Kalbin Ağlasada Gülümse İnadına ..! Şiir Arşivi

[ Anlatamadığımsın.. ]



Sayfalara sığmaz belki şuanki düşüncelerim..
İçimdekileri anlatmaya gücüm yetmez..
Acınası bir durumdayım aslında şuanda..
Ne 'ümit besleyecek bir kapım' ne de bu saçmalıktan kurtulabilecek
'Cesaretim' var..
Sana dair bir şey bilmezken;
sana dair cümleler kurmakta çok anlamsız sanırım..
Daha ne anlattığımı ve ne anlatacacağımı bilmeden öylesine yazmak..
Biliyorum Gelip geçici bir hayalsin benim için..
Kısa bir kesit..
Bir rüya beklide Saniyeler sonra Yok olacak...
 
Yaşanmışlıklar arasından çıkarılan bi kaç özel şey sonucu bakarsın dünyaya . Hayallerin, düşüncelerin hatta gözünü kapaman bile anılardan ibarettir!

Zaten unutmayı zorlaştıran bu anılar değil mi ..?


Tesadüfen veya bilerek ikinizin geçtiği yollardan geçiyorsun .. ‘ ne güzel günlerdi .. ‘ diyerek iç geçiyorsun ..
Veya gittiğin bir kafe, sinema, park .. yaşadığınız o muhteşem dakikalar hatta saniyeler geliyor gözünün önüne . Özlüyorsun ..

Bir anda elin telefona gidiyor . Aslında arayamayacağını biliyorsun ama bir umut ona yakın olma hissi,
bi umut sesini duyabilmek .. Ezberlediğin numarasını saniyede tuşluyorsun . Basıyorsun arama tuşuna peki ne oluyor ? Aramanla kapatman bir oluyor . Gururun öne geçiyor ..

Pişman oluyorsun sonra ‘ ondan bana ne ki ? ‘ diyorsun hiçte inanamadığın bir şekilde ..

Aslında hayatının odak noktası o .
Görmesende merak ediyorsun,nerde .. ne yapıyor,
kim var yanında ?
Bazende sevgilisinin olduğunu duyuyorsun ..

Ama hala geçmişten bir şeyler bekliyorsun sonuçta o kadar yıl çıktınız değil mi ? Seni bu kadar kolay aklından çıkarmasına inanmıyorsun veya inanmak istemiyorsun ..

En kötüsüde tam bunların yalan olduğuna kaptırmışken kendini ..

O çıkıyor karşına .
Kaç gün veya kaç ay sonra .

Şaşırıyorsun, sanki donmuşçasına kalıyorsun orda .. ne yapacağını bilmiyorsun . Beynin ordan hemen ayrılmayı emrediyor sana! Kalbinse uzun süre bakmak .. ama ayakların gitmiyor, ilerleyemiyorsun . Bir tutukluk var sende de onda da ..
İşin kötü yanı yanında bir kız var .

O kız sen değilsin ..
Herkesin alıştığı "siz" in yerine ‘ onlar ‘ var artık .
O ve yanındaki kız .

Dahada yıkılıyorsun .. O sana anlamsız bir ifadeyle bakıyor ya da pişman bir şekilde .
Belkide üzgün bir ifade var suratında ..
Görmek istediğin gibi görüyorsun .

Selam bile veremiyorsun kaç yıldır sevgini paylaştığın insana!

Ezberlediğin ellerini bu sefer bi başkası tutuyor . Hiçte nazik olmayan bir şekilde!
Onu parçalamak istiyorsun ,o kızdan kurtarmak istiyorsun ..İçindeki ses çığlık atıyor ..! Bağırıyor sana ..!
Ama duruyorsun . Gözlerin dolmuş bir şekilde başını öne eğiyorsun ve ilerliyorsun ..

Koşmaya çalışıyorsun ..
Yapamıyorsun ..
O güçsüzlükle nasıl koşabilirsin ..
Üstünde onun yükü ..

Biraz ilerledikten sonra yere çöküyorsun, bırakıyorsun kendini adeta ..
Akmaya sabırsızlanan gözyaşların sicim sicim akıyor gözlerinden ..

Arkana dönüp bakamıyorsun bile ..

Bir umut gelir peşimden diye bekliyorsun ..

Ama gelmiyor .

‘ Eskiden olsa gelirdi, beni bırakmazdı yalnız başıma gecenin bu saatinde ‘ diyerek yine anıları hatırlıyorsun ..
Kalkmaya çalışıyorsun olduğun yerden . Gururlusun ya !

