan hayvana yapmazdı
Senin yaptığın aşağılıktanda aşağılık.
Şimdi çekip öldürsem seni
Söyle kaç kurşun temizler ihanetini
Söyle hangi mezar kabul eder o günahkar bedenini.
Ne söylesen az ne kadar yansan boş
Şimdi pişman olmuşsun faydasız.
Git Allah affetsin vicdansız
Git öfkeli yüreğime sataşma
Git bana bir daha bulaşma
Git...
Şarkılar seni söyler
ben yanarım hasretinle
yokluğun pamuktan bir bebek
ağlar içimde
gömülsün sineme
özlemin ateşten bir gömlek
giyerim üstüme kırış kırış ütüsüz bir biçimde
süzülen gözyaşların yüreğime inen yakıcı bir kor
satarım anasını sensizliğin üç kuruşa
o ne kadar benimleyse
ben o kadar seninleyim
sensiz olmak çok zor
Şarkılar seni söyler
şiirler birkaç kelime bahseder
bense seninle uyurum
seninle uyanırım
seninle yürürüm kaldırımlarda
seninle karnım doyar
seninle huzur bulurum
Dedim ya şarkılar seni söyler
her dümbelek vuruşunda senin adın
her uçan kuşun getirdiği selamında
ve esen yelin her debisinde
sen varsın
her can atımımda
kalbimi varlığınla avutansın
Şarkılar seni söyler
ben seni haykırırım
seni düşündükçe
hasretinden hıçkırık olur gözyaşlarım
gözlerimin kıyılarını sel basar
denizlerimde yokluğunu yüzdürürüm
gülümser dudaklarım
ben senin varlığına
şu dünyanın bütün ışıklarını söndürürüm
karanlık olur her yer
ve bir parantezin içinde senin şarkını
taş bir plakta
sabah akşam döndürürüm
yeşil bakışlarım bir şarkıysa bir bahar gününde
bir gitar kırık bir melodiyle söylüyorsa
söz yazarı bensem
bestecisi de sensin sevgilim
Aşklarda konakladığımda oldu benim
Uzak değiller bana hepside yakın
Ne yaşlar sildim buğulanan gözümden
Onunkilere bakmaya kıyamazken..
Yüreğimin en özel odasını açtım
Duvarlarına aşkımın resimlerini astım
Kalbimin atışını onunkiyle yarıştırdım
Durmaksızın heycanların hasını tattım....
Atarken bile yolda adım adım
Karıştıkça adımlarım
Duraklattım onuda
Sonra adımları toparladım...
Aşk Yağmurlarım
Tek sana dokunsun tek tek parmaklarım
Zordur sewdayı doyurmakçok zordur
Ancak sen beni bilmezsin ki gülüm.
Benim yakan dokunuşlarım vardır.
Gözbebeklerim bir kez düştümü silüetine
Sen bu çemberden sağ salim çıkamazsın .
Bakışlarım üstüne düştüğünde
Bir yağmur gibi serinletir tenini .
Ellerim bir dokunaç gibi ellerini sarmaladığında
Kurtulumazsın.
Ve o an çırpınman sadece boşuna.
Kollarımdan hiç çırpınma sen kaçamassın.
Kaç sabahtır gözlerim
İstanbulun kızılca doğan
Güneşini seyrediyor tek başına
Kaç mini mini giyinmiş gemiler yanaştı bordoma
Kaç vapur geçti yanımdan
Kaç
Kaç
Kaçççç
Fakat ben hiç birini sana değişmedim.
Sen allı bir gelin gibi
Süzüldün denizin üstünden
Yeşil gözbebeklerime.
Çıkardım güneş gözlüklerimi
Saatlerce çırılçıplak gözlerle
Senin gönlüme doluşunu izledim.
Oooof bir nefes gibi sen
Dokunuşlarım bir buz gibi serinliği ile düştüğünde tenine
Sen kaçma
Zaten kaçamazsın
Çırpınmanda boşuna yakarım o kahve gözlerini offf .
Benim elektrik yüklü ikibinüç wolt sanayi ceryanı tutkularım var.
Şimşek şimşek bak çakıyorlar gönlümde.
Tufan gibi esiyorlar içimde.
Sen bilmezsin ki içimde kopan fırtınaları
Çıldıran okyanusları
Kasırgaları
Sen dağ gibi sevdamıda bilmessin .
Bakışlarım bir kez üstüne düşmeyi versin gülümmm.
Beynime işte o an kazınacaksın.
Korkuyorsun
Biliyorum
İllede şimşek şimşek çakan bulutlarımı indireyim ayaklarına dizlerine
Söyle
Söyle
Peki öyle olsun
Onlarıda indiririm bekle.
Aşk Yağmurlarım
Tek sana dokunsun tek tek parmaklarım
Zordur sewdayı doyurmakçok zordur
Ancak sen beni bilmezsin ki gülüm.
Benim yakan dokunuşlarım vardır.
Gözbebeklerim bir kez düştümü silüetine
Sen bu çemberden sağ salim çıkamazsın .
