7-Kontrol odağınızın durumu
Kendinizi eğer çevresel şartların, etrafınızdakilerin kontrolüne ve olayların akışına bırakıyorsanız; etrafınızdakilerin yörüngesine giriyor, davranışlarınızı onların hoşuna gidecek şekilde ayarlıyorsunuz demektir.
Bu durumda; hayatınızda herhangi bir değişim yapamayacağınızı düşünür, kendini güçsüz ve aciz hissedersiniz. Etrafınızdakileri ve dışınızdaki dünyayı da bu açıdan görürsünüz. Sonuçta olumsuz durumlara düştüğünüzde büyük olasılıkla, bundan başkalarını sorumlu addedip, onları suçlarsınız. Aşırı bir kadercilik düşüncesi ile bu durumlarla karşılaştığınız için her şeyi sineye çekip, çözüm yolları aramaya da çalışmayabilirsiniz. Dolayısı ile bu durumda kendinizi kurban olarak algılayacak ve ‘ilahlar kurban istedi' şeklinde düşünüp, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Oysa ki hayatınızın dümenini elinize alarak, yaş*****zın tek sorumlusunun kendiniz olduğunu idrak ederek, kendi kararlarınızı almakta aktif olsanız hayattan daha çok keyif alabilirsiniz. Yanlış da yapsanız, deneme yanılma en iyi öğrenme yolu olduğundan, bu deneyim size çok şeyler öğretecektir.
Bu durumun tam tersinin olması, kontrol odağınızın aşırı derecede sizde toplanması halidir. Kendinizi aşırı güçlerle donanmış hissedebileceğiniz için etrafınızdakilerin eylemlerinden kendinizi sorumlu tutar hale gelebir, kendinizi bir nevi, mitolojideki tüm dünyayı omuzları üzerinde taşıyan ‘Atlas' gibi hissedebilirsiniz. Bu tarz düşünce, etrafınızdakilerin gereksinimlerine aşırı duyarlı olma şeklinde bir sınırsızlık hali, her türlü gereksinimleri giderebilecek kadar kendini adeta tanrı gibi hissetme durumu ve bu ihtiyaçların karşılanması sorumluluğunun başkasına değil de kendinize ait olduğunu düşünmenize yol açmaktadır. Etrafınızdakileri size muhtaç ve korunması, desteklenmesi, beslenmesi gereken kişiler olarak algılar ve onların yerine getirmeleri gereken sorumlulukları üstlenerek, adeta ağır işçilik yapar hale gelebilirsiniz. Dolayısı ile etrafınızdakilerin mutluluk, dert ve sorunlarından kendinizi sorumlu tutabilirsiniz. Bunların hepsini yapmaya çalıştığınızda çok yorulup kendi hayatınızı yaşayamayaz hale gelirsiniz. Asıl yapmanız gerekenleri yapamayıp, ulaşabileceğiniz başarıları göremezsiniz. Bu kadar bölündüğünüz ve yakınlarınıza vakit ayıramadığınız için yaptıklarınızın yeterli görülmediğini anlayıp, boşa kürek çekmiş hissetmeniz çok büyük ihtimaldir. Koşuşturma içinde bunları elinizden gelebildiği kadar yaptığınızda mutlu olabilecek, sıklıkla da doğal olarak yetişemediğinizde kendinizi suçlu ve mutsuz hissedebileceksiniz. Bir arkeolojik kazı bölgesinde şöyle bir yazı ile karşılaşıldığını hatırlatmak burada yararlı olabilir : “kendini bil, kendini tanı, sen sadece bir insansın”.