Geriye bakmadan ilerlemeye çalışıyorsun yeni bi hayata ..

Onu unutmak için bir sürü yol deniyorsun ..
Kaç can yakıyorsun, kaç kalp kırıyorsun ..
Ama kimse sana onun gibi davranmıyor, kimse sana onun gibi bakmıyor ..
En sonunda pes ediyorsun ..

Herşeyi bi kenara bırakıyorsun .

Hayatı köşeye atıyorsun . Uçsuz bucaksız bi daha asla bulunamayacak bi köşeye ..

Yapılması gereken oymuş gibi ölüme ilerliyorsun ..

O orda gönül eğlendirirken sen ölümle hayat arasındaki o ince çizgide gidip geliyorsun ..

Bazen çizginin ucundasın!

Geriye adım atsan o ..
Yani hayatın .

İleriye adım atsan ölüm .
 
Hüzün, ağlayamamaktır...

Ağlamak için çırpınırken ağlayamamaktır...

Hüzün, aşksatmaktırduvarlara...

Hüzün, aşkta boğulmaktır ve kimsenin anlamamasıdır feryatlarımızı...

Hüzün içten içe yanarken üşümek ve ürpermektir...

Hüzün, yalnızlıktır...

Yalnızlıksa soylu bir duygu kristal kadehle sunulmuş.

Ve alışkanlık yapar…

Hüzün uzaklara ait olup yakınlara hapsolmaktır …”
 
Tamam...
Kabul...
Yastık altında sakladığım son umut kırıntılarımda sana kalsın ey hüzün...
Evet..
Evet al, onlar da sana kalsın, ne yazar?
Ama alırken zorla yapıştırdığın maskemi de çıkar yüzümden...

Bazen beni bile kandıran bu maskeyi istemiyorum artık anla... Kanımı emiyor ve ben engel olamıyorum canımı yakmasına.. Lütfen almışken yüzüme yapıştırdığın bu maskeyi de al...
Bırak.. Bırak izin ver gideyim artık...
Dışarıda kar var hem, belki tipi çıkar...
Tipi çıkar da
kay/Bo(ğu)lurum ...
Kay/Bo(ğu)lur
da kurtulurum..
 
Aşksızlığın kaburgasını kırmaktı sana attığım bakışlarım..Yokluğun bel kemiğine saplamaktı hançerleri.."Kimsenin böyle güzel elleri yok" diye düşünürken dur duraksız sana akıştı sözlerim..Dur duraksız sana akıştı nağmelerim..Bir şarkı yazmak sana, dünyanın en güzel şarkısını..Buydu işte tek dileğim ve parmak uçlarında hayat bulmaktı en büyük temennim.Dokun ! Dünyanın en güzel elleriyle..Bir erkeğe yakışamayacak kadar güzel olan fakat seninle bütünleşmiş olan ellerinle.. Dokun ! Kanat tenimi..Kanırt..Akıt kanımı..Kanımda yalayım tüm geçmişimi..Aşksızlığın kaburgasını kırdım ben seninle..Şimdi sende dokun tenime ve yürü benimle hatırlanası geçmişlere..
 
Sonu ‘..kara’ ile biten bir kent ’Kara…’ ile başlayan başka bir kente sunuyor arta kalanımı
kara bir coğrafyanın ‘kara’ denizinde ‘Mavi’ yi aramak uğruna yara, bere her yanım
tutsaklık öncesinden kalan umutları(mı)n tedavülü yok cebimde kalan ki


şimdi . . .
dönülmez bir gidiş, gidilmez bir kalış
kapanmaz bir yara
bitmez bir ceza
tüketilmiş bir umut
savruk bir hayat
iflah olmaz bir ben

ve . .
ağarmaz iki
‘‘..kara..’’ kent
 
Ben "Sen" i Büyütürken İçimde Dönersin Diye
Sen
''Bensizliği''
Beslemişsin...

Ben 'o' Derken, Sen 'Onsuzluk' Demişsin...!
Ben
'Aşk'
Sen 'Nefret'
Ben 'Dön'


Sen 'Unut' Demişsin, Anlamamışım...!
 
Keşkelerimin canı yok düpedüz ölüm işte.. Sen eylüller de gel. Ben her şeyi eylüllere boyuyorum şimdilerde mor bir gururla. Keşkeler İstanbul kadar, keşkeler keskin, köşeli bir ifade o kadar çirkin işte.
Ruhumun ardı sıra üflüyorum derin bir soluk.. Sen çok çok uzağımdaki ucu yırtık bir uçurtma misali salınırken oradan oraya ve eylüller hep böyle yağmur yüklüyken söylenecek tek can çekişen kelime bu işte; ucu kanamalı bir keşke.

Şarabi bir iç’im var şimdilerde bir de dökülmüş yaprakları örtük eyleyen bulvarlar. Başları ve sonları vardır işte bakakalınan; medleri, cezirlerinden bile daha çok sarsan, keşkedir şehir en çok; ucu kanamalı bir keşke.. Sen uçuştururken rengarenk yırtık kağıt parçalarını, ben mor bir gururla boyarım her şeyi eylüllere(…)

Aslında hiç kimsenin bilemediği bir oyundu bu,
eylüller bir sağanağın ardı sıra gitti çoktan
. Ve ucu yırtık uçurtma olmadı aslında hiçbir vakit sema(m)da(…) O sarımtırak iklimi kutsayan ruhum kanamalı bir keşkenin ucunda can çekişip durdu; Senin yoksunluğun bir silik suskuyken üstelik ve tüm imgeler eksik..

Şimdi kalbine aşina tüm şairler vursun kendini bu ıslak akşamda. Tenimde ki tuz utansın yokluğunda. Aşırıp gözlerini fırtınalardan ruhuma son defa bak.. Ayazdan hüzne savrulan
mavisiyah bir gece ilişti artık bakışlarıma..

 
Şimdi son bir sahne kaldı seninle yaşamamız gereken. Suç olan sevmekti, cezasıyla ayrılık. Seni sevmek bir ilkti, seninle yaşamak bir ilkti ve seni özlemek... İşte bir ilk daha; seninle ölmek. Ver elini, bir son daha, darağacındayım. Korkma! Bu iki kişilik öykünün sonunda, önce asılacak olan benim... Çünkü en çok ben sevdim... BEN SEVDİM!...
 
Hiç bilmediğim bir şehirden, hiç bilmediğim bir başka şehre gitmenin tedirginliğiyle aklımda sadece o..

Yollarım onunla başlıyor
Onunla bitiyor..

İşkence gibi geçen onca aydan sonra bambaşka hissediyorum kendimi, anıların içinde, onunsa kilometrelerin yetemediği kadar uzağında..
Sanki bilmediğim bu yollarda karşıma çıkacakmış gibi bekliyorum her yeni kilometreyi, her şehri daha da umutlu geçiyorum. Sanki bu hiç bilmediğim, geçmediğim bu yollarda, daha önce hiç görmediğim bu insanoğlu değil de o yanımda oturan. O n u hissediyorum..

Kulağımdan içime akan tüm şarkılar her damarımda biraz daha onu işliyor içime..

Uykusuzluğuma inat bu gece, o n a uyuyorum..

Eylül taze bitti,
Aşk kaynıyor kanımda..



Dur durağı yok hayalinin..
Bedeninin
Ellerini
Gözlerini
Kokusunu teninin;
Bebekler gibi..

Bir de o eşsiz aşkını yad ediyorum; unutamadığım..

Özlüyorum bir şeyleri, neyi bilmiyorum.. Özlediğim o mu, umarsız aşkı mı, kestiremiyorum. Canım yanmıyor eskisi kadar, bu sayfada gözyaşı yok, kanım kaynıyor içimde hepsi bu..


Dışımda ilkbahar, s e n s i z..


Ne kadar yenilik katsam da hayatıma unutamıyorum.. Yanında uyurken bir başka tenin, onu hayal ediyorum..
Mutsuzum, gülmüyorum desem yalan olur. Ellerim boşlukta değil, tutunuyorum. Avuçlarımı ısıtıcak kimse yok sadece, ve bu kahrolası aşk damarlarımdan akmadan ısınmayacak bu eller, üşüyorum..

Yokluğunu her sabah uyandığımda, her gece uyuyana kadar, her sabah ezanında mutluluğuna dua ederken yaşıyorum. Bıkmadan seni damarlarımda taşıyorum, artık aşk-ı aşıyorum..

Aşk dediğin ya nefrettir ya hasret, hasretim oluyor, doldukça taşıyorum. Taştıkça; yazıyorum.. Bilmediğim yollar bilmediğim şehirlere varıyor, okumana değmez, kendimden kaçıyorum..
 
