Deyimlerin Acıklması E Harfi

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan kanuLt0
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
El bebek, gül bebek :Çok sevilen ve nazlı büyütülen, şımarık çocuk İçin söylenir.
 
El beğenmezse yel (yer) beğensin : “İnsanı beğenecek kişiler olmaz*sa, ******** yaşayacağına ölmesi daha iyidir.’ anlamında.
 
El çabukluğu: -1. Bir işi çabuk biçimde yapma ustalığı. -2. Bir şeyi sezdirmeden yapma
 
El çabukluğuna getirmek (bîr şeyi) : Bir işi, hilesini sezdirmeden çabucak yapmak
 
El çekmek (bir şeyden) : O şeyden vazgeçmek, artık onu yapma*mak
 
El çektirmek (birisine, işten): Onu görevinden, İşinden uzaklaştırmak
 
Elde avuçta bir şey bırakmamak: Para, mal mülk, vb’yi savurganca harcayıp tüketmek.
 
Elde avuçta bir şey kalmamak: Para, mat, mülk vb. harcanarak bit*mek, tükenmek.
 
Elde avuçta ne varsa : Elindeki bütün mal, mülk , para
 
Elde etmek (bir şey) (birini) : -1. Bir şeye sahip olmak, onu edin*mek. -2. Bir şey meydana getirmek, üretmek. -3. Bir kimseyi kendi yanına çekmek. -4. Bir kimseyi kendi hizmetine almak.
 
El değiştirmek: Bir şeyin sahipliği ya da kullanımı birinden bir başka*sına geçmek.
 
El değmemiş : -1. Hiç kullanılmamış, hiç dokunulmamış. -2. Saflığı bo*zulmamış.
 
Elde (elinde) kalmak: -1. Bir mal satılamadığı için olduğu gibi sahi*binde durmak. -2. Harcamanın sonunda artmış olarak durmak.
 
Elden ayaktan düşmek (kesilmek) : Hastalık ya da yaşlılık sonucu yü*rüyemez, iş yapamaz duruma gelmek.
 
Elden çıkarmak (bir şeyi) : O şeyi satmak, başkasına devretmek
 
Elden düşme : Az kullanılmış ya da sahibinden ucuza alınmış (mal).
 
Elden (elinden) düşürmemek (bir şeyi) : O şeyle uzun süre yakın­dan ilgilenmek.
 
Elden ele : Bir kişiden ötekine.
 
Elden ele dolaşmak : -1. Birçok kimsece alınıp bakılmak. -2. Birçok sa­hip değiştirmek
 
Elden geçirmek (bir şeyi) : -1. Onu incelemek, kontrol etmek. -2. Onu onarmak, düzeltmek.
 
Geri
Üst