Bakışlarım üstüne düştüğünde
Bir yağmur gibi serinletir tenini .
Ellerim bir dokunaç gibi ellerini sarmaladığında
Kurtulumazsın.
Ve o an çırpınman sadece boşuna.
Kollarımdan hiç çırpınma sen kaçamassın.
Kaç sabahtır gözlerim
İstanbulun kızılca doğan
Güneşini seyrediyor tek başına
Kaç mini mini giyinmiş gemiler yanaştı bordoma
Kaç vapur geçti yanımdan
Kaç
Kaç
Kaçççç
Fakat ben hiç birini sana değişmedim.
Sen allı bir gelin gibi
Süzüldün denizin üstünden
Yeşil gözbebeklerime.
Çıkardım güneş gözlüklerimi
Saatlerce çırılçıplak gözlerle
Senin gönlüme doluşunu izledim.
Oooof bir nefes gibi sen
Dokunuşlarım bir buz gibi serinliği ile düştüğünde tenine
Sen kaçma
Zaten kaçamazsın
Çırpınmanda boşuna yakarım o kahve gözlerini offf .
Benim elektrik yüklü ikibinüç wolt sanayi ceryanı tutkularım var.
Şimşek şimşek bak çakıyorlar gönlümde.
Tufan gibi esiyorlar içimde.
Sen bilmezsin ki içimde kopan fırtınaları
Çıldıran okyanusları
Kasırgaları
Sen dağ gibi sevdamıda bilmessin .
Bakışlarım bir kez üstüne düşmeyi versin gülümmm.
Beynime işte o an kazınacaksın.
Korkuyorsun
Biliyorum
İllede şimşek şimşek çakan bulutlarımı indireyim ayaklarına dizlerine
Söyle
Söyle
Peki öyle olsun
Onlarıda indiririm bekle.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Kurbanlarına ağıtlar yakan he-ce'lerin
iflahımı kanatır
dizgisinini azat yazgısını berbât etmiş
şiirlerinde.
Okur suç ortağın olurum!
Kaleminin her mesaîsi
cinaî bir intihar girişimidir;
seri cesetlere şık imzalar atar
sepya mürekkebin!
Haini tam da ihanetinden vuran kalibre
balistiği bile yanıltırbilirsin...
Güdümlü çağrışımlar düşer yanaklarıma
timsahımın ağlamsı satırlarından.
Kıramam kalemini kırdırmam!
Sus olmak düşer bana
git lazımdır
kal gelir...
Kepenklerini indirip tavanaranın
pusar yalın bir duvar yazısı olurum:
"Hiçbir zaman öğrenilemez bir intiharın gerçek sebebi..
Herkes biraz kendini suçlar
kendin hep diğerlerini...
"Evet sizin kadar ben de istiyorum
artık noktası konsun
sırtımdaki kamburu köşeye kadar taşısın biri..
ve bir diğeri
lütfen şu zangocu durdursun!
Sen de artık öldürme!...
Senin günahlarında suçlanıyor kalemim
senin günahlarında sebep buluyor
uykusuzluğum!
Su-su-yo-rum
Yazıya
ve
aşka...
“Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk
Gece trenlerine binme ”
Attila İLHAN
-I-
Sen susarsın
Bir bıçak ucu yeşerir içimde
Tam orta yerinde yüreğimin.
-II-
Hayır...
Aslında
Paylaşılır yalnızlıkta
Bir lokmayı ikiye böler gibi hem de
Bir bardak suyu....
Bir yalnız
Artı
Bir yalnız daha
Yine / Pir yalnızlık / eder...
Daha bir yalnız.
Yalnızlıklarda iki kişiliktir
Can cana uzaksa eğer
Aşk gibi....
-III-
Gel diyorum
Kal diyorum
Gitme !! / ler / akıyor gözlerimden
Hayır diyorsun
Bencil diyorsun
Doğrudur.
Ben her zaman sencil oldum
Biliyorsun....
-IV-
Tut ki bir sabah
Tut ki bir çocuk
Bir elinde karanfil
Diğer elinde toprak
Tut ki sana dedi “ Ek beni ”
Yine böyle susarmısın?
-V-
Martı
Çığlık attı yarasını değdirdiğinde o tuzlu suya.
Bilirdi oysa
Bir yanılgı değildi ...
/Deniz söndürmezdi yangısını söndüremeye ya/
Aşktı işte
Aşıktı
Kanatlarından vurgundu
Vurulmaya alışıktı...
Herkes bilirdi de kendi bilmezdi / Sanki
Kanatlarından ölürdü martılar....
Bugün cuma;
Büyükannemi hatırlıyorum
Dolayısıyla çocukluğumu
Uzun olaydı o günler!
Yere düşen ekmek parçasını
Öpüp başıma ***ürdüğüm günler!
O zaman inandığım gibi
Sahiden bir öbür dünya varsa eğer
Orada da cumaysa bugün
Başında bulutlardan beyaz örtüsü
Büyükannem namaz kılmaktadır
Namahrem eli değmez seccadesinde;
Mekkei Mükerremeden getirilmiş.