Adını şerh düşsemde acıma, yinede gel yar! Hasretin saplanmasın soluma... Gel, sensizlik takılmasın urgan diye boynuma...
Gel ki, kanıt olsun varlığın yokluğuma...
 
Kalemim en çokta sus kelimelerimi yazıyor
... Ne yazsam hüznümü harcıyorum, yazmasam boğuluyorum suslarımın kuy(t)ularında... Zemheri baharlarda yeşeren tek çiçeğimdin sen... Kırılgan kalbine değmemek için rüzgarsız yaşardım nefesinde
... Ben bir nefesine mahkum etmişken koca ömrümü sen nefesizliği seçtin...
Şimdi sakin bir ilk bahar güneşinden bakıyorsun yüzüme...
Öyle kırgın... Öyle masum... Dalıp dalıp gittiğim uzaklarda nisan oluyorsun...

 
benden bir 'zerre' yaratmayi basaran canlara
simdi yurtsuz kaldigima aldirmadiklari için
kiz/a/miyorum

dert benim
derman ben'im
anlamazliklarina aldirmiyorum.
sogukken öpeceksin uykulari ki
bir umut besleyesin umutsuzlugun/d/aeski toprak sevmeler eserse yüregine
sükredeceksin
ve kirpiklerinde ördügün isiklarigözlerinin karasinda söndürmeyeceksin.
 
Gözlerimde bir buğu var, sensizlikten olsa gerek...
Sonbaharı yaŞarken yüreğim, aklımda tek bir soru ;
Ne olacak halimiz?

Çığlık olmuş gidiyorum,nereye gittiğimi bilemeden.Hadi gel...
Sustur çığlığımı, suskunluğum ol.Uzunca bir yol ser önüme.Engeller diz, çamurlar da olsun, ürkmem.
Razıyım bütün siyahlara, razıyım yanımda sen olunca...


Umut koy avuçlarıma ve sonra de ki;
"UMUT; SENSİN, UMUT; BİZİZ ASLIND, UMUT; BİZİM SEVDAMIZ. . ."

Usulca Ellerini yanağıma koy, gülmeye hasret kalmış çehreme bir tebessüm dokundur.
Gözlerim karagözlerinde tutuklu kalsın öylece...
Ve yine de ki;
"GÜL YÜZLÜM, BİR ÖMÜR GÜL BANA..."

 
Hani diyordum ya..
..artik yeni bi masala
Gemisten uzak
Öte limanlara..

Mavilerde buldum sonumu !!
Simdi sana,onun yeminini tasiyarak,Onun nefes alisina sebep yasayarak
Söylemek istedigim son sözlerimi yaziyorum!Bu el..cok defa tövbe etti senin adini yazan kalemlere..
Olmadi..icimde öyle doluydunki hep dolup tastin kagitlara!!
Milyonlarca kelimeler harcandida ugruna,bir sana degmedi yüregimin taskinligi
Yüregimden yüregine O kocaman "Ask"i hissedemedin! Sigdiramadin belkide kocamandi sana hissettiklerim cünkü
ama di'
O kelimeler .. Ask gibi aci gibi ...Hersey seninle gecmiste kaldi artik!
Cikmaz sokaklara girdim..Dönüsü olmayan ve yürüyorum..Mavilere..
ucundayim bana sunulan koca bir askin..Sorun senden yana bana kalan tek sey olan..Korku!
Ve biliyormusun icimi ilk defa bukadar Sensiz//hissediyorum!!
Düsüncelerime girip..ruhumu zorlamiyorsun
Öylesine/zaman kaybi olarak görüyorum sana dair herseyi
...
Yinede tesekkür ederim..Senin sayende buldum sonsuzlugumu ! Belki gercek ask'i
Masal gibi bi ask var simdi ayaklarimin ucunda..Sadece kaldirilmasini bekleyen!
Demistim ya yeni bi masala... Gercekten masal gibi onun sevgisi..
Mavilerle...Yildizlarla
Isiltilar arasinda--
bana sadece mutluluk veren..
Ve sadece beni mutlu etmek isteyen..
Sevgilerin en yücesini sunan ... Askin en güzelini yasatan..
Mavilerde kayboldum.. Masal gibi cünkü kimsenin sevemedigi/sevemicegi kadar sevdi beni!!
Sen..belkide bi avuntu öyle olmasini istedigim icin okadar büyüktün icinde..
Cünkü sen bunun icin hic birsey yapmadin..bikere bile dokundunmu yüregime dindirmek icin acimi ??
Haketmedigin sevgiyi sundum sana..yanildim!
Ama artik akillandim iste.. Sevdim sandim belki sadece. Ve simdi sen baskasinin olurken daha cok anladim bunu.
Elbet birgün..ama o günün bugün olmasi icimi acitti/yandim ..agladim yine.
bitince feryatlarim kafami toplayip düsündüm..
aslinda sana verdigim hic birseyi haketmissin/hatta bende bunlari sana gercekten vermek istememisim .
Sen sadece ask denen perdeyi araladin cocuk ömründe buyüzden ilk askim dedigimdin..
Bana bi insana verilebilecek degeri ögrettigin icn baglandim sana belki bukadar.
Ve biliyormusun seni bende sonsuz kilan söyleyemedigim sözcüklerdi..

 
Sabahın ışıklarıydı beni uykudan uyandıran.
Saçma sapan rüyalardan biriydi bu da.
Sen hiçbir zaman gitmezsin nasıl gidebilirsin ki zaten her an bendesin.
Belli ki özlemin tırmanışa geçti yine kalbimde.
Aklıma ilk mektupta yazdıklarım geliyor;
[COLOR=***nna]"Sen'i Sevdiğim Kadar Sen'i Özlemeyi De Seveceğim..." [/COLOR]
Gün geçtikçe dayanılmaz oluyor.
Sesin her an kulağımda resmin karşımda olmasına rağmen...
Gönül işte çocuk gibi laf anlamıyor.
Ellerinin sıcaklığını sarıldığın anki titreyişini istiyor.

 
Sen benimsin yalnız hayallerimde"
Öyle canımı acıtıyor ki bu cümle
öyle beni anlatıyor ki sevgilim bir bilsen
Yoksun!
Benden kilometrelerce uzağımdasın ama giderken bana bir nefes kadar yakınımda bir aşk bıraktın.
Her kalp atışımda
her nefes alışımda biraz daha kazınıyorsun içime
biraz daha yerleşiyorsun kalbime
biraz daha hükmediyorsun yüreğime.


Sensizlik çok ağır geliyor bu cana
gece uyurken yanımda görmek istiyorum seni
sana sımsıkı sarılıp
seni delice öperek nefesini kesmek istiyorum
tek bir beden olarak güne merhaba demek istiyorum
seni yanımda istiyorum
hayalin yetmiyor artık bana,aşkıma
özlemin gün geçtikçe beni boğuyor yok ediyor
ızdırap çekiyorum sensiz senin olmadığın yerlere adım attığımda ..


Az kaldı "sabret" diyorum ama
az falan kalmadı işte sadece kendimi kandırıyorum
yoksun işte ne elin elimde
ne bedenin her daim yanı başımda
sensiz geçen 1 salise bile benim bir ömrüme bedel
bir ömürlük kayıp

anlıyor musun?


Gel artık sarıp sarmala beni
bırakma artık

yanımda ol...

Gel ve gitme bir daha
mecburum deme bana
döneceğim diye fısıldama kulağıma

 
Şımarıklıktan nefret eden ben bugün seni şımartmak istedim..
Kendim için yaşayan ben bugün senin için yaşamak istedim

Bugün en çok seni özledim ben

Bütün alışkanlıklarını,ne biliyim yürüyüşünü falan göresim geldi...
Bir dokunuşunu, bir bakışını, sesini duymayı...

 
Nerede bırakmıştım bu aşka ait büyüleri?Nerelere dikilmişti bu sevdanın salkım söğütleri?Onca sevdaya bilemişken bu yüreği niye sızlatan sen oldun gecelerce düşlerimi..Anlamaya mı çalışmalıyım yaramı yoksa sarmaya mı her Türküde çağlayana dönüşen bu yaramı?Ayrılık yoğumuş meğer,var diyen yalancılar ve öbür tarafta düşlerce yanmışlar ahlar içinde..Avuçlarımı dolduran yüzün gibi şimdi bu göç alacaklı mıyım peki senden? yoksa borçlu mu ellerimi sana?
 
İmkansızlıklar Değilmi Beni Sana Ve Buraya Bağlayan
Söylemek İsteyipte Söyleyemediğim Sözcükler Değilmi Seni Bana Vazgeçilmez Kılan

Karanlığın Ötesinde Kaybolmuş Işık Değilmisin Sen Hiç Beklemediğim Anda Karşıma Çıkan..
 
Geri
